• 2
    sözlüğü de git gide kaplayan düşmanlık. bazı yazarlar görüyorum hele her pazartesi yolluyorlar hocayı. şimdi ille başarı kıstası avrupa ise sıkıntı yok. her sene ikinci olalım ama avrupa da tur atlayalım. e ikinci maçtan sonra yine aynı eleştiri yöneltilmeyecek mi? mesela bana göre ilk başarı kıstası kendi ligin. terim bile ilk 2 senesinde bu kadar dominant bir takım yaratamamıştı. üstüne avrupa da ilk sene uefa kupasında ikinci turda, ikinci sene şampiyonlar liginde 6 maçta 4 puan toplayabilmişti. aynı örneği juventus-conte birlikteliğinden de vermiştim. madem öyle gitsin okan gelsin bir yabancı. ligi tanıyana kadar şampiyonluk da kaçsın. oynanmadan hiçbir maç kazanılıp kaybedilmiyor. şampiyonluk gitti diyenler var. geçen sene çok mu farklıydı? yine avrupa sonrası zorlanış ve yükseliş. bu sene mağlubiyetin yok. en yakın rakibini bir kere yenmiş bir kere berabere kalmışsın, 6 puan öndesin ama şampiyonluk kaçacak. bu art niyettir, bu kötü olsun istemektir. eleştirmek farklı düşmanlık farklı.
    ne olursa olsun okan hoca sezonu bitirmelidir.
  • 3
    düşmanlıkla eleştiri farklı şeylerdir.
    gerekçesiz, önerisi olmayan sonuca ulaşmayan ve hakaret boyutuna ulaşan davranışlarla kimsenin işi olmaz.

    ama okan buruk eleştirilebilir.
    ve eleştirilmelidir. eleştirilmelidir ki doğruyu bulsun. ya da daha iyi olsun.

    mesela, şu haber:

    https://x.com/...jGwyPuxRX_trv1ifYO_A

    alkmaar maçı öncesi de doğum günü kutlanmıştı.
    futbolcular tabi ki eğlenecek ona lafım yok ama bu işi yeri ve zamanını da iyi ayarlamak lazım.
    şu hareketler terim zamanında yapılmış olsa torreira kadro dışı kalmıştı.

    bugün gelinen noktada okan hoca bence her anlamda formsuz.
    insan ilişkilerinden tutun da maç içerisindeki hamlelerine kadar.
    kadro planlamasına girmiyorum bile.
    şu leminayı avrupa kupalarına yazmamak ciddi akıl tutulması. kendi istedi falan konularını geçiniz.
  • 5
    galatasaray’da herhangi bir profesyonele düşmanlığın yaygınlaşması bizim fenerbahçeleşmemiz ve sonrasında fenerbahçe’ye kaybetmemiz ile sonuçlanır. son iki yıl şampiyon olduysak okan buruk sayesinde olduk. hocasını, oyuncusunu elin portekizlisi falan diyerek aşağılamayan yönetim şeklimiz sayesinde olduk. jesus bizim hocamız olsaydı bizde şampiyon olurdu mesela.

    (bkz: galatasaray ile fenerbahçe arasındaki farklar/#4163309)
  • 7
    sözlüğün genel olarak toksikleşmesiyle paralel bir durum olmaya başladı. hangi başlığa baksam alakalı alakasız bir okan buruk “eleştirisi” var. sırf bu sebepten, özellikle son bir kaç gündür sözlüğü açma isteğim kayboldu.

    kimi, babasının oğlu gibi okan aşağı okan yukarı diye yazar; kimi yapılmayan, zamansız yapılan transferlerin tüm suçunu yıkar; kimi sanki guardiolalar, klopplar kapımızda sıraya girmiş gibi istifasını ister. bunları yapanların yaşı yetiyor mu bilmem ama, en son üst üste üç yıl şampiyon olduğumuzda sene 1999’du. şu anda üzerimize oynanan tüm oyunlara karşı, icardi ve morata’nın talihsiz sakatlıklarına rağmen 3 şampiyonluğa çok yakınız. ha, avrupada başarı da, o üçüncüden sonra ancak gelmişti.

    futbol kaotik bir oyun. doğru şartlar oluşmadan başarı zor. okan buruk kimi zaman doğru şartlar altında ama çoğu zaman da zor şartlarda takımı bu günlere getirdi. avrupada da (young boys hariç) elendiğimiz tüm maçlarda sağ bekimiz kaan sol bekimiz berkan’dı. bu şartlar altında klopp’da olsa bundan iyisi zor çıkardı.

    sadade gelecek olursam, ekşi sözlük olma yolunda doludizgin ilerliyoruz. umarım sözlük insanların içindeki kini ve nefreti dışa vurmalarının bir aracı olmaktan çıkar ve daha sağduyulu yazılar görmeye başlarız. aksi takdirde cem karaca’dan gelsin: “bence sen de artık herkes gibisin”.
  • 8
    gerek sözlükte gerekse sosyal medyada sıkça "şampiyon olsa da gönderilmeli veya kibarca veda edilmeli" görüşüne denk geliyoruz. bu görüş gerçek olursa 3 yıl üst üste şampiyon yapmış bir teknik direktör galatasaray'dan gönderilmiş oluyor.

    sanki sürekli 3 yıl üst üste şampiyon oluyormuşuz gibi istenmeme lüksü var diyeceğim ama türk futbolunda 2000 yılından sonra 3 yıl üst üste olmuş bir isim yok. en son başaran ve türk futbolunun gelmiş geçmiş en başarılı teknik direktörü olan fatih terim bile bunu 3 dönem daha görev almasına rağmen başaramadı.

    avrupa'da başarısız deniyor, okan buruk'tan önce de pek başarılıydık denemez. genç oyuncu yetiştirmiyor deniyor, okan buruk'tan önce de pek yetiştiriliyordu denemez. iyi futbol oynatmıyor deniyor, okan buruk'tan önce de pek iyi futbol oynuyorduk denemez.

    okan buruk gidip, üst düzey bir yabancı teknik direktör gelip de üst üste 3 maç kaybettiğinde ve derbi kazanamadığında anlayacağız 20 maçın üstünde namağlup gitmenin, derbilerde üstün olmanın, 14 maçlık vs. galibiyet rekoru kırmanın zorluğunu ve değerini. en çok da bugün bu başlığın açılmasına sebep okan buruk'a düşman gibi olanlar anlayacak.

    2013-2014 sezonunda 2 yıl üst üste şampiyonluk görmemize rağmen, fatih terim hep aynı futbolu oynatıyor diye avrupa'da daha taktiksel bir oyun oynatacak drogba ve sneijder gibi isimlerin seviyesinde bir teknik direktör gelmesi gerektiğini düşünüyordum ama çok sevmeme rağmen mancini ve prandelli başta olmak üzere, yeniden geri dönene kadar hemen hemen her derbi, lig ve avrupa maçında fatih terim'i aradım.

    bu yüzden aynı şeyleri tekrar tekrar tecrübe etmek yerine, okan buruk'a karşı en azından bir şampiyonluk kaybedene kadar sabır gösterilmesi gerektiğini düşünüyor ve naçizane tavsiye ediyorum.
  • 10
    formsuz olması kötü hoca olduğunu göstermiyor. ancak geçici sayılacak formsuzluk kalıcılığa dönerse o zaman konuşuruz. ben okan hoca'dan bu sezon soğudum ancak 2 sezon üst üste şampiyon yapmış 3. şampiyonluğa götüren adama istifa diyebilecek kadar gözüm dönmedi.
    özellike karşı da bu kadar çirkef, ahlaksız bir oluşum varken onlara yedirecek hocam hiç yoktur.
  • 15
    beni sosyal medyanın diğer yerlerinde yapılanı ilgilendirmeyen tam bir acun taktiği.

    beni sözlükteki hakaretler, saçma sapan eleştiriler altında yapılan husumet ilgilendiriyor. 120 yıllık galatasaray tarihinde sanki her sezon, her maç iyi oynadık da okan buruk döneminde ilk defa kötü oynuyoruz. sıfır tahammül, sıfır anlayış ama bolca suçlama var.

    avrupa'dan elenmemizin tek olmasa da en büyük kabahati okan buruk'tadır burası doğru. mahalle takımı gibi bir takım olan rfs'ye 2-0'dan 2-2 yaptıran takımın zaten hocaya ihtiyacı olmaz. kiev'e 3-1'den maç verirsen tek suçlu okan buruk olmaz. şu maçlardan birini kazanmış olsak şimdi son 16'daydık. geçen sezon prag'ta turu verdik herkes okan buruk'a yüklendi. ezbere ezbere hem de. maçın gidişatını kimse anlatmıyor; varsa yoksa elendik, kritik maç kazanamıyor oldu. ilk maçı 3-2 almışsın, berabere kalsan turu geçeceksin. ikinci maç tam da istediğimiz gibi giderken 70 küsürüncü dakikalarda kaan ayhan'ın zeka belirtisi olmayan faulü ile skor 1-1 iken 10 kişi kalıp dağıldık. bu sonucun tek sorumlusu okan hoca değil.

    ulan her şeyi geçtim karşımızda kuduz köpek gibi her yerden saldıran milyonlarca bir grup var. her maç istisnasız kurucuna küfür edecek kadar o.. çocuğu olmuş bir grup. hakemini, federasyonunu, basınını ele geçirmiş, her yere irini bırakmış alçak bir grup. eminim galatasaray maçında stad yıkılsa sevinçten bayram edecekler. hah işte bu şerefsizlerin sportif anlamda tek istediği okan buruk'u kovmamız. medyanın çok etkisinde kalıyorsunuz hem de çok.

    eskiden bilgisayar, internet vs. yoktu. televizyona çıkan yorumcular şimdikiler gibi satılık kalemler değildi. uslubunca eleştiri yapar dağılırlardı. izlediğin yorum sayısı hafta boyunca en fazla 2-3 programa sığdığı için zıvanadan çıkmıyordunuz. şimdi 50 tane program var. internet üzerinde, ulus kanallarda bir ton o... evladı var. ağzına geleni söylüyor. milyonlarca köpek internet başında yazıp çiziyor. etkilenmemek elde değil tabi. ama azıcık sabır, mantık, öz fikir lazım. bizim en şaşalı dönemimiz fatih terim ile geçti. allah'tan o dönemlerde şimdiki şeyler yoktu. iddia ediyorum ya fenerbahçe'den 4 yediğimiz maçta ya bilbao'ya kaybettiğimiz maçta ya da rosenborg'a deplasmanda 3-0 yenildiğimiz maçta ipi çekilmiş olurdu. en fazla chelsea maçına kadar kalırdı.

    belki de 1990'ların sonuna doğru doğan, her şeyi her istediği anda elde eden, hazıra ve kolaya alışmış nüfusun doyumsuzluğu bu konuyu doğuruyordur.

    okan buruk galatasaray'ı geçen sezon son haftalarda fenerbahçe'ye kaybetmesine rağmen şampiyon oldu ama adamlar öyle bir şablon çıkardı ki biz "hak etmiştik" saçmalığını bizim taraftara da işletti. bazen görüyorum ve sinirden utanıyorum artık bu tür yazılara. çok şükür ki bu tipler, gerets döneminde hem içeride hem de dışarıda fenerbahçe'ye kaybettiğimiz 2006 şampiyonluğunda internet alemine dahil olmamışlar. mazallah fenerbahçe şampiyondu aslında dememeleri için sebep yok çünkü.

    futbol bu; her maç iyi oynayamazsın, mümkün değil. ara ara sıkıntı olur, önemli olan toparlanmaktır. toparlanamasan bile sonuca ulaşmaktır.

    şampiyonluk yolunda en ciddi rakibinle maçların bitmiş, ikili averaj sende, o takımdan 4 puan almışsın ve şu an 6 puan öndesin. konuşulanlar o kadar sıradan, mantıksız, düşmanca şeyler ki; şampiyon olsa bile gitmeli, bu hafta gitmeli, en pahalı kadroya rağmen başarısı bu mu... uzar gider.

    okan buruk çok şey vaadeden, potansiyeli yüksek bir teknik adam. hataları olmuştur, olacaktır ama hiçbir şey başaramamış gibi davranılması düşmanlıktır. 2 şampiyonluğu bu kulübe bedavadan vermediler. çıktı kazıya kazıya aldı. seneye avrupa'da başarılı olursa ne denilecek? şu futbolcu sayesinde oldu falan denilir muhtemelen. şu an deniliyor çünkü.

    bir bekleyin, bir sene daha şansı hak etmiyor mu bu adam? roma 1 günde inşaa edilmedi. kloop liverpool'u hemen şampiyon yapamadı. elbette galatasaray yine bir hoca bulur, yine şampiyon olur ama neden her şeye sıfırdan başlasın? böyle bir durum mu var? bu sene 3. senesi hocanın. artık iyice alıştı, tecrübe etti, futbolcuları tanıdı. yeni bir sistem gerekiyorsa bulur, öğretir. yaşı daha çok genç, dinamik, nato kafa biri değil.

    kendisine güvenim tamdır. onunla kazanacağız allah'ın izniyle çok daha büyük başarıları. bir çırpıda, kibire boğulup kellesi istenecek adam değildir.
  • 17
    okan buruk alt tarafı bir teknik direktör kardeşim, ona hangi galatasaraylı niye düşman olsun? her teknik direktörün olduğu gibi kendisinin de değişmesi zamanı gelebilir. bundan doğal bir şey yok. bu talep ediliyor diye illa yapılacak diye de bir şey yok.

    anasını satayım, fatih terim artık gitmeli deyince fatih terim düşmanı, torrent gitmeli deyince torrent düşmanı, okan buruk ile yollar ayrılmalı deyince okan buruk düşmanı... ne alakası var kardeşim. başarısız olan gider, artık yetersiz kalan gider. bu her işte böyle. futbolda dün yok. dün olsaydı, fatih terim ilelebet galatasaray teknik direktörü olarak kalmalıydı. terim gibi adam 3 kere kovuldu bu kulüpten bak kovuldu diyorum, bildiğin kovdular adamı hem de 3 kere.

    biz okan buruk kovulsun da demiyoruz, yumuşatıp sezon sonu yollar ayrılmalı diyoruz. 5 sene sonra kendini geliştirirse geri gelsin. bunun düşmanlıkla ne alakası var?

    o düşman bu düşman. he amk, düşman.
  • 18
    her eleştiren düşman mı diye sorduran başlık.
    peki, eleştirmeyelim, ses çıkarmayalım. kulübün temel amacı olan avrupa'da nal toplayan hocayı top yekün övelim, susmadan. oyun planı yok ama biz bir kere daha övelim. takımın kondisyonu kötü, saçmalama hocamızı övelim...
    yahu bizi biz yapan kültür eleştiri. bizde başarısızlık anormal, başarı normal. bu kulübü farklı seviyeye getiren de bu ya. diğer takımlar gibi 100 yılda bir başkan mı gelsin? başarısız gider. ama eleştirdik diye kimseye düşman olmuyoruz. okan hoca ligde başarılı ama avrupa'da kısır bir döngü yarattı. kendini geliştirmiyor, üstüne koymuyor. gene düşman olduk:)
App Store'dan indirin Google Play'den alın