• 26
    dedeler sadece çocukluğumuzun kahramanları değildir. kocaman adamlar olduğumuzda bile iç dünyamızdaki tahtta sarsılmaz otorite ile saltanatlarını sürerler. dedem, üzerine çok hikaye yazacağım ve çok ama çok güldüğüm bir çok komik hikayenin vazgeçilmez öznesiydi. dedeme öyle farklı bir gözle bakardım ki, benim gözümde o asla ölmeyecek ve hep hayatımda yer alacak neşeli, güçlü, komik ve en manyakça olayların merkezindeki figürdü. hep böyle hissederdim. ta ki üç yıl öncesine kadar..

    ben ufacık bir çocukken, yürümeyi yeni sökmüşken rize’deki köyünde kucağındaydım dedemin. körpe bir genç olup istanbul’da yaşarken de iletişimim kopmazdı. 1995-99 yıllarında karadeniz teknik üniversite’sinde okurken de her tatilde kucağına koştuğumdu. 2003 yılından beri yaşadığım ankara’da da sürekli telefon ile aradığımdı. aramızda hep mesafeler vardı ama biz hep beraberdik. iletişim halindeydik. bir anda kopup gittiğinde ve bunun haberini aldığımda şok olmuştum.

    bir insan rizeliyse, lazsa ve dedeyse onda her türlü manyaklığı aramalıydınız. beni gülme krizlerine sokan bir çok olayda parmağı vardı. o, seksenine dayandığında bile, gecenin karanlığında köydeki evinin balkonunda son ses, gaz bir şekilde tulumunu dinlerken bir anda odasına geçip tabancasıyla geri gelen ve bir anda havaya sıkmaya başlayan ve başka köy evlerinden de tulumun sesiyle birlikte silah seslerinin patladığı atmosferi yaratan gaz adamdı. böyle gaz bir adamın futbol muhabbeti de komik olacaktır haliyle. futbol ile alakası olmayan bir dedenin çıkışları içimizde bir yer bırakacaktır. sekseninde bile büyük bir aşkla, hevesle cumhuriyet şiirleri okuyan tam bir cumhuriyet ve atatürk hayranıydı. okuduğu uzun şiirlerin son iki mısrasını hala hatırlarım:

    “ne padişah ne saltanat
    yaşasun cumhuriyet!”

    galatasaray lafı geçtiği zaman o aşırı yüksek ve sert sesiyle “calatasaray cim bom bom” diye bağırmasını da unutmam.

    2002 dünya kupası.. türkiye – senegal maçı. maçı bir ara tek kaleye bağlamışız. dayım hayıflanır: “ulan, tek kale oynuyoruz, hala gol atamadık.” dedem bir dayıma bakar, bir de televizyona, suratı tamamen değişmiş, şok halinde; bize döner, bir gözü sola bakıyor, diğer gözü yukarı, ihtişamlı ve büyük bir yüzük taktığı elinin işaret parmağı ile bir rakamını işaret ederek yukarı doğru işaret ederek “nasil yaniii, ha orada, habu sahada bi tane mi kale vardur şimdi!” diye lafı yapıştırır. bu lafın kendisi o kadar komik değil belki ama bu lafı ederkenki mimikleri, hareketleri muazzamdı. zaten bizi bizden alan hep o halleri, tavırları ve replikleriydi.

    ah be dedem. keşke daha uzun zaman birlikte takılabilseydik ve daha çok maç izleyebilseydik. köy evinde uyandığımda, saçlarımın uzunluğu nedeniyle bana gülerek ve takılarak “cünaydin kizum” demeni bile özledim aslan dedem. o muhteşem melon şapkaların, jilet gibi keskin takım kıyafetin ve karizmatik saatlerin ve yüzüğünle kim senin eline su dökebilirdi ki? tam bir cumhuriyet adamıydın sen. bir ülkenin küllerinden doğuşuna şahitlik etmiş yüreklerin kendine özgü karizması olsa gerekti..
App Store'dan indirin Google Play'den alın