160
bu söz öbeği sanırım biraz yanlış yorumlanıyor.
"teşbihte hata olmaz," gibi aslında. bu söz öbeği teşbih yaparken hata yapılmamalı anlamındadır ama günlük hayatta teşbih yani benzetme yap da nasıl yaparsan yap sıkıntı yok anlamında kullanıyoruz.
benzer şekilde "hakemi de yenmek" sözüne bakarsak aslında bu sözün "bir hatalar bütünü olan futbol oyununda" hakemin de hata yapma payını göz önüne alarak bu hataların sizin galibiyetinizin engellemesinin önüne geçmektir.
anlayacağınız ortada bir hata olması gerekir. bilerek, isteyerek, sistematik bir şekilde hakemin hatalı karar istismarı yapmak bu söz öbeğinin kapsamına girmez. çünkü kimse kusura bakmasın yenemezsiniz. yendiğinizi iddia ettiğiniz durumlarda hakemin iyi niyetli olduğunu kabul edersiniz sadece.
olayın bir de şu tarafı var. onlarca pozisyona girip her birini attığınızda hakemi de yenmiş sayılmazsınız. çünkü sistem bu durumda devreye girmemesi gerektiğini içten içe öğütler. 4-0 olan bir maçta hakemin devreye girmesine bir sebep yoktur. tam tersi oldukça iyi yönetir ki "bak aslında cillop gibi hakemlik yapıyorlar, bak o maçınızda çok güzel bir performans var" diyebilir böylece. sistematik istismari hakemi yendik diyebilmek ve durumu gözlemleyebilmek oldukça zordur. hakemin o oyunu tartma anına kadar işi bitirdiğiniz durumda çoktan oyunun geçmişini unutmuşsunuzdur. iş işten geçtiğinde ise "hakemin yedi ceddine söverken" bulursunuz kendinizi.
hele hele şu anki türkiye şartlarında bunu söyleyebilmeniz imkansıza yakındır. konjonktür dediğim gibi buna izin vermez.
zaten bu yüzden türkiye ligi'ni bu kadar takmamak gerekiyor belki de.
bir şeylerin yoluna girmesi için hakemlerin iyileşmesi yetmeyecek çünkü. mhk'nin tarafındaki kişilerin veya tff tarafındaki kişilerin değişmesi bir anlam ifade etmeyecek. yapının kökten değişmesi gerekir. yapıyı değiştirenin de bu sistem içinde yollulanmamış, kaşarlaşmamış, doğru kişiler olması gerekir. belli bir güven ortamı gerekir.
bir dediği bir dediğini tutmayan, dün söylediğini bugün yalanlayan ve muhtemeldir ki bugün söylediğini yarın inkar edecek olan bir konjonktürde hepimize günaydın diyorum.
günaydın dostlar.
günaydın ve iyi akşamlar.
nihat özdemir'e, ona, buna yüklenmeyin. bu insanlardan ne bekliyordunuz ki!? kaç yıldır ne olduğu belli olan türkiye hakemlik müessesinden, futbol sosyetesinden ne bekliyordunuz ki!?
burak elmas'a ve yönetimine de kızmayın. çok doğru bir tespitle mevcut tff'nin çürümüşlüğünden ve değişmesinden bahsetti bunu yapamayacağını bildiği halde. belki de en büyük tepkiyi galatasaray taraftarından aldı, daha sert söylemler ve "sorunumuz tff'nin yapısının değişmesi mi?" diyen taraftarından. dönmek zorunda kaldı sözünden. sistemi eleştirirken kişilere döndü daha geçen gün.
türkiye'deki herkesin üzerinde olduğu gibi, bu yönetimin üzerinde de bir göz var. sistemi eleştirmek şirktir, sonuçları olur. burak elmas veya galatasaray taraftarından herhangi biri hiçbir şeyin değişmeyeceğini bilmiyor mu?
tek bir şey değişmeli ki her şey değişsin. en azından değişme olasılığı olsun.
şu durumda tff'nin, tff yapısının vesaire karşısında olmak siyaseten muhalif olmak demek. şu anki sistem içinde işlemeyen bir yapının değişmesini istemek siyaseten muhalif olmak demek. ve bu ülkede muhalif olmanın mevcut güç sahipleri nezdinde ne demek olduğunu sanırım herkes biliyor.
yani türkiye futbolunun değişeceğini yakın gelecek için düşünen arkadaşlarım, renktaşlarım, futbolsever yoldaşlarım...
günaydın ve iyi akşamlar...
hakemi yenemeyeceksiniz. genelgeçer algının dikta ettiği hakemi de yenemeyeceksiniz.
"teşbihte hata olmaz," gibi aslında. bu söz öbeği teşbih yaparken hata yapılmamalı anlamındadır ama günlük hayatta teşbih yani benzetme yap da nasıl yaparsan yap sıkıntı yok anlamında kullanıyoruz.
benzer şekilde "hakemi de yenmek" sözüne bakarsak aslında bu sözün "bir hatalar bütünü olan futbol oyununda" hakemin de hata yapma payını göz önüne alarak bu hataların sizin galibiyetinizin engellemesinin önüne geçmektir.
anlayacağınız ortada bir hata olması gerekir. bilerek, isteyerek, sistematik bir şekilde hakemin hatalı karar istismarı yapmak bu söz öbeğinin kapsamına girmez. çünkü kimse kusura bakmasın yenemezsiniz. yendiğinizi iddia ettiğiniz durumlarda hakemin iyi niyetli olduğunu kabul edersiniz sadece.
olayın bir de şu tarafı var. onlarca pozisyona girip her birini attığınızda hakemi de yenmiş sayılmazsınız. çünkü sistem bu durumda devreye girmemesi gerektiğini içten içe öğütler. 4-0 olan bir maçta hakemin devreye girmesine bir sebep yoktur. tam tersi oldukça iyi yönetir ki "bak aslında cillop gibi hakemlik yapıyorlar, bak o maçınızda çok güzel bir performans var" diyebilir böylece. sistematik istismari hakemi yendik diyebilmek ve durumu gözlemleyebilmek oldukça zordur. hakemin o oyunu tartma anına kadar işi bitirdiğiniz durumda çoktan oyunun geçmişini unutmuşsunuzdur. iş işten geçtiğinde ise "hakemin yedi ceddine söverken" bulursunuz kendinizi.
hele hele şu anki türkiye şartlarında bunu söyleyebilmeniz imkansıza yakındır. konjonktür dediğim gibi buna izin vermez.
zaten bu yüzden türkiye ligi'ni bu kadar takmamak gerekiyor belki de.
bir şeylerin yoluna girmesi için hakemlerin iyileşmesi yetmeyecek çünkü. mhk'nin tarafındaki kişilerin veya tff tarafındaki kişilerin değişmesi bir anlam ifade etmeyecek. yapının kökten değişmesi gerekir. yapıyı değiştirenin de bu sistem içinde yollulanmamış, kaşarlaşmamış, doğru kişiler olması gerekir. belli bir güven ortamı gerekir.
bir dediği bir dediğini tutmayan, dün söylediğini bugün yalanlayan ve muhtemeldir ki bugün söylediğini yarın inkar edecek olan bir konjonktürde hepimize günaydın diyorum.
günaydın dostlar.
günaydın ve iyi akşamlar.
nihat özdemir'e, ona, buna yüklenmeyin. bu insanlardan ne bekliyordunuz ki!? kaç yıldır ne olduğu belli olan türkiye hakemlik müessesinden, futbol sosyetesinden ne bekliyordunuz ki!?
burak elmas'a ve yönetimine de kızmayın. çok doğru bir tespitle mevcut tff'nin çürümüşlüğünden ve değişmesinden bahsetti bunu yapamayacağını bildiği halde. belki de en büyük tepkiyi galatasaray taraftarından aldı, daha sert söylemler ve "sorunumuz tff'nin yapısının değişmesi mi?" diyen taraftarından. dönmek zorunda kaldı sözünden. sistemi eleştirirken kişilere döndü daha geçen gün.
türkiye'deki herkesin üzerinde olduğu gibi, bu yönetimin üzerinde de bir göz var. sistemi eleştirmek şirktir, sonuçları olur. burak elmas veya galatasaray taraftarından herhangi biri hiçbir şeyin değişmeyeceğini bilmiyor mu?
tek bir şey değişmeli ki her şey değişsin. en azından değişme olasılığı olsun.
şu durumda tff'nin, tff yapısının vesaire karşısında olmak siyaseten muhalif olmak demek. şu anki sistem içinde işlemeyen bir yapının değişmesini istemek siyaseten muhalif olmak demek. ve bu ülkede muhalif olmanın mevcut güç sahipleri nezdinde ne demek olduğunu sanırım herkes biliyor.
yani türkiye futbolunun değişeceğini yakın gelecek için düşünen arkadaşlarım, renktaşlarım, futbolsever yoldaşlarım...
günaydın ve iyi akşamlar...
hakemi yenemeyeceksiniz. genelgeçer algının dikta ettiği hakemi de yenemeyeceksiniz.