• 498
    öncesi özellikle medya bombardımanı ile galatasaray bitik ve rakip favori ilan edildi.
    sonra dizayn ile ısmarlama hakem tayin edildi.
    senaryonun bir sonraki aşaması maçın hemen öncesi statta gerginlik çıkarmak.
    futbolcusuyla, yöneticisiyle gerginlik çıkarıp sinerjiyi başka yöne çekecekler.
    medya ve manipülasyon üstadı yöneticileri bu konuda taktik geliştirmiştir.
    galatasaray stadına giden her bir kişiye tarihi rol düşüyor.
    galeyana gelmeden takımı sırtlamak adına tarihi bir rol.
    bu kadar aleni dalavere dönen ortamda galip gelirsek suyun karşısının eline bombayı vereceğimiz maçtır.
  • 499
    zırt pırt algı kasmaya çalışan fb sosyal medyası ve baş yöneticileri bu maç öncesi suskunlar. çünkü diledikleri ayarlamayı yaptılar. algı ve ortalığı germe işini fb eşbaşkanı tff başkanı ibrahim hacıosmanoğlu'na bırakmışlar.

    fb tarihi boyunca sessiz kalmamıştır böyle maçlar öncesi. bir sessizlik hakimse bilinsin ki gizliden bazı pislikler dönmekte.

    herkes her zamankinden daha dikkatli olmalı bu birkaç gün. özellikle maç öncesi, esnası ve sonrasında sahaya bir şey atılmamalı, sahaya girilmemelidir. buna teşebbüs edenler engellenmelidir. eğer ki aralara karışmış galatasaraylı olmayan birileri fark edilirse linç şeklinde saldırmak yerine hitman video oyunundaki agent 47 karakterinin yaptığı gibi sessizce etkisiz hale getirilmelidir.

    kısacası; maçın yarıda kalmasına sebep olacak her şeyden uzak durmalı ve önlemler alınmalıdır.

    mert hakan yandaş ve irfan can gibi terbiyesizlerse tribünlerde yakın bazı kişilerce cep telefonuna kaydedilmeli ve tahrikleri vesaire kaydedilmelidir.

    madem onlar topyekûn organize oldular o zaman biz de kendi içimizde iyi bir şekilde organize olup onlara karşı geleceğiz.

    bu arada küfür serbest çünkü küfürün günah olmadığı haftadayız artık. edilecek küfürler, rakip oyuncular gece uyumaya çalışırlarken kulaklarında çınlamaya devam etmelidir.
  • 500
    tek rakibimizin tahriklere kapılan taraftar ve slavko vincic'in olacağı maçtır.
    maç sahada kalırsa fb'nin puan alma şansının olduğunu düşünmüyorum. nedenlerime gelirsek;

    avrupa'da her ne kadar başarısız olsak da, ligdeki konumumuz itibarıyla rahat olan biziz ve bunun yanında oyuncu grubumuza da bu maçta güveniyorum.
    barış-sallai-franky-torreira-lemina-osimhen gibi acayip hareketli bir takımımız var. sara'yı öne atarsak tekniğinden çok yararlanırız. bunun yanında eren-ahmed gibi de çalışkan oyuncularımız var. yani tempo konusunda rakipten katbekat üstünüz. ayrıca ilk 11'ler özelinde de üstün olduğumuzu düşünüyorum.

    bunun dışında fb son zamanlarda sahaya iyi yayılıp alanları da iyi kapatıyor ama oynadıkları futbol bize ters gelen bir futbol değil. eğer kadrolar yer değiştirseydi, işte o zaman bize ters gelirlerdi ama şu anlık öyle bir durum yok.*
    mücadeleyi elden bırakmamanın yanı sıra basit hatalar da yapmazsak galip geleceğimizi düşünüyorum. bunu dayandırdığım nokta ise hem mücadeleci bir kadromuzun olması, hem de rakibin stoper bölgesinde görece yetersiz olmasıdır. bunu sahaya iyi yayılarak kapatabiliyorlar ama maç boyu da kapattıkları söylenemez. son oynadıkları kasımpaşa maçının ilk yarım saatinde bile net denilebilecek 2-3 fırsat verdiler. bu fırsatları illa ki bizde bulacağız. yeter ki eski maçlardaki gibi cömertçe harcamayalım.

    bu maçtaki tek sıkıntılı nokta ise yedek kulübemizdir. bizde direkt oyuna alabileceğin mertens ve ahmed kutucu varken, rakipte talisca, irfan can, maximin gibi birçok oyuncu var.

    neyse, sözün özü avrupa'daki hezimeti unutup bu maça konsantre bir şekilde çıkarsak galip geleceğimizi düşünüyorum. illa ki zorlanacağız ama goller de bulacağız. tabi derbilerin ne getireceği belli olmuyor ama dediğim gibi kazanma ihtimalimiz bir hayli yüksek. yeter ki taraftar tahriklere kapılıp oyunu soğutmasın. gerisi kendiliğinden gelir.
  • 501
    2 gün kalan maç.

    bizim maça ortak olmamız için agresif tribün ve lemina'nın oyuna girişi gerekiyor.

    okan buruk inat etmezse, her taraftar aşağıdaki on biri istiyor. buradaki potansiyel sorun üçlü oynayan fb ile eşleşme sorunu olacak.

    günay
    franky-davinson-abdülkerim-eren
    torreira-lemina
    barış-sara-sallai
    osimhen

    yedekten girecekler: yunus, mertens, berkan, cuesta ve ahmed

    fb ise djiku'nun dönmesiyle aşağıdaki gibi çıkar:

    irfan can
    skriniar-djiku-yusuf
    osayi-fred-amrabat-szymanski
    tadic
    dzeko-nesyri

    yedekleri: irfan can, mert hakan, talisca, oğuz, mert, cenk
  • 502
    eger sampiyon takimsak, puan farkiyla direk rakibimize karsi sahamizda cikacagimiz macta vurup gececegiz, baska yolu yok. hakemmis, oymus buymus gececegiz. mert hakan mactan once sahaya cikip butun negatifligi kendi ustune alip, butun tribunu mac baslamadan strese sokup yorabiliyorsa, sampiyon takimin sampiyon taraftari demeyecegiz. herkes gorevini yapacak, tribun basta olmak uzere, sonra bir hata olur ise hocaya, oyuncuya laf soylemeye yuzumuz olsun. daha tribunde bir tasmasiza kaybediyorsak, o utanc bize yetmeli.
  • 504
    organize ve profesyonel kötülüğe eklenen yeni yabancı parçaları ile de mücadele edeceğimiz maç.

    topyekûn bize saldırmaya yelteneceklerinden, maçı provake etmek için ellerinden geleni yapacaklarından şüphem yok.
    camiamızı bu konuda özellikle tahriklere kapılmamaları için uyarıyorum.
    özellikle hocamız ve futbolcularımız çok dikkatli olmalı ve saha içinde kalmalı.

    ben de saha içinde kalacak olursam bu maçı kazanacağımızı düşünüyorum. kadıköy takımı da bu maçı kaybetmemek zorunda onlar açısından çok daha kritik maç. onlar beraberliğe, saha dışındaki unsurlar farklı şeylere oynayacaklardır diye düşünüyorum.

    bu maçın 11'i ve dizilişi böyle olmalıdır.

    ----------------------günay
    frankowski - davinson - abdulkerim - eren
    ----------------------lemina
    sallai -------- torreira ---- sara - ----------barış
    ---------------------osimhen
  • 505
    şu mactan en azından bir beraberlik çıkartmamız lazım. ha normalde bu namussuzları susturmak için direkt galibiyet lazım ama takımda o ışığı göremiyorum. güçlü bir oyunumuz yok. fenerbahçe sezon başında çok kötü ve dağınık oynarken son dönemde biraz daha toparladı. biz ise sezon başından ortasına kadar fena olmayan bir ivmeyle gelmemize rağmen nefesimizi çabuk tükettik ve maalesef oynadığımız son üç resmi maçta rezillik üstüne rezillik yaşadık.

    bu maçın anahtarı sakin kalmak, her ihtimale açık olmak, geriye düşebileceğimiz gerçeğinin farkında olup 0-1'e göre de bir oyun planı ve psikoloji hazırlamak, her şeyden önemlisi çok koşup çok mücadele etmek. fenerbahçe'nin en etkili olduğu noktalar kanatlardan kesilen ortalar ve nesri'nin kafaları. nesri'yi sürekli durduramayız o yüzden ortaları durdurmalıyız, bu da ancak boş alan bırakmamakla olur. boş alan birakmamak için hem çok koşmalı hem de akıllı oynamalısınız. tadic aklıyla oynasa da fiziksel olarak çok geride. ona fizik olarak üstünlük kurup yormamız lazim. dzeko bağlantı kurmak için çok koşmaya çabalıyor o yüzden yaşı itibariyle 30. dakikadan sonra çok net pozisyonlar hariç topa vuracak gücü kalmıyor. alanları kapatırsak daha çok yorulacaktır. şimanski geçen senki formundan uzak. defansları tam da değil formda da değil. ancak fenerbahçe 0-0'ı da, 1-0'ı da 0-1'i de bizden iyi oynuyor. biz her durumda aynı oyun planını sahnelemeye devam ediyoruz. akıllı oynamaya ve biraz şansa ihtiyacımız var. eğer bir şekilde ilk yarım saat gol yemeden gol bulabilirsek maçı alma şansımız var. ama biz bu maçı 1-0 bitiremeyiz bunun bilincinde olmamız lazım. karşımızda anadolu takımı yok, özellikle yan toplardan her an gol atabilecek bir takım var. sezonun ilk yarısı gibi 2 farkı bulabilirsek oyun rahatlayacaktır.

    bunca konuşmadan sonra ben bu maçın bu anlattıklarımızdan ziyade başka şeylere gebe oldugunu düşünüyorum. olaysız geçme ihtimali çok düşük. ayrıca kırmızı kart göreceğimizi de tahmin ediyorum, gelen hakem maçın tansiyonunu yükseltmemek için sarı kartlarina erken basvuracaktir. bizimkilerden biri de ilk sarı sonrasında yapacağı sarıya yakın bir harekette ikinci sarıdan atılacaktır. gelen hakem muhakkak bu namussuzların iftiralarını duymuştur, haliyle hiçbir şey olmasa bile "bakın ben türk hakemlerine benzemem, galatasaray'ın evinde derbide galatasaray'a kırmızı kart verebilecek bir hakemim" diyebilmek için bize kart göstermeye daha istekli olacaktır.

    umarım yeneriz, biraz da olsa çenelerini kapatırız ancak az alkmaar maçlarıyla bıçağı kendimize biz sapladik, olası bir derbi mağlubiyeti taraftarın da camianın da psikolojisini çok bozacaktır. yenemiyorsak yenilmememiz lazım.
  • 510
    karşi tarafin yaptigi ahlaksizliklari siralasak buradan jupitere yol olur. onlari artik saymaya gerek yok. bundan sonra bizim yapacaklarimiz/yaptiklarimiz onemli.

    ornegin;
    -yonetim ve yonetime yakin kimseler sirf biraz fazla avanta ugruna karaborsaya icazet verip, tribunde tezahurat yapmayacak, bagirmayacak, mac izlemeye degil de temaşa seyreylemeye gelen, mactaydim diye sosyal medyada bol bol fotograf paylasan ancak hicbir sekilde sahada oynanan oyunla ilgilenmeyecek kisilere bilet aktarimina neden oldu mu?
    -taraftar karaborsa yapip kombinesini sirf biraz para kazanmak ugruna, hic tanimadigi, hatta tribunden maci sabote edebilecek fenerli tiplere biletini devretti mi?
    -hoca, kafasindaki vazgecilmez dogrulardan vazgecip, sahada kazanacak 11'i kurgulayip dogru oyun planini masaya yatirdi mi?
    -oyuncular, macin onemini idrak edip mental olarak kendilerini bu maca hazirladi mi?

    bundan sonra sorulmasi gereken sorular bunlar. yani biz galatasaray olarak topyekün bu maca hazirlandik mi?

    zira ben az aalkmar macinda ne tribundeki o baskiyi gorebildim, ne oyunculardaki o inanmisligi gorebildim, ne hocada o feraseti hissedebildim.

    evet biraz olumsuz konustum farkindayim ama son donemde yasanan olaylar beni bu noktaya getirdi. cidden cok sinirliyim. bu sabah normal bir sekilde uyanmama ragmen mac aklima gelince sinir kupune dondum. umutlu muyum? sonuna kadar. o manipulator federasyon baskanini, o karsi tarafin onulmaz hareketlere sahip yoneticilerini, provokatif futbolcularini o sahaya gomdugumuzu hayal ediyorum. catir catir top oynayip, bu zararlilarin haddini bildirdigimizde ancak icim rahatlayacak.

    eminim ki bircok akli basinda galatasaray taraftarinin da bu ruh halinde oldugunu dusunuyorum.

    vurduğumuzda rakip kaleye gol, düştüğümüzde rakibe kart, son duduk caldiginda 3 puan bizim olsun.
  • 511
    takımın tek oyun planı stoperlerden osimhen'e uzun top şişirmek olacaksa, hem tribünlerin hem de takımın 20. dakikada mental olarak kırılıp kaybedeceği maçtır. tıpkı içerdeki az alkmaar, young boys, geçen sezonki fenerbahçe maçları gibi. 20. dakikada maçı kaybedeceğimizi anlıyoruz ne yazık ki. bunun mücadeleyle de bir alakası yok, oyuncular gayet mücadele ediyor ve istiyorlar ama oyun sistemimiz yüzünden sahanın her alanında rakiplere eziliyorlar.
  • 513
    kaç gündür maçla alakalı taktik teknik vs. yorum varsa dinlemeye çalışıyorum, sürekli kafamda nasıl olur diye düşünüyorum. bu maç öncesi bu başlığa son yazım. daha da beklentimi yükseltememe gerek yok. düşürmek faydalı.

    öncelikle içimizde bulunduğumuz durumu değerlendirmek lazım diye düşünüyorum. geçen sene ve bu sene avrupa’dan bize yakışmayacak oyunlarla orta sınıf takımlara elendik. bunu özellikle galatasaray’ın 90lardaki avrupa başarılarını görmüş herhangi bir taraftarın kabul etmesi mümkün değil. burada hemfikiriz. bu moral bozukluğu, okan hocanın basit doğruları uygulayamaması hepimizde hayal kırıklığı yarattı. çoğumuz bir ceza görmek istiyoruz ama o an şu gün değil. ilk alkmaar maçından sonra ben umudumu sıfırladığım için, ikinci maçtaki sonuca çok takılmadım. ama oynanan oyun, ilk 11 tercihleri çileden çıkartmasına rağmen, ön kabul olarak uefadan tescilli takımın maçına konsantre oldum. bu maç bizim bu senede ipi göğüsleyebilmemiz açısından kritik maç. o yüzden bütün eleştirilerimi, isyanımı dondurdum. bu sene şampiyon olalım, yıl sonu zaten hep beraber birbirimize gireriz bu konularda.

    diğer taraftan da maçın hakem ataması, tff başkanı denilen şahsiyetin açıklamaları, uefadan tescilli takımın her türlü pisliği yapması, acun’un açıklamaları, kulübümüzün değerliği yalnızlığı ve üzerine gelinmesi ile kimse kusura bakmasın, ben takımıma ortam bu haldeyken avrupadan elendik diye bu maç öncesi gönül koyamam. her galatasaraylının şu an içinde bulunduğumuz durumdan farkında olması lazım. adil ve herşeyin doğru olduğu bir ortamda rekabet etmiyoruz.

    maçın ilk 11 ile alakalı herkes hemfikir. okan hoca bu sefer umarım inat etmeyecektir. mertens karakterine, oyununa bayıldığım, lise en arka sırada beraber geyik yaptığım arkadaşım gibi. çıkar kendisi der, hoca beni bu sefer oynatma diye. ilk 11 başlamaması gerektiği malum.
    maçın bizim açımızdan x factorünün franky olacağını düşünüyorum. ortaları, içeri kıvrılmaları, orta sahayı fazlalaştırmasıyla çok işimize yarayacaktır.

    maçın önemli noktaların bir yinelediğim gibi takım ve tribünce sakin kalıp, provokasyona gelmemek. gergin bir ortam bize hiç yaramıyor, yaramadı.

    son sözüm taraftara. maça gidecek taraftara çok iş düşüyor. müthiş bir ortam yaratmalılar. telefonlarınızı bırakıp anı yaşayın. şimdiden hepsinin emeğine sağlık.

    sözün özü, önemli bir maça çıkıyoruz. bu maça gelene kadar olanları düşününce normal bir maçtan söz edemiyoruz. umarım yaradan yanımızda olur. attığımız gol, yediğimiz ofsayt olur. ben uefadan tescilli takımın sevinmesini istemiyorum. o akşam kazanıp, bide bunlar üzülünce vücut ekstra seratonin salgılıyor. hakkımızda hayırlısı.
  • 514
    öncelikle üşenmeyip eski entrylerime bakarsanız okan buruk’u en şok eleştirenlerden biriyimdir.
    öyle totemci gerçeklikten uzakta yorum yapmaktan da kaçınırım.
    gerçekten inanmadığım hiçbir durum için buradaki ya da çevremdeki insanları gaza getirmek için de konuşmam.
    gelelim şimdi bu maç hakkındaki düşüncelerime;
    futbolun gerçekten basit gerçeklerle iyileştiğini düşünüyorum. galatasaray’ımızın kadrosu da formu da özgüveni de öncelikle rakibimizden iyi. bakmayın siz öyle algı çalışmalarına.
    kadromuzun ihtiyacı olan tek şey ateşleyici bir moral ya da unsurdu. icardi’den sonraki oyundaki düşüşte bence sadece bundan dolayı.
    şimdi lemina, frankowski ve eren gibi takıma hem ateşleyici güçler eklendi hem de futbolcularımızın psikolojisinde güçlü olan biziz algısını tekrar oluşturdu. zaten rize’deki kenetlenmede bunu gördük.
    hücumdaki oyuncu, kanattaki oyuncu benim arkamda eren var frankowski var ortasahada lemina var diyecek daha korkusuzca pres yapacak. top ayağındayken daha özgüvenli oynayacak.
    tek başına lemina bile ateşleyici güç olmaya yetecekken, beklerde de hem hücumda hem savunmada iki kaliteli isim eklendi. stoper ikilisi bence yine en iyisi bizde.
    futbol takım oyunu eksik parçalarla güzel sonuç ortaya çıkmıyor.
    bizde eksik parçalarımızı tamamladık ve kusursuz bir takım olduk.
    bir örnek vermek gerekirse bjk birkaç takviyeyle geçen seneye oranla nasıl çehresi değişti bir hatırlayın.
    çok fazla uzatmadan biz kadro olarak eksiklerimizi tamamladık. kadro kusursuz, psikoloji yerinde üstüne hem takımda ateşleyici güçler var hem de rakibin algılarını çirkinlerini görüp bunları boşa çıkarmak isteyecek karakterli futbolcular. ekstra motivasyonu da az maçını unutturmak isteyeceklerdir.
    bu işin %50 si kadro kalitesiyse %50 si psikoloji ve özgüven.
    bizde her ikisi de mevcut.
    o yüzden orta hakem acun, var ali koç olsa da biz bu maçı kazanacağız.
    maç sonu bu entry’i editlerim.
    benim onbirim de aşağıdaki gibi ki bence okan hoca onbirde de herkesi ters köşe yapacak ama yinede kazanacak.
    muslera
    frankowski davinson abdülkerim eren
    yunus torreira sara lemina barış
    osimhen
App Store'dan indirin Google Play'den alın