74
futbol evreninde çok ama çok nadir ulaşılacak bir statü olan 'put olma' statüsünü sonuna kadar hak eden bir efsanenin hak ettiğini yaşamasıdır.
hagi dokunulmazdır, ulaşılmazdır. saha içindeki sihri sadece bir takımın değil, koca bir ülkenin hem sportif hem de coğrafi kaderini doğrudan etkilemiştir. başrolü oynadığı şampiyonlukları galatasaray'ın tarihine geçtiği kadar türkiye sporunun ve hatta doğrudan türkiye'nin tarihine de altın harflerle yazılmıştır. makus kaderine boyun eğmiş türk takımları ve genel itibariyle türk halkı, ilk kez hagi ve hagi'nin beynini oluşturduğu takım sayesinde avrupa'ya kafa tutabileceğini kanıksamış ve kendini bir üst lige taşımıştır.
hagi'nin dönemi, gurbette işçi sınıfını oluşturan türkiye'den göçenlerin, avrupa'ya aşağılık psikolojisiyle bakan halkımızın, kendimizi alt sınıfta gören bürokratlarımızın, bazı şeyleri başarılmaz kabul eden psikolojinin ilk yıkımını gerçekleştirmiştir. 2000 yılında bir milenyum sona ererken türk futbolu altın çağına kavuşmuş, galatasaray türkiye'nin batıya açılan penceresi olma misyonunu en üst mertebede yerine getirmiş, avrupa kupaları ile sporun sadece spor olmadığını kanıtlayacak sosyolojik sonuçlar ortaya çıkartılmıştır.
ellerinde yükselen avrupa kupaları, türkiye'de tekrar edilememiş bir başarıyı sembol etmekle kalmamaktadır. muhakkak ki yeniden türkiye'ye avrupa kupaları gelecektir fakat hiçbiri ilki kadar özel ve anlamlı olmayacaktır. hagi'nin ikonluğu, onu hiç izlemeyen kişilere dahi tesiri ile sonsuza kadar sürecektir. öyle ki hagi'nin kötü teknik direktörlük dönemleri ve yaşanan kötü olayların hiçbirisi kendisinin imajını sarsmamış, kendisine olan sevginin ve hayranlığın önüne bir nebze olsun geçememiştir. hagi gerçekten de bütünüyle tabiri caizse bir futbol tanrısıdır. ve bu yalnızca galatasaray için geçerli bir önerme değildir. karpatların maradona'sı, ülkesinin de pek çok anlamda zincirlerini kırdığı bir dönemin sembolü olmuştur. hala daha rumen futbolu kendisine uzaktan yakından dokunabilecek bir ikinci figür ortaya çıkartmamamıştır. tıpkı bizim nice başarılar kazanmış 10'lar görmemize rağmen hala 10 numarayı hagi ile eşleştirmemiz gibi. buna onu canlı olarak hiç görmemiş olanlarımız da dahildir.
hagi dokunulmazdır, ulaşılmazdır. saha içindeki sihri sadece bir takımın değil, koca bir ülkenin hem sportif hem de coğrafi kaderini doğrudan etkilemiştir. başrolü oynadığı şampiyonlukları galatasaray'ın tarihine geçtiği kadar türkiye sporunun ve hatta doğrudan türkiye'nin tarihine de altın harflerle yazılmıştır. makus kaderine boyun eğmiş türk takımları ve genel itibariyle türk halkı, ilk kez hagi ve hagi'nin beynini oluşturduğu takım sayesinde avrupa'ya kafa tutabileceğini kanıksamış ve kendini bir üst lige taşımıştır.
hagi'nin dönemi, gurbette işçi sınıfını oluşturan türkiye'den göçenlerin, avrupa'ya aşağılık psikolojisiyle bakan halkımızın, kendimizi alt sınıfta gören bürokratlarımızın, bazı şeyleri başarılmaz kabul eden psikolojinin ilk yıkımını gerçekleştirmiştir. 2000 yılında bir milenyum sona ererken türk futbolu altın çağına kavuşmuş, galatasaray türkiye'nin batıya açılan penceresi olma misyonunu en üst mertebede yerine getirmiş, avrupa kupaları ile sporun sadece spor olmadığını kanıtlayacak sosyolojik sonuçlar ortaya çıkartılmıştır.
ellerinde yükselen avrupa kupaları, türkiye'de tekrar edilememiş bir başarıyı sembol etmekle kalmamaktadır. muhakkak ki yeniden türkiye'ye avrupa kupaları gelecektir fakat hiçbiri ilki kadar özel ve anlamlı olmayacaktır. hagi'nin ikonluğu, onu hiç izlemeyen kişilere dahi tesiri ile sonsuza kadar sürecektir. öyle ki hagi'nin kötü teknik direktörlük dönemleri ve yaşanan kötü olayların hiçbirisi kendisinin imajını sarsmamış, kendisine olan sevginin ve hayranlığın önüne bir nebze olsun geçememiştir. hagi gerçekten de bütünüyle tabiri caizse bir futbol tanrısıdır. ve bu yalnızca galatasaray için geçerli bir önerme değildir. karpatların maradona'sı, ülkesinin de pek çok anlamda zincirlerini kırdığı bir dönemin sembolü olmuştur. hala daha rumen futbolu kendisine uzaktan yakından dokunabilecek bir ikinci figür ortaya çıkartmamamıştır. tıpkı bizim nice başarılar kazanmış 10'lar görmemize rağmen hala 10 numarayı hagi ile eşleştirmemiz gibi. buna onu canlı olarak hiç görmemiş olanlarımız da dahildir.