29 mart 2025 beşiktaş galatasaray maçı’nın sonucuna etki eden iki faktörden biridir.
birinci faktör; yabancı hakemi beceremedin hadi, yasin kol gibi vasıfsız tetikçinin bu maça atanmasına tepki bile verememiş pasif galatasaray yönetimidir.
ikinci faktör; maç içerisinde ikili mücadelelerde dakika 2’den beri beşiktaşlıların her türlü sertliğine müsamaha gösterirken, yere düşen her beşiktaşlı oyuncuya faul vererek, ikili mücadeleye girmeye çalışan takımımızı faul ve kartlarla sindirerek baskımızı kırmıştır.. 35. dakikaya kadar ve o an çıkan kırmızı karttaki kötü niyeti sahada sezen oyuncu grubumuz bir çok pozisyonda rakibe basmaktan imtina etti. kırmızı kart pozisyonunda top muçinin kontrolünde bile değil, neye göre yorum yapıldı anlamış değilim. bariz gol şansı gibi bir durum söz konusu değil, rakibe sert bir müdahale yok, görmüyor bile rakibi. zaten maç boyu hakem yönetimi böyle bir pozisyon arıyordu ki, kendisi bile bu pozisyona kırmızı kart vermeye cesaret edemedi. var protokolü neye karışır, neye karışmaz konusuna girmeyeceğim ama tüm takdir haklarını haddinden fazla ve adaletsizce ev sahibi lehine kullandı. bilerek ve isteyerek. ne anlatsak boş geliyor zaten, birileri elinde megafonla “fenerli değiliz, hakemlik bir şey yoktu”, ya da “hakemi de yeneceksin abi” ya da “orta saha boş mu bırakılır bu kadar abi” diye söylenmeye devam edecek. kırmızı karta kadar lehimize 3 faul çalınmış ve 2’si sarı kartlık. aleyhimize 14 çalınmış. arıyor adam. maçın içerisinde kaçırdığı beşiktaş lehine hataları da oldu, adam zaten kötünün de ötesi, leş bir hakem. süzebilse, yakalayabilse onları da verecek. hakem bile değil profesyonel olarak. profesyonel sözleşmesi yok ya, daha skandal ne olabilir?
bu maçı saha dışı faktörlerden bağımsız değerlendiremiyorum, kötü oynayabiliriz, reaksiyon vermekte geç kalabiliriz, oyuncu tercihleri hatalı olabilir vs. bir şeyler her zaman maçın önüne geçiyor. biz her maç hakemi yenmek zorunda değiliz. amacımız futbol oynamak ve sahada kalmak için çabalarken, saha dışı bize sezon başından beri yapmadığını bırakmayanları görmezden gelip takıma ve hocaya yüklenmek bana en hafif tabirle ahmaklık olarak geliyor. çok iyi oynadığımızı söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın. oynamamıza da müsade edilmedi demek istiyorum. takımın üstüne düşen görev bu bahanelere sığınmayacak kadar iyi olmak ve taş gibi bir oyun. ancak yönetime düşen görev de, bunca emeği piç edenlere karşı en azından takımın hakkını yedirmeyecek kadar cesaretli olup, o alanı boş bırakmamaktır. sessiz kalamazsınız, bu takımı yalnız bırakamazsınız.
galatasaray takımı, yönetim tarafından yalnız bırakılmış. taraftarı tarafından da bu tarz çıkışlarla yalnız bırakıldığı takdirde bu takım zaten mücadele edemez hale gelir.
bu yalnızlıkla bu takım haftaya fenerbahçe derbisinde yine doğranır, biz de yine okan hoca’ya sallarız ne olacak başka.
edit: imla