• 328
    sürekli eski teknik direktör ve/veya oyuncu başlıklarının gündeme geldiği durumu da içerir.

    kötü oynanan ve neticesinde puan kaybettiğimiz maçlardan sonra sürekli igor tudor, karl heinz feldkamp, eric gerets, roberto mancini gibi isimleri görüyoruz. burada öne çıkan isim genellikle hırvat futbolunun medarı iftiharı, italyanların meşhur takımı juventus'un yardımcı antrenörü igor tudor. şu anda takımın hocası fatih terim. yani biraz önce tudor, mudor, kalli vs. takımın başındayken kötü oynayıp puan kaybedilen maçlardan sonra ismi ilk olarak gündeme gelen isimlerden en önemlisi, belki de en çok ilgi çekeni. aslında galatasaray'da fatih terim harici kim varsa ve o hafta oynanan maçta galibiyet dışında bir netice alındıysa ismi banko yazılan teknik direktör yani.

    şöyle bir algoritma ile daha kolay ifade edebilirim kendimi.

    gs puan kaybetti mi?
    hayır -> sorun yok, lay lay loma devam.
    evet -> teknik direktör kim? fatih terim mi, yoksa bir başkası mı?
    eğer fatih terim ise -> geçmişte teknik direktörlük yapmış isimlerden birisine sar. tudor çok güzel bir başlangıç olabilir mesela... kalli, gerets, mancini gibi isimlerden de şansını deneyebilirsin. ancak fatih hoca'dan önceki son teknik direktörümüz ve akıllarda en taze isim olması hasebiyle tudor'da ısrarcıyım. 2017 ağustos-eylül aylarındaki maçlar ve oyun göz kırpıyor başlığı hortlatmak için. gomis, momis, ndiaye, feghouli falan nasıl yardırıyorduk ama! kaldı ki bir tolga ciğerci gerçeği de var ortada :(
    eğer fatih terim değil ise -> hemen imparator başlığında 96-00, uefa kupası, 2011-2013, cl çeyrek finali, real madrid maçları, schalke maçları, 4-4-2, kaybettiğinde değil, vazgeçtiğinde yenilirsin temalı konulardan herhangi birini seçip yürüyebilirsin. çünkü neden yürümeyesin :(

    bunun bir de oyuncu kısmı var. kötü oynayan bir futbolcu -mevki, isim, geçmişi hiç farketmeksizin- yerine aynı mevkide oynayan eski bir oyuncumuz da gündeme gelebiliyor. bu bazen gomis oluyor, bazen fernando, melo, baros, elmander, sneijder oluyor. özellikle sneijder çok tercih ediliyor burada da. gerçi oyuncuların başlıklarının hortlatılması, teknik direktörler kadar revaçta değil, o konuda hakkını yemeyeyim. ortalama 5-6 maçta bir puan kaybında bir kereye tekabül ediyor bu durum. ancak teknik direktör başlıkları her maç, en kötü iki maçta bir yine gündeme geliyor.

    bunun için ayrıca bir algoritma yazmaya gerek duymuyorum. teknik direktör başlığındaki mantıkla aynı.

    bu oyuncu ve teknik adamların başlıklarında geçmişe doğru bir gidin, eğer ki aynı tarihte ve arka arkaya seri şekilde yazılmış birkaç entry öbeği görürseniz, ilk entry çok büyük ihtimal bir övgü ile başlar. ne tuhaftır ki bu entry de puan kaybettiğimiz bir maçın hemen bitimine, bazen de son düdük beklenmeden yetiştirilmiştir. o kadar da kesin konuşuyorum.

    artık dinamiklerini çözdüm bu sözlüğün. hagi, gs, neverfall, harry kewell the wizard of oz, hiç farketmez; kim olursa olsun yetkili bir büyüğümden imtiyaz isteyeceğim.

    bakın bu istatistiği de sözlüğün istatistikler kısmında bulamazsınız. el emeği göz nuru bir gözlem sonucudur :(
  • 402
    sözlüğü bilmem ama ben çok bozuk biri oluyorum. çok mutsuz oluyorum. hiçbir şey yapasım gelmiyor. benim için hayatın da bir anlamı kalmıyor. durup durup sinirleniyorum. elimden de birşey gelmiyor. şimdi ben nasıl on gün sabredeceğim? biri bana bunu anlatsın? ne yapacağım şimdi zaten galatasaray yetmezliği yaşıyorum. niye bizim bu kadar az maçımız var ve onbeş günde bir kez maça çıkıyoruz? vallahi bıktım ya. kime neye yenildiğimizin bir önemi yok, winner'lık sekteye uğrayınca sinirleniyorum. tırt'tan takımlara yenilmemiz tuhaf geliyor. işin aksi gibi bayern'de yenildi. resmen iki taraftan mutsuzum. en azından biri kazanıyordu öteki kaybedince bir şekilde yürütüyordum, şimdi nasıl yürüteceğim? resmen dün akşamdan beri çikolatasız waffle, torksuz amerikan otomobili, icardi'siz galatasaray, neuer'siz bayern gibiyim şu an. çok kötü hissediyorum. hiç kaldıramıyorum, gelemiyorum şu takımın galibiyet dışındaki senaryolarına. "tamam yenilirsin bu da var" diyemiyorum da kendime, gönlüm kabul etmiyor ki aklım etsin? şuraya satırlarca içimi döksem bitmez. kapansın tüm dünya modundayım.
  • 414
    birkaç gün boyunca girmediğim için göremediğim haldir. iyi oynasak da kötü oynasak da değişen bir şey olmuyor; burası katlanılmaz bir yere geliyor. cidden küfür konusunda moderasyon dikkatli olmasa burası antu'ya döner.

    beyler bir sakin ya. kalan son 5 maçın hepsini kazanacak galatasaray. şampiyonluğun ne zaman ilan edileceğini de fenerbahçenin puan kaybedip kaybetmemesi belirleyecek. herkese sevgiler, açın bir iki şey izleyin kafa dağıtın.
  • 380
    sözlugun en nefret ettigim halleridir. adam kesmeye, hoca asmaya, o gelsin bu gitsinlere eli tetikte bekleyenler, aninda basliklara dolusuyor. bir suru cirkin yazi, ayristirici ve hicbir faydasi olmayan yorumlar okunmaz halde. ne bilenmissiniz yaa, ne hirs yapmissiniz. yemin ediyorum gs liseli dedelerden huysuz ve simarik bir kesim topluluk var, biktirdilar artik.

    ayni kesim ”bedenci” diye tudor’u ucurur, 5 sene sonra tudor’un her galibiyetinde basligini tetikler. terim’i ”modern degil” diye ucurur, basligini tetikler. okan buruk gelsin diye ortaligi ayaga kaldirir, skor gelmeyince ”okan’la olmaz” der istifaya cagirir.

    11-12 yildir yaziyorum burada ve su son 1-2 senedir gördugum sacmalik kadar hicbir sacmalik görmedim bu sözlukte.

    https://youtube.com/...VKgLuk?feature=share
  • 395
    baş ağrısının tanımı. gerçekten kaybettiğimiz her hangi bir maçtan sonra (hazırlık maçı da dahil) sözlüğe bir süre girmemeye çalışıyorum. hangi oyuncunun başlığına girsem çok kötü olduğunu, bunu daha önce söylemiş olduğunu falan belirten entryler, hocanın yetersizliği ya da yanlış yaptığı gibi (hafif dozda eleştirilere sözüm yok ama genelde çok yüksekten giriyor yazarlarımız eleştiri dozunu) eleştiriler vs. cidden okurken insan hem yoruluyor hem de hayata dair umutlarını yitiriyor. sağlık önemli, o nedenle yarın tekrar girer, sakin sakin okurum sözlüğü.
    (bkz: 5 nisan 2023 galatasaray istanbul başakşehir maçı)
  • 222
    tam manasıyla nankörlük hakim oluyor.

    sezon başından beri kahramanımız ilan edilen ve yaptıkları ile gerçekten de övgüyü sonuna kadar hak eden bir hocamız var fakat lig lideri başakşehir'e kendi evimizde yenilmemiz sonrası jan olde riekerink sonrası galatasaray'ın teknik direktörü diye başlık açılmakta bir beis görülmüyor.

    sneijder maçta en çok isyan eden oyuncumuzdu bana göre. fakat sneijder hakkındaki eleştiriler "gerçekten bitmiş, devre arasında gönderilmeli, para ediyorken elden çıkarmalıyız, 2. hagi değil 32. hagi bile olamaz" sığlığında. tamamen nefret ve öfke akıyor her bir kelimeden.

    tüm bunlar neden? çünkü kaybettik ve taraftar sözlüğe girip kendisine bir hedef belirlemek, nefretini ve öfkesini kusmak istiyor. mantık falan hak getire. önemli olan tek şey o kişinin öfkesini kusup jan olde hocam'ı gönderip, takıma yeni hoca bulup sneijder'i göndermek. sonrası güllüs gülistanlık olacak. sözlük de içini dökme yeri zaten.

    yenilgi sonrası sinirlerine hakim olamayan, eleştirisini akıl ve mantık çerçevesi içinde yapamayan bu iğrenç kitleyi görünce galibiyet veya şampiyonluk sonrası sözlüğe hakim olan o zafer sarhoşluğu tabloyu da yapay buluyorum. ne zaman öğreneceğiz uçlarda tepki vermemeyi? dün kahraman olan adam bugün neden birden günah keçisi ilan ediliyor? sneijder'i gönderince "takımda lider oyuncu yok, sneijder kadroda tutulmalıydı, varlığı bile yetiyordu" diyecek olan kişi sen değil misin yine? az biraz karakter, az biraz izan, az biraz mantık göstermek çok da zor değil be.

    küfür etmeme gayretimde ciddi zorlanmaya başladığımı hissediyorum, o yüzden söyleyeceklerim bu kadar.
  • 441
    alti ustu bir deplasman macinda beraber kaldiktan sonra insanin tum enerjisini emen haldir.

    uc metre oteye pas atamayan berkan yedege cekilip kontrolsuz guc bay yerine ideal sag aciklarimizdan biri oturunca yine uretken bir takim olacagimiza inancim tam.

    tabi toksik optimist de olmamak lazim. haftayaki macta zaha, kerem, tete, icardi, torreira en az 60 dk oynamali ve net bir galibiyet almaliyiz.

    2009-2010 sezonu olmasi lazim uc mac uc maglubiyetle baslamistik. bir bakmissin 5. hafta ligde havlu atmissin. fakat guvendigim sey bu kadro kalitesi buna imkan vermeyecektir.
  • 268
    2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçından sonra sözlüğe tek kelime yazmadım. başlıkları da çok fazla okumadım. çünkü yine aynı tarz şeylerin yazılacağını biliyordum. açıkcası daha fazla okuyup sinirlenmek istemedim çünkü yazılanların çoğunun sakin kafayla yazılmadığını biliyorum. fenerbahçe ile ilk defa oynamıyoruz, muhtemelen de son olmayacak. hepiniz kadar sinirlendim, stadyumdan çıkıp arabaya gidene kadar da söylendim. eve geldiğimde açıp dizi izledim. evet maçın 2-0'dan 2-2'ye gelmesi çok sinir bozucuydu. yalnız arkadaşlar şunu da belirtmek istiyorum. basket maçı* olacak denen ama emrenin kıçına çarpıp gol olan ve kaybettiğimiz maçı da stadyumdan izlemiştim. emin olun onun hayal kırıklığının yanında bu beraberlik hiç bişey değil. sözlük o gün de açık olsa, gelip burda yine başlıklara sinirimi boşaltmazdım. belki ben farklıyım bilmiyorum ama gerçekten bu tarz maçlardan sonra en azından 24 saat sözlükten uzak kalmak bana iyi geliyor. yoksa maçla veya hakemle ilgili yazılacak bir çok şey var ama bu bişeyi değiştirmeyecek. bide bence kendinizi bu kadar darlamayın. orda 50 metre ilerimizde bir çocuk tuttuğu takımın maçında kalp krizinden vefat etti. belki de ilk deplasman maçıydı. ki ilk derby deplasmanında nasıl heycanlandığımı hala hatırlıyorum. sizden ve ailenizden değerli hiç bişey yok. he bide sağlığınız tabii...
  • 247
    sorun maç kaybetmek değil aslında. hani iyi oynarsın çok gol kaçırırsın top bir türlü girmez. bizim olayımız bu değil. biz iç sahada ligin açık ara en iyi futbolunu oynuyoruz. sonra gidiyoruz saçma sapan bir deplasmanda yokları oynuyoruz. taraftarı umutsuzluğa iten de bu. yarın tt arena'da başakşehir ve beşiktaş'a 5 er tane sallasak bile akhisar, göztepe ve alanya deplasmanlarını korku ile izleyeceğiz. bu takım yeni malatya, sivas, kasımpaşa, gençlerbilriği gibi deplasmanlarda birbirinin kopyası malubiyetler alarak bunu taraftara aşıladı çünkü.

    macion, feghouli ve mariano üçlüsü deplasmanlarda kocaman bir 0.
    gomis yakalarsa atıyor ama tt arena'da rakip kaleciye atılan geri paslara hayvan gibi koşan, rakip stoperlere bir panter gibi saldıran gomis deplasmanda rakip stoperler arasında uyuyor çıkıp 2 kafa topu bile almıyor o derece.
    belhanda desen bişeyler yapmaya çalışıyor bazen ama o tt arena'daki coşkusundan eser yok.
    takımda bu kadar oyuncu kötü oldu mu nagatomo da onlara ayak uyduruyor. sivas ve gençlerbirliği deplasmanında olduğu gibi.

    hal böyle olunca en keklik deplasmanlar bile coşkudan uzak, antreman maçına çıkmış gibi oynayan oyuncular yüzünden kabusa dönüşüyor. bu takım haftaya başakşehir'e 5 tane atsın. alanyaspor maçını yine bu korkuyla izleyeceğiz. çünkü elimizde tt arena'daki eforu ile deplasmandaki eforu arasında gece ile gündüz kadar fark olan en az 5 tane topçu var.
  • 237
    (bkz: 18 şubat 2018 kasımpaşa galatasaray maçı)

    ilk defa sözlüğü bırakma seviyesine getirdi beni. bazı insanları anlamak gerçekten çok zor. yenildik, hepimiz üzgünüz. bunda hakemin de büyük payı vardı. bahane değil elbette. fatih hoca da çok kritik hatalar yaptı. bunları kimse inkar etmiyor ama birileri illa kendini haklı çıkarmak için saçma sapan tespitlerle insanları birbirine düşürüyor. sanarsın ki fatih terim'in takımın başına geçmesini isteyenler kaybetti bugün, tudor'un kalmasını savunanlarsa kazandı. çok yazık çok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın