37856
yöneticilerinin ve teknik ekibinin takkeyi önüne alıp düşünmesi gereken canımız takım.
zira kulüp hiç olmadığı kadar bonkör harcamalar yaparken istisnasız aldığın tüm oyuncular oyun olarak geriye gidiyor. buna sistem de, oyuncu tembelliği de; ne dersen de, değişmeyen kesin sonuç oyuncuların kilo aldığı ve geriye gittiğidir. hatt dahada ileri gitmekte beis yok, bu öyle bir hale bürünmüş ki altyapı da sana ayak uydurmuş, yönetici kontenjanından oyuncu oynatılmaya çalışılıyor; haksızlığa uğradığını düşünenler de inat edip başka bahçenin çiçeği olup açıyor.(bkz: akman kardeşler)
oyuncuysa oyuncu, hocaysa hoca, teknik ekipse teknik ekip; işini düzgün, dürüst olarak yapmayan güncel gelişmeleri takip etmeyen kim varsa gitmeli. zira fatih terim in kulübün kodlarına kazıyıp kendini de buna kurban ettiği “galatasaray arması herkesten büyüktür” düsturu bunu gerektiriyor. hiçbir başkan, yönetici, hoca, teknik ekip, oyuncu armadan büyük değil. bu armaya gönül veren milyonlarca taraftar, sempatizan var ve başarısızlığa tahammülümüz yok. bir hatayı bir kere yaparsın hocam, iki kere yaparsın ama sürekli aynı hatayı yapıp oyuncuların geriye gidiyorsa sende bir eksik var demektir. transfer yaparak oyuncu harcayarak bir yere gidemezsin, taşıma suyla değirmen dönmez. fatih hocada da aynı huy vardı sende de aynı huy var hocam: kendine yakın adamları ekibe alıp biz bu ekiple yöneteceğiz anlayışı. yapmayın hocam, bıktık artık tempo yapabilen yeteneksiz ancak disiplinli takımların sahada bizi dolaştırmasından.
yönetime de buradan bir önerim var: kulübün kondisyoneri ve yardımcısı dünya çapında olmalı, kaleci antrenörü, duran top hocası, fizyoterapisti, başgözlemci, altyapı sorumlusu, antrenörleri, altyapı kondisyoneri dünya çapında maaşlı çalışanın olmalı. okan buruk veya kabul etmezse gelecek hoca da 3-4 kişilik kendi ekibiyle gelip kafasını sahaya, taktiğe vermeli. öyle ben geldim, sil baştan altyapı düzenle, kondisyonerleri kaleci antrenörlerini değiştir, tesisi boya bakımdan geçir vs. olmamalı. hoca 3-4 kişilik ekibiyle gelir, kendisine sportif direktör tarafından takımın sistemi dinamikleri maaşlı sabit antrenör ekibi tanıtılır ve mutfak senin hocam denilir olur biter.
yeter artık her maç koş koş, aptal saptal transfer politikaları, milyonlar harcayıp yanlış planlamalar yapmalar, müzmin sakat oyuncular almalar, evlat kontenjanı açmalar, çıkıp taraftara ayar vermeye çalışmalar falan. böyle sahada dolaştırırlar seni topun peşinde.
bu bir milat olmalı ve bir şeyler muhakkak gelişmeli. aslan düştüğü yerden muhakkak kalkar ama bir şeyler değişnezse seneye yine düşer.
zira kulüp hiç olmadığı kadar bonkör harcamalar yaparken istisnasız aldığın tüm oyuncular oyun olarak geriye gidiyor. buna sistem de, oyuncu tembelliği de; ne dersen de, değişmeyen kesin sonuç oyuncuların kilo aldığı ve geriye gittiğidir. hatt dahada ileri gitmekte beis yok, bu öyle bir hale bürünmüş ki altyapı da sana ayak uydurmuş, yönetici kontenjanından oyuncu oynatılmaya çalışılıyor; haksızlığa uğradığını düşünenler de inat edip başka bahçenin çiçeği olup açıyor.(bkz: akman kardeşler)
oyuncuysa oyuncu, hocaysa hoca, teknik ekipse teknik ekip; işini düzgün, dürüst olarak yapmayan güncel gelişmeleri takip etmeyen kim varsa gitmeli. zira fatih terim in kulübün kodlarına kazıyıp kendini de buna kurban ettiği “galatasaray arması herkesten büyüktür” düsturu bunu gerektiriyor. hiçbir başkan, yönetici, hoca, teknik ekip, oyuncu armadan büyük değil. bu armaya gönül veren milyonlarca taraftar, sempatizan var ve başarısızlığa tahammülümüz yok. bir hatayı bir kere yaparsın hocam, iki kere yaparsın ama sürekli aynı hatayı yapıp oyuncuların geriye gidiyorsa sende bir eksik var demektir. transfer yaparak oyuncu harcayarak bir yere gidemezsin, taşıma suyla değirmen dönmez. fatih hocada da aynı huy vardı sende de aynı huy var hocam: kendine yakın adamları ekibe alıp biz bu ekiple yöneteceğiz anlayışı. yapmayın hocam, bıktık artık tempo yapabilen yeteneksiz ancak disiplinli takımların sahada bizi dolaştırmasından.
yönetime de buradan bir önerim var: kulübün kondisyoneri ve yardımcısı dünya çapında olmalı, kaleci antrenörü, duran top hocası, fizyoterapisti, başgözlemci, altyapı sorumlusu, antrenörleri, altyapı kondisyoneri dünya çapında maaşlı çalışanın olmalı. okan buruk veya kabul etmezse gelecek hoca da 3-4 kişilik kendi ekibiyle gelip kafasını sahaya, taktiğe vermeli. öyle ben geldim, sil baştan altyapı düzenle, kondisyonerleri kaleci antrenörlerini değiştir, tesisi boya bakımdan geçir vs. olmamalı. hoca 3-4 kişilik ekibiyle gelir, kendisine sportif direktör tarafından takımın sistemi dinamikleri maaşlı sabit antrenör ekibi tanıtılır ve mutfak senin hocam denilir olur biter.
yeter artık her maç koş koş, aptal saptal transfer politikaları, milyonlar harcayıp yanlış planlamalar yapmalar, müzmin sakat oyuncular almalar, evlat kontenjanı açmalar, çıkıp taraftara ayar vermeye çalışmalar falan. böyle sahada dolaştırırlar seni topun peşinde.
bu bir milat olmalı ve bir şeyler muhakkak gelişmeli. aslan düştüğü yerden muhakkak kalkar ama bir şeyler değişnezse seneye yine düşer.