resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 3676
    mucize yaratma yeteneği olmadığından yani insanüstü bir varlık olmadığı için başarılı olamamıştır.adnan sezgin'le çalışıp başarılı olmanın tek yolu doğa üstü güçlerinin olması gerekiyor. adnan polat ve sezgin fatih terim'i getirmek için çok uğraşmışlardı ama ne oldu. terim bu ikilinin ne olduğunu çok iyi biliyordu. fatih terim bile başına neler geleceğini bildiği için haklı olarak adnan kadeşlerle çalışmamışken, terim gibi bu adamların iç yüzünü bilmeyen herşeyden habersiz rijkaard ve hagi doğal olarak harcanıp gitmiştir. yazık olmuştur. rijkaar hataları vardır ama mesela ünal aysal tarzı bir yönetimle çalışsaydı herşey çok farklı olurdu
  • 3677
    gençlere önem vermediği için nasıl kendisine kızıldığını anlayamadığım teknik direktör.

    bu adam emre çolak'ı ilk defa as takımda oynatan, ondan 3-5 maç verim de alan bir kişiydi. ancak daha sonra emre'deki duraksama ve oynanan ciddi maçlar nedeniyle emre yine a2'ye gönderildi.

    semih kaya yanılmıyorsam rijkaard döneminde sakatlıklarla boğuşuyordu, daha sonra kiraya gönderildi ve döndüğünde de biraz bekledikten sonra formayı kaptı zaten.

    cem sultan kadroya alındı ancak oynadığını hatırlamıyorum, şu an nerede ne yapıyor onu da bilmiyorum. biri aydınlatırsa sevinirim bu arkadaş hakkında beni.

    anıl dilaver rijkaard zamanında oynamadı ama normalde de 2 maça falan çıkmıştır. sahi şimdi nerde ?

    bunun yanı sıra rikaard döneminde berkin kamil arslan, çetin güngör ve murat akça olmak üzere bazı oyuncularımız şans bulmuşlardı. ancak özellikle çetin'in bu şansları değerlendiremediğini düşünüyorum. berkin'in ise üzerine nedense fazla gidilmedi. gerçi şimdi de kartalspor'a gitti deniyor, bilemiyorum.

    hepsini geçtim galatasaray futbol takımı'nda 2010/11 sezonunda bile forma şansı bulan gençlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmezken rijkaard'ı bu kadar suçlamak doğru değil bence. kaldı ki rijkaard zamanında her hafta en az 2-3 genç oyuncu as takımla antrenmanlara çıkartılıyordu. belki aralarından şans bulanlar olacaktı ama olmadı. kısmet.

    bir de şunu söyleyeyim, şu anki a2 takkımımızla rijkaard'ın zamanındaki a2 takımları arasında dağlar kadar fark var. o kadrodan berkin, biraz cem ve anıl, emre, semih göze batan isimlerken şu anki a2 takımımızda bilal, berk ismail, hüseyin, emrecan, okan, mertan gibi isimler bugün as takımda oynasa çok az sırıtırlar. bunu da böyle bilmek gerek.
  • 3686
    en ofsayt entrylerimin listesinde bulunan kendisinin ne kadar kötü bir teknik direktör olduğu ile ilgili yazmış olduğum her entry ile gurur duyduğum eski teknik direktörümüzdür. biz doğru bildiğimizi yazdık. doğru söyledik 9 köyden kovulduk.

    bu arada kendisine 3 yıl için 15,9 milyon dolar verebilen suudilere de müstehak efendim. ama sabretsinler biraz daha total futbol oynarlar sonunda belki.

    bir de premier ligden her takım kapısında diyorlar. olmadı serie a yıkılıyormuş frank frank diye. evet canım. tabi yavrum.
  • 3687
    suudi sözlükte ne fırtınalar kopuyordur bu kıvırcık hakkında şimdi. total futbol oynayacağız, sizin gibi bebeler ne anlar total futboldan yeaaa tadında suudi gençleri ne esip gürlüyordur. ulan günahım kadar sevmem suudi arabistan denen ülkeyi de insanını da ama yazık ulan 16 milyon dolarlarına bu heriflerin de.

    tanım: senelerdir söylediğimiz gibi, bu toprakların gördüğü en kötü fiyat/performans oranına sahip hocadır.
  • 3690
    cok kaliteli bir fransiz ascisi gibidir. eline cok cok iyi malzemeler verirseniz inanilmaz yemekler ortaya cikarir. ama eline domates, biber yumurta verirseniz ac kalirsiniz. kotu malzeme ile bir hictir. lucescudaki ozellik yoktur kendisinde. lucescuya domates, biber, yumurta verseniz bile cok guzel bir menemen yapar doyurur sizi. ama muhtemelen cok iyi malzeme ile de rijkardin yaptigi kadar guzel yemek yapamaz kurt hoca.

    buyuk takimlarin gundeminden dustu kendisi. kucuk takimlarda calistigi muddetce de sanirim yok olacak kariyeri. bu haliyle hicbir buyuk takim da getirmez kendisini basa.
  • 3692
    hala ve hala "noooldu rijkaardcılar? " tarzında entryler giriliyor ki oeeh dedirtiyor. bi kere zor olacak; ama şunu kafaya sokmak gerek, rijkaard'ın karşılığı fatih terim değildir yani rijkaard'ı savunmak demek terim'e sallamak değildir. bunun yanında rijkaard'a sallamak senin terim'i özeline aldığın anlamına gelmez. yaptığın bu mantık din bizim diyen akp'li , ataturk bizim diyen chp'li kafasından başka bir şey değildir. ayrıca rijkaard'a saçma sapan argumanlarla sallıyanlar, terim'in sıfırdan kurulan 11'ine güzellemeler yapmaktalar. sakin ol güzel kardeşim hemen "sen terim'e ne demek istiyorsun!1!1 " demeden önce bir de düşün terim'in kadroyu niye baştan başa değiştirdiği. dön dolaş aynı tartışma yeniden alevleniyor, yeni gelenlerden birisi de çıkıp demiyor ki yazmadan önce bu adamlar neler yazmışlar bir okuyayım.
  • 3694
    frank rijkaard'ın teknik direktörlüğüne dair o meşhur tespit bire bir şuna denk;

    http://www.youtube.com/watch?v=WWc9iT1R72U

    kült kahvehane muhabbetine döndü iyice; batının ilmini değil ahlaksızlığını aldık, dişi köpek kuyruk sallamazsa erkek köpek peşine dolanmazmış, nerede o eski bayramlar, ha evet bir de frank rijkaard aslında hazır sisteme konmak dışında hiçbir meziyeti olmayan çok kötü bir teknik adam.

    aferin, tebrikler...
  • 3695
    dünyanın gelmiş geçmiş en iyi iki takımında oynayan ve birisini de çalıştıran bir teknik adama halihazırda kimse futbolu bilmiyor diyemez. pijimaları çekip akşama kadar bilgisayar başında menajer oyunlarıyla meşgul olan biri de futbolu rijkaard ile eşdeğer ya da ondan daha iyi bilemez. dünyanın gelmiş geçmiş en iyi hocalarıyla çalışmış bu herif. michels, sacchi, cruyff, van gaal... daha nesini sayayım. bunların yanında iki saatinizi bile geçirseniz futbol konusunda master olursunuz.

    farklı bir geleneği barındıran bir kulüpte rijkaard'ın farklı işler yapması beklenemez. zaten buna kimse müsaade etmez. bu yüzden ispanya'da yardımcıları çok iyi seçiliyor, destek olunuyordu. kalkıp türkiye'de neden başarısız olduğuna dair maddeler dizmeyeceğim ama kendisinin galatasaray'da boktan bir yönetimle çalıştığı açıktı. rijkaard'ın beceremediği tek iş, onlara transfer yaptıramamak olmuştur. keza böyle birşeyle de hayatı boyunca karşılaşmadığı için bu konuda tecrübesizliğine dem vurmuştur. barcelona'da marquez transferi buna iyi bir örnektir.

    bu kadar sevdiğimiz fatih terim, döneminde neden adnan polat'ın yaptığı teklifi geri çevirdi acaba? bunu da bir düşünün.

    ayrıca kendisinin barcelona dönemi dışında pek bir meziyeti olmadığını düşünenler 98-00 arası hollanda milli takımı'na göz atabilir. ama orada da iyi futbolcular olduğu için sıra rijkaard'a elbet gelmez.
  • 3696
    eline verilmiş olan ve daha sonra ayrılan oyunculardan bir kısmı;

    leo franco - nerede ne yapıyor?

    servet - kasımpaşa

    ali turan - antalya

    neill - avustralya ligi

    keita - katar ligi

    elano - santos

    mustafa sarp - karabükspor

    barış özbek - trabzonspor

    misimovic - dinamo moskova

    kewell - avustralya ligi

    dos santos - orda burda şurda

    jo - atletico minerio

    arda - atletico madrid

    edit: iddaacıların kralı kendine iyi bak jo konusunda uyardı. adam brezilya ligi takip etmekten kpss'ye çalışamadı tabi :)
  • 3698
    günün erken saatleriydi bilgisayarımı açtığımda. her zamanki gibi ilk olarak galatasaray org a tıkladım ve karşımda bir açılış mesajı belirdi. franklin edmundo rijkaard galatasaray'da. gözlerime inanamadım lakin resmi siteyi açmıştım. gerçekten aşırı mutlu bir hale bürünmüştüm. hemen arkadaşlarımla "olum rijkaard gelmiş lan" yorumları yapılmaya ve hayaller kurulmaya başlanmıştı. aşırı bir beklenti içine girmiştim bu siyah tenli kıvırcık saçlı surinam asıllı efsane hollandalı'dan.

    gelişiyle bu kadar büyük mutluluk yaşatan rijkaard giderken belki o kadar yüklü olmasa da üzüntü vermişti bana. kendimce yaptıklarının, doğrularının anlaşılmadığından dem vuruyordum sürekli. büyük çoğunluğunun skor endeksli hareket ettiği ülkemiz taraftar, yönetici ve medya mensuplarının dillerinde hep aynı soru vardı "ne yapmıştı franklin türkiye'de?" bu sorular ilk iki aydan sonra yoğunlaşmaya başlamıştı çünkü iki aydan sonra işler yolunda gitmiyordu. aslında rijkaard iki aydan sonra bazı hamleler yapmayı düşünse de belkide skora yansımamasından dolayı eleştiriler devam ediyordu.

    kendimi anti-rijkaard grubuna dahil etmemek için direnirken "rijkaard'ı anlamak" minvalinde bazı hamleler geliyordu. franklin'in işte futboldan anlamak budur dedirten en temel dokunuşu ise servet, barış ve mustafa sarp üçlüsünü çekirdek çitleyen gruba dahil edip ayağına top yakışan, topu kullanan oyuncuları sahaya monte etmeye başlamasıydı. artık defansta neill'ın yanında hakan balta orta sahada ise mehmet topal-elano ikilisi forma buluyordu ama ligin ikinci yarısıydı ve galatasaray büyük ölçüde zirve yarışından uzaklaşmıştı. ona olan inancım devam ediyordu. uzun süreli bir çalışma planımız var diyen adnangillere güvenmesem de rijkaard'ın ikinci senesinden beklentilerim yüksekti. mantıklı ve yerinde oyuncuların transferi dahilinde bir şeyler olacağına inanıyordum ama takımımıza transfer edilen orta saha oyuncusu (bkz: lorik cana) idi. büyük ölçüde sevgi beslenen bir oyuncu olan cana rijkaard'ın icraatlarıyla tamamen çelişen isimdi veya (bkz: zvjezdan misimovic). oyunu iki yönlü oynayabilen orta sahalara ihtiyacımız varken lorik sürekli çift dalan, pas yapma yetisi ve tekniği oldukça zayıf olan tamamen mücadeleci yapısıyla katkı sağlayabilecek klasik ön libero iken zvjezdan ise yazın aldığı fazla kiloları henüz atamamış teknik fakat bir o kadar mücadeleden uzak ofansif bir orta saha oyuncusuydu. über yetenek (bkz: serdar özkan) pivot santrafor (bkz: mehmet batdal) galatasarayda forma giymek için altı ay top oynamayan fakat attığı taç atışları dahi isabetsiz olan basireti bağlanmış (bkz: ali turan) ve keita'nın boşluğunu doldurması için alınan (bkz: juan pablo pino)diğer transferlerimiz idi.

    hocanın arkasındayız mesajlarının basınla paylaşılmasına başlanmasıyla beraber ayrılık vaktinin geldiği su yüzüne çıkmaya başlamıştı zira rijkaard da çok mutsuzdu ve bu sürekli yüzüne yansıyordu. fiilende sivasspor malzemecisi hayati soydaş ile ikinci itişme vakası rijkaard ın artık gitmek istediğinin göstergesiydi. rijkaard gitti ve geriye ne mi bıraktı?

    spor medyasının her elemanın nasıl oynatmazsın diye eleştirdiği servet artık galatasaray defansında yer almıyor, galatasaray orta sahası yıllar sonra takıma el freni olan değil, top ayağında yakışan adamlardan oluşuyor. artık takıma dahil edilmek istenen oyuncular vatan millet sakarya anlayışına sahip olanlar değil futbolu bilen ve aklıyla oynayan oyuncular oluyor. bunlara grande'nin * katkısı şüphesiz en başta gelmekte lakin ben rijkaard'ın da bizim yol göstericimiz olduğunu düşünüyorum. tabiki hataları oldu rijkaard'ın fakat kendisine gereğinden fazla haksızlık yapıldığı kanısındayım.

    sen kulağımıza çalındığında gülümseyerek andığımız bir hatırasın rijkaard ve türk futbolunun senin gibi futbolu bilen insanlara ihtiyacı var..
  • 3699
    başarılı olacağına inananlardandım. başarılı olurdu da ama ne yazık ki sisteminin en önemli yerine istediği transferler yapılmadı. şu an orada melo ve selçuk inan var. o zamanlarda bam üçlüsü+mehmet topal vardı ki ilk sezonun son 5-6 haftası rijkaard o bölgede sakat sakat mehmet topal'ı oynatıyordu. düşünün artık o derece istemiyordu barış-ayhan-mustafa'yı kadrosunda. peki ne oldu sonra. sezonu 3. bitirdik. yazın cana ve pino transferleri ile transferin son günleri göz boyamak için misimoviç ve insua geldi. sezonu ofk belgrad maçıyla açtık. bir de ne görelim ayhan-barış-mustafa hala kadroda. sonrası malum, karpaty lviv ile başlayan kötü gidişat hocanın sonunu hazırladı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın