14542
defansif zafiyetleri olan takımımız. ama bunun ön libero ya da bireysel futbolcularla hiçbir ilgisi yok. hele ki rakamasal saha dizilişleriyle bunu açıklamaya çalışmak çok büyük bir yanılgıdır. ben bu konu hakkında nacizane fikirlerimi 4 ana başlıkta toplayarak sizinle paylaşayım.
1- kadro istikrarsızlığı,
hem savunmada hem hücumda takım olmak öncelikle beraber sıkı çalışmak ve sürekli beraber oynayarak alışkanlık kazanmak üzerine gelişir. buna da istikrar deniyor zaten. kadroda istikrarı bir türlü sağlayamadık. geri 4'lüde açın bakın her maç farklı kombinasyonla çıkmışız. yani bizim 1. sorunumuz istikrar bu da biraz sabır işi ama sabır gösteremedik camia olarak. 15/16 sezonunda sanırım 4. teknik direktörümüzle çalışmaya başladık.
2- sorumluluktan kaçmak,
oyuncularımız zamanla kendilerine olan güveni kaybettiler ve sürekli sahada kaybolmak, taşın altına elini sokmamak için çabalıyorlar. bu da savunmaya direkt etki ediyor zira savunma en başta sorumluluk isteyen bir olay. mesela en çok yediğimiz iki gol türü var bunlardan ikincisi duran toplar. duran toplarda nasıl savunma yapacağımız tam olarak belli değil. yani alan savunması mı ? adam adama mı ? hangi rakip oyuncuyu kim alacak bunlara oyun anında karar veriliyor ve bazı oyuncuları ateşe atma durumu gerçekleşiyor. mesela en güzel örneği godin'i denayer ile eşlemektir.
3- hücumda oyun stilimizin tam oturmamış olması,
bunun savunmaya etkisi şöyle oluyor; hücumda topu çevirmek isteyen set oynamak isteyen bir takımız, haliyle bir iki top çevirip savunmamızı öne çıkartıp rakibi sıkıştırmak istiyoruz. fakat 1. maddede belirttiğim gibi iyi top çevirebilmek , iyi set yapabilmek beraber sıkı bir takım çalışması sonrası sağlanan istikrarda gizlidir. rakipler her maç bizi aynı tuzağa düşürüyorlar. rakip biraz geri çekiliyor bizim top çevirmemize olanak sağlıyorlar ne zaman takımca enine genişliyoruz pas hatalarına meyilli oluyoruz o zaman ortasahada baskıyla topu kazanıp savunmayı çıkarken yakalayıp gole gidiyorlar. aynı golden sanırım 15 tane yedik bu sezon. ortasahada top çevirirken yapılan pas hataları desem size bir şeyler hatırlatır.
4- savunmada saha parselizasyonu,
mesela diyelim ki top rakipte rakip sete döndü bizi hapsetti. 10 tane oyuncumuzla savunmadayız ama nedense rakipten 2 adam bu kadar kalabalık savunmanın içinden dümdüz gidebiliyor. bunu mutlaka görmüşsünüzdür. işte ben buna kuru kalabalık diyorum. oyuncularımız savunma içgüdüsüyle geri geliyorlar iyi niyetlerine kesinlikle şüphem yok fakat ne yapacaklarını hangi alanı nasıl tutacaklarını bilmiyorlar, çünkü pratiği yapılamış, herkesin mevkisi her maç değişiyor. yan yana dizilmiş 10 tane adam kimin nereyi savunacağı belli olmayan görev paylaşımı yapılamamış bir 10 kişilik savunma var.
bu savunmanın içinden yürüyerek geçen rakip oyuncular hem sinirimizi bozuyor hem de gol yememize sebep oluyor.
1- kadro istikrarsızlığı,
hem savunmada hem hücumda takım olmak öncelikle beraber sıkı çalışmak ve sürekli beraber oynayarak alışkanlık kazanmak üzerine gelişir. buna da istikrar deniyor zaten. kadroda istikrarı bir türlü sağlayamadık. geri 4'lüde açın bakın her maç farklı kombinasyonla çıkmışız. yani bizim 1. sorunumuz istikrar bu da biraz sabır işi ama sabır gösteremedik camia olarak. 15/16 sezonunda sanırım 4. teknik direktörümüzle çalışmaya başladık.
2- sorumluluktan kaçmak,
oyuncularımız zamanla kendilerine olan güveni kaybettiler ve sürekli sahada kaybolmak, taşın altına elini sokmamak için çabalıyorlar. bu da savunmaya direkt etki ediyor zira savunma en başta sorumluluk isteyen bir olay. mesela en çok yediğimiz iki gol türü var bunlardan ikincisi duran toplar. duran toplarda nasıl savunma yapacağımız tam olarak belli değil. yani alan savunması mı ? adam adama mı ? hangi rakip oyuncuyu kim alacak bunlara oyun anında karar veriliyor ve bazı oyuncuları ateşe atma durumu gerçekleşiyor. mesela en güzel örneği godin'i denayer ile eşlemektir.
3- hücumda oyun stilimizin tam oturmamış olması,
bunun savunmaya etkisi şöyle oluyor; hücumda topu çevirmek isteyen set oynamak isteyen bir takımız, haliyle bir iki top çevirip savunmamızı öne çıkartıp rakibi sıkıştırmak istiyoruz. fakat 1. maddede belirttiğim gibi iyi top çevirebilmek , iyi set yapabilmek beraber sıkı bir takım çalışması sonrası sağlanan istikrarda gizlidir. rakipler her maç bizi aynı tuzağa düşürüyorlar. rakip biraz geri çekiliyor bizim top çevirmemize olanak sağlıyorlar ne zaman takımca enine genişliyoruz pas hatalarına meyilli oluyoruz o zaman ortasahada baskıyla topu kazanıp savunmayı çıkarken yakalayıp gole gidiyorlar. aynı golden sanırım 15 tane yedik bu sezon. ortasahada top çevirirken yapılan pas hataları desem size bir şeyler hatırlatır.
4- savunmada saha parselizasyonu,
mesela diyelim ki top rakipte rakip sete döndü bizi hapsetti. 10 tane oyuncumuzla savunmadayız ama nedense rakipten 2 adam bu kadar kalabalık savunmanın içinden dümdüz gidebiliyor. bunu mutlaka görmüşsünüzdür. işte ben buna kuru kalabalık diyorum. oyuncularımız savunma içgüdüsüyle geri geliyorlar iyi niyetlerine kesinlikle şüphem yok fakat ne yapacaklarını hangi alanı nasıl tutacaklarını bilmiyorlar, çünkü pratiği yapılamış, herkesin mevkisi her maç değişiyor. yan yana dizilmiş 10 tane adam kimin nereyi savunacağı belli olmayan görev paylaşımı yapılamamış bir 10 kişilik savunma var.
bu savunmanın içinden yürüyerek geçen rakip oyuncular hem sinirimizi bozuyor hem de gol yememize sebep oluyor.