30787
her anlamda doğru yolda olan takımdır.
yapılanma, transferler, mali durum kontrolü ve asıl hedefini yeniden avrupa'da adından söz ettirmek olarak koyma...
ciddi yatırım yapılan bir transfer dönemi sonrası iki senelik, günü kurtaracak bir yapılanmaya gitmediğimiz belki de ilk defa söylenebilir son iki sezonun transferlerine bakıldığında. geçen sezon başlayan gençleşmeyi bu sezon, ağzımızda biraz da acı bir tatla, tecrübeyle ve eksik yerlere net transferlerle devam ettirdik.
geçmişteki gibi kiralık sarmalına girmedik, geri dönüşü olmayan kontratlarla takımı boğmadık. sıcak para akarken kolay yolu seçip her istediğimizi pek tabi ilk teklifimizle alabilirdik fakat bunu tercih etmedik.
mevcut politikayla yapılan yatırımların öyle veya böyle mutlaka geri dönüşünün olduğunu görmek de fazlasıyla sevindirici oldu. morutan-cicaldau gibi tutsa harika olacak isimlerden en azından zarar etmediğimizi, nelsson-marcao ikilisi gibi isimlerden kazanılacak paralarla her dış etmenden bağımsız kendi çarkını döndürebilecek bir galatasaray'ın mümkün olabileceğini gördük.
maaş bütçemiz 30 milyon euronun altında, bu 30 milyonun yarısına yakını gomis-muslera-oliveira-torreira-mertens beşlisine ödeyeceğimiz maaşlardan oluşuyor. oliveira, torreira, mertens gibi isimlere göre ucuz bile denecek kontratlara imza attık; gomis'ten seneye çıkıyoruz.
boey, kerem, dubois, torreira, yunus, cicaldau gibi her an gelir kalemi olarak düşünülebilecek piyasası olan oyuncularımız nelsson-marcao ikilisinin ayrılmasına rağmen hala elimizde. emin, metehan, eren, hamza gibi akademi ürünlerimiz yetişmeye ve gelişmeye devam ediyor. kazımcan, berkan gibi isimler ise her kadroda bulunması gereken gelişime açık futbolcularımız.
nelsson'un ayrılmasıyla beraber yönetimin son ciddi bir sınavı olacak. 26 yaşındaki marcao'nun yerini 10 milyon euro ucuza, yaşıtı sayılabilecek yerli abdulkerim ile doldurarak gayet iyi bir sınav verdiler. nelsson'dan sonra ise yine mutlaka potansiyelli, geri dönüşü olacak, gerekirse yüksek bonservisli ama maaşı düşük bir scout ürünü tercih edilmeli. hatta bu dakikadan sonra eldeki kadronun üzerine yapılacak her transfer bu şekilde olmalı.
fazla gençliğin iyi olmadığını öğrendik, fazla tecrübenin iyi olmadığını geçmişten çok iyi biliyor olmamız lazım. eksik kadrodan çok canımız yandı, şişkin kadronun daha da kötü olduğunu görmemiz lazım.
gayrimenkul satışıyla gelen para tesisleşmeye ve avrupa kulüpleriyle rekabet edecek bir kurumsal yapılanmaya evrilmeli. şu ana kadarki atılan tüm adımların da bu yönde olduğunu düşünüyorum. bugün borçlarımızı ödemiş ve hatta kasamıza artı para koymuş olabiliriz fakat yarın aynı hatalar yapılırsa satılacak bir riva daha aramaya gerek yok.
90'lı yılların sonunda, ekonomik kriz ortamında berbat konumdaki türk futbolunun içinden bir güneş gibi doğmuştuk. 2020'lerin başında, ekonomik kriz ortamında berbat konumdaki türk futbolundan bu sefer batmamak üzere bir güneş gibi çıkalım.
yolun sonu şampiyonluklar olsun demek yetmiyor artık. şampiyonluklar, iyi bir mali yapı ve yönetimlerden bağımsız oturmuş bir yapılanma olsun yolun sonu. allah utandırmasın.
yapılanma, transferler, mali durum kontrolü ve asıl hedefini yeniden avrupa'da adından söz ettirmek olarak koyma...
ciddi yatırım yapılan bir transfer dönemi sonrası iki senelik, günü kurtaracak bir yapılanmaya gitmediğimiz belki de ilk defa söylenebilir son iki sezonun transferlerine bakıldığında. geçen sezon başlayan gençleşmeyi bu sezon, ağzımızda biraz da acı bir tatla, tecrübeyle ve eksik yerlere net transferlerle devam ettirdik.
geçmişteki gibi kiralık sarmalına girmedik, geri dönüşü olmayan kontratlarla takımı boğmadık. sıcak para akarken kolay yolu seçip her istediğimizi pek tabi ilk teklifimizle alabilirdik fakat bunu tercih etmedik.
mevcut politikayla yapılan yatırımların öyle veya böyle mutlaka geri dönüşünün olduğunu görmek de fazlasıyla sevindirici oldu. morutan-cicaldau gibi tutsa harika olacak isimlerden en azından zarar etmediğimizi, nelsson-marcao ikilisi gibi isimlerden kazanılacak paralarla her dış etmenden bağımsız kendi çarkını döndürebilecek bir galatasaray'ın mümkün olabileceğini gördük.
maaş bütçemiz 30 milyon euronun altında, bu 30 milyonun yarısına yakını gomis-muslera-oliveira-torreira-mertens beşlisine ödeyeceğimiz maaşlardan oluşuyor. oliveira, torreira, mertens gibi isimlere göre ucuz bile denecek kontratlara imza attık; gomis'ten seneye çıkıyoruz.
boey, kerem, dubois, torreira, yunus, cicaldau gibi her an gelir kalemi olarak düşünülebilecek piyasası olan oyuncularımız nelsson-marcao ikilisinin ayrılmasına rağmen hala elimizde. emin, metehan, eren, hamza gibi akademi ürünlerimiz yetişmeye ve gelişmeye devam ediyor. kazımcan, berkan gibi isimler ise her kadroda bulunması gereken gelişime açık futbolcularımız.
nelsson'un ayrılmasıyla beraber yönetimin son ciddi bir sınavı olacak. 26 yaşındaki marcao'nun yerini 10 milyon euro ucuza, yaşıtı sayılabilecek yerli abdulkerim ile doldurarak gayet iyi bir sınav verdiler. nelsson'dan sonra ise yine mutlaka potansiyelli, geri dönüşü olacak, gerekirse yüksek bonservisli ama maaşı düşük bir scout ürünü tercih edilmeli. hatta bu dakikadan sonra eldeki kadronun üzerine yapılacak her transfer bu şekilde olmalı.
fazla gençliğin iyi olmadığını öğrendik, fazla tecrübenin iyi olmadığını geçmişten çok iyi biliyor olmamız lazım. eksik kadrodan çok canımız yandı, şişkin kadronun daha da kötü olduğunu görmemiz lazım.
gayrimenkul satışıyla gelen para tesisleşmeye ve avrupa kulüpleriyle rekabet edecek bir kurumsal yapılanmaya evrilmeli. şu ana kadarki atılan tüm adımların da bu yönde olduğunu düşünüyorum. bugün borçlarımızı ödemiş ve hatta kasamıza artı para koymuş olabiliriz fakat yarın aynı hatalar yapılırsa satılacak bir riva daha aramaya gerek yok.
90'lı yılların sonunda, ekonomik kriz ortamında berbat konumdaki türk futbolunun içinden bir güneş gibi doğmuştuk. 2020'lerin başında, ekonomik kriz ortamında berbat konumdaki türk futbolundan bu sefer batmamak üzere bir güneş gibi çıkalım.
yolun sonu şampiyonluklar olsun demek yetmiyor artık. şampiyonluklar, iyi bir mali yapı ve yönetimlerden bağımsız oturmuş bir yapılanma olsun yolun sonu. allah utandırmasın.