78
2005-2006 futbol sezonudur. o zaman tabi daha küçüğüz, aileden de fanatik kimse yok. maçları radyodan takip ediyoruz. mahallede ali diye bir çocuk var, fenerbahçeli. nasıl biri olduğunu tanımlamama gerek yok, lisenin başlarında fenerbahçeli bir çocuk nasıl oluyosa tam öyle. neyse bu kendinden çok emin şampiyon olacağından, ben de her zaman evde dinlerim radyodan.
o gün radyoyu balkona çıkarıp son ses maçı dinledim. neyse biz yeniyoruz, spiker de arasıra denizlispor - fenerbahçe maçına bağlanıyor. mustafa keçeli golü atınca fb yayınına geçti ama nasıl bir heyecan. bizim maç bitti, rakibin maçı bir türlü bitmiyor, appiah kaçırıyor, sürekli fenerbahçe ataklarını yüksek sesle anlatan spiker var. kalbim ağzımdan çıkacak neredeyse. sonrasında gelen şampiyonluk. o zaman atladık bi abimizin arabasına, elimizde atkı, radyoda galatasaray marşı, şampiyonluk turu atıyoruz. yaşadığım heyecanı, sonrasında gelen sevinci hiç unutamam.
83
her şampiyonluğun çok ayrı hikayesi var ama benim için 2005-2006 sezonu şampiyonluğu en unutulmazıdır.
elle kolla değil bilekle
parayla pulla değil yürekle
sarıyla kırmızıyla
alnımızın akıyla
sloganını oluşturacak kadar taraflı maç yönetimlerinin olduğu sezonda şampiyon olmamız, ben ve ailem için unutulmazdı. son maçlar başlarken hepimizin üzgün olduğu ve beklentimizin az olduğu, dakikalar ilerleyip golümüzü attıktan sonra ailemdeki her bir ferdin umudunun arttığı, birbirimizle hiç konuşmadan ortak toteme başlayıp, hiçbirimizin bulunduğu odalardan çıkmayıp yerinden bile kalkmadan maçların bitmesini beklediği, fenerbahçe'nin denizli maçının 16 dakikalık uzatmasında ağzımızdan tek kelime çıkmadan hepimizin aynı şeyleri hissetmesi, hasan şaş'la birlikte bizim de heyecanımız derken gelen şampiyonluk. enfes bir hikaye, enfes bir anı benim için. hala o sezonun şampiyonluk tişörtü ve tüm gollerin olduğu cd hatıra olarak duruyor.
84
benim açımdan tartışılmaz şekilde 2005-2006 sezonudur. kazanılmasının zor olması, bir sürü etkisinin yanında en önemlisi o sezon son maçları ali sami yen de izlemiş olmam. özellikle son maçta arkadaşlarla beraber eski açıktaydık. benim içim her zaman gururla anlattığım, ben de ordaydım diyebildiğim, hiç bir zaman unutamayacağım çok özel anlardan bir tanesidir.
20
2012 bir şampiyonluktan bile daha fazladır. nitekim yenilen sadece rakip takımlar olmamıştır. futbol üstü bir zaferdir. o nedenle tabi ki 2012 şampiyonluğudur.
87
genelin aksine 2007-2008 şampiyonluğuna çok sevinmişimdir. böyle hiç zirveden kopmadan diğer yıllara göre orta seviye denecek bir kadro ile şampiyon olmuştuk. feldkamp hoca ile sezona başlamıştık, lincoln ile barış özbek'in harmanlandığı, hakan şükür, ümit karan ve nonda' nın aynı kadroda olduğu, altyapıdan arda turan'ın geldiği, kalecilerin aykut, orkun ikilisinden olduğu, serkan çalık'ın son dakika golü ile maç getirdiği, stoperde servet çetin gibi orta üst bir oyuncunun ileri seviye performansı. hasan şaş'ın son bir dans diyerek nerede görev verilirse oynaması. belki bir çok kadronun çok gerisinde bir ekipti ama yaşanan güzel bir hikayeydi. o şampiyonluk gelecek dönemler için kulüp adına önemli bir değerdi çünkü genel anlamda o zamanlar yönetim işleri çok da iyi gitmiyordu.