• 29
    sınırlı bakış açısıyla çeşitli yorumlar yaparak hem sözlüğe hem de taraftarlık bilincine zarar veriliyor. o kişilere, özellikle muharrem ince ve nice milletvekilinin şike yasasını nasıl hafiflettiğini sorsak mesela tutarlı bi yanıt alamayız. o nedenle sağ veya sol herneyse belirli bi çizgi üzerinden galatasaray kavramını sağlam olmayan zeminlere oturtmamak gerekir.

    edit: muharrem ince örneği, bazı kesimlerce sevilen bi milletvekili olduğu için. yoksa başka bi parti ve milletvekili örneği de verilebilir.
  • 79
    bıçak sırtı deyiminin öteki adı.. dikkatli olunmazsa aynı halatı çekenleri birbirine düşürme potansiyeli yüksek bileşim..

    siyaset sadece içinden geçtiğimiz enteresan zamanlarda değil, her zaman sporu etkiler, çünkü hayatı etkiler.. bu bağlamda konuşulmaması ya da gerektiği noktada ilişki kurulmaması yanlıştır bile.. ancak geçtiğimiz 15-20 yılda diyalog değil kavga olarak nitelendirilen bir şey oldu siyaset.. hatta maalesef sonucu üslup belirliyor..

    bir diğer negatif etkense sanal ortamların kişiye istediği kelimeleri kullanabileceğini düşündürtebilmesinden geliyor, uzun uzun açıklamaya bile gerek yok bunu, twitter'da yaşanan tartışmalar diyeyim, anlayan anlasın..

    bu ortamda siyaset konuşulmasın demek ne derece doğru olur bilmem, benim katılacağım bir görüş değil.. ancak siyaset konuştuğumuz kişi özel hayatımızda bizim için önemli birisi gibi varsaymamız lazım, en iyi dostumuzla siyaset tartışmaz mıyız, tabi tartışırız, ama laflarımızı seçerek yaparız..
  • 21
    galatasaray sözlükte siyaset yapmayıncılar açıkca, tamam akp spor siyasetinde sıçtı, her türlü pislik sporun içinde, koydukları irili ufaklı tüm hedeflerde çuvalladılar, diğer siyasi konular zaten malumunuz ama siz sakın hükümeti eleştirmeyincilerdir.
    siyasetin sporu bu kadar bacak omza aldığı bir dönemde buna tepki göstermeyin diyenler işin esası siyaseti en dik alasıyla yapanlardır.

    ne oluyor evladım görmüyor musun?

    devlet spor politikasını fenerbahçe'nin paşa gönlüne göre kurmuş.
    şikeyi adamlara serbest bırakmış.
    stadlara gaz bombası yağdırmış.
    sahaya boğulmamak için giren taraftarımız yüzünden bize ceza vermiş.
    federasyona galatasaray düşmanlarını atamış. özerk olması gereken federasyona hem de.
    başbakan talimatıyla seversin sevmezsin senin teknik direktörünü kapmış.
    olimpiyatlarda batırmış.
    dünya kupasına gidememiş. niye? çünkü belediye sporların yandaş ekmeğini yemeye alışık bir çapsızı milli takımdan nemalandırmak istemiş.
    kendi düzenlediğin spor organizasyonlarında tüm sporcuların dopingli çıkmış.
    ırkçılar korunmuş.
    sporun her alanında pisliğiyle nam salmış isimler görünür olmuş.
    futbolda, basketbolda federasyon başkanları bize kupa vermemek için ülkeyi terketmiş, kupaları üzerimize atmış.
    stadların ışıkları söndürülmüş.
    borsada galatasaray'ın önünü tıkamak için her türlü acaip icad yapılmış.

    napalım yani? koyun gibi güdülelim mi?
    hakkımızı savunmayalım, hatta konuşmayalım mı?
    şimdi ben konuşunca mı siyaset yapmış oluyorum yoksa susunca mı?
    taraftar olarak normal olanı tepki göstermektir bunlara.
    siyasi olanı ise tepki göstermemektir.
  • 38
    bağzı şeylerin siyaset gerekçesine sokularak susturulması kabul edilebilir değildir.
    bugün türkiye'de siyaset dediğimiz şey, girdiğimiz internet sitelerinden tutun, gönül verdiğiniz renklere kadar karışır duruma geldiyse, bir ülkenin başbakanı, devletin kâr etmesiyle neticelenen bir sürecin parçası olan stadyumuma gelip, benim kutsalıma gelip, benim gönül verdiğim renklerin hem de merhum başkanı hakkında gerek kendisi gerekse tasmalı bürokratları aracılığıyla ileri geri konuşabiliyorsa, 100 yıllık rakibimiz şike yapmasına rağmen yine bizzat "yürütme"nin başı tarafından açıkça ve doğrudan korunup kollanıyorsa, kulübün finansal geleceği için oldukça önem arzeden ve bence mutlaka faydalı olacak nizami sermaye artışı talepleri memleketteki 90 milyar euroluk kara para aklama hareketlerini farkedemeyen, allah'ın her günü basında çıkan manipülasyon amaçlı haberleri sadece izleyen güya uzman ve tamamen hükümetin belirlediği kadrolardan oluşan spk tarafından abuk sabuk reddediliyorsa, futbol takımının başındaki güya galatasaraylı canımız-ciğerimiz babamız imparatorumuz başbakanın bir talimatıyla kulübü bırakabiliyorsa, stadımıza giden yollar, metro ağları gibi çok önemli etkenler bilerek ve istenerek geciktiriliyor ve gerekçeleri de sürekli olarak kulübe yüklenerek kulübümüz küçük düşürülmeye çalışılıyorsa, başbakanın ezeli rakibimizin başkanıyla kararlaştırarak seçtirttiği federasyon başkanı 17 kulübün taleplerine rağmen sırf bizi engellemek ve ezeli rakibimizle aramızı açmamak için yabancı sınırını canlı tutabiliyorsa, başka bir ezeli rakibimiz utanmadan, terbiyesiz ve yüzsüzce bizim alnımızın akı gibi helal, devleti kâr ettirerek ve onlarca yıllık mabedimizden vazgeçerek geldiğimiz stadımıza "toki stadı" deme cesareti bulabiliyorsa vs vs vs...

    daha artık kimse siyaset nerede başlıyor, nerede bitiyor,
    "galatasaraylıyım size de saygı duyuyorum ama akp'yi ve hükümeti eleştiremem" falan gibi,
    ilgi alanımızın dışında gibi,
    artık art niyet ve düşmanın jargonu olarak nitelendireceğim taktiklerle gelemez, gelmesin; kalbini kırmayalım.

    bakın daha masum insanların öldürüldüğü, pkk'lı görüntülerinin ve pakistan'dan görüntülerin onlarmış gibi gösterilerek zavallı boktan ve düşük zekâlarıyla güya yaptıkları algı mühendisliği yaparak lekelemeye çalıştıkları gezi olaylarından bahsetmiyorum.

    uyanın artık ya.
    aptal mısınız yoksa çıkarınız mı var?
    bir avm için insanların ölmesine göz yuman, her allah'ın fırsatında kulübünüze doğrudan veya adamları aracılığıyla zarar veren, laf sokan bir zihniyeti "ama bu siyaset ve ilgi alanımızın dışında :(" diye göstermeye çalışmak nedir allah aşkına nedir?

    ben artık bunun arkasında art niyet ararım, çıkar ilişkisi ararım.

    siyaset elini üzerimizden çeksin, o pis ellerini hayatlarımızdan ve gönül verdiklerimizden çeksin, o bok dolu beyinlerini kendi çıkarlarına değil de insanlarımızın daha özgürce ve daha insanca yaşamalarına çalıştırmaya başlasın, biz de burada siyasetten çekiliriz.

    bir şikayetiniz varsa, gidin ankara'ya meclis'e; "galatasaray üzerinden siyaset yapmayın, spor üzerinden siyaset yapmayın rahatsız oluyoruz" dersiniz. amacı da bu olan örneğin gezi direnişçilerine destek olursunuz örneğin.

    değilse de gölge etmeyin.
    başka ihsan eylemem...
  • 64
    ülkenin her yerine siyaset bulaşmışken buraya bulaşmaması imkansızdır. ancak dünkü referandumun siyasi boyutunu geçelim 16 nisan 2017 referandumunun türkiye açısından çok farklı bir yeri var. ülke elden gidiyor söylemleri yıllar sonra haklılığını gösterince bu referandumun mahiyeti gün yüzüne çıkmış olacak. o zaman anlayacağız ki bu referandumun siyaset ötesi işlevi olduğunu.
  • 98
    siyasetin sporla ilgisi yadsınamaz bir gerçek. sözlüğün, yani galatasaray taraftarlarının oluşturduğu bir topluluğun kendi içinde bölünmesini/ayrışmasını da istemeyiz. benim naçizane fikrim ifade özgürlüğü çerçevesinde siyasetin de burada yer bulabileceği. ancak hiç kimse birbirini kırıp geçirmemeli, ayrışmaya izin verilmemeli ve moderasyon cezalandırmaları bu hususta yapmalı. küçük ve yapay bir toplum sözleşmemiz olabilir burada*
  • 70
    galatasaray sözlük, tabi ki ağırlıklı olarak futbol ve spor temalıdır. ancak insanların özgürce konuşabilmeleri gerektiğine inanan ben, ülkenin önemli gündemlerinin de konuşulabilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    siyaseti sevdiğimi söyleyemem. spor'u yaşam tarzı, futbolu tutku olarak benimsemiş bir kişi olarak birinci kriterim adalettir. adalete olan sevgim ve bağlılığım galatasaray'dan da önce gelir.

    adalet, tüm canlılar için yaşam iksiridir. adaletin olmadığı yerde zulüm vardır ölüm vardır.

    galatasaray'a gönül vermiş arkadaşların siyasete gelince düşmanca konuşmaları siyaseti galatasaray'ın önüne koyduklarını gösteriyor.

    önemli bir hukukçu filozof özetle şöyle diyor. "hükümetler, gücün büyüsüyle şeytanlaşmasınlar, toplumun önüne set çekmesinler yeter. toplum kendi dinamikleri ile gelişir ve yükselir"

    bu düşünceye bütün benliğimle katılıyorum. gücü elinde bulunduranlar toplumu belirli kalıplara sokmaya kalkmasınlar toplum dinamik yapısıyla gelişir serpilir. ancak hangi toplumda hükumetler insanları belirli bir yaşam tarzına, düşünce tarzına zorlamışlarsa o toplum geri kalmış, yozlaşmıştır. bunun örnekleri çoktur. demirperde ülkeleri, islamcı kraliyetler vs. batı ise özellikle son yüz yıldır özgür toplumların değerini iyi taktir ettiğinden gerekeni yapmış ve bugünkü medeniyet ve güç seviyesine ulaşmıştır.

    düşünsel özgürlük, bilimsel özgürlüğü getirir, ortak aklı yükseltir ve yüceltir. bu da bilimde ve sosyal alanların tamamında zirveleri görmenizi sağlar.

    bugün bir bakalım; amerika ve onu takip eden avrupa ve uzak doğu ülkeleri (güney kore-japonya) bilim ve teknolojide diğer dünya ülkelerinin yüz yıl ilerisinde değil mi? yüksek teknoloji bu ülkelerin tekelinde değil mi? bugün uzay teknolojisi, internet ve lazer teknolojileri, bilgisayar ve akıllı telefon teknolojileri, otomobil ve uçak teknolojileri ve daha niceleri bu ülkelerin tekelinde değil mi? peki bunun sebebi nedir? bunun sebebi işte düşünsel özgürlük alanında toplumlarını zirvede tutabilmeleridir.

    bizde ise kısır çekişmeler, yaşam tarzı ve inanç dayatmaları, kavga sürtüşme, baskı adaletsizlik ve de terör. böyle bir iklimden başarı doğar mı?

    siyaset konuşulmalı ama düşmanlık ve ayrımcılığa vardırmadan, futbol konuşulmalı ama fanatizm ve magandalığa vardırmadan.

    son olarak şunu söylemek isterim. türkiye'de sağ da sol da otoriter zihin yapısına sahiptir. öncelikle bundan kurtulmamız gerekir. şu anda sağ iktidar olduğundan bu zihin yapısıyla daha büyük korkulara yol açmaktadır. diğer kesimleri ötekileştirip tehdit etmektedir. adalete aykırı bir şekilde tutuklama ve sindirme metodlarını kullanmaktadır. bu da sosyal huzursuzluklara ve çatışmaya yol açmaktadır. yarın sol iktidar olduğunda aynısını yaparsa -ki yapabilir. çünkü 1938-1950 ve 1960-1963 arası örnekleri vardır- bir kısır döngü oluşacak, gücü eline geçiren kendi yarattığı düşmanı yok etmenin yollarını arayacaktır.

    o zaman gelin bir konsensüse varalım. herkes özgürce konuşsun ama düşmanlığa vardırmadan, ötekileştirmeden, empati yaparak konuşsun. bundan ne kaybederiz ki. özgürce yaşasın, özgürce hareket etsin. hiçbir kaybımız olmayacağı gibi asıl sorunlarımıza eğilerek fakirlikten, geri kalmışlıktan kurtulmamıza katkı sağlayabilir.

    biz galatasaray'a gönül vermiş insanlarız. galatasaray'ın iki önemli özelliği vardır. fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmek ve medeni olmak. medeniyet iklimi galatasaraylılar vasıtasıyla yayılmıştır ülkemize. öyleyse bu sözlükte de bu ilkeler ışığında birbirimizle tartışalım, konuşalım, bilgilerimizi paylaşalım. hiçbir kaybımız olmaz, kazancımız ise çok olur.
  • 74
    sizi belli bir grubun içerisine sıkıştırmaya çalışan, yani aslında çok sevdiği liderinin yaptığının aynısını yapan, arkadaşlara lütfen ama lütfen prim vermeyin. her türlü siyasi fikre saygılı oldukça, aşağılama, ötekileştirme, hakaret olmadıkça, insanları tahrik etmedikçe iki kelam ülke gündeminden konuşmanın kimseye zararı yoktur. son olarak güzide kulübüm bir siyasi maşa tarafından yönetiliyorken, iki kelam o maşayı tutan hakkında bir şey diyemeyeceksem sizce burada bir yanlışlık yok mu? velhasıl siyasi konularda ara sıra bir şey söyleyenlere müsamaha gösterebiliriz. ama bunu hep yapmak isteyen olursa kesinlikle yerinin burası olduğunu da bilmesi gerekir.
  • 134
    siyasi çevrelerce şampiyonluğu gasp edilmeye çalışılan galatasaray iken bu sözlük siyasetten nasıl uzak kalabilir?
    bugün haksızca, insanların oyları ile seçilen bir başkan, utanma arlanma olmadan, delilsiz ispatsız bir şekilde zor kullanılarak görevinden alındı ve hapis edildi. adaleti gözümüzün önünde infaz ettiler. bütün bunlar yaşanırken nasıl uzak duracağız siyasetten.

    siyaset, ekonomik anlamda zaten fersah fersah geride olduğumuz avrupanın büyük takımları işe aramızı daha da fazla açmıyor mu? osimhen’i alabilir miyiz kur bu şekilde yükselmeye devam ederse. ya da hangi mecrada galatasaray’ın hakkını arayabilirsiniz? yarın çıkıp 10 puan farkla şampiyon olsak ve deseler ki gizli tanıklara göre 4 maçta şike yapmışsınız şampiyonluğu fenere veriyoruz. ne yapabilirsiniz? hiçbir şey yapamazsınız. yalı çocuğu hükümet ortağının parti binasından ayrılmıyorken siyaset bu sözlüğün gündem maddesi olmalı.
  • 77
    siyasetin girdabına galatasarayda girdiği için birbirlerinden çok uzak olmaması gereken ikili.ülkede neredeyse her muhalif dayak yiyip yaka paça hapse atılacakken galatasaray sözlükde yüzde 80 90 hayırcı var siyaset onlara göre yapılıyor demek pek hoş kaçmıyor açıkcası. sesimizin çıktığı bir kaç ortam kaldı zaten bırakında rahatça içimizi dökebilelim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın