37210
belirli bir seviyeye ulaşmış olması için, yine belirli seviyedeki takımlara karşı sorun yaşamaması gereken takımdır.
galatasaray bugün avrupa'nın en iyi 20 takımından biri değil, 30 veya 40 takımından biri de değil. bana kalırsa avrupa'nın en iyi 100 takımından biri bile değiliz. hep aynı takımlara karşı 2 senedir hep aynı şekilde diş geçiremiyor bu takım. molde'den al, malmö'ye kadar aradaki kopenhag, sparta prag, young boys ve az alkmaar, hepsi aslında aynı takım. planları, dizilimleri, oyuncu profilleri büyük oranda aynı. ama biz 2 senedir çözemedik bu seviyeyi. rfs maçındaki rezalet ayrı kategoride, onu yazmıyorum. ama seviye denen şeyin ilk basamağı bu ve bunun gibi takmlar.
buraları aştıktan sonra peşinden roma, villarreal, aston villa, frankfurt ayarında takımlar geliyor. onların da peşinden chelsea, napoli, dortmund, sevilla gibi takımlar. sonrası zaten en yukarısı.
biz daha ilk basamağı çözebilmiş bir takım değiliz. o seviyeyi çözmüş olsak geçen sene şampiyonlar liginde 2.turumuz vardı bu sene de yine ordaydık. ama çözemediğimiz için kurduğumuz pahalı kadroların hakkını veremiyoruz. ya en basitinden evimizde tottenham'a 2-1 yenilsek, şu yukarıda saydığım takımlara karşı sorunsuz gitsek bugün 12 değil 15 puanımız vardı ve kiev maçında gelecek galibiyetle 1 maç kala güle oynaya son 16'ya kalacaktık. ama işte seviye geçemediğimiz için olmadı.
bodo glimt beşiktaş maçını izledim bizim maçtan sonra. istatistiklere falan hiç bakmadan dedim bu bodo takımı rakip ceza sahasında topla herhalde bir 90-100 kere buluştu, biraz da abarttım tabi. sonra bir baktım tam 63 kere oynamışlar. fenerbahçe de 1.5 ay sonra midtjylland ile oynayacak. o takımı da az buçuk seyrettik biliyoruz. galatasaray bu iki takımı da deplasmanda yenemez. hiçbir şekilde yenemez. tam 6 kere tecrübe ettik zaten.
zaten dikkatli bakarsanız 2 senedir avrupa'da başarı namına konuştuğumuz şey manchester ve tottenham galibiyetleri. her sene 1 tane galibiyeti vitrine koyup hikayeyi genel olarak okumazsak bu iş değişmez. manchester'ı yendik de ne oldu, gruptan çıkamadık. tottenham'ı yendik ama son 16'ya doğrudan kalma şansımız bugün maksimum %50.
köyün birinde yağmur yağmaz olunca nefesi kuvvetli hocaya gitmişler yağmur duası için. adam tek şart olarak azıcık da olsa inanmayan köyün meydanına dua için gelmesin demiş. tamam hepimiz inanıyoruz sen merak etme demişler. ertesi gün hoca köy meydanına gelip ahaliye şöyle bir bakmış. dua etmeden arkasını dönüp gitmiş. köylü peşinden koşup sana inandık geldik niye dua etmiyorsun deyince hoca, ulan hiçbirinizin elinde şemsiye yok bu nasıl inanmak demiş. okan hocaya en inananın bile elinden kağıt kalem düşmüyor son 3-4 gündür. çünkü onlar da biliyor ki ajax deplasmanında mantarlayacak bu takım. sorsan bizim okan hocayla derdimiz var kendileri hocanın müridi. ulan sen de inanmıyorsun ki adama. yok şu şuna yenilirse yok bu buna yenilirse. az, malmo ve rfs'yi yensek böyle olur muydu? kiev'i yen bu işi bitir diyecektik.
bir zamanların anadolu takımları için 4 büyüklerin tamamından aynı sezonda puan aldıkları zaman haber olurdu. büyükleri şöyle ipe dizdi böyle yaptı falan diye sonra puan durumuna bir bakardın ki ligi 12.bitirmişler. o haber de zaten hepi topu 2-3 gün gündem olur sonra konu kapanırdı. ben 2 sezondur manchester ve tottenham galibiyetleri endeksli bir avrupa serüveni tanımlaması görüyorum. bu da beni üzüyor kardeşim. yol yürümek mesafe kat etmek lazım. hedefe yaklaşmak lazım. bir anda 10 adımlık zıplayıp sonra 20 adımlık durmaktansa zıplamasız 15 adım atalım daha iyi.
efendim eksikler vardı, zart vardı zurt vardı. seviyeden kastımız bu zaten. bizim normalde de sağlam 5-6 as oyuncumuzu isveç'e götürmeden kazasız belasız kazanıp dönmemiz gerekiyordu. maça çıkan 11'den 4 tane malmö kurarsın, yap 3-0'ı 60'a kadar sonra düşür vitesi. eksik meksik umurunda olur mu? her maçı son nefese taşıyıp taşıyıp çok yoruluyoruz dersen kabahat sende derim ben de. 85'ten sonra 7 tane gol yemiş la bu takım. bunun 1 tanesini hadi 2 tanesini eksiklere yorarsın. hepsine bir bahane bulursan seviye atlamayı unutun. hele büyük büyük avrupa ligi hedeflerini aklınızdan bile geçirmeyin. çift maçlı turlarda deplasmanda kimi yener bu takım. hahahahahaa.... fenerbahçe dışında bir örnek verebilir misiniz?
daha alması gereken çoooook mesafe olan takımdır.
galatasaray bugün avrupa'nın en iyi 20 takımından biri değil, 30 veya 40 takımından biri de değil. bana kalırsa avrupa'nın en iyi 100 takımından biri bile değiliz. hep aynı takımlara karşı 2 senedir hep aynı şekilde diş geçiremiyor bu takım. molde'den al, malmö'ye kadar aradaki kopenhag, sparta prag, young boys ve az alkmaar, hepsi aslında aynı takım. planları, dizilimleri, oyuncu profilleri büyük oranda aynı. ama biz 2 senedir çözemedik bu seviyeyi. rfs maçındaki rezalet ayrı kategoride, onu yazmıyorum. ama seviye denen şeyin ilk basamağı bu ve bunun gibi takmlar.
buraları aştıktan sonra peşinden roma, villarreal, aston villa, frankfurt ayarında takımlar geliyor. onların da peşinden chelsea, napoli, dortmund, sevilla gibi takımlar. sonrası zaten en yukarısı.
biz daha ilk basamağı çözebilmiş bir takım değiliz. o seviyeyi çözmüş olsak geçen sene şampiyonlar liginde 2.turumuz vardı bu sene de yine ordaydık. ama çözemediğimiz için kurduğumuz pahalı kadroların hakkını veremiyoruz. ya en basitinden evimizde tottenham'a 2-1 yenilsek, şu yukarıda saydığım takımlara karşı sorunsuz gitsek bugün 12 değil 15 puanımız vardı ve kiev maçında gelecek galibiyetle 1 maç kala güle oynaya son 16'ya kalacaktık. ama işte seviye geçemediğimiz için olmadı.
bodo glimt beşiktaş maçını izledim bizim maçtan sonra. istatistiklere falan hiç bakmadan dedim bu bodo takımı rakip ceza sahasında topla herhalde bir 90-100 kere buluştu, biraz da abarttım tabi. sonra bir baktım tam 63 kere oynamışlar. fenerbahçe de 1.5 ay sonra midtjylland ile oynayacak. o takımı da az buçuk seyrettik biliyoruz. galatasaray bu iki takımı da deplasmanda yenemez. hiçbir şekilde yenemez. tam 6 kere tecrübe ettik zaten.
zaten dikkatli bakarsanız 2 senedir avrupa'da başarı namına konuştuğumuz şey manchester ve tottenham galibiyetleri. her sene 1 tane galibiyeti vitrine koyup hikayeyi genel olarak okumazsak bu iş değişmez. manchester'ı yendik de ne oldu, gruptan çıkamadık. tottenham'ı yendik ama son 16'ya doğrudan kalma şansımız bugün maksimum %50.
köyün birinde yağmur yağmaz olunca nefesi kuvvetli hocaya gitmişler yağmur duası için. adam tek şart olarak azıcık da olsa inanmayan köyün meydanına dua için gelmesin demiş. tamam hepimiz inanıyoruz sen merak etme demişler. ertesi gün hoca köy meydanına gelip ahaliye şöyle bir bakmış. dua etmeden arkasını dönüp gitmiş. köylü peşinden koşup sana inandık geldik niye dua etmiyorsun deyince hoca, ulan hiçbirinizin elinde şemsiye yok bu nasıl inanmak demiş. okan hocaya en inananın bile elinden kağıt kalem düşmüyor son 3-4 gündür. çünkü onlar da biliyor ki ajax deplasmanında mantarlayacak bu takım. sorsan bizim okan hocayla derdimiz var kendileri hocanın müridi. ulan sen de inanmıyorsun ki adama. yok şu şuna yenilirse yok bu buna yenilirse. az, malmo ve rfs'yi yensek böyle olur muydu? kiev'i yen bu işi bitir diyecektik.
bir zamanların anadolu takımları için 4 büyüklerin tamamından aynı sezonda puan aldıkları zaman haber olurdu. büyükleri şöyle ipe dizdi böyle yaptı falan diye sonra puan durumuna bir bakardın ki ligi 12.bitirmişler. o haber de zaten hepi topu 2-3 gün gündem olur sonra konu kapanırdı. ben 2 sezondur manchester ve tottenham galibiyetleri endeksli bir avrupa serüveni tanımlaması görüyorum. bu da beni üzüyor kardeşim. yol yürümek mesafe kat etmek lazım. hedefe yaklaşmak lazım. bir anda 10 adımlık zıplayıp sonra 20 adımlık durmaktansa zıplamasız 15 adım atalım daha iyi.
efendim eksikler vardı, zart vardı zurt vardı. seviyeden kastımız bu zaten. bizim normalde de sağlam 5-6 as oyuncumuzu isveç'e götürmeden kazasız belasız kazanıp dönmemiz gerekiyordu. maça çıkan 11'den 4 tane malmö kurarsın, yap 3-0'ı 60'a kadar sonra düşür vitesi. eksik meksik umurunda olur mu? her maçı son nefese taşıyıp taşıyıp çok yoruluyoruz dersen kabahat sende derim ben de. 85'ten sonra 7 tane gol yemiş la bu takım. bunun 1 tanesini hadi 2 tanesini eksiklere yorarsın. hepsine bir bahane bulursan seviye atlamayı unutun. hele büyük büyük avrupa ligi hedeflerini aklınızdan bile geçirmeyin. çift maçlı turlarda deplasmanda kimi yener bu takım. hahahahahaa.... fenerbahçe dışında bir örnek verebilir misiniz?
daha alması gereken çoooook mesafe olan takımdır.