37912
yılda 100m. euro maaş bütçelerine, 40-50m. euroya yakın bonservis harcamalarına kadar çıkan takım.
bu takım avrupa liginde bile en kolay kuradan ilk 8 yapamıyor, az alkmaar denen ortalama altı bir takıma madara oluyor.
yani demem o ki bu takım bu sene şampiyon olsa bile çok ciddi kadro revizyonuna gitmeli.
ve yıldız oyuncu bulmak dışında hiçbir işe yaramayan bu teknik ekip ve yöneticiler ile bu işi yapmamalı.
biz ne ara 100m. euro maaş ödeyecek duruma geldik? biz ne ara her yıl bonservise 30-40'lar harcayacak zenginliğe ulaştık?
varsa böyle bir maddi kaynağımız bu paraları doğru düzgün kullanacak adamlar getirmeliyiz.
2 sezondur harcamalar ortada, 2 sezondur mest olarak izlediğimiz toplam 3-4 maç var.
harcanan paralar ile oynanan oyun arasında dağlar kadar fark var.
fatih terim'in son sezonundaki mütevazi kadroyu hatırlayın, ben o kadronun avrupa maçlarında oynadığı oyundan daha çok zevk alıyordum.
forveti osimhen olmayan, halil olan takım marsilya-lazio tokatlıyordu.
şimdi forvette 100m. euroluk oyuncun var, gidiyorsun tottenham'dan götüne teneke bağlanıp yollanan parrot'lu takım seni hacamat ediyor.
ve taraftarın da dahil koca camia gerçekleri görmeyip bir tottenham maçındaki iyi oyun sebebiyle uefa finalindeyiz havaları atıyor.
beğenmediğin rakibin senden bir tur daha üste çıktı bugün itibariyle.
artık biraz ders alma vakti.
her sene avrupa kupası hayaline kanan taraftarlar da artık biraz akıllansın.
her yıl aynı misyon ile yola çıkıyorsunuz, uefa kupası'nın adı avrupa ligi olduğundan beri daha çeyrek final görmüşlüğün yok.
artık haddimizi bilmemiz gerekiyor.
biz ne başta verdiğim maliyetlere çıkması gereken takımız, ne de avrupa ligi finali oynamayı hak eden bir yapıyız.
kaan ve berkan bekleriyle prag'tan 4 yiyen takım, 1 yıl sonra ajax deplasmanına hatta eleme turu olan alkmaar deplasmanına da aynı bekler ile çıkıyorsa, burada kimse kimseye avrupa hedefinden bahsetmesin.
teknik direktör, taraftar, yönetici fark etmeksizin konu avrupa olduğu zaman galatasaray camiası delüzyonel bir yaşama giriyor.
bu delüzyondan kurtulmadan bu işler düzelmez.
biz avrupa'da vitrini iyi olan, sevilen, sempati duyulan ve zaman zaman takdir edilen bir takımız ama bundan da ötesi asla değiliz.
bu takım avrupa liginde bile en kolay kuradan ilk 8 yapamıyor, az alkmaar denen ortalama altı bir takıma madara oluyor.
yani demem o ki bu takım bu sene şampiyon olsa bile çok ciddi kadro revizyonuna gitmeli.
ve yıldız oyuncu bulmak dışında hiçbir işe yaramayan bu teknik ekip ve yöneticiler ile bu işi yapmamalı.
biz ne ara 100m. euro maaş ödeyecek duruma geldik? biz ne ara her yıl bonservise 30-40'lar harcayacak zenginliğe ulaştık?
varsa böyle bir maddi kaynağımız bu paraları doğru düzgün kullanacak adamlar getirmeliyiz.
2 sezondur harcamalar ortada, 2 sezondur mest olarak izlediğimiz toplam 3-4 maç var.
harcanan paralar ile oynanan oyun arasında dağlar kadar fark var.
fatih terim'in son sezonundaki mütevazi kadroyu hatırlayın, ben o kadronun avrupa maçlarında oynadığı oyundan daha çok zevk alıyordum.
forveti osimhen olmayan, halil olan takım marsilya-lazio tokatlıyordu.
şimdi forvette 100m. euroluk oyuncun var, gidiyorsun tottenham'dan götüne teneke bağlanıp yollanan parrot'lu takım seni hacamat ediyor.
ve taraftarın da dahil koca camia gerçekleri görmeyip bir tottenham maçındaki iyi oyun sebebiyle uefa finalindeyiz havaları atıyor.
beğenmediğin rakibin senden bir tur daha üste çıktı bugün itibariyle.
artık biraz ders alma vakti.
her sene avrupa kupası hayaline kanan taraftarlar da artık biraz akıllansın.
her yıl aynı misyon ile yola çıkıyorsunuz, uefa kupası'nın adı avrupa ligi olduğundan beri daha çeyrek final görmüşlüğün yok.
artık haddimizi bilmemiz gerekiyor.
biz ne başta verdiğim maliyetlere çıkması gereken takımız, ne de avrupa ligi finali oynamayı hak eden bir yapıyız.
kaan ve berkan bekleriyle prag'tan 4 yiyen takım, 1 yıl sonra ajax deplasmanına hatta eleme turu olan alkmaar deplasmanına da aynı bekler ile çıkıyorsa, burada kimse kimseye avrupa hedefinden bahsetmesin.
teknik direktör, taraftar, yönetici fark etmeksizin konu avrupa olduğu zaman galatasaray camiası delüzyonel bir yaşama giriyor.
bu delüzyondan kurtulmadan bu işler düzelmez.
biz avrupa'da vitrini iyi olan, sevilen, sempati duyulan ve zaman zaman takdir edilen bir takımız ama bundan da ötesi asla değiliz.