6039
oynadıkları futbolun yarısını biz oynasak şu an sözlükte çoktan şampiyon ilan edilmiştik. ama iş fenerbahçe olunca nasıl oluyorsa her hafta fenerbahçe'nin iyi olması değil, her rakibin kötü olmasından bahsediliyor. oysa oynadıkları takımların çoğu ligin orta sırasında yer alıyor. bugün biz içerde alanya ile oynasak gol yemeden 5 gol atabileceğinize inanan var mı acaba? ya da evimizde ligin lideri durumunda olan adana'ya 4 gol atabileceğimize. hem de bir yandan avrupa'da da üst düzey fizik mücadelesi verirken.
herkes klasik eylül-ekim fenerbahçe övmeleri diye yazmış ama bu sene bu takımın başında ersun y. ya da erol b. yok, ligin en tecrübeli ve başarılı hocası var. adamlar rennes deplasmanından gelip 3 gün sonra ilk defa top görmüş gibi oynuyorlar. biz hala 35 yaşındaki mı oynasın 36 yaşındaki mi oynasın onu tartışıyoruz.
bazı şeyleri söylemek için tabi ki erken ama fenerbahçe şu an ligde olması gereken doğru oyunu oynuyor, bu oyunla içerde puan kaybetmeleri zor, hatta deplasman performansları da şampiyon takımların ortalamasının üstünde olabilir. buradaki en büyük sorun devamlılık olacaktır ama kadroları o kadar geniş ki bu konuda da sorun yaşamayabilirler.
işin özeti bu seneki fenerbahçe, her sene medya tarafından şişirilen, taraftarı kandırılarak büyük beklentilere sokulan, sonunda ise gerçekler ortaya çıkınca taraftarını 5 yıldız vb. saçma sapan gündemlerle avutmaya çalışan fenerbahçe değil. umarım yanılıyorumdur ama bu sene sanki gerçekten farklılar.
o nedenle şampiyonluk yarışı vereceksek önce rakibin hakkını vermeliyiz, gücünü iyi etüt edip kendimizi ona göre hazırlamalıyız.fenerbahçe öncelikle ön alan baskısıyla etkili olan bir takım. hatta top kendilerindeyken bile çoğu zaman ileri uzun oynuyorlar, uzun topla pozisyona giremeseler bile topu o bölgeye sokup tekrar baskıya başlıyorlar.
ligimizde bu baskıyı kaldırabilecek takım sayısı çok az. fenerbahçe'ye karşı aynı baskıyı yapabilecek takım sayısı da yine aynı şekilde çok az. burada olay zaten ön alanda baskı yapmak değil, baskı yapabilecek takımı oluşturabilmek. hem de skor fark etmeksizin. biz evimizde 10 kişi kalmış, kalecisinin yerinde normal futbolcusu oynayan takıma karşı uzatmalarda ne zaman bitirecek diye hakeme bakarken, adamlar 4-0 olmuş maçta hala rakibi boğmaya çalışıyor.
jesus gerçekten de tam bir büyük takım hocası. büyük takımın ne olduğunu ve nasıl oynaması gerektiğini çok iyi biliyor. o ligin büyük takımını çalıştırdığının farkında. oysa ki 3 büyüklerin başına gelen bırakın yabancıları, çoğu yerli hoca bile bunun farkında olmuyor. bu bile sadece şampiyonluk için çok önemli bir faktör. çok büyük ihtimalle rakiplerini analiz dahi etmiyordur detaylı olarak. çünkü öncelikle rakip onun futbolunu kabul etmek zorunda. buna yapabilmek de saygı duyulacak bir başarı. kurduğu takım ve oturtmaya çalıştığı sistemle fenerbahçe bu sene ligin en iddialı takımı konumunda gözüküyor.
herkes klasik eylül-ekim fenerbahçe övmeleri diye yazmış ama bu sene bu takımın başında ersun y. ya da erol b. yok, ligin en tecrübeli ve başarılı hocası var. adamlar rennes deplasmanından gelip 3 gün sonra ilk defa top görmüş gibi oynuyorlar. biz hala 35 yaşındaki mı oynasın 36 yaşındaki mi oynasın onu tartışıyoruz.
bazı şeyleri söylemek için tabi ki erken ama fenerbahçe şu an ligde olması gereken doğru oyunu oynuyor, bu oyunla içerde puan kaybetmeleri zor, hatta deplasman performansları da şampiyon takımların ortalamasının üstünde olabilir. buradaki en büyük sorun devamlılık olacaktır ama kadroları o kadar geniş ki bu konuda da sorun yaşamayabilirler.
işin özeti bu seneki fenerbahçe, her sene medya tarafından şişirilen, taraftarı kandırılarak büyük beklentilere sokulan, sonunda ise gerçekler ortaya çıkınca taraftarını 5 yıldız vb. saçma sapan gündemlerle avutmaya çalışan fenerbahçe değil. umarım yanılıyorumdur ama bu sene sanki gerçekten farklılar.
o nedenle şampiyonluk yarışı vereceksek önce rakibin hakkını vermeliyiz, gücünü iyi etüt edip kendimizi ona göre hazırlamalıyız.fenerbahçe öncelikle ön alan baskısıyla etkili olan bir takım. hatta top kendilerindeyken bile çoğu zaman ileri uzun oynuyorlar, uzun topla pozisyona giremeseler bile topu o bölgeye sokup tekrar baskıya başlıyorlar.
ligimizde bu baskıyı kaldırabilecek takım sayısı çok az. fenerbahçe'ye karşı aynı baskıyı yapabilecek takım sayısı da yine aynı şekilde çok az. burada olay zaten ön alanda baskı yapmak değil, baskı yapabilecek takımı oluşturabilmek. hem de skor fark etmeksizin. biz evimizde 10 kişi kalmış, kalecisinin yerinde normal futbolcusu oynayan takıma karşı uzatmalarda ne zaman bitirecek diye hakeme bakarken, adamlar 4-0 olmuş maçta hala rakibi boğmaya çalışıyor.
jesus gerçekten de tam bir büyük takım hocası. büyük takımın ne olduğunu ve nasıl oynaması gerektiğini çok iyi biliyor. o ligin büyük takımını çalıştırdığının farkında. oysa ki 3 büyüklerin başına gelen bırakın yabancıları, çoğu yerli hoca bile bunun farkında olmuyor. bu bile sadece şampiyonluk için çok önemli bir faktör. çok büyük ihtimalle rakiplerini analiz dahi etmiyordur detaylı olarak. çünkü öncelikle rakip onun futbolunu kabul etmek zorunda. buna yapabilmek de saygı duyulacak bir başarı. kurduğu takım ve oturtmaya çalıştığı sistemle fenerbahçe bu sene ligin en iddialı takımı konumunda gözüküyor.
