• 53
    uygulanabilmesi için 2 kanat oyuncusunun fazlasıyla golcü olması lazım. yine uygulanabilmesi için orta 3'lüden en az 1 futbolcunun 10 gol barajını geçmesi lazım. tüm bunların dışında galatasaray bu sistem için hep yeterli forvet oyuncularına sahip oldu ama besleyemedi. forvet oyuncularınızı besleyeceksiniz.

    galatasaray futbol takımı gol katkısı sınırlı oyuncularla oynuyor orta sahada. o nedenle çift santrafora mecbur. bana göre doğru sistem de 4-4-2.
  • 139
    bu yazıya aslında, geçen gün, yani 21 ekim 2021 lokomotif moskova galatasaray maçı sırasında (henüz golü atmadan önce) yazmaya karar vermiş, hatta başlamış, ama daha sonra detaylandırmak üzere rafa kaldırmıştım.

    bir sayılar sisteminin, bir geometrinin, genel bir sahaya yayılım simülasyonunun öcüleştirilmesi veya yüceltilmesi açıkçası bana çok saçma geliyor. üçgene "sen neden üçgensin" deyip bu yüzden ona kinlenmek veya "aa sen ne kaa güzel bir dörtgensin" deyip dörtgeni yüceltmek gibi geliyor bana bu. mühim olan o üçgenle sizin ne yapıyor ya da ne yapamıyor olduğunuz değil midir?

    ekleyelim.

    o üçgen, hangi üçgendir? eşkenar üçgen mi, dik üçgen mi veya bir başkası mı? o dörtgen hangi dörtgendir? deltoid mi, kare mi, dikdörtgen mi?

    daha önce 4-4-2 bir demode dizilişin kroniği adlı yazımda, -şu linkte: http://gss.gs/vL4 - şuna benzer bir soru sormuştum:

    hangi 4-1-4-1?

    bu meredin birçok formasyonu var hâliyle. biz hangi 4-1-4-1'den bahsediyoruz? hangi 4-1-4-1 lanetlenmiştir? hangi 4-1-4-1 öcüdür?

    vakti zamanında isveçli bilim insanı linnaeus, systema naturea'sında kendi adıyla müstesna linnaeus taksonomisini önermiş. sınıflandırma sorunu için... bildiğiniz ikili adlandırma aslında bu. hani şu homo erectus, homo sapiens vesaire var ya... hah işte o.

    buna benzer şekilde sanırım 4-4-2 (elmas) ikili adlandırmaya örnek gösterebiliriz ki daha da evladır. tabii ki tüm formasyonları belirli bir sınıflandırmayla adlandırmak büyük bir çalışmaya ihtiyaç duyar. gerçekten gerekli midir? yani çok da gerekli değildir.

    zaten anlatmak istediğim de bu değil. burada anlatmak istediğim 4-1-4-1'in birçok formasyonu olduğu...

    hım-

    mesela en temelde 4-1-4-1'in genel teorisine, geometrisinin bize anlattığına bakalım.

    denilebilir ki 4-1-4-1, bir 4-3-3 forkudur. yukarıda bahsettiğim yazıda yine bahsetmiştim. her taktiksel diziliş bir geometridir ve her geometri bir diğerinin dallamasıdır, önermesinde bulunulabilir. tavuk-yumurta ilişkisinden yine burada bahsedilebilir.

    temel ya da ata 4-1-4-1'in 4-3-3'ün daha güvenlikçi bir forku olduğu da söylenebilir. 4-3-3'ün meşhur olduğu o antik zamanlara bir bakın. hani hollanda'nın total voatbaell'ine, turuncu rapsodisine... birçok futbol taktisyenini etkilemişti o takım ve akım. o futbol ekolünü devam ettip geliştirenler ve o futbol ekolüne antitez olarak çıkan formasyonları geliştirip değiştirenler... çok büyük bir etkisi vardır futbola.

    o 4-3-3'ün (şimdilerde kendi içinde o sorunları düzeltse de) bazı problemleri vardı. mesela oturaklı değildi. pres ya da toplu hücum o zaman için takım düzeninin ve dizilimini bozuyordu. bu da defansif zafiyetlere yol açıyordu.

    buralardan çokça bahsettiğim için (bahsettiğim yazıda) geçiyorum.

    4-1-4-1'in en büyük avantajı geometrisidir. daha idealinde üçgenleşmiştir. dikey alanlar ve hatlar efektif olarak üçgenlerden oluşmuştur. bu ufak gibi görünen ama hayli önemli bir noktadır. çünkü ideale ne kadar yakın olursanız, ideale ulaşmak için o kadar az efor harcarsınız. idele yakın olmanın ve üçgenleşmenin ne kadar önemli olduğunu anlatmayacağım. zaten çokça düştüm daha fazla tekrara düşmek istemiyorum.

    4-1-4-1 geometrisinden güç alarak, 4-3-3'ün var olan zafiyetlerini en aza indirmeye odaklanmıştır denebilir. daha güvenlikçi demem bundandır. çakılı bekler, çakılı orta saha, 4-3-3'ün forvet özellikli kanatlarının aksine has be has kanat oyuncuları... başlangıç hemen hemen böyledir. fakat bu durum hücumda etkinsizliğe yol açabiliyordu. gelişen futbolun, kendine istatistiği katması birçok şeyi değiştirdi. mesela ortaya zone-14 veya half-space çıktı.

    futbol sporunda, gol neticeyse, o neticeye götüren en önemli yerler bu ikisinden geçiyordu. mesela ters ayaklı kanatlarla oynanan 4-2-3-1 bundan acayip yararlanabiliyordu. popülaritesi de buradan geliyor zannımca.

    başka bir yaklaşımda 4-1-4-1 beklerin oyuna katılmasını öne sürdü. orta sahadaki 1 oyuncu defansı üçleyip gerideki güvenliği sağlarken bekler ileri daha çok çıkar. beklerin oyunda daha efektif olabilmesi için onlara alan açmak gerekir. bu yüzden kanatlar içe doğru itelenir. bunun ardında half-space'den yararlanmak da vardır. bu yüzden santrforun (tıpkı 4-3-3'de olduğu gibi) zone14'e indiğini/inmesi gerektiğini görürüz. neden? çünkü 4-2-3-1'in aksine o tek oyuncuyu geride kullanıyorsunuzdur. zone-14'ten yararlanmak için oraya birini atmanız gerekir. bu da tıpkı çoğu 4-3-3'te gördüğümüz üzere forvetin oraya inmesiyle sağlanır. (başka yolları da vardır elbette.) forvette ise bekler tarafından içeri itilen kanatlar pozisyon alır. half-space ise iki orta saha koşucusuyla doldurulur. orta saha ikilisi hem oyunun kurulumunu hem de gerideki güvenliği sağlar. orta sahada kalabalıksınızdır. gerinizde güvence de vardır.

    mesela bir çakılı bekle oynayıp sağ veya sol stoperi orta sahalaştırarak(çakılı bekin hangi kanatta olduğuna bağlı olarak) defastaki üçlüyü öyle tamamlayan, zone-14'e futbolcuyu orta sahadan atanlar da vardır. yine burada çakılı bekin kanadı daha kanatlaşır, ters taraftaki ise forveti çiftler.

    bir başka yaklaşım half-space'i beklere bırakan bir anlayıştır. kanatlar daha ortasahavaridir, çizgiye basarak oynarlar. pek popüler olamamıştır. daha doğrusu hemen herkesin 4-2-3-1 oynadığı futbol camiası için sıkıntılıdır. çünkü geometri olarak klasik 4-2-3-1 ya da klasik 4-4-2 çok ters gelir. ya da şöyle diyelim. merkezden kanada açılan formasyonlara karşı bariz sıkıntıları vardır. neden? çünkü bek ile kanat oyuncunuzun duruşları merkezden kanada atılan toplar için sıkıntılıdır. orada kanada doğru açık bir koridor bırakmış olursunuz. tabii şimdinin ayağı temiz stoperini göz önüne alıyoruz. yoksa merkezden oyun kuran takımlara karşı iyidir.

    anlayacağınız birçok formasyonu vardır. yazdıklarımdan daha da fazlası vardır.

    gelgelelim en temeldeki problemi zone-14'teki aksiyonlardır. geometrisi gereği böyle bir problemi vardır. bu da doğal olarak bazı hücumsal kıtlığa sebebiyet verir.

    bu problemi nasıl çözdüğünüz, 4-1-4-1'e de nasıl bir kimlik katığınızı belirler. nasıl oynayacağınızı, oyuncuları hangi profilden seçeceğinizi belirler. bu seçimlerinizin ne kadar modern oldukları ise dizilişin efektifliğini artırır.

    geriye iki soru kaldı o hâlde:

    1. hangi 4-1-4-1 lanetlidir?
    2. eğer galatasaray'ın oynadığı 4-1-4-1 lanetli ise galatasaray hangi 4-1-4-1'i oynamaktadır ve bu oynanan 4-1-4-1 ne kadar moderndir?

    benim gördüğüm galatasaray'ın 4-1-4-1 hiç de modern olmayan bir diziliş. ama bu 4-1-4-1'den kaynaklı değil, uygulamadan kaynaklı.

    kısır geçen maçların müsebbibi de bu aslında. yukarıda söyledim. tamam dinamik profilde oyuncularınız var ama peki half-space'lerden, zone-14'ten ne kadar yararlanıyorsunuz? gole götüren aksiyonların yarısından hayli fazla bu iki alandan gelişiyor. topu zone-14'e bir şekilde indirebiliyor musunuz? kanatlarınız, beklerinize alan açabiliyor mu? bekleriniz oyuna katılacak profile uygun mu?orta sahalarınız veya forvetleriniz half-space'i ne kadar kullanabiliyor?

    aslında profil olarak oyuncularımız hayli uygun bir dizilişe. mesela boey buna uygun bir bek. morutan, barış alper, kerem ve hatta babel buna uygun kanat-forvetler. ya da halil dervişoğlu zone-14'e inebilecek profilde bir santrfor. mesela yedek oyuncumuz emre kılınç'ın half-space'e attığı koşulardan attığı gollere bakın. bunu cica ve berkan da yapabilir hatta yapıyor da. ama o kadar. aslında çok antik bir 4-1-4-1 oynuyoruz, belki de oynamak zorunda kalıyoruz.

    sözgelimi bu sezon avrupa ligi'nde oynadığımız dizilişler hayli klasik 4-1-4-1'lerdir. çakılı bekler, çizgiye basan kanatlar... vesaire vesaire... aslında ne kadar güvenlikçi bir diziliş olduğunu da görebiliyoruz istatistiklerimizden.

    ama siz aynı diziliş ve taktik anlayışla hücum beklentisine girerseniz olmaz. dediğim gibi dizilişin isterleri farklı, sahanın hücum tarafına geçtiğinizde. ortaya kısır bir futbol çıkabiliyor. ve kazanmak zorunda olduğunuzda ise arkada gedikler bırakabiliyorsunuz. çünkü hücumsal aksiyonları artırmak için başka yerlerden feragat etmek zorunda kalıyorsunuz. oysa yapılması gereken çok başka şeyler var ortada.

    neyse.

    umarım anlatabilmişimdir meramımı.

    sanırım son.

    evet.
  • 31
    dizilişlerle ilgili konuşmayı pek sevmiyorum, zira her diziliş mükemmel uygulanıldığında iyi sonuçlar verebilir, takımın ahengi önemli olan bana göre.

    ancak 4141 şahsi fikrime göre galatasarayımızda hiç bir zaman işlememiş ve mübkemmeleştirilememiş bir diziliştir.

    birincisi defanstan top çıkarırken takım geri 5li ve ileri 5li olarak ikiye bölünüyor ve savunması çok kolay hale geliyor. defansta sağlam yerleşip 2 ya da 3 kişiyle baskı yapan rakip senin oyun kurmanı bozuyor.

    nzonzi gibi bir adam 4141 in önliberosu olarak oynuyor, arkada marcao gibi belki de son yıllardaki en iyi oyun kuran stoperimiz var. sağ bekimiz mariano oyun kuran bek. tüm bunlara rağmen 3 kişi baskı yapınca top kaybediyorsak ve yediğimiz tüm ataklarda açıklar veriyorsak bence artık bireysel performans üzerinden yorum yapmayı bırakmanın zamanı geldi demektir.

    acil olarak yapılması gereken, oyun kurmaya sadece 1 ortasaha değil 2 ortasaha görevlendirilmeli. kanatlarda feghouli belhanda gibi ortasaha özellikli oyun kurucular paslı çıkış için önemli artı olacaktır. zaten topu rakip yarı alana taşıdıktan sonra bireysel yeteneklerimizi göstermeye, yaşlı olan takımımızı yormadan oynamaya başlayabiliyoruz.

    umarım hocam 4141 inadından şampiyonlar ligi ilk maçı ile vazgeçer de sistemin defosunu daha ağır sonuçlarla ödemeyiz.

    (bkz: 2019 2020 sezonu)
  • 105
    tüm premier lig ve stsl maçlarını izleyen biri olarak söylemeliyim ki, bu iki ligdeki 39 takım arasından sadece 2 takım bu taktiği uygulamakta. birisi leeds unitedla birlikte marcelo bielsa, diğeri galatasaray ile birlikte fatih terim.

    bielsanın alametleri:
    daha hızlı geçiş oyunu
    merkez oynayan 8lerin half space ve rakip ceza sahasına daha çok koşusu
    defansif yapı da özellikle adam adama rakip karşılama

    fatih terim alametleri:
    daha güçlü ve disiplinli defansif yapı
    rakip arkasındaki alan darlığı nedeniyle daha yavaş ve set oyunu
  • 36
    bu sistemde kanatlar ve orta sahadaki iç oyuncuları hayvan gibi hareketli olmalılardır. kanatlar zeki olmak zorundalardır ve bunun yanı sıra arkalarındaki beklerin yapısına göre oyunu genişletmelilerdir. düşünün kanadınız hem zeki (savunma arkası koşular vs.) olacak hem çizgiye basıp oyunu genişletebilecek hem de skor üretecek. vay anam vay!

    bu sistemde başarılı olan takımlar genelde minimum %60-65 oranında topa sahip olup, eveleyip gevelemeden rakip sahada top oynarlar*. bu sistemin pres için dezavantajlı olduğunu bildiklerinden kaptırdıkları zaman sık sık faul yaparlar (guardiola çok eleştirilmişti bu konuda, kloop da dortmund'daki kötü döneminden itibaren artık o ani prese dayalı oyunu bırakmaya başladı). ayrıca tabiri caizse it gibi koşar bu sistemin futbolcuları. hepsi muazzam yetenekli futbolculardır ama eli belinde gezen göremezsiniz. bizse sahada yürümeye mecali olmayanların oyundan çıkarken yaptıkları triplere maruz kalıyoruz. https://gss.gs/R6D.jpg

    velhasıl kelam oynayamayız. ne oynamak için yeterli paramız var ne de süremiz. city ve liverpool, kloop ve guardiola'yı getirdiği anda mı oynadı ya! bir yıl beklediler mükemmelleştirmek için. bir yıl+milyonlarca euro...

    ısrar etmememiz gereken diziliştir. bizim bir yılımız yok. bazı entry'lerimde oynamak istediğimiz oyun için sabretmemiz gerektiğini yazmıştım ama ben de vazgeçtim artık. tamam fikir güzel ama hala daha küçük enstantaneler dışında bir şey çıkmıyor ortaya.

    acilen gemiyi çift forvetli, beklerden tek bir şey istediğimiz dizilişlere yanaştırmalıyız... 4-4-2, 3-1-4-2, 4-4-1-1*.

    haddim değil biliyorum ama ne olur ya. hazırlık maçlarında erencan-babel ikilisiyle denedik, konya maçı adem ile denedik. neden bir 90 dakika denemiyoruz?
  • 72
    lig lideri sivas'ın* kullandığı diziliş. hemde bunu ön libero olarak aslında stoper olan fatih aksoy'u kullanarak yapıyorlar. buna rağmen ligin en dinamik takımı olmayı başarıyorlar. yine aynı şekilde 2017/2018 sezonun da biz de özellikle tudor döneminde bu şekilde dizilip ligin en tempolu oyununu oynuyorduk. sorunun dizilişte değil oyuncularda olduğunu anlamak bu kadar zor olmamalı. 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçında 4-4-2 oynadık ne değişti? takım uçtu mu?

    edit: ayrıca burada sürekli bu sistem üzerinden gidildiği için yazdım yoksa bana göre biz de sivasspor da 4-3-3 oynuyoruz.
  • 158
    acil 6 numara transfer edip zor maçlarda 4-2-4'ten bozma 4-2-3-1'den vazgeçip değerlendirmemiz gereken taktik.

    --------------icardi-------------------
    --barış---sara---torreira----ziyech--
    -------------transfer------------------
    --köhn---transfer--sanchez--jelert--
    -------------muslera------------------

    transfer olan yerlere idareten abdülkerim ve kaan ayhan yazabilirsiniz.
  • 47
    olmadı, olmuyor, olmayacak.
    bir insan hiç mi hatalarından ders çıkarmaz? haftalardır şu takım bu taktikle top oynayamıyor.
    bu kadar pozisyon veriyorsak, her maçın kahramanı muslera ise bunun sebebi şu diziliştir. sonra “ego” deyince linci yiyoruz.
    sırf ben haklıyım demek için, haftalardır iğrenç futbol izlemeye mahkum ediliyoruz. ben bir taraftar olarak artık iyi futbol izlemek istiyorum, ben bir taraftar olarak, şu belhanda’yı sırf terim tükürdüğünü yalamayacak diye sahada görmek istemiyorum.
    değiştir allah aşkına yeni bir şey dene
  • 140
    zamanında barcelona ve ispanya milli takımı vb. mükemmel uygulayanlar yüzünden tercih edilen ve yanlış kadrolarda çok kötü kopya edildiğinde futbolun seyir zevkini yok eden diziliş. ne yazık ki fatih hoca da bize 2019-2020 sezonundan bu yana kötü bir taklit izletiyor. allah'tan 2011-2012 sezonunda başladığı 4-1-4-1'de ısrar etmeyip 4-4-2'ye dönmüş, yoksa 1996-2000 arası sonrası kariyerinde dominant futbol oynattığı bir sezon daha olmayacakmış.
  • 35
    çok hızlı alan değiştirebilen oyuncular olmadıkça, orta alandaki 1 kısmı yalnız kovboy rolünde kalakalıyor. man city’de maşallah yavaş adam yokken bizde bir adet bile hızlı ileri geri gelen oyuncu yok. hal böyle olunca bu sistemde diretilmesi de sadece komik oluyor. en küçük yaratıcılık, akıcılık, alışveriş yapılamıyor. halbuki aynı şehirde bir de united takımı var. onun oyununu seçsek tam olacak belki de. (bkz: 4-4-2)
  • 7
    oyun rakip sahaya yikip, yuksek pres ile oynayan takimlar icin bicilmis kaftan. tek forvetli bir sistem oldugu icin 4 orta saha oyuncusuna da kaleye daha yakin ve hareketli olma sansi veriyor. bu yapida orta sahanin arkasindaki tek oyuncu (bkz: fernando francisco reges) cok is dusuyor - arkaya atilan toplari hizli bir sekilde supurup, tekrar ileri tasima gorevini 90 dakika boyunca hatasiz yapmasi gerek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın