• 17051
    sözlükte kaçıncı senem bilmiyorum. yazar olmadan hatta yazar olmayı düşünmeden çok daha önce de sözlükte vakit geçiriyordum.

    en başarısız olduğumuz dönemler de dahil olmak üzere, sözlükte entry'leri okurken hiç son iki gündeki kadar rahatsız olduğumu hatırlamıyorum.

    daha 3 sezon önce neler yaşandığı ve kimler ile imtihan edildiğimiz unutulup, son yıllarda açık ara en başarılı kulüpken; eleştirilerin, tepkilerin ve yorumların sosyal medyaya bu kadar benzemesi ne sözlüğe ne de galatasaraylılara yakışmıyor bana göre.

    yapıcı eleştiri olmalı elbette ama son zamandaki eleştirilerin çoğunun yapıcı değil fazlasıyla gereksiz şekilde yıkıcı olduğunu düşünüyorum.

    işin kötü yanı bu ortam sadece başarılıyken biraz pozitif yönde değişiyor ve en ufak tökezlemede veya özellikle transfer dönemlerinde aşırı negatif bir hal alıyor.
  • 17052
    yapıcı eleştiri ile yıkmak istemenin arasında dağlar kadar fark olduğunu bilmesi gereken sözlük. okan buruk’u taktik, sistem, oyuncu seçimi, oyuncu değişikliği vs. konularında eleştirmek elbette herkesin hakkı ama adam gelip okan buruk’la bu iş olmaz diyor. çözüm ne diyorsun okan’la olmaz diyor. adamın elinden gelse okan buruk’u hemen şimdi gönderecek. gönderince iki futbolcu bile alamayan bu transfer komitesinin gidip ondan daha iyi hoca getireceğine inanıyor. (komite böyledir diye okan buruk sonsuza dek takımın başında kalsın anlamına gelmez.) aslında okan buruk’un gönderilip yerine terim’in gelmesini istiyor. muslera artık beceremiyor bu işi, en kısa zamanda yolları ayırmak lazım diyorsun nankörlük etme diyor adam. okan buruk rekorlar kırarken muslera ile kırmadı mı diyor. e allah razı olsun diyelim o zaman. sonuçta adamın asıl işi kalecilik değil ve yıllık 2.5 milyon almayıp gönüllü kalecilik yapıyor herhalde. yahu belki takım muslera’ya rağmen kazandı? ya da adam bi zahmet kalecilik yapsın dimi ama?
App Store'dan indirin Google Play'den alın