üzerinden 16 sene geçtiğini girilen tarihte bugün entrysi sayesinde fark ettiğim maç. eskiden takvime bakınca tarihte bugün hangi maç olduğunu şıp diye hatırlardık. şimdi sözlükteki sekmeye bakmak ya da sözlükte girilmiş bir
tarihte bugün entrysine bakmak gerekiyor.
güzel olduğu kadar zor, zor olduğu kadar güzel ve asla geriye gelmeyecek zamanlardı. ne yazsam diye düşünürken başlıkta
benimkiler araması yapınca
#3113103 numaralı entryi bir daha okudum. açıkçası ekleyecek ya da çıkaracak bir şey bulamadım.
normalde bir şekilde yazacak yeni bir şey olmadan kolay kolay yazmam. sonuçta böyle bir entry de sözlük formatına ve kurallarına aykırı. ama yine de düşününce, hatırlanması ya da bugüne ne taşıyabiliriz diye ders alınması gereken bir entry.
bütün bir gece ve sabah hatta neredeyse öğlene kadar bir tane bilet için sabahlamak, otobüsü ayarlamak, küme düşecek takımdan 5 yedikten üç gün sonra bir gece yarısı o otobüse binip karlı buzlu yollardan istanbul'a gitmek...
daha da unutulmaması gereken detayı; sadece dört gün önce ömrünü verdiği takımın stadında ana avrat sövülen(evet, sövülen), ayağının ayarsızlığı en naif taraftarın bile taşşak konusu olan sabri'nin doksan küsurda attığı şutun bir sürü bacağa falan çarpıp iğne deliği bir yerden gidip gol olması ve sabri'nin trip atmak ya da sosyal medyada paylaşım yapmak yerine sadece formasını çıkarıp secde etmesi...
bunlar unuttuğumuz ama unutulmaması gereken değerlerimiz, normal satıştan bilet alabilmek de dahil
*...
bonus track:
(bkz:
olmayasaydı derdimiz vurur muydu sabri abimiz)