*

  • 15526
    uzun zamandır takip ettiğim, nezih bir platform olma özelliğini çoğunlukla koruyan, güzide evimiz yuvamız.
    az önce bir yazarla malum sözlük gündemimiz hakkında bir iki bir şey konuştuk. önce şunu ayırt edelim: beğenmek ve bunun güzel bir dille analizini yapmak, bu platformu evimiz gibi görmemizin başlıca sebebi. ama gözardı etmeyelim ki sadece övgüsünü yazıp başka da hiçbir şey yazmayan arkadaşlar var. belki her biri truva atıdır ya da her biri heyecanlı genç arkadaşlarımızdır. ama görünce canımızı sıkması da normal. kendimi moderatör olarak düşünüyorum, işin içinden çıkamıyorum. gündem bu olduğu için eminim bir çıkış yolu onlar da düşünüyordur. sabır diliyorum kendilerine. bize düşen, eğer gerçekten galatasaraylıysa bu arkadaşlar, sözlük büyüklerimizden gördüğümüz sözlük kültürünü devam ettirip üslup ve içerik düzeni bakımından bu arkadaşlara örnek olmaktır. güzel yaklaşırsak art niyetli olup olmadıkları da doğallıkla anlaşılır diye düşünüyorum. bilmem yanlış düşünüyorum, bilmem fazla kuralcıyım. ama neticede kulübüne yürekten bağlı bir avuç insanız. konuşa konuşa yolun doğrusunu ortaya çıkartırız. naçizane benim de fikrim budur.
  • 15527
    çok kıymetli yazarlarını acil bir şekilde sırasıyla fenerbahçe, trabzon, başakşehir övmeye, hakemlerin adil, objektif olduklarını söylemeye, hakemlerin kötü ve taraflı yönetimini değil de takımın oyununu konuşmaya davet ediyorum.

    arkadaşlar anlayın anlayın sen ne oynarsan oyna sahada değil masada kuvvetli olamazsan, sahadaki hakeme baskı kuramazsan önce antep maçında sonra alanya maçında faul bile olmayan pozisyonlarda, takım çatır çatır top oynarken böyle en kritik adamlarını atarlar. nolur romantik olmayın. buranın ortadoğu olduğunu unutmayın.

    burada objektiflik ve kibarlık zayıflıktır.
  • 15529
    her daim "hakemi konusmayalim, isimize bakalim" seklinde konusmusumdur ancak ben cok samimi bir sekilde galatasaray'a saldirildigini dusunuyorum artik, acik acik hem de.

    bu andan itibaren hala objektif olmaya calisacagim diye pembe gotlu olmanin artik mumkunati kalmadi. resmen teror orgutu ile mucadele ediyoruz.

    bugun kufur etmenin ceza sebebi olmamasi gereken sozluk.
  • 15535
    yönetim ekibinin sol tarafta diğer başlıkları göstermeden önce sadece #türkfutboluiçinadalat başlığı ile sitenin açlışını yapmasını öneririm. en azından troller de oyuncu eleştirme mesaisine başlamadan önce bu net mesajı hatırlamış ve biraz utanmış olur, kamuoyu ve algı yönetimi açısından da küçük ve olumlu bir adım olur. ekşisözlük bazı reklamlar için yapıyordu böyle çalışmalar.

    23 ekim 2022 galatasaray alanyaspor maçı'ndan sonra futbol adına konuşulacak çok bir şey kalmadı çünkü.
  • 15536
    gittikçe tek sesli bir yere evrilmesi muhtemel sözlük.

    burayı twitter’dan veya başka platformlardan farklı yapan şey(ler), farklı fikirlerin saygı (sevgi şart değil) çerçevesinde yazılması ve tartışılması, orijinal fikirlere ve üsluplara sahip olması…

    bunu iyi niyetle dahi olsa baltalamaya çalışanlar, bu mecrayı çorak, aynı fikirlerin sürekli tekrarlandığı, körlerin sağırların birbirini ağırladığı bir mecraya çevirecekler. “sözlüğün kalitesi düştü” önermesinin altında ne yazık ki sözlükte benim istediğim şeyleri yazmıyorlar hayal kırıklığı mevcut.

    2022-2023 sezonu özelinde sözlüğe dair bir şikayetim varsa, o da sözlüğün iyice “dilek ve temenni” köşesi haline gelmesi. eleştirenlerin kriminalize edilip titanik batarkan keman çalanların “galatasaraylı duruşu” diye bunu pazarlaması.

    dostlar bu sene sizin ve bizim adımıza, yani galatasaray adına biraz trajik geçecek. buna ben kendimi hazırladım. işin tff, siyaset ayağında şampiyon olması daha kârlı olan takım biz değiliz. istenen takım biz değiliz. fakat tek sorun bu değil… bu da zamanlar görülecektir. teknik ekibi ve kadroyu yanlış dizayn etmemiz sözlükte bunu ısrarla inkar edenler üstünde değişik etkiler bırakacak. “inkar” mekanizması yerini kabullenmeye bırakacak, o kabullenme gelene kadar ona fenerbahçeli, buna truva denilecek…

    ben okan buruk hususunda cesurca entrylerimi giriyorum, girdim. ofsaytı da basıyorlar. hiç sorun değil. bunu kabullendim çünkü sonunda aziz yıldırım’ın ali koç’a dediği gibi “bakın buradan üzülerek gidersiniz”, maalesef öyle de olacak.

    ben ofsaytı yerim, başkaları da yer fakat müsadenizle insanlar burayı sansürsüz kullansınlar. sözlük, sözlük olmaktan çıkmasın.

    geçer akçe “galatasaray iyi oynuyor, sezon sonu şampiyonuz, eleştiriler yersiz, okan buruk çok iyi” minvalinde yorumlarsa kusura bakmayın, ben titanik batarken keman çalmayacağım.

    pusulanız futbolun doğruları olsun. saha içine atıf yapmadan hiçbir yorum yapmamaya çalışıyorum. ha varsa da truva falan (ben olmasını çok düşük ihtimal görüyorum), bu sözlüğe vakit ve emek harcayanları sırf eleştiri getiriyor diye kriminalize etmeyin.

    kimin ne kadar galatasaraylı olduğunu klavyeden değil, yüz yüze tanıyınca anlarsınız. burada herkes metin oktay zaten. bu işler nafile işler.
  • 15538
    toksik bir tayfa var içerisinde. dünkü maç sadece hakem üzerinden konuşulmalı. veyahut eleştirilerimizi bunu göz önünde bulundurarak yapmamız gerek açıkça.

    bugün okan buruk ve victor nelsson başlığını okuduktan sonra, yaklaşık 10 yıldır sürekli takipte olduğum sözlüğe ara verme vakti gelmiştir diye düşündüm.

    şunu da belirtmek isterim ki, avrupa futbol tarihinde bir futbol takımı kendi federasyonu ve hakemleri tarafından, organize bir şekilde bu kadar büyük haksızlıklara uğramamıştır.
  • 15539
    hatırlamıyorum ne zamandır bir günde üç entry girdiğimi... ancak bilhassa bugün her saat başı belirli başlıkların el birliği ile sürekli gündemde tutulması gereken sözlüktür. arda gülermiş, tugay kerimoğluymuş, okan burukmuş, necati ateşmiş şimdi zamanı değil bunların bırakın kardeşim bu konuları gündeme taşımayı. durmadan yılmadan koskoca bir camiaya yapılan haksızlığı, operasyonu gündemde tutmak için girin entrylerinizi. çünkü öyle iyi biliyorum ki, burada unutulan konuyu yönetim hiç hatırlamayacak bile. içimizin soğumadığını, öfkeli olduğumuzu, aksiyon beklediğimizi haklı ve sağlıklı yollardan duyurabileceğimiz yegane nimetimiz bizim bu sözlük. kıymetini bilelim lütfen.
  • 15540
    23 ekim 2022 galatasaray alanyaspor maçı esnasında ve maçtan sonra alev almış, herkes içinden geçenleri sözlüğe dökmüş, insanlar yapılan haksızlık karşısında delirmiş ve tugay kerimoglu'na kadar konuşmuş ve tepki gostermistir. su sitedeki galatasarayliligin onda birine sahip olmayan yöneticiler çıkıp gaz almalik açıklamalar yapmislar ve işlerine devam etmişlerdir. yazık bu taraftara, bu takıma, bu armaya.
  • 15541
    uyguna bilet bulmanın en iyi yolu olan sözlüğümüz.

    yıllardır sözlük bünyesinde bilet kovalayan çok kişi gördüm ancak 27 ekim 2022 pfdk kararlarısonrası kovalayan kadar görmedim sanırım.

    5 kasım 2022 galatasaray beşiktaş maçı‘na “cezalı olup gidemeyecek” arkadaşların biletlerine şimdiden talep var.

    kardeş cezalar yeni açıklandı gözünü seveyim milletin gözünü hırs bürümüş, ilk aklına “aha bilet hem de gişe fiyatına” gelmemeli yani.
  • 15542
    bazı yazarlarına göre rakip takım futbolcularını övmenin yeri olmayan sözlük. o zaman messi ve ronaldo'yu da konuşmayalım, maç günü hakemlere nefretimizi kusup kendi oyuncularımızı linç edip çıkalım...

    doğru olanları söylemek bizi küçültmez. kendimizi kandırmak veya kafamızı kuma gömmek yerine

    - kendi kusurlarımızı yapıcı şekilde dile dile getirmeyi ve iyi yaptığımız şeyleri birlikte kutlamayı
    - rakiplerimizin başarı ve hatalarından ders çıkarmayı
    - ve tabii ki hakkımızı da sonuna kadar aramayı bilmeliyiz.

    bunların hiçbiri birbiriyle çelişen yaklaşımlar değil. camia olarak ileri gidebilmemiz için bunun farkında olunması gerekiyor.
  • 15543
    antudan ve ekşi lağımından farkı, başka takımda oynasa da 17 yaşında potansiyelli bir çocuğa iyi yorum yapabilmek olan sözlüktür. bunun objektif olmakla bir ilgisi yok bırakın rakip övmeyi. hepimiz subjektifiz çünkü galatasaraylı olduğumuz için buradayız. subjektif olmamız gerçeği görmemize engel, türk futboluna değer katacak bir çocuğu kötüleme demek değildir. bu yüzden galatasaray sözlük!
  • 15544
    fikir beyan eden insanların sözlerinin durmadan ağzına tıkılmasından yorulduğum güzide platformumuz.

    yazar olduğum ilk dönemde sözlüğe değer katmak için çok uğraşırdım. bir girdimi hazırlamak için bir haftasonunun tamamını harcadığımı, onlarca maç özetinden pozisyonlar ayıklayıp scout gibi çalıştığımı hatırlıyorum. maalesef bu motivasyonumu kaybedeli çok oldu.

    geldiğimiz noktada hangi başlığa tıklasam, beyan edilmiş bir fikre elinde meşalelerle saldıran, dalga geçen, hor gören girdilerin içinde kayboluyorum. çok kıymetli yazar arkadaşlarımızın binbir emekle hazırladığı bilgi entryleri, müthiş bir kuru gürültü içinde kaybolup gidiyor. standardın dışına çıkan, fikir beyan eden her yazar, kendini bir kategorinin içine sınıflanmış, küçümsenip dalga geçilir halde buluveriyor.

    açıkçası bu kadar nefretle, bu kadar büyük bir ayrışma, gruplaşma ve düşman yaratma isteğiyle nasıl yaşanıyor ben anlayamıyorum. tek bildiğim şey şu, gerçekten artık yazmakta, fikir beyan etmekte çok zorlanıyorum.
  • 15545
    bir an önce fabrika ayarlarına dönmesi gereken sözlük.

    sözlüğe son zamanlarda hakim olam klişelerin dışına çıkıp eleştirel bir tutumla teknik direktörü, takımı, yönetimi eleştiren her yazar, “hain, troll, objektif (hakaret yerine kullanıyorlar son zamanlarda), ergen, liseli, yangıncı” gibi türlü türlü yakıştırmalara maruz kalıyor.

    burayı antu’nun galatasaray şubesine çevirme gibi bir niyetiniz varsa çok az kaldı, endişelenmeyin. böyle 1-2 ay daha gitsin, saha içine ve galatasaray’a dair orijinal girdiler yazan insanlar çekip gidecekler.

    geçen sene burada fikri bir tartışma vardı. 3 yıllık planlama meselesi gündemi uzun zaman meşgul etmişti. birbirimize muhalefet ettik, zaman zaman saygı sınırları içerisinde iğnelemeler de yaptık ama bu kadar hakaretamiz ve hedef gösterici şekilde entryler girildiğini hatırlamıyorum.

    başka yazarların açığını kollayan, x yazar entry girdikten hemen sonra o yazarın lafını ağzına tıkamaya ve sözlük genelinden takdir toplamaya çalışan alaycı bir kitle türedi. ortaya katiyen fikir koymuyorlar. fikir üreten ve imlasıyla, anlatımıyla düzgünce meramını anlatan yazarlara “kapak yapma” motivasyonuyla sözlükte dolaşıyorlar.

    dediğim gibi, galatasaray sözlük’te kaliteli yazı okumak samanlıkta iğne aramakla eşdeğer artık. twitter bile galatasaray’a mahsus konularda 2-3 ay önden gider olmuş. fikri anlamda acayip bir muhafazakarlaşma var. marjinal yazılara tahammülü geçtim, teknik direktör eleştirilerine bile linçle karşılık veriliyor.

    garip işler.
  • 15546
    üyelerinin ortak paydası galatasaray ve galatasaraylılık olsa bile, bünyesinde fanatizm görmek istemediğim sözlük.

    taraftar platformları arasında galatasaray sözlük'ü ayıran ve beni zamanında önce okur sonra yazar yapan burada her fikrin temsil edilebildiği ve tartışmaların kaliteli bir şekilde sürdürülebilmesi gibi ülke ortalamalarının üstünde bir demokratiklik olgusuydu.

    gün geçmiyor ki, içerik kalitesi azalmasın. ve bu halin müsebbibinin; okurluk için bile yeterli bilgi, birikim ve saygıya sahip olmayan, yok rakip futbolcu burada övülmez, yok terimciler şöyle düşünüyor olabilir, yok hocayı eleştiren hainler vs. gibi ifadelerle buraya yakışmayan tutumlar sergileyen bazı yazarlar olduğunu düşünüyorum.

    ne yazık ki, atın bunları buradan demek de demokratik olmaz ama bu arkadaşların saldırgan, despotist içerikleriyle huzuru kaçırmalarının önüne geçilmesi gerekiyor.

    biraz tahammül yahu. azıcık da "objektif" oluverin.
  • 15548
    elalemin topçularının *yere göğe sığdırılamadığı kendi cevherlerimize* ise burun kıvırıldığı evimiz. bu motivasyonun ana kaynağı nedir merak ediyorum. böyle yapınca bu çocuklar daha mı çok gelişiyor ya da daha mı çok baskı altına giriyor? ben açıkçası bu aralar bunu dert edindim.

    emin bayram dünkü maçta* gayet güzel oynamasına rağmen ısrarla kötü oynadığı yazılıyor. hadi diyelim kötü oynadı bu kadar üstüne gidilmesi sağlıklı değil. ben bunu senelerdir "galatasaray ne oynuyor ki" yalanına benzetiyorum. medya ve rakip takımlar bizle kedi-fare gibi oynadı hala da oynuyor.
  • 15549
    marcus aurelius der ki "kendine karşı sıkı, diğerlerine karşı tahamülkar ol."

    kendi oyuncumuz için çektiğimiz yüksek standartlar bizi ileri götürür.

    bununla birlikte emin bayram'ın başlığına girerseniz son sayfalarda maksimum 1-2 tane eleştiri, 1-2 tane de gerçekçiliğe davet eden entry görürsünüz. diğer bütün entryler ya çocuğu övüyor ya da bu 1-2 tane entry üstünden sanki emin bayram linç edilmiş gibi bir yangın başlatıyor.

    emin'i rakibin 30. dakikasından itibaren 10 kişi kalıp kalemize gelemediği bir maçta göklere çıkarmak, yarın öbür gün yaşı ve tecrübesi itibariyle doğal olarak yapacağı hatalarda yine bir kutuplaşma oluşturur. aynısı emre taşdemir'in kendi yarı sahamıza dönmek zorunda olmadığı durum için de geçerli, maçı 30 metrede oynadı emre, ne oyun kurmaya ne de savunmaya gelmesi gerekmedi. bunu söylerken bir eleştiri veya linç yapmıyoruz, sadece olguları dile getiriyoruz.

    oyuncularımızı gerçekçi ve makul şekilde desteklemeye ve hazırlamaya, yeteneklerin ve potansiyeline uygun bir kariyer planı sunmaya ve hep ileri gitmeye devam etmeliyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın