56
çoğu büyük takım için bir zorunluluk olmakla beraber takımın ana oyun planına dönüştürülmesi bizim gibi takımlar için hatadır. geriden topla çıkmaya o kadar odaklıyız ki ne doğru düzgün savunma kurgusu oturtabildik ( buna değişen oyuncular da sebep oluyor tabi ) ne de vay be ne organizasyonmuş dediğimiz hücum setlerimiz var. korner, serbest vuruş gibi duran toplara hiç girmiyorum bile. ben galatasaray'da direkt futbol görmek istiyorum arkadaş. schalke maçındaki muslera-selçuk-umut üçgeniyle gol görmek istiyorum. inanın bugün o maç oynansa muslera elinde topu tutar iki stoperimizin ceza sahasının kenarlarına yerleşmesini bekler ve sonra da antrenmanda çalıştığımız gibi yavaş yavaş topla çıkmayı denerdik. oyuncularımız bu işe o kadar odaklı ki aman hata yaparsam sonraki hafta formayı alamam diye rakibin arkasına saklanıp pastan kaçıyorlar. son iki maçta bu kendini çok net belli etti.
burada tabi ki geriden pasla oyun kurma işini bıraktığımızda galaksi seviyesinde bir takım olacağız demiyorum. ama elimizde cica-morutan-kerem-berkan gibi oyuncular varken daha direkt ve daha geçiş oyununa yönelik bir futbol oynamamız gerekirdi.
bu sistemin ikinci defosu da sadece 13 kişilik (lazio ilk 11+emre kılınç+assunçao) bir grupla başarılı bir şekilde uygulanabilmesi. yani yedekten gelen her oyuncu seviyeyi daha da geriye çekiyor (kaç kere gördük). sen alpaslan-nellsson ikilisinden oyun kurmasını beklersen rakibin her ön alan presinde pozisyon verirsin. rakiplerimizin stoper ikililerine bakın kalite olarak bizden aşağıdalar. ama stoperlerine bizdeki kadar yük binmediği için yetersizlikleri fazla konuşulmuyor. luyindama gibi bu ligde her forveti yiyebilecek bir oyuncu var, marcao'yu zaten anlatmıyorum. nellsson geleceğin danimarka kaptanı olarak geldi. alpaslan da gayet iyi bir rotasyon oyuncusu. hiç olmadı kendi yetiştirdiğin ışık kaan var. ama bizde marcao-nellson ikilisi bozulduğu anda oyunumuz 1-2 seviye aşağı düşüyorsa bunun nedeni geriden pasla çıkmaya olan takıntımızdır.
burada tabi ki geriden pasla oyun kurma işini bıraktığımızda galaksi seviyesinde bir takım olacağız demiyorum. ama elimizde cica-morutan-kerem-berkan gibi oyuncular varken daha direkt ve daha geçiş oyununa yönelik bir futbol oynamamız gerekirdi.
bu sistemin ikinci defosu da sadece 13 kişilik (lazio ilk 11+emre kılınç+assunçao) bir grupla başarılı bir şekilde uygulanabilmesi. yani yedekten gelen her oyuncu seviyeyi daha da geriye çekiyor (kaç kere gördük). sen alpaslan-nellsson ikilisinden oyun kurmasını beklersen rakibin her ön alan presinde pozisyon verirsin. rakiplerimizin stoper ikililerine bakın kalite olarak bizden aşağıdalar. ama stoperlerine bizdeki kadar yük binmediği için yetersizlikleri fazla konuşulmuyor. luyindama gibi bu ligde her forveti yiyebilecek bir oyuncu var, marcao'yu zaten anlatmıyorum. nellsson geleceğin danimarka kaptanı olarak geldi. alpaslan da gayet iyi bir rotasyon oyuncusu. hiç olmadı kendi yetiştirdiğin ışık kaan var. ama bizde marcao-nellson ikilisi bozulduğu anda oyunumuz 1-2 seviye aşağı düşüyorsa bunun nedeni geriden pasla çıkmaya olan takıntımızdır.