283
anlaşılmaz biçimde 1+1 yıllık teknik direktör sözleşmelerinde ısrar eden takımımız. ne şiş yansın ne kebapla olmuyor bu işler sayın adnan polat. hem iktidarımızı yitirmeyelim hem de futbol takımımız başarılı olsun. teknik direktör ilk sezonda muazzam iş yapsın ikinci sezon da nasılsa anlaşırız. böyle bir zihniyet olur mu arkadaş? yeni bir yapılanmadan bahsediyordunuz ya hani, uefa kupasını aldığımız o dönemin efsane kadrosuna benzer bir kadro oluşturmak için kolları sıvamıştınız hani. şimdiye kadar bok ettiğiniz bir çuval incir bir yana, 1+1 formülüyle nasıl olacak bu işler? adnan sezgin bu takımın mütemmim cüzü müdür arkadaş? başkan yardımcısı şardan çıkıp bülentle devam edebiliriz diyor. bir gün sonra da istifasının kabul edildiği haberini resmi sitede yayınlıyoruz. kimler orada ne yapıyor bize de anlatın? yönetim dediğin koordineli hareket eden bir aygıt değil midir? yardımcılarını kovup piç gibi ortada bıraktığın bir adamdan uefa kupasını beklemek, ligde başarılı olmasını istemek ne derece mantıklıdır. sembolik olarak ben seni gönderiyorum yerine doğrudan gönderilse olmaz mıydı skibbe? geçen sene postaladığın bu sene tekrar göreve getirdiğin, galatasaray'ın başındaki bu feldkamp kamburunun nedeni nedir? feldkamp dediğiniz adam futbolun tanrısı mı yoksa? yoksa sayın polat holdinginizi de mi böyle idare ediyorsunuz?
bir sözüm de taraftara, bizden olan her koşulda iyidir mantığıyla hareket eden, öz eleştiri kültürünü bir türlü oturtamamış adamlar muhatabım değildir. benimle tartışmaya da girmesinler. ben, hata bende ve benim yakınlarımda da olsa üzerine gidilmesi taraftarıyım. bir adamın geçmişte futbolcuykenki yaptıkları teknik direktör olmasına tek başına referans kabul edilemez. ahde vefayla işler yürüseydi, işsizlik gibi makroekonominin en önemli ve çetrefilli meselelerinden biri olmazdı arkadaşlar. ancak ne yazık ki her mevzunun kendine göre belli bir rasyonalitesi var. bize ait olan her şey kabülümüzdür tarzı yaklaşımınızı her ne kadar ömrümce benimsemeyecek olsam da takdir ediyorum. bir insanın körü körüne kendini bir davaya meseleye adaması kolay değildir, bağlılık ve sadakat gerektirir. bunlar yoksa tek başına gerizekalılığın ortalığı silip süpüreceği açıktır.
bu adamların hataları biraz da bizim aramızda kahir ekseriyeti oluşturan eyyamcı taraftar kitlesinden kaynaklanıyor aslında. ki sesleri de çok çıktığı için diğerlerinin de onlara benzediğini düşünür bu yöneticiler. gündelik başarılar peşinde koşan arkadaşların uzun vadeli, derin analizler içeren, geniş kapsamlı projeleri anlayamamaları normaldir. ancak ne yazık ki kısa vadeli başarı, günü kurtarma vaziyetleri de paradoksal olarak kısa vadede işi kotarmaya yetmiyor.
bir sözüm de taraftara, bizden olan her koşulda iyidir mantığıyla hareket eden, öz eleştiri kültürünü bir türlü oturtamamış adamlar muhatabım değildir. benimle tartışmaya da girmesinler. ben, hata bende ve benim yakınlarımda da olsa üzerine gidilmesi taraftarıyım. bir adamın geçmişte futbolcuykenki yaptıkları teknik direktör olmasına tek başına referans kabul edilemez. ahde vefayla işler yürüseydi, işsizlik gibi makroekonominin en önemli ve çetrefilli meselelerinden biri olmazdı arkadaşlar. ancak ne yazık ki her mevzunun kendine göre belli bir rasyonalitesi var. bize ait olan her şey kabülümüzdür tarzı yaklaşımınızı her ne kadar ömrümce benimsemeyecek olsam da takdir ediyorum. bir insanın körü körüne kendini bir davaya meseleye adaması kolay değildir, bağlılık ve sadakat gerektirir. bunlar yoksa tek başına gerizekalılığın ortalığı silip süpüreceği açıktır.
bu adamların hataları biraz da bizim aramızda kahir ekseriyeti oluşturan eyyamcı taraftar kitlesinden kaynaklanıyor aslında. ki sesleri de çok çıktığı için diğerlerinin de onlara benzediğini düşünür bu yöneticiler. gündelik başarılar peşinde koşan arkadaşların uzun vadeli, derin analizler içeren, geniş kapsamlı projeleri anlayamamaları normaldir. ancak ne yazık ki kısa vadeli başarı, günü kurtarma vaziyetleri de paradoksal olarak kısa vadede işi kotarmaya yetmiyor.