26
ilkokulda tam gün olan ve 15:00'te dersin bittiği bir okulda okuyordum, okul biter bitmez 3 arkadaş koşa koşa bizim eve geldiğimizi (ev-okul arası yürüyerek 10 dk idi.) ve bu maçı okul üniformalarımızla koltuğun üstünde izlediğimizi hatırlıyorum. yıllar geçtikçe detaylar siliniyor tabi ama aklımda kaldığı kadarıyla rahat kazanacağımızı düşündüğümüz fakat skor olarak bir türlü koparamadığımızdan heyecanla izlediğimiz bir maçtı.
maç öncesi ve devre arası fatih terim konuşmalarını izleyince de asıl sebebin takımın aklının uefa finali'nde olmasından dolayı içinde bulunulan rehavet olduğu anlaşılıyor.
diğer taraftan yazar arkadaşlar henüz arsenal maçı oynanmamasına rağmen fatih terim'in "en az arsenal maçı kadar koşarak" demesine takılmış; fakat ben bunu senelerdir arsenal maçının öneminin herkes tarafından bilinmesi ve zaten o gün herkesin deliler gibi koşup mücadele edeceğinin varsayılması olarak yorumlamıştım. "zaten arsenal maçı'nda deliler gibi koşacaksınız ona şüphe yok, fakat bu maçta da en az o kadar koşmalısınız" gibisinden.
maç öncesi ve devre arası fatih terim konuşmalarını izleyince de asıl sebebin takımın aklının uefa finali'nde olmasından dolayı içinde bulunulan rehavet olduğu anlaşılıyor.
diğer taraftan yazar arkadaşlar henüz arsenal maçı oynanmamasına rağmen fatih terim'in "en az arsenal maçı kadar koşarak" demesine takılmış; fakat ben bunu senelerdir arsenal maçının öneminin herkes tarafından bilinmesi ve zaten o gün herkesin deliler gibi koşup mücadele edeceğinin varsayılması olarak yorumlamıştım. "zaten arsenal maçı'nda deliler gibi koşacaksınız ona şüphe yok, fakat bu maçta da en az o kadar koşmalısınız" gibisinden.
