• 295
    genel olarak 3 gün süren hal.
    maç günü maç başlığı dolar, hoca ve bazı oyuncular eleştirilir.
    ikinci gün yine futbolcular eleştirilir ve sistemsizlik tekrarlanır.
    üçüncü gün ise yönetim eleştirilir. bazı eski oyuncular yad edilir. alış ve satış önerileri yapılır.

    dördüncü gün ise sözlük normale döner. çoğu zaman bu formül çok şaşmaz. en azından burayı düzenli olarak okuduğum son 2 yılda böyledir.
  • 348
    10 günlük transfer vaadi verip yerine getirmeyen ve yaşlı oyunculardan kurulu transfer politikası izleyen bir yönetim. 3-4 senedir taktik olarak ne oynadığı belli olmayan ve fizik gücü her daim bitik bir kadro. sorumluluğu üstlenmekten kaçınan ve hep bizden beklememizi isteyen bir teknik ekip. avrupa kupalarında son 30 küsür maçta 4 galibiyeti olan bir takım. vasat ve yaşlı oyuncular, tecrübesiz yardımcılar, evlatcılık, kaçan şampiyonluklar....

    kaybedilen maç sonrası argo tabirler dışında kendince eleştiri yapan herkesi dikkatlice okuyorum.

    "hayırlısı" deyip boynumu bükemem. eleştirimi yaparım, dozunda eleştirisini yapana saygı duyarım.

    aslolan her daim galatasaray.
  • 423
    30 nisan 2023 beşiktaş galatasaray maçını kaybediş şeklimizden beni daha çok üzen şey sözlüğün haliydi. ben sözlük sayesinde futbolu daha çok sevdim. çünkü sözlük benim için sadece sözlük değil, futbolun bir taraftar grubunu nasıl bir arada tutabileceğini göstermiştir.

    sürekli muslera'nın gitmesi gerektiği yazıldı, sanki muslera bu sezon en çok kurtarış yüzdesine sahip, en az gol yiyen kaleci değilmiş gibi. okan buruk'a karşı art niyetli şeyler söylendi, sanki en uzun galibiyet serisini yakalayan, en yüksek puan ortalamasına sahip olan teknik direktör değilmiş gibi. sergio oliveira bir hatasıyla yerden yere vuruldu, sanki bunca haftadır en çok şut çeken ve kadıköy deplasmanını çözen adam değilmiş gibi. kerem çok bencil dendi, sanki en çok şut pası veren oyuncumuz kerem aktürkoğlu değilmiş gibi.... ya arkadaşlar, nelsson gibi bir adama dahi direkt satılmalı dendi? nelsson için sanki şunu yapan bunu yapan oyuncu nelsson değilmiş gibi demeye gerek dahi yok. o derece elit bir stoper kendisi.

    anlıyorum heyecanlısınız, bende öyleyim. ama takımı kötüleyerek veya hızlı sonuç bekleyerek şampiyon olamayız. takıma güvenelim. güvenelim çünkü hatalarından ders alan bir teknik direktörümüz, taraftarı için canını dişine takan bir takımımız var. bu sebepledir ki güvenimizi boşa çıkarmayacaklardır...
  • 411
    30 nisan 2023 beşiktaş galatasaray maçı sonrası yine futbolcularımıza ve okan hoca'ya saçma sapan eleştiriler ve hakaretler eşliğinde görülen durum. sakin olun, gidin bir çay falan için, kendinize gelin. sadece deplasmanda bir derbi kaybettik. hala ciddi şekilde avantajlı durumdayız, insanlara hakaret etmeyi bırakın.

    bunun sebebi bana göre maçtan önce "4-5 atarız, şöyle winnerız böyle winnerız, son virajlarda derbi mi kaybederiz" minvalinde yapılan şımarıkça yorumların maç sonrasında ters tepmesidir.

    her takım her durumda maç kaybedebilir ve kazanabilir. winnerlık veya loserlık diye bir şey yoktur, takımların winner olup olmaması sahadaki anlık sonuçlara bakar. şımarıklığı bırakıp gerçeklerle yüzleşelim. şımarıklık ve laubalilik galatasaray'a, taraftarına hiç yakışmıyor.

    derbiye* kadar 4 maçımız var. hepsi hedef maçlar ve hepsini kazanabiliriz. hepsinden daha iyi takımız ama lütfen "5-6 atarız, donumuzda sallarız" tarzı beklenti yaratıcı entrylerden uzak duralım. bu 4 maçı kazanıp içerdeki derbiyi güle oynaya oynayacağız. bu takım şampiyonluğu hak etti ve olacak inşallah. başakşehir maçıyla* birlikte konsantrasyona başlıyoruz. kaldı 4.

    (bkz: süper lig 2022-2023 sezonu)
  • 303
    bilmediğim haldir. dünden beri değil sözlüğe girmek aklıma futbol gelince içime öküz oturuyor resmen.

    dün kız kardeşimin düğünü vardı ve maçı izlemedim. * iyi ki izlememişim. bugün hatun konusunu açınca ''güzel şeyler hakkında konuşalım'' dedim. ulan dişe dokunur, derman bulamayacağımız derdimiz yok bedavadan acı çekiyoruz. böyle futbol mu olur be birader ?
  • 338
    aslında kazanılan veya kaybedilen maç sonrası sözlüğümüz gayet keyifli, keyifsiz olan durum eleştiri adı altında kin/nefret kusanlar, trollük yapanlar...

    yoksa eleştiri okumak hiç bir galatasaray taraftarını üzmez, kızdırmaz aksine yenilgiyi bile çıkardığı dersle avantaja çevirmesini bilir. bizi diğer taraftarlardan ayıran bu eleştiri kültürümüz.

    işte burada ayırt edilmesi gereken şu; ağzına geleni söyleyip, içindeki nefreti kusup ama ben eleştiriyorum diyenlerdir. bunları da fark ederek okuduğunuz zaman gayet dolu eleştiriler var. yenilgiyi daha iyi algılamamızı sağlayan aydınlatan yazılar var.
  • 318
    bugünkü maç sonunda pek de kötü sayılmaz.

    çünkü gerek oyun gerek de hırs bizi şampiyonluğa inandırdı.

    (bkz: 12 şubat 2020 galatasaray alanyaspor maçı)

    hem zaten zibilyon taneye sahip olduğumuz bir kupadan elendik ama belki başka bir türkiye kupası kazanacağız. ha?

    (bkz: basketbol türkiye kupası)

    edit: maçı kazandık diye kaç tane mesaj geldi anında. ne alemsiniz be. hahaha.
  • 216
    ulan altı üstü 1 maç yahu. çok abartmayın. hemen hocayı gönderiyorsunuz hee. maçı izlemedim ama maç esnasında yorumları okudum. hakem doğruyor yazılmış. eğer hakem tarafsız olsaydı ve yenseydik riekerink bye yerine riekerink bey mi olacaktı?
    riekerink bizim alex ferguson'umuz olsun diyorsunuz ya, onu demeye hakkınız yok bence. çünkü sabır ile desteklemek yok. bu adamın yaptıklarını yıllardır yapan olmadı. haklısınız çok iyi durumda değiliz ama futbol dediğimiz olgu takım işidir. takım halinde ya yaparsın ya da yapamazsın. dolayısıyla sabretmesini bilmek lazım. sabredelim lütfen. fatih terim-lucescu kısır döngüsüne girmeyelim ve sistemli bir takım olalım.
  • 284
    aslında kaybedilen maç akşamı telefonu bıraksak ve başka şeylere zaman ayırmaya çalışsak çok daha güzel olacak.

    özellikle kaybedilen maç sonraları sözlükte hiç görmediğim kişilerin, eleştirilen kişilerin başlığında eleştiriye boyut atlattığını görüyorum. edilen lafların haddi hesabı olmadığı gibi, bir gün sonra yazsa yazısına eklemeyeceği birçok şeyi yazmaktan geri kalmıyor.

    az önce sözlükten mesajla 1-2 arkadaşla konuştuk, öncesinde hakkında entry de yazdım. fatih terim 4. sezonunda çok formsuz, ha bu formsuzluğuyla 1 şampiyonluk kazandı fakat görünen köy kılavuz istemiyor. takımı kafasındaki oyuna uydurmaya çalışıyor. oyuncu değişikliklerinde hata yapıyor, bazı şeylerde çok inat ediyor falan filan. buna rağmen başlığına giriyorum, silinen entry’leri şu anda göremesek de felaket bir öfke var. türk teknik direktör pişmanlık bile denilmiş kendisi üzerinden. iyi ki 90’larda internet bu kadar yaygın değilmiş. bu tüketim kafasıyla uefa kupası, süper kupa falan yalan olurmuş.

    mutsuzuz ve bu mutsuzluğu en ufak fırsatını bulduğumuzda nefrete dönüştürmekten de geri kalmıyoruz. insanların nasıl öfkeyle dolduklarını gördükçe kalbim sıkışıyor. sanki elimizde o an silah olsa ve biri bize bunun için hapse girmeyeceğimizin garantisini verse onyekuru’yu falan kafasından vuracak kıvamdayız.allah sonumuzu hayır etsin.

    galatasaray her şeyimiz fakat mantıklı düşünmeye de hepimizin ihtiyacı var, negatif enerjilerimizle girmeyelim şu siteye.
  • 7
    biz şampiyonluğu kazandık,

    böyle yenilgilere ben razıyım. lig liderine kendi sahasında top göstermemişsin. bu sezonun en ağır sahasında bile oyunundan taviz vermemiş, iki golcüsünü sahaya sürmüş, ayağa paslarla verkaçlarla seyredenlere zevk vermiş ve gol an meselesi. en rahat maçlarımızdan birini seyrediyoruz. en ufak bir şüphem yok, ikinci yarı gol gelecek. devreyede berabere gidelim kaygısı yok, hep biz üstün oynuyoruz. takımda kötü oynayan yok. daha ne olsun, derken, oyun durdu. bir hışımla koştu yan hakemine doğru. o yan hakem ki baros'un kıl payı ofsaytını tesbit etmiş. iyi bir hakem olmalı. ama kesin iyi bir insan değil. sahanın her tarafı buz, kar, su. suya karşı allerjisi olan bir yan hakemi atamışlar bizim maça. bir pozisyonda yan hakemin yanından iki futbolcu taca çıkıyor. sakatlanmadıklarına dua etmek lazım. ümit karan suya bir tekme atıyor. adama atsa tekmeyi tamam, kırmızı kart. suya tekmeye kırmızı kartı da gördü ya bu gözler.

    kırmızı kart olunca bayağı sinirlendik. yapılırmı kaptan, zaten bu sene kariyerinin en kötü sezonunu geçiriyorsun. oldu mu şimdi diye faturayı çıkaracağız. bakıyoruz pozisyona, hiç suçu yok karan'ın. hadi diyoruz bu haksız kart diğerlerini galeyana getirir, hakeme de geçirirler. oyun yine de kontrolümüzde gidiyordu. kesmedi eksik bırakmak galatasaray'ı. top yekun çullandık sivas kalesine doğru. bir ters top geldi, mehmet yıldız ofsayttı. ilk yarıda kıl payı ofsaytı gören hakemin gözüne perde indi. bir damla su formasını ıslattı diye adam attıran adamdan insanlık beklenirmi. devam dedi, ne diyecekti ki. o top gol oldu. bundan sonrası artık futbol değil. kadere razı olup 3 puanı bıraktık sivas ellerinde. bülent uygun'un dahiyane hocalığı sayesinde yenildik.

    yenildik, ben biraz takımı tanıyorsam çok iyi oldu. bu yenilgi, bu haksızlık takımı gereğinden çok daha önce kenetleyecek. kim bilir ne yeminler etmişlerdir. geçen yılın son maçlarında gene bize anormal saldırılar olmuş, takım son düzlükte kayıpsız maçlar geçirmiş, bizlerden başka hiç kimsenin beklemediği şampiyonluğu kazanmıştı. artık, arda'mı, sabri'mi, ayhan'mı, ya da yeniden hasan şaş'mı, geçerler takımın başına alırlar sazı ellerine.

    hiç kimse üzülmesin, takıma kızmasın, biz ümit karan atıldığı an, bu sene şampiyonluğu kazandık. şimdiden kutlu olsun. biz, büyük takımız, her zaman ki gibi. yense de büyük yenilse de.
  • 406
    23 nisan 2023 galatasaray karagümrük maçı sonrası kaybetmedik, berabere kaldık ancak sözlük antuya döndü. icardi kötüleyenler mi dersin? muslera ile devam edilmemeli diyen mi dersin? zaniolo çöp diyen mi dersin? yoksa fenerbahçeyi şampiyon ilan eden mi? bir bakıyorum okan buruk gibi 16 maçlık galibiyet serisi yapmış adama hoca değil diyen var. sözlük eskiden daha kaliteli bir yerdi.
  • 367
    taraftar refleksini körelten bir hal. taraftar refleksi köreldiği için böyle bir hal oluşmuyor, bu cinnet halinin içinde kala kala taraftar refleksi köreliyor. daha maç oynanırken futbolu kendisinden başka kimse bilmiyor, futbolcudan kendisi hariç kimse anlamıyor gibi muhtıra tadında sert ve tepeden bakan yazılar yazan "taraftar" profili sosyal medya hayatımıza girdiğinden beri var. yıllar içinde marjinal bir azınlıkken bu hastalıklı ruh hali garip şekilde çoğunluk oldu. hatta hayatın her alanına yayılıp neredeyse ulusal bir davranış çeşidi oldu.

    bugün hata yapan bir futbolcu hakkında gönlünce "ya olur öyle şeyler aslanım" tarzı bir entry giremiyorsun. "bu hafta olmadı haftaya olur" da diyemiyorsun. yenilsen de yensen de bile diyemiyorsun, çünkü onun bile altında başka bir anlam illa ki bulunuyor. bu hastalıklı ruh hali içinde sözlükte taraftarlık yapmaya çalışandan da, sosyal medyada takılandan da, tribüne gidenden de hayır gelmiyor...

    bu kafayla yaşanmaz diyemeyeceğim artık, yaşanmıyor çünkü zaten...
  • 333
    lütfen yanlış anlamayın ama tırpan, orak, meşale kapılmışçasına kelle isteyen halk gibi geliyor. maç kaybedildiği an diyorum ki yine birilerinin kanı içilse dahi susuzluğu dinmeyecek insanların.

    evet öfkeleniyoruz, evet tv karşısında falan yumruğumuzu ısırıyoruz fakat maç kaybedilir. maç kaybedilir kaybedilmesine de sizin hocaya, takıma, armaya hiç mi güveniniz yok gerçekten anlamıyorum. belki sosyal hayatın öfkesi belki başka bir şey inanın anlamakta güçlük çekiyorum. yenildik evet bunun dışında iki seçenek daha vardı ve olmadı ne olmuş yani? takım karşı koymuş, reaksiyon göstermiş, sinmemiş ve savaşmaya devam etmiş. ileriye dönük bakıldığında bu gerçekten günübirlik zaferlerden çok daha etkili.

    elbet kaybedeceğiz, elbet berabere kalacağız ama unutulmasın ki biz galatasaray'ız. yeniden kalkmasını, savaşmasını ve kazanmasını en iyi biz biliriz.

    (bkz: 18 aralık 2020 fatih karagümrük galatasaray maçı)
  • 262
    sanırım yaş ilerledikçe dünya dertleri dünya telaşı futbola olan ilgimi azaltıyor. dolayısıyla galatasaray'a olan ilgimi de azaltıyor.

    10 yaşından 18 yaşına kadar sarı kırmızı boyanmış odada sarı kırmızı nevresimlerle uyuyan , sarı kırmızı defter kaplarıyla okula giden patalojik galatasaray aşkım 30'a merdiven dayadığım şu günlerde yerini umursamazlığa bırakmış vaziyette. ne attığımız gole seviniyorum ne yediğimiz gole üzülüyorum. koltuğun tepesinde olmam gerekiyordu nasıl bu hale geldim ben.

    ya depresyondayım ya da yaşlandıkça babama dönüyorum.

    62 yaşında adam az önce telefonla arayıp ''fenerle maçımız bu pazar mı?'' diye sordu .

    umarım bunamıyorsundur ben depresyondayımdır baba :(
  • 322
    27 eylül 2020 gs fb maçını farklı kaybetseydik şu an yaşadığım üzüntüyü yaşamazdım sanırım. gerçekten sormak istiyorum, neden? bu saçma futbol anlayışının sebebi nedir? yıllardır top dolaştırıp bir bok yapamadık, aynı şeyi defalarca defalarca defalarca deneyip farklı bir sonuç beklemek neden? bunu yaparken hızlı kanat oyuncusu eksikliğini fark edip 2019-2020 sezonu devre arasında onyekuru'yu almadık mı? peki bu sezon neden aynı oyunla farklı bir sonuç bekliyoruz?

    yahu para yok oyuncu alamıyoruz, yeniden yapılanıp gençleşeceğiz deyin, kerem veya oğulcan'ı oynatın da değişim istediğinizi biz de görelim ve yenildiğinizde dahi alkışlayıp sabredelim. ama yeter, gerçekten yeter. bu anlayış değişmedikçe türkiye liginde şampiyon olsanız ne olacak?

    (bkz: 1 ekim 2020 rangers fc galatasaray maçı)
  • 330
    (bkz: 18 aralık 2020 fatih karagümrük galatasaray maçı) bu maç o maç olmamalı dediğim haldir. karagümrük bizden iyiydi ve sonuna kadar kazanmayı hak etti. biz son üç dört haftadır oynadığımız güzel oyunu gösteremedik ve maçı hakkımızla kaybettik. linnesin yediğimiz golde uyuması, emre akbaba'nın ilk yarıda kritik pozisyonlarda yaptığı hatalar, feghoulinin mıy mıy oyununa geri dönmesi, arda'nın fizik yetersizliği, oğulcan'ın teknik yetersizliği vs vs. ama uzun zamandır ilk kez geriye düştüğümüz bir maçta reaksiyon gösterdi takım. hem de yukarıda saydığım, bizlerin ekran başında gördüğü ama futbolcuların saha içinde bizden çok daha iyi gördüğü, sezdiği, bildiği, yaşadığı hatalarına, yetersizliklerine rağmen. futbolcunun da teknik direktörün de hata yapmaya, kötü oynamaya, kötü oynatmaya hakkı olmalı. hakları olmayan şey koşmamak, mücadele etmemek, formayı terletmemek, yenilgiyi kabullenmek. taraftar olarak bizlerin de yapması gereken şey yenilgiye rağmen değil yenildiklerinde dahi elinden geleni yapmış futbolcuların yanlarında olmak.

    bu arada; beşiktaş'ta rıdvan oynuyor, bizde de sol bekte süleyman oynasın demek kolay, süleyman o maçta kötü oynadığında, hata yaptığında arkasında durmak zor. bir maçla ali yavuz' u harcarsanız ikinci maçta harcayacak genç bulamazsınız.
  • 448
    okan buruk sayesinde son 1 yıldır neredeyse uğramadığımız başlık. 365 gün içinde 48 resmi maça çıkıp 40 galibiyet 5 beraberlik ve 3 mağlubiyet almışız. mağlubiyetler süper lig’de konyaspor ve beşiktaş’a kupa’da başakşehir’e karşı.

    ama tabiki de bu başlığa uğramadığımız için bazı sözlük yazarları içerisindeki nefret ve kini kerem aktürkoğlu, okan buruk, barış alper yılmaz gibi başlıklarda fazlasıyla döküyor. ilk yarım saat 4 net gol kaçırdığımız kopenhag maçı sonrası okan hocanın kellesini isteyenler, twitterda gördüğü her habere inanıp gelip burada yangın çıkaranlar, kerem kötü top kontrol ettiğinde kulüpten kovanlar, ziyech 2 maç sakat olunca fenerlilerin komple teorilerine inanıp sağa sola saldıranlar, zaha’nın antrenman fotoğrafına göre gülmüyor bunu geri postalayın diyenler bu başlıkta dışarıya salamadıkları huzursuzluğu yine başka türlü kapatıyor tabi.

    bu kişilerin bir de kalkan gibi yıllardır kullandıkları bir argüman var. “aaabbbii eleştiriyoruz işte ya. eleştiri olmayan bir yerde başarı olmaz. herkesi böyle körü körüne savunmayın. eleştiri işte herkese lazım. galatararay için yapıyoruz. toparlansın diye…”

    tabi biz gerizekalıyız. o yüzden eleştiri ile zarar verme arasındaki farkı anlamıyoruz. yangın çıkarmanın artısı mı eksisi mi daha fazla anlayamıyoruz biz. sezonun ilk şampiyonlar ligi maçında iyi oynadığımız halde kaybederken asıp kesilen bir takıma bu durumun zarar mı yarar mı vereceğini idrak edemiyoruz. senin gelip kerem’in değerlerine kadar hakaret etmen eleştiri oluyor. rekorlar kırmış, her türlü meydan okumada kendisini ispatlamış bir hocaya beceremiyor işte ya demen eleştiri oluyor.

    şu takımı bir salın artık. uzun yıllar sonra ben ve benim gibi yapıcı taraftarlar tarafından benimsenmiş bir takım var. kazansa da kaybetse de belirli bir kimliği olan bir takım var. karakterli yıldızları olan bir takım var. genç ve potansiyelli oyuncuları olan bir takım var. rahat bırakın doya doya izleyelim. bu günlerin keyfini çıkaralım. galatasaray dibi de zirveyi de çok çabuk görebilen bir camia. defalarca yaşadık. belki 3-4 sene sonra tekrar dibi göreceğiz. ama zirvedeyken rahat bırakın da şu takımı sevabıyla günahıyla doya doya izleyelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın