424
"galatasaray bir halatı hep birlikte çekenlerin; hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır." demiş ya baba gündüz, cuma gecesi galatasaray'ın antalyaspor'u 4 farkla mağlup ettiği maçı seyrederken, sarı-kırmızılı parçalı formayı giyenlerin bu veciz sözü ne kadar da özümsediğini görebiliyorduk. futbolcuların saha içerisinde arkadaşlarının hatalarını telafi etmeleri, birbirlerini gol yollarına sokacak pas atmaları futbol maçlarında hep gördüğümüz hareketler iken, 37 yaşındaki belçikalı star mertens'in yedekte kalmasına "küsmeden" bir malzemeci edasıyla arkadaşlarına su dağıtması, gol krallığı hedefindeki osimhen'in kazanılan penaltıda topu takımın yeni oyuncusu moratta'ya "armağan etmesi", maç sonu herkes sevinirken süre alamayan jelert'i osimhen'in teselli etmesi baba gündüz'ün galatasaray'ını tasvir ediyordu...
şampiyonluk yarışında geçen hafta bir başka akdeniz ekibi olan alanyaspor'u 3 puanla geçen galatasaray, rakibi fenerbahçe'nin "bay" geçtiği haftada puan farkını 7ye çıkarırken, antalya karşısında da kazanacağı 3 puanla ligin ikincisiyle arasında 10 puanlık bir fark yaratacak ve "psikolojik üstünlüğü" ele geçirecekti... öyle de oldu, nispetten durgun başladığı ve deplasman ekibinin bir kaç tehlike bulduğu ilk 15-20 dakikalık süreç sonrası galatasaray "sazı eline aldı" ve maçı istediği gibi oynadı. önce barış'ın kafa pasıyla osimhen öyle yükseğe sıçradı ki, kaleci eliyle dahi topa dokunamazken, meşin yuvarlak az farkla auta gidiyordu. lakin 5 dakika sonra tipik bir galatasaray golü ile ev sahibi öne geçmişti: rakip takım çıkarken stoper sanchez orta sahada baskı yapıp topu kapıyor, pasında barış kanattan hareketlenip, moratta'ya aktarıyor topu ve onun asistinde osimhen topu boş kaleye yuvarlıyordu...
sara eski günlerine dönmüş, topu ayağında "çiğnemeden", sağ sola uygun durumundaki arkadaşlarına yolluyor, barış kuvvetine kavuşmuş, buldozer gibi önüne geleni ezip gidiyor, sol bek eren takıma uyum sürecini atlatmış daha fazla sorumluluk alıyor, sanchez de "messivari" çalımlarla rakip ceza sahasını karıştırıyordu... hal böyle olunca, goller de peşi sıra geliverdi, önce var yardımıyla gelen penaltıda moratta "derslik" bir vuruş yapıyor, sonra da barış tozu dumana katarak getirdiği topla osimhen'e "kariyerinin en kolay golünü" attırıyordu...
ilk devre üç fark yaratılmış, sarı kart cezalısı sınırındaki osimhen'in devrede değişeceğini düşünenler yanılıyor, nijeryalı topçu hattrick yapmayı kafasına takmış olarak sahaya çıkıyordu ikinci 45 dakikaya. istediği de 6 dakika geçmeden oldu, antalyaspor savunmasının bir geri pasını yakalayan yunus, osi'ye al da at pası veriyor, osimhen de fileleri sarstıktan sonra arkadaşının ayakkabısını parlatıyordu...
farkı açan, oyunda üstünlüğü ele geçiren galatasaray'da okan buruk, takımı herhangi bir kart ya da sakatlık durumuna karşı korumak için önce osimhen, torreira ve yunus'u kenara alıyor, sonra da sanchez ve barış arkadaşlarıyla yer değiştiriyordu.
rolantiye dönen oyunda antalyaspor bir kaç cılız atak bulurken, galatasaray ise uzatmalarda berkan'ın pasında mertens'le beşinci golü kaçırıyordu...
osimhen hattrick yapıp, gol krallığında zirveye çıkarken, galatasaray taraftarı da tribünlerde ceza'nın "fark var" şarkısını söyleyerek mutlu mesut evlerine dönüyordu...
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...y4-0antalyaspor.html
şampiyonluk yarışında geçen hafta bir başka akdeniz ekibi olan alanyaspor'u 3 puanla geçen galatasaray, rakibi fenerbahçe'nin "bay" geçtiği haftada puan farkını 7ye çıkarırken, antalya karşısında da kazanacağı 3 puanla ligin ikincisiyle arasında 10 puanlık bir fark yaratacak ve "psikolojik üstünlüğü" ele geçirecekti... öyle de oldu, nispetten durgun başladığı ve deplasman ekibinin bir kaç tehlike bulduğu ilk 15-20 dakikalık süreç sonrası galatasaray "sazı eline aldı" ve maçı istediği gibi oynadı. önce barış'ın kafa pasıyla osimhen öyle yükseğe sıçradı ki, kaleci eliyle dahi topa dokunamazken, meşin yuvarlak az farkla auta gidiyordu. lakin 5 dakika sonra tipik bir galatasaray golü ile ev sahibi öne geçmişti: rakip takım çıkarken stoper sanchez orta sahada baskı yapıp topu kapıyor, pasında barış kanattan hareketlenip, moratta'ya aktarıyor topu ve onun asistinde osimhen topu boş kaleye yuvarlıyordu...
sara eski günlerine dönmüş, topu ayağında "çiğnemeden", sağ sola uygun durumundaki arkadaşlarına yolluyor, barış kuvvetine kavuşmuş, buldozer gibi önüne geleni ezip gidiyor, sol bek eren takıma uyum sürecini atlatmış daha fazla sorumluluk alıyor, sanchez de "messivari" çalımlarla rakip ceza sahasını karıştırıyordu... hal böyle olunca, goller de peşi sıra geliverdi, önce var yardımıyla gelen penaltıda moratta "derslik" bir vuruş yapıyor, sonra da barış tozu dumana katarak getirdiği topla osimhen'e "kariyerinin en kolay golünü" attırıyordu...
ilk devre üç fark yaratılmış, sarı kart cezalısı sınırındaki osimhen'in devrede değişeceğini düşünenler yanılıyor, nijeryalı topçu hattrick yapmayı kafasına takmış olarak sahaya çıkıyordu ikinci 45 dakikaya. istediği de 6 dakika geçmeden oldu, antalyaspor savunmasının bir geri pasını yakalayan yunus, osi'ye al da at pası veriyor, osimhen de fileleri sarstıktan sonra arkadaşının ayakkabısını parlatıyordu...
farkı açan, oyunda üstünlüğü ele geçiren galatasaray'da okan buruk, takımı herhangi bir kart ya da sakatlık durumuna karşı korumak için önce osimhen, torreira ve yunus'u kenara alıyor, sonra da sanchez ve barış arkadaşlarıyla yer değiştiriyordu.
rolantiye dönen oyunda antalyaspor bir kaç cılız atak bulurken, galatasaray ise uzatmalarda berkan'ın pasında mertens'le beşinci golü kaçırıyordu...
osimhen hattrick yapıp, gol krallığında zirveye çıkarken, galatasaray taraftarı da tribünlerde ceza'nın "fark var" şarkısını söyleyerek mutlu mesut evlerine dönüyordu...
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...y4-0antalyaspor.html