• 36
    suan her ne yapiyorsaniz bunun tadini cikarin.
    vaktinizi bos kizginliklar ve pismanliklarla oldurmeyin, bunun yerine istediginiz bir seye yogunlasin. gozunuzu actiginizda kendinizi 40'inizda ve hayattaki basarilari hali sahada gol atmak kadar anlamsiz biri olarak bulabilirsiniz.

    kalbiniz kirildiginda bunu dusman degil bir ogretmen olarak gorun. bir daha kirin. bir daha. ask herkesin yikilmaz dedigi bir duvari kosarak devirmeye calismaktir. tum gucunuzle carpin o duvara. her dustugunuzde kalkip, daha cok gerilip, daha hizli carpin. hayatta cok yanlis yapacaksiniz, sadece aska yanlis yapmayin.

    bazen ahlak sinirlari bulaniklasir, disaridan o kadar ses gelirki hakli ve haksizi ayirt etmek imkansizlasir. ne kadar derine saklanmis olsa da, sesi ciliz da ciksa, derin bir nefes alin ve o anlarda vicdaninizi dinlemeye calisin. vicdaninizi temiz tutmak icin de yasiniz kac olursa olsun cocuklugunuzu golge gibi yaninizda tasiyin. kaybolmamasi icin surekli elinden tutun cocuklugunuzun.

    hicbir sey kolay yoldan elde edilmez, eger gereginden fazla kolaysa ortada bir yanlis vardir, kuskucu olun. haram zevk veren ya da dunyevi sey degildir, haram ona kisa yoldan ulasmaktir. bu yuzden faiz haramdir, bu yuzden butun dinlerde hirsizlik gunahtir, yalan cennetler, yalanin kendisi, baskasinin hakkini calmak da oyle. emek sarfedilmeyen, aci cekilmeyen basarilar gercek degildir, gelip gecicidir. sabun kopugu basarilari duvariniza asmaktansa emeginizle acinizin ustune gidin. unutmayin elde etmek mutluluk degildir, o'nun icin mucadele edip, o yolda ilerleyebilmek mutluluktur. sonucta sisyphos mutluydu, aklinizdan cikarmayin.

    mumkun oldugu kadar sanati hayatiniza sokun. cunku sanat en ruhani ibadetlerdendir. bunun icin hangi dine, dile, irka mensup oldugunuz da onemli degildir, ruhunuzu besler sanat. yediginiz yemekten yurudugunuz yola, gozun gorme eylemini, kulagin isitmesini, dokundugunuzda parmaklarinizdan ruhunuza giden hissi guzellestiren seydir sanat. hicbir seye yeteneginiz yoksa da sevmek de sanattir. guzel olani secebilmek, size guzel olani kutsayabilmek...

    dunyanin en kolay seyi var olani oldurmektir. siz zoru secin, yasatin. vazgecmek bir eylem bile degildir, hareketsizlik halidir. siz cabalayip secimlerinizin arkasinda durun. nedenlerini inceleyip, mantiginizla elestirin, elestirdikce gelistirin ve sonunda var olanin en optimum halini olusturun.

    kimse dilledirmese de onumuzde cok karanlik bir yol olabilir. bunun ne kadar icinde olacagiz, bizi nereye surukleyecekler hicbirimiz bilmiyoruz. belki ne icin, kimin icin yaptigimizi bilmedigimiz bir savasa bile suruklenebiliriz. hicbir sey olmasa da hayat gorundugunden cok daha kisa. herseyden cift olarak var elimizde, sadece hayatimiz bir tane, ve surekli eksiliyor.

    infaz edilecek bir mahkum icin havanin bile aromasi vadir. o havayi cigerlerine doldurdugunda aldigi haz, bizim dunyanin en guzel kadinlariyla, en guzel yemeklerini yerken aldigimizdan daha buyuktur. o mahkumun havayi icine cekmesi gibi cekin hayati cigerlerinize.

    tadini cikarin hayatinizin, hala elinizdeyken.
  • 40
    eksi sozlukten bir alintiyi dikkatle okumamiz gerekiyor arkadaslar. bazi ser odaklarinin gazina gelip bolunmeyelim. terimci, aysalci, botokslu, heyya heyya heyya ultraslansporlu vs olmak yerine galatasarayli oldugumuzu hatirlayalim.

    --- alıntı ---

    fenerbahceliyim.

    galatasaray'in dustugu su duruma hem hayret ediyorum, hem de uzuluyorum.

    evet, bu yil cok yuksek ihtimalle biz sampiyon olacagiz (kalan 8 mactan 5'ini kazaninca garantiledigimizi dusunerek soyluyorum), ancak galatasaraylilarin 'yonetim istifa' 'mancini istifa' vb sozlerini gercekten anlamlandiramiyorum.

    1. mancini iyi bir teknik adam, takimi yari yoldan almis, o veya bu sekilde sl'de tur atlatmis, ligde de son kaybedilen kayserispor macina kadar, fenerbahce'nin hemen ardindan ikinci goturuyordu (simdi bjk'nin bir puan ardinda 3'uncu sirada, fb'nin 11 puan gerisinde).

    2. fenerbahce ve besiktas bu sene avrupa'dan men edildi ve sadece super lige yogunlasti. ancak galatasaray daha bir hafta oncesine kadar sl'de mucadele veriyordu. ve eger chelsea deplasmanindaki kotu performans olmasa, bence cok da elestirilecek bir konumda degildi, ki hala degil. unutmayalim; icerdeki chelsea macinda, biraz daha sansli ve defansta dikkatli olunsa, belki deplasmanda cok daha farkli bir futbol oynamayi tercih edecek, bugun burada ceyrek final maclarini konusuyor olacaktik. su da var ki, mourinho'lu chelsea'ye deplasmanda ustunluk kurmak gercekten cok zor, yani ezilerek kaybetmek o kadar da abes degil.

    3. drogba'ya, selcuk'a, burak'a laf sallanip duruyor. yahu biraz sakin gencler. drogba gecen yil gercekten kalite oynadi. bu sene ilk yari performansi da ha keza oyle sayilir. burak ve selcuk takimin sampiyon olmasinda pay sahibi. performanslari yerlerde son donemde ama yeni hoca, yeni oyuncular, 3 kulvarda mucadele, takim ici koordinasyon problemleri... normal karsilamak ve sabirli olmak lazim.

    4. takim 2 sene ust uste sampiyon olmus, enfes bir stadi ve kolay ulasimi var. sl'de bir sene ceyrek diger sene round of 16 oynamis. bu sene hala ligde ve kupada mucadele veriyor. yani o kadar da kotu durumda degil? kaldi ki fenerbahce ve besiktas sadece lige kasiyor, ona gore kendini ayarlamis. buna ragmen besiktas'la kafa kafaya.

    5. ayrica fenerbahce bu yil avrupa'ya gidemiyor. dolayisiyla ardindan gelen iki takim sl'ye gidecek. besiktas ile galatasaray'in ikinci olarak sl'ye direk gitme sanslari da esit bana gore. diyelim ki galatasaray ucuncu oldu ve on eleme oynayacak... bu durumda da ciddi sikinti yok cunku avrupa'da takim puani oldukca iyi, rakipleri de ona gore gelecek. yani bize arsenal cikmasi durumu gibi olmayacak.

    6. takima devre arasi gelen oyuncularin hepsi genc. bruma talihsiz sekilde sakatlanmis, hamit'in mevzu ortada. yabanci siniri da cabasi (sezon basi alper'i fenerbahce'nin almasinin onemi ortaya cikti). bu oyuncularin yeni bir hocayla saglam bir takim kimyasi olusturmasi kolay olmayacak.

    yani, sonuc olarak, yukarida saydigim faktorler goz onunde bulundurulursa, biraz sabirli olmak lazim. 'yonetim istifa' 'mancini istifa' demek bu kadar ucuz ve kolay olmamali.

    tahminim; yonetim bu seneyi en iyi sekilde tamamlayip, yazin mancini'nin istekleri dogrultusunda kilit bir iki transfer yaparak, sorunlu gordugu oyunculari ve ekstralari gonderip takimi rahatlatacaktir.

    ozetle su durum olmasin; 90'larin sonu 2000'lerin basinda firtina gibi esen galatasaray, bir anda cokus donemine girmis ve bocalamisti. iki yil ustuste sampiyon olup, sl'de ceyrek ve 16 goren ve guzel ve yeni bir stadi, iyi de bir yonetimi, ve inanarak soyluyorum (abd'den yaziyorum ve burada futbol takip eden herkes galatasaray'i biliyor) iyi bir kadrosu olan prestijli bir takim seviyesindeki bu takima, istifa cekmek ve homurdanmak hic hos degil.

    fenerbahceliyim demistim basta... neden soyledim? bunu aciklayarak bitireyim.

    bizim takimi biraz ornek alin lan!

    bir turlu bitmek bilmeyen sike davasiydi, trabzonspor'la olan surtusmenin gerginligiydi, avrupa'dan atilmaydi, son saniyede kacan sampiyonluklardi, aziz yildirim'in bir turlu kenara cekilmemesiydi, alex de souza mevzusuydu, stadyum yakmalar, yuruyusler vs. konularla bogusan biziz, ama yine de inatla ve israrla birakmiyoruz, kovaliyoruz. ya birinci ya ikinci bitiriyoruz. biz de cok kizdik aykut kocaman'a, burada hergun beddua edenler, efosmanli diye alaya alanlar vardi. ama, ozellikle de avrupa'da yari final gorunce biraz daha olayi rasyonalize ettik ve kenetlendik. yani, durumu anarsiye vurup kaosa suruklenmesi gereken bizim takim iken, size ne oluyor anlamakta gucluk cekiyorum?

    son sozum, takiminiza sahip cikin. su kotumser politik atmosferde, biraz iyimser ve sabirli olun. bir iki yenilgi ile, 5-6 haftalik performans dusuklugu ve koordinasyon problemleri nedeniyle 2-3 yilin ekstra basarili takimini heba etmeyin.

    eyyorlamam bu kadar.

    --- alıntı ---
  • 42
    kafanıza bombalar düşse de, üzerinde yer aldığınız 1 m2'lik toprak hariç tüm dünya uzay boşluğunda kaybolsa da, her allah'ın günü gönül verdiğiniz kulübünüzün üzerine siyasi nedenlerle gelse de hükümet, en büyük rakibinizin şike yapmış olduğunun tescillenmediği mahkeme kalmamasına rağmen siyasiler tarafından inatla korunsa da, her fırsatta bu siyasilere yalakalık yapan en kalabalık taraftar grubunuzu izlemek zorunda kalırken ve onlara dokunmaya kimsenin gücü yetmezken, yaptıkları göt göt beyannameler rahatlıkla sözlükte yer bulabilirken fakat bizzat kendileri tarafından en ufak muhalefet kırııntısı gerektiğinde polisle dahi işbirliği yapılarak susturulsa da...

    aman sen sakın "ilgi alanımızın dışına" çıkma galatasaray sözlük yazarı.

    galatasaray resmi sitesi dahi gerektiğinde lafını söylemekten çekinmese de sen sus.
    başını önüne eğ ve ilgi alanımızın dışına çıkma.

    hani "etliye-sütlüye" karışmamak derler ya; hani "al-ver" oynayan, ikili mücadelelere girmeyen, gölge pres yapan, hayatta aldığı bir topu 10 santim de olsa önüne oynamayan ön liberolar vardır ya, hah işte onlar gibi ol. burada onların en çok kullandıkları gerekçe "ilgi alanı"dır. hani ön liberoya sorsan, "hücum benim görevim değil" der, "savunmayı savunmacılar yapsın" der, "bindirmeleri kanatlar yapsın" der, "derin topu önümdekiler atsın" der, "uzun topu arkamdakiler atsın" der; diyebilir ya, öyle işte. herkes melo değil elbet. bazıları maldonado doğar, maldonado gider. melo bir kez ölür, maldonado her gün. ama maldonado'ya sorsan, çok uzun yaşamıştır.

    hayat biraz da nasıl anıldığınla da ilgilidir galatasaray sözlük yazarı işte.
    melo gibi mi yoksa maldonado gibi mi anılacağı insanın elindedir.

    çünkü korkuyla zaptedilmiş zihinlere göre korkunun kaynağına tutacağın her ışık, ışık tuttuğun yeri "işleten"lerin, o işletmedeki koltukları ve hatta o işletmeyi kaybetmeleri demek olacaktır.

    ve onlar, gemi battığında kendi kamaralarının batmayacağını zannedenlerdir...
    allah kimseyi korkuyla ve korkmuş idarecilerin korkuyla yoğrulmuş tamamen subjektif kararlarıyla sınamasın.
  • 46
    malum yaz geldi ve herkesi vücut geliştirme merakı salmış. uğraşanları da definasyon ilgisi. yaşı 20'nin altında olan kardeşlerime nacizane tavsiyemdir.

    elbet sizlerde her türk erkeği gibi brad pitt gibi vücudum olsa yeter diyeceksiniz. onun gibi kaslara sahip olmayı isteyecek ve özeneceksiniz. kimileri hemen harekete geçecek ve geçtiği gibi vazgeçecek. kimileri bırakmayacak ve sonunda hayal ettiği vücuda erişecek ama çok zor olacak.

    neden 20 yaş altı dedim. öncelikle 15-20 yaş aralığı insanın çocukluktan çıkıp olgunluğa geçiş dönemidir. insan vücudunun tam gelişme dönemidir. bu dönemde kişi vücudunu nasıl yönlendirirse hayatı boyunca bu şekilde gider. bu yaşlardaki kardeşlerim ilerideki hevesleri için, hayal ettikleri vücut için şimdiden başlasınlar. bu dönemde vücudunuza biraz şekil verin ve onu yönlendirin. hamburgerdi, cipsti, kolaydı filna bunları tüketmeyin demiyorum ama sınırlı sayıda tüketin. yazık etmeyin vücudunuza. sonra brad pitt olma hayaliniz suya düşer. iş işten geçtikten sonra gerçekten çok çok zor oluyor vg işi. hele bir de iş hayatından dolayı boş vaktiniz de olmayacak.

    keşke 15 yaşındayken bana birileri bu şekilde tavsiye verseydi ya da beni yönlendirseydi de vg'ye o zaman başlasaydım. şimdi kas geliştirmek o yaştakinden en az 3-4 kat daha zor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın