2948
almış oldukları kararların arkasında duramayan; kararlarının arkasında duramadığı için de günümüzde sosyal medyanın etkileşimine ve beğeni sayılarına muhtaç olan galatasaray, fenerbahçe ve beşiktaş tarafından her kararı delik deşik edilen, hiçbir takımın ciddiye almadığı bir federasyon.
gündemde olan ve federasyon'u ilgilendiren üç önemli konu başlığı var. bu üç konu hakkında ayrı ayrı olmak üzere 3 büyük istanbul takımın itirazları var. bizim gündemimiz olan konuyla başlayım: lale orta. bir karar alıyor federasyon ve bu karar doğrultusunda lale orta merkez hakem kurulu başkanı oluyor. mhk başkanı olarak yetkisini ve haddini aşarak yayıncı kuruluşun futbol seyircisiyle paylaştığı görüntüye müdahale ediyor kendisi. bu müdahale ve sonrasında bizzat lale orta'nın açıklamaları ile öğreniyoruz ki var'ın ve dolayısıyla mhk'nın görüntü yayınlanma hususunda insiyatifi var. pozisyonlara dair görüntülerin hangi açıdan olanının yayında tercih edileceğine, hatta var'a gönderileceğine dair müdahale/söz hakkı var lale hanımın. deşifre olan bir durum söz konusu ve bu durum bir açıklama gerektiriyor. bu olan biten federasyon'un izni, bilgisi, onayı dahilinde ise çıkıp mhk başkanı'nı savunmaları lazım. yok federasyon'un bilgisi dışında sergilenmiş bir tutum ise, kurulu komple görevden almaları lazım. üçüncü bir yol yok. onlar ne yapıyor? olmayan üçüncü bir yol tercih edip, susuyorlar. korkaklık, basiretsizlik.
ikinci konu fenerbahçe'nin her sene yaptığı gibi bu sezonda ligde geriye düştüğü anda başvurduğu oyunlar, senaryolar hikayelendirmesi. fenerbahçe bunu çok uzun zamandır yapıyor ama bu sene dozajını arttırdılar ve etki alanını çok genişlettiler. taraftarların sokaklarda fiili çatışmaya girmesi (belki de istedikleri bu) riskini taşıyacak bir tonda ve sivrilikte açıklamalar yapıyorlar bu yıl lige dair. "oyunları bozacağız". hangi oyun? "algıları yıkacağız". hangi algı? "fenerbahçe düşmanlarını öldürececeğiz". kim bu fenerbahçe düşmanları? bunlara dair teki bir cevap veya açıklama yok ancak sürekli bir hamaset ve tehdit kokan kahvehane ağzı ile 2022-2023 sezonu tehdit ediliyor hayali düşmanlar üzerinden. bu ligi oynatan, dizayn eden, bu ligin sahibi kim? türkiye futbol federasyonu. fenerbahçe'nin gerek sözlü gerek yazılı lige ve ligin sahibine dair bir dümdüz küfür etmediği kaldı. yakındır, onu da yapabilirler. federasyon'dan çıt yok. tek bir kelime yanıt çıkmadı mehmet büyükekşi'den veya başka bir federasyon yetkilisinden. fenerbahçe'ye "siz ne demek istiyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz? bu küstahlığa son verin, haddinizi bilin" diyecek bir tane tff yetkilisi yok. bu denmediği için de fenerbahçe her hafta bol bol oyunlar ve algılar soslu makarna pişirip taraftarına yediriyor. taraftarı bunu lezzetli buluyor ama aslında yedikleri makarna türk futbolunu sokak çatışmasına götürecek kadar tehlikeli ve zehirli bir yemek. bu yemekten biz de yemek durumunda kalıyoruz üstelik. bu ciddi tehlikeye ve zehirlenmeye yönelik hiçbir şey yapmıyor federasyon; o kadar korkaklar ve basiretsizler.
üçüncü ve son konu ligden çekilen takımlara dair alınan karar ve bu karara beşiktaş'ın itirazına dair. federasyon bir toplantı yaptı kulüplerle deprem felaketinden sonra ve bu toplantıda hatay ve antep takımları ligden çekildi. sonrasında sezonun yeni dönemine dair federasyon başkanı kararı açıkladı: "ligden çekilen takımların bugüne kadar oynanan maçları neticelenen skorlarla tescil edilecek, sezonun ikinci yarısında oynayacakları maçlar 3-0 hükmen mağlup sayılacak". büyükekşi bu açıklamayı yaparken kulüpler birliği başkanı ali koç yanındaydı. sadece fenerbahçe'yi değil, bütün kulüpleri temsilen yanındaydı üstelik. beşiktaş'ı, onların küçük ve çıkarcı dünyası üzerinden empati yaptığımda, anlayabiliyorum. hatay ve antep ile sezonun ilk yarısında deplasmanda oynadılar ve sadece 1 puan alabildiler. hatay ve antep çekilince, orada birden bir federasyon kararıyla avantadan alınabilecek 5 puan oluştu. bunu sonuna kadar zorlayıp, gerekirse kavga çıkartıp, şampiyonluk yarışına dahil olma peşindeler. bir galatasaraylı penceresinden düşünülünce utanılacak bir durum ama menfaat odaklı bir beşiktaş kulübü ve beşiktaşlı duruşu penceresinden düşünülünce, gayet mantıklı. peki bu noktada federasyon ne yapıyor? asıl önemli olan bu. "hatay ve antep konusunun istişare edildiği toplantıda beşiktaş'ı temsilen ahmet nur çebi vardı. neden yarım ağız itiraz etmek yerine güçlü bir ses çıkarmadı?" diyebiliyor mu mesela federasyon? mehmet büyükekşi'nin, kulüpler birliği başkanı'nın yanında açıkladığı bir karar var. doğru veya yanlış. adil veya değil. ama neticede bir karar. bütün kulüplerin olduğu ve görüşlerin alındığı, alınan görüşlerden sonra en yetkili karar organının verdiği bir hüküm. beşiktaş'ın şu 1 aydır yaptığı kamuoyu oluşturma çabası ve sosyal medya silahını devreye sokması ne peki? buna ilgili kararı alan ve bu karar üzerinden beşiktaşlıların tehdit ettiği federasyon'un verebileceği bir cevap yok mu? yok. yine aslında olmayan ama kendileri açısından en kolay yol olan üçüncü istikameti tercih edip susuyorlar. yine korkaklık, yine basiretsizlik.
türk futbolunun gerçek gündemi bu konular. bu konular üzerinden dönen tartışmalar ve kulüplerin sergilediği tutumları toplumu bozuyor. geriyor. ligi sıkışmış bir balon haline getirmek bazı kulüplerin işine gelebilir ama buna bir dur demek de federasyon'un görevidir. federasyon'un gündemi ne? mehmet büyükekşi'nin gündemi dün gördüğümüz üzere mercedes ile yapılan sponsorluk anlaşması. milli takımın ermenistan deplasmanına türk taraftarının gidememesi ve bu maça yönelik ülkede satışı yapılacak ve geliri deprem bölgesine bağışlanacak hatıra bilet organizasyonu. bundan ibaret federasyon'un gündemi. ortada bir alev topu var ama söndürmeyi geçtim, o alev topunun olduğu yöne dönüp bakmaya dahi tenezzül etmiyorlar. yangın büyürse bütün şehri yakacak ve belki insanlar futbol yüzünden, bir şampiyonluk yüzünden birbirlerinin canlarını alacaklar ama sanırım tek odaklanılan nokta yangın ne kadar büyük olursa yangın üzerinden kazanılacak paranın da o kadar büyük olacağı. sadece bu kısımla ilgileniyor yetkililer sanırım. ateşle oynuyorlar ama bu ateş büyürse, onları da yakacak. o zaman ne yapacaklar hep beraber göreceğiz.
gündemde olan ve federasyon'u ilgilendiren üç önemli konu başlığı var. bu üç konu hakkında ayrı ayrı olmak üzere 3 büyük istanbul takımın itirazları var. bizim gündemimiz olan konuyla başlayım: lale orta. bir karar alıyor federasyon ve bu karar doğrultusunda lale orta merkez hakem kurulu başkanı oluyor. mhk başkanı olarak yetkisini ve haddini aşarak yayıncı kuruluşun futbol seyircisiyle paylaştığı görüntüye müdahale ediyor kendisi. bu müdahale ve sonrasında bizzat lale orta'nın açıklamaları ile öğreniyoruz ki var'ın ve dolayısıyla mhk'nın görüntü yayınlanma hususunda insiyatifi var. pozisyonlara dair görüntülerin hangi açıdan olanının yayında tercih edileceğine, hatta var'a gönderileceğine dair müdahale/söz hakkı var lale hanımın. deşifre olan bir durum söz konusu ve bu durum bir açıklama gerektiriyor. bu olan biten federasyon'un izni, bilgisi, onayı dahilinde ise çıkıp mhk başkanı'nı savunmaları lazım. yok federasyon'un bilgisi dışında sergilenmiş bir tutum ise, kurulu komple görevden almaları lazım. üçüncü bir yol yok. onlar ne yapıyor? olmayan üçüncü bir yol tercih edip, susuyorlar. korkaklık, basiretsizlik.
ikinci konu fenerbahçe'nin her sene yaptığı gibi bu sezonda ligde geriye düştüğü anda başvurduğu oyunlar, senaryolar hikayelendirmesi. fenerbahçe bunu çok uzun zamandır yapıyor ama bu sene dozajını arttırdılar ve etki alanını çok genişlettiler. taraftarların sokaklarda fiili çatışmaya girmesi (belki de istedikleri bu) riskini taşıyacak bir tonda ve sivrilikte açıklamalar yapıyorlar bu yıl lige dair. "oyunları bozacağız". hangi oyun? "algıları yıkacağız". hangi algı? "fenerbahçe düşmanlarını öldürececeğiz". kim bu fenerbahçe düşmanları? bunlara dair teki bir cevap veya açıklama yok ancak sürekli bir hamaset ve tehdit kokan kahvehane ağzı ile 2022-2023 sezonu tehdit ediliyor hayali düşmanlar üzerinden. bu ligi oynatan, dizayn eden, bu ligin sahibi kim? türkiye futbol federasyonu. fenerbahçe'nin gerek sözlü gerek yazılı lige ve ligin sahibine dair bir dümdüz küfür etmediği kaldı. yakındır, onu da yapabilirler. federasyon'dan çıt yok. tek bir kelime yanıt çıkmadı mehmet büyükekşi'den veya başka bir federasyon yetkilisinden. fenerbahçe'ye "siz ne demek istiyorsunuz, ne yapmaya çalışıyorsunuz? bu küstahlığa son verin, haddinizi bilin" diyecek bir tane tff yetkilisi yok. bu denmediği için de fenerbahçe her hafta bol bol oyunlar ve algılar soslu makarna pişirip taraftarına yediriyor. taraftarı bunu lezzetli buluyor ama aslında yedikleri makarna türk futbolunu sokak çatışmasına götürecek kadar tehlikeli ve zehirli bir yemek. bu yemekten biz de yemek durumunda kalıyoruz üstelik. bu ciddi tehlikeye ve zehirlenmeye yönelik hiçbir şey yapmıyor federasyon; o kadar korkaklar ve basiretsizler.
üçüncü ve son konu ligden çekilen takımlara dair alınan karar ve bu karara beşiktaş'ın itirazına dair. federasyon bir toplantı yaptı kulüplerle deprem felaketinden sonra ve bu toplantıda hatay ve antep takımları ligden çekildi. sonrasında sezonun yeni dönemine dair federasyon başkanı kararı açıkladı: "ligden çekilen takımların bugüne kadar oynanan maçları neticelenen skorlarla tescil edilecek, sezonun ikinci yarısında oynayacakları maçlar 3-0 hükmen mağlup sayılacak". büyükekşi bu açıklamayı yaparken kulüpler birliği başkanı ali koç yanındaydı. sadece fenerbahçe'yi değil, bütün kulüpleri temsilen yanındaydı üstelik. beşiktaş'ı, onların küçük ve çıkarcı dünyası üzerinden empati yaptığımda, anlayabiliyorum. hatay ve antep ile sezonun ilk yarısında deplasmanda oynadılar ve sadece 1 puan alabildiler. hatay ve antep çekilince, orada birden bir federasyon kararıyla avantadan alınabilecek 5 puan oluştu. bunu sonuna kadar zorlayıp, gerekirse kavga çıkartıp, şampiyonluk yarışına dahil olma peşindeler. bir galatasaraylı penceresinden düşünülünce utanılacak bir durum ama menfaat odaklı bir beşiktaş kulübü ve beşiktaşlı duruşu penceresinden düşünülünce, gayet mantıklı. peki bu noktada federasyon ne yapıyor? asıl önemli olan bu. "hatay ve antep konusunun istişare edildiği toplantıda beşiktaş'ı temsilen ahmet nur çebi vardı. neden yarım ağız itiraz etmek yerine güçlü bir ses çıkarmadı?" diyebiliyor mu mesela federasyon? mehmet büyükekşi'nin, kulüpler birliği başkanı'nın yanında açıkladığı bir karar var. doğru veya yanlış. adil veya değil. ama neticede bir karar. bütün kulüplerin olduğu ve görüşlerin alındığı, alınan görüşlerden sonra en yetkili karar organının verdiği bir hüküm. beşiktaş'ın şu 1 aydır yaptığı kamuoyu oluşturma çabası ve sosyal medya silahını devreye sokması ne peki? buna ilgili kararı alan ve bu karar üzerinden beşiktaşlıların tehdit ettiği federasyon'un verebileceği bir cevap yok mu? yok. yine aslında olmayan ama kendileri açısından en kolay yol olan üçüncü istikameti tercih edip susuyorlar. yine korkaklık, yine basiretsizlik.
türk futbolunun gerçek gündemi bu konular. bu konular üzerinden dönen tartışmalar ve kulüplerin sergilediği tutumları toplumu bozuyor. geriyor. ligi sıkışmış bir balon haline getirmek bazı kulüplerin işine gelebilir ama buna bir dur demek de federasyon'un görevidir. federasyon'un gündemi ne? mehmet büyükekşi'nin gündemi dün gördüğümüz üzere mercedes ile yapılan sponsorluk anlaşması. milli takımın ermenistan deplasmanına türk taraftarının gidememesi ve bu maça yönelik ülkede satışı yapılacak ve geliri deprem bölgesine bağışlanacak hatıra bilet organizasyonu. bundan ibaret federasyon'un gündemi. ortada bir alev topu var ama söndürmeyi geçtim, o alev topunun olduğu yöne dönüp bakmaya dahi tenezzül etmiyorlar. yangın büyürse bütün şehri yakacak ve belki insanlar futbol yüzünden, bir şampiyonluk yüzünden birbirlerinin canlarını alacaklar ama sanırım tek odaklanılan nokta yangın ne kadar büyük olursa yangın üzerinden kazanılacak paranın da o kadar büyük olacağı. sadece bu kısımla ilgileniyor yetkililer sanırım. ateşle oynuyorlar ama bu ateş büyürse, onları da yakacak. o zaman ne yapacaklar hep beraber göreceğiz.