• 1101
    doğru yolda olan takımdır altyapının başına getirilen jan derks bunun onemli bir göstergesidir burdan hareketle artık altyapının çeşitli kademelerindeki takımlar belırlı bır sıstem ve anlayışla mucadele edecek savını ortaya atabılırız kı bence atılmış çok doğru bir adımdır yıllardan berı sıkıntısını çektıgımız eksıklıktır sistemsızlık . altyapının çeşitli kademelerınde oynarken sistemsızlık sistemınde kaybolmuş mevkısnın gereklerını bıle doğru duzgun bılmeyen futbolcular yetişir aralarından anca kişisel becerisiyle sıyrılan 2-3 örnek sayabılırız hatta geçmişte çok umut bağlanan genç ve yetenekli isimler bile bu sorunun kurbanıdır ,haaa bu kısa sürede meyvesını verecek bı atılım değildir belki ama 5 sene içinde emınımkı istenen sonuçlar alınacaktır ,daha 9-10 yaşlarından itibaren hollanda ekolünün temel prensipleri öğretılerek büyüyüp gelişmiş, sistem içinde mevkisinin gereklerını uygulayabılen a takımda süre almaya basladıgı zaman kendısınden ne beklendıgının farkında olan gençleri sahada göreceğiz bundan dolayı a takımda da hollanda ekolünün devamı sağlanmalı reejkard la uzun vadeli bir sözleşme imzalanmalıdır,ilerleyen dönemlerde reejkard kendi ayrılmayı isterse bile takımın başına yine aynı ekolün temsilcisi getirilmelidir .
  • 1105
    futbol takımım ile alakalı bu entry'yi sabah dükkanımı açtığım ilk dakikalarda yazıyorum. sinirden neredeyse gözlerim doldu, dün gece düzgün uyuyamadım.

    dün gece fox tv'de olanları gördükten sonra, işimizin ne kadar da zor olduğunu bir kere daha anladım. karşımızda 3-5 tane anası belli olmayan adam yok sözlükçü arkadaşlarım. karşımızda binlerce hıncal uluç, binlerce hakan ünsal, binlerce spor muhabiri ve gazeteci var. galatasaray türkiye'nin en yalnız takımıdır an itibarı ile. üzerimizdeki medya baskısını, yapılan güdümlü haberleri, takımı yıpratmak için aziz'in köpekliğini yapan yüzlerce spor muhabirinin hepsini bir arada düşününce gerçekten sinirlerim gevşiyor.

    beraber durmalıyız arkadaşlarım. hepimiz sadece sözlükte değil, her yerde, her ortamda, internetin her yerinde takımımıza yapılanları, belgeleriyle, örnekleriyle anlatmalıyız. stadlara gidip basına küfretme devri çoktan geçti. eskiden de işe yaramazdı, şimdi ise sadece ceza olarak geri dönüyor bize. kendi devrimimizi yapmalıyız bence. yazdığımız şeylerin linkini heryere bırakmalıyız. her ortamda konuşmalıyız, hiç bir zaman susmamalıyız. sözlük yazarları arasında yüzlerce blog sahibi de var. doldurun bloglarınızı. verin linklerini her yere. okunsun. neler olduğunu anlatın. örnekleriyle. artık iş öyle bir hal aldı ki, en siktirboktan gazeteci bile kafasına göre çıkıp konuşabiliyor. futbolculuğunda hiçbir baltaya sap olamamış odunlar takımım hakkında istediği gibi atıp tutabiliyor. galatasaray hakkında sallamak medya'da artık yapılabilecek en basit iş.

    kendimi bildim bileli gazete okuyorum, ömrümün hiçbir döneminde bir takıma bu kadar yüklenildiğini görmedim. bunun sebepleri tartışılır, bu rahatlık nasıl peydah oldu medyaya. ancak şu anda yapılması gereken şey dimdik durup destek olmak. stada gidip destek olmak, yazarak, tartışarak destek olmak. aklıma sadece bunlar geliyor. daha fazla ne yapabileceğimi bilmiyorum. allah yolumuzu açık etsin.

    işimiz çok zor.
  • 1109
    olacak bu iş, inancım tam.

    geçen yıl güzel transferler (baros-kewell) yapıldı, lakin teknik direktörü yanlış seçtiler.

    bu sene o hatalarından ders çıkarıp frank rijkaard gibi bi adamı getirdiler, bu sefer de avrupa maçları için (ulusal maçlar için jo alındı, sakatlanması sadece şanssızlık) forvetsiz kaldık.

    seneye öyle bi durumumuz da olmaz diye düşünüyorum.

    riva halloldu, stad projesinde aksama yok, gitgide/düşe kalka eksikliklerimizi kapatıyoruz (bkz: lucas neill transferi).

    olacak bu iş, inancım tam.
  • 1123
    (bkz: galatasarayın olduğu yerde umut vardır)

    beni ne kupa ilgilendirir ne de uefa... seneye mutlak, ama mutlak şampiyonlar ligine katılmamız lazım. rijkard gibi bir hocayla, ve bu kadro zenginliği ile galatasarayıma şampiyonlar ligi yakışır. tabiki bu sene uafa kupası fena olmaz ama işimiz bu ara çok zor. şu sakatlıklar bitsin takımı o vakite kadar puan kaybetmeden idare edelim şampiyonluk bizimdir. yeterki mücadele etmekten vazgeçmeyelim.*
  • 1124
    önü açık takımdır. varsın türkiye kupası'nda kaybedilen tur bazı galatasaray taraftarlarını korkutsun. galatasaray iki farka taşımazsa zora girmesi kesin olan bir maçta, olabileceği kadar motive bir antalyaspor karşısında doğal olarak zorlandı, ve kazandı. turu kaybetti, ama kazanma isteğini muhtemelen kazandı. muhtemelen diyorum çünkü son dakikalarda gol atmak zorunda olan her takım kazanmak için yüklenir. önemli olan bunu anlık bir olaya değil sürekli bir isteğe dönüştürmek. neyse, önemli olan o değil, önemli olan atletico madrid maçında istekli ve etkili oynamak. türkiye kupası'nın tek olayı fenerbahçe'nin x yıldır alamaması, herkes bunu biliyor, ama özellikle galatasaray taraftarı bu kupanın baklavasına oynandığını bilmesine rağmen neden bu kadar ağlıyor orasını bilemiyorum. onun dışında takım çok eksiği olsa da bazı kilit adamlar istikrarlı olduğunda oynayabileceğini gördü en azından. elano geldiğinde de takımın en kaliteli oyuncusuydu, şimdi de öyle, elano iyi olduğunda takımın geri kalanı formasına ihanet etse bile herhangi bir maç en azından o kadar kolay rakibe gitmez. önemli olan elano'yu takımın içinde tutmaktı. şu anda böyle bir sıkıntısı yok takımın, en azından elano belli bir performansı sürekli sergiliyor ve takımdan kesilme gibi bir sorunu da yok. istediği avrupa arenasına çıkacak, dünya kupası kadrosunda yer alması da kesin gibi. dolayısıyla galatasaray'ın en önemli dişlisi işler durumda. ancak ikinci en önemli dişli arda turan'ın paslanmasını geçtim artık kendisinin dişleri dökülür durumda. etkin değil, sahada olması artık takımın diğer oyuncularını ateşlemiyor, çünkü arda'nın içinde bir ateş yok. en azından futbola karşı bir ateş yok. bu durumun uzaması kimse için değil, sadece arda için bir tehlike. galatasaray arda yokken de büyük takımdı, varken de büyük takım. ama böyle giderse gün gelecek, arda iyi de oynasa kötü de oynasa takıma liderlik yapamaz duruma gelecek. o zamana kadar avrupa'ya gitmemiş olursa artık biraz gönüllü gönderilecek. arda bunu istemiyorsa kafasının içindeki tilkilere soykırım yapmak zorunda, sözde olmamak üzere. özetle, takım fena değil, ve asıl önemli olan antalyaspor maçı takımın oyununun uzun dönemdeki geleceği için bir ölçüt değil. takım dökülmedi, geçtiğimiz maçlardaki gibi zorlama bir ruh haliyle çıkmadık sahaya. e daha ne istiyorsunuz, takım kazanmış, turu bıraksa bile kazanmış, atletico maçı için oyun olarak ümit vermiş, benim böyle bir maçtan tur dışında başka bir isteğim olamazdı. bu maçtan önce "turu da geçelim, iyi de oynayalım, en az 4 gol atalım, gol yemeyelim, ayrıca arda hat-trick yapsın" şeklinde ütopik beklentileri olan kimseyi görmedim, varsa da kendisine akıl sağlığı diliyorum.

    not: ulan o değil de o kadar direkten dönen top var, biri girse alakasız şeyler konuşacaktınız. bir takımın değerlendirmesi topun direğe değil de 10 cm içerisine gitmesine bakarak yapılmaz. toplar direkten dönünce "nası takım bu, korkak rijkaard, gerizekalı servet" olan maç o toplar içeri girince "vay nası koyduk" olamaz. değerlendirmelerinizi ona göre yapın.
  • 1125
    (bkz: #307403) herkesin uzay takımı diye nitelendirdiği barcelona sağ beki sakatlanınca yerine hayatında orada oynamamış maxwell'i oynatırken mecburi bazı değişiklikler yüzünden eleştirilen takım.
    yine barcelona'da ronaldinho en uçta oynarken vaay be ne takım deyip arda'nın en uçtaki işlevini anlamayanlar tarafından eleştirilen takım.
    artık sözde forvet olan, orta sahaya gelip top alan, ama sonra orada kalan, ileri koşamayan nonda'nın, arda'nın forvetliğinden pek de farkı olmadığını göremeyip tek forvetimizi yolladılar diyerek eleştirilen takım.
    aldığı forvet sakatlanınca yanlış transferler yapıldı diyerek eleştirilen takım.
    ona buna spor yazarı değil skor yazarı diyenler tarafından 10 subat 2010 galatasaray antalyaspor macindaki süper futbolu gözardı edilerek eleştirilen takım.
    şimdi birkaç açıklama yapmakta da fayda var. arda'yı stoperlerin arasına atıyor deniliyor ya hiç alakası yok. amaç arda'nın top dağıtmasıdır orada yoksa inelim kanatlara ortalayalım arda'ya değildir maksat. peki nasıl gol atıcaz? sarp'ı elano'yu aralara sokarak tabi ki. bu en iyi son maçta işledi zaten sarp'ın girdiği pozisyon sayısı ortada, elano'nun yaptıkları da. iyi ama elendikten sonra neye yaradı? ne diyor marquez: guardiola bize artık defans çalıştırıyor, çünkü sistemi mükemmelleştirmek istiyor. yani bu sisteme geçtikten 7 sene sonra hücumu mükemmelleştirip defansı kusursuz hale getirmeyi düşünüyor ancak barcelona. zaten barca'nın yediği gollerin bir çoğu dün bizim yediğimiz 2. gol gibi goller oluyor genelde.
    yani demem o ki umutsuz olmayı gerektirecek bir takım değil galatasaray. elendikten sonra bile taraftarına gurur duyacak, umutlandıracak bir dolu şey bırakan, görmek istemeyenlere de yapacak bir şeyi olmayan takımım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın