• 472
    muhtevasına birkaç teknik terim kisvesi altında zırva eklemek suretiyle kalbinden duyguların ve estetiğin sökülüp alındığı oyun.

    ne premier lig'de underdog takımlarda klasik on numara ve fuleli kanatların uyumundan eser var ne de serie a'da zorlu palermo, sampdoria deplasmanlarının adı. la liga'da el classico'nun bile tadı kalmadı.

    tabii bunlar öznel yorumlar. kimileri mekanik sever. ''tekniğe yok hacet, futbolcu 'size' yapsın koşsun'' der.

    oysa benim nazarımda futbol bir akıl yürütme, teknikle topa hükmetme ve beyin fonksiyonlarını en üst seviyede sahaya yansıtıp bir sanat icra etme oyunuydu.

    'bizim zamanımızda top her futbolcunun ayağına yakışırdı' buyurmuş bir futbolcu. adını şu an hatırlamıyorum, raul veya figo. 'şimdiki futbol ise pek keyifsiz' diye de devam etmiş. nokta atışı tespit. gerçi bu tespitte bulunabilmek için futbolcu olmaya da gerek yok ya neyse.

    2006 west ham örneğini ele alalım: orta sahaya bakıyorsun topa beyniyle hükmeden klasik on numara benayoun sonra boa morte, etherington, lee bowyer; ileri uçta ise dean ashton, bobby zamora, carlos tevez, charlton cole. orta sıra bir ingiliz takımında bile ikon sayılabilecek nice isim. her biri topla sanat icra edebilecek teknik kapasiteye ve zekaya sahip. otur sabaha kadar izle. sana mutlaka ayırdığın vakit değerince bir haz vaat ederler.

    öte yandan günümüz orta sıra hatta herhangi bir pl takımına baktığımızda birbirinin kopyası oyuncular, aynı profilden çıkmış gibi belli bir sistemin parçaları. izlerken insanı yoran, bir sistemin dışına asla çıkmayan ve hareket alanı o sistemle kısıtlanmış oyuncu grubu.

    futbolu galatasaray hatırına izlemeye devam edenlerdenim. ne dünya kupası ne de şampiyonlar ligi'nden haz alabiliyorum artık ne yazık ki.
App Store'dan indirin Google Play'den alın