4926
galatasaray futbol takımı oyuncuları için son dönemde yaptığı açıklamaları hiç hoş bulmadığım galatasaray spor kulübü başkanı.
birkaç ay evvel radamel falcao ve aldığı maaş için ‘görüyorsunuz işte aldık bi’ tane’ deyip bir tek açık açık ‘elimizde patladı’ diyememişti ama içindeki nefreti gözlerinde görebilmiştik.
sonra gitti belhanda ve soso için kendilerinin rızası olmadan maaşlarında %15 kesinti yaptığını resmi siteden açıkladı.
sonra aynı belhanda’yı bulduğu ilk fırsatta sepetleyip oyuncuların gözündeki zaten sağlam olmayan imajını yerle bir etti.
malumunuz bu hafta içinde de önce oyuncularımızın şeref ve haysiyetlerini hatırlamaları konusunda ultimatom verdi. sonra bir oyuncumuzun seks partileri konu edildi. en son da hocanın sık yaptığı bodrum gitmeleri meze yapıldı.
ekonomik olarak 3 yılda berbat bir yönetim gösterdi. kar açıkladık konusu külliyen yalan. kendisinin yönetimde bulunduğu her dönemde zarar ettik. sadece uefa ile yaptığımız ffp anlaşmasında ‘zarar etmeme’ sözü verdiğimiz için sportif aş’nin o eksi bakiyeleri olduğu gibi derneğe kilitlendi.
2 yıl üst üste katıldığımız şampiyonlar ligi’nden elde edilen toplam 80 milyon euro’luk gelir eğer borçlar için harcansaydı, en azından şu an -800 milyon türk lirası daha az bb kredisi alınırdı.
ozan ve rodrigues’den gelen para olduğu gibi ciner’in eline verildi. diagne transferi yüzünden, ozan ve rodrigues’den gelen parayla marcao’nun 4 milyonluk bonservisiyle luyindama’nın sadece 3 milyonluk kiralama bedelini ödeyebildik. luyindama için sene sonu zorunlu olan opsiyonu ancak fernando gibi bu takımın en önemli oyuncusunu satarak alabildik. şu anki takımın durumuyla fernando’nun sevilla’da yaptıklarını takdirinize bırakıyorum.
falcao’yla yapılan transfer görüşmeleri fiyaskoyla sonuçlanacakken sırf, 34 yaşındaki bir oyuncu bunu nasıl yapcaksa artık, prestijimize zarar gelmesin diye başta yapılan anlaşmanın neredeyse 2 katına, galatasaray’ın sevr’i dediğim, tıpkı soso ve belhanda sözleşme detaylarına benzer bir şekilde anlaşma imzalandı. falcao gibi bir oyuncuya fiziksel özellikleri gereği hiç ihtiyacımız olmadığı gibi ffp anlaşması içinde bulunan bir doğu avrupa kulübünün asla yapmaması gereken bir sözleşmeydi bu.
anapara + hiç bahsedilmeyen faizle geri alınan florya için zafer nidaları atıldı. önümüzdeki birkaç sene içinde, pandemiyle birlikte tamamen batan ülke ekonomisinden kaynaklı o iptal edilen anlaşmayı mumla arayacağız.
basketbol salonu, otel ve kemerburgaz’la ilgili hiçbir şey yapılmadı. ne hikmetse 1 ay sonraki olağan seçim öncesi geçenlerde kemerburgaz için bir pr yapıldı. şu kadar sahalı bir projedir, stada 8 dkdır falan gibi laflar edildi ama ortada ne bir maket gördük ne de bir video slayt şov. çok kötü planlanmış, seçim öncesi yapayım da camiama şirin gözükeyim şark kurnazlığında ama içi bomboş, çok kötü bir açılıştı.
twitter’dan kendisinin yönetimine eleştiri getiren her üyeye ihraç işlemleri başlatıldı.
kulübün lokomotifi futbol takımı’nın korkunç seviyedeki maaş bütçesi düşürülemedi. eldeki özellikle soso ve belhanda gibi yüksek maaşlı ama arap yarımadasında ismi çok iyi bilinen oyuncular, üstelik ülkemizdeki neredeyse her takım o coğrafyaya çatır çatır adam satarken, elden çıkartılamadı.
fatih terim, ali koç ve nihat özdemir şurekasına karşı sürekli yalnız bırakıldı.
17 milyona satılan ndiaye’nin yerine aynı dönem içerisinde muadil orta saha oyuncusu alınmadı. sonraki yıl, ülke rekoru kıran gomis satılıp yerine forvet alınmadı. ondan sonraki yıl orta saha için 3 kiralık yıldız oyuncuya maaşları + kiralama bedelleri dahil yaklaşık 12 milyon euro harcandı, para şu an tamamen çöpte. ve içinde bulunduğumuz sezon başında orta saha oyuncusu alınmadı. getirilenlerse yine kiralık.
tüm bunların ışığında mustafa cengiz net olarak tarihin en kötü başkanları listesine direkt girmiştir. bana sorarsanız dursun özbek’ten kat be kat kötüdür zira en azından dursun başkan yaptığı tüm hataların sonunda, hem yeniçerileri gönderip bazı kötü sözleşmelere rağmen yepyeni bir takım kurması hem de aynı yılın ortasında fatih terim’le anlaşarak doğru yolu bulmuştu. baskın seçime gitmeseydi şu an hala başkandı ve bence biz bu sene üst üste 4’ncü şampiyonluğumuzu kutlayacaktık. ve benim fikrime göre en azından otel inşaatı bitmiş ve kemerburgaz’a da temel atılmış olacaktı. olmadı. kendisinden kurtulduk derken daha kötüsü geldi, camiayı birbirine kattı.
birkaç ay evvel radamel falcao ve aldığı maaş için ‘görüyorsunuz işte aldık bi’ tane’ deyip bir tek açık açık ‘elimizde patladı’ diyememişti ama içindeki nefreti gözlerinde görebilmiştik.
sonra gitti belhanda ve soso için kendilerinin rızası olmadan maaşlarında %15 kesinti yaptığını resmi siteden açıkladı.
sonra aynı belhanda’yı bulduğu ilk fırsatta sepetleyip oyuncuların gözündeki zaten sağlam olmayan imajını yerle bir etti.
malumunuz bu hafta içinde de önce oyuncularımızın şeref ve haysiyetlerini hatırlamaları konusunda ultimatom verdi. sonra bir oyuncumuzun seks partileri konu edildi. en son da hocanın sık yaptığı bodrum gitmeleri meze yapıldı.
ekonomik olarak 3 yılda berbat bir yönetim gösterdi. kar açıkladık konusu külliyen yalan. kendisinin yönetimde bulunduğu her dönemde zarar ettik. sadece uefa ile yaptığımız ffp anlaşmasında ‘zarar etmeme’ sözü verdiğimiz için sportif aş’nin o eksi bakiyeleri olduğu gibi derneğe kilitlendi.
2 yıl üst üste katıldığımız şampiyonlar ligi’nden elde edilen toplam 80 milyon euro’luk gelir eğer borçlar için harcansaydı, en azından şu an -800 milyon türk lirası daha az bb kredisi alınırdı.
ozan ve rodrigues’den gelen para olduğu gibi ciner’in eline verildi. diagne transferi yüzünden, ozan ve rodrigues’den gelen parayla marcao’nun 4 milyonluk bonservisiyle luyindama’nın sadece 3 milyonluk kiralama bedelini ödeyebildik. luyindama için sene sonu zorunlu olan opsiyonu ancak fernando gibi bu takımın en önemli oyuncusunu satarak alabildik. şu anki takımın durumuyla fernando’nun sevilla’da yaptıklarını takdirinize bırakıyorum.
falcao’yla yapılan transfer görüşmeleri fiyaskoyla sonuçlanacakken sırf, 34 yaşındaki bir oyuncu bunu nasıl yapcaksa artık, prestijimize zarar gelmesin diye başta yapılan anlaşmanın neredeyse 2 katına, galatasaray’ın sevr’i dediğim, tıpkı soso ve belhanda sözleşme detaylarına benzer bir şekilde anlaşma imzalandı. falcao gibi bir oyuncuya fiziksel özellikleri gereği hiç ihtiyacımız olmadığı gibi ffp anlaşması içinde bulunan bir doğu avrupa kulübünün asla yapmaması gereken bir sözleşmeydi bu.
anapara + hiç bahsedilmeyen faizle geri alınan florya için zafer nidaları atıldı. önümüzdeki birkaç sene içinde, pandemiyle birlikte tamamen batan ülke ekonomisinden kaynaklı o iptal edilen anlaşmayı mumla arayacağız.
basketbol salonu, otel ve kemerburgaz’la ilgili hiçbir şey yapılmadı. ne hikmetse 1 ay sonraki olağan seçim öncesi geçenlerde kemerburgaz için bir pr yapıldı. şu kadar sahalı bir projedir, stada 8 dkdır falan gibi laflar edildi ama ortada ne bir maket gördük ne de bir video slayt şov. çok kötü planlanmış, seçim öncesi yapayım da camiama şirin gözükeyim şark kurnazlığında ama içi bomboş, çok kötü bir açılıştı.
twitter’dan kendisinin yönetimine eleştiri getiren her üyeye ihraç işlemleri başlatıldı.
kulübün lokomotifi futbol takımı’nın korkunç seviyedeki maaş bütçesi düşürülemedi. eldeki özellikle soso ve belhanda gibi yüksek maaşlı ama arap yarımadasında ismi çok iyi bilinen oyuncular, üstelik ülkemizdeki neredeyse her takım o coğrafyaya çatır çatır adam satarken, elden çıkartılamadı.
fatih terim, ali koç ve nihat özdemir şurekasına karşı sürekli yalnız bırakıldı.
17 milyona satılan ndiaye’nin yerine aynı dönem içerisinde muadil orta saha oyuncusu alınmadı. sonraki yıl, ülke rekoru kıran gomis satılıp yerine forvet alınmadı. ondan sonraki yıl orta saha için 3 kiralık yıldız oyuncuya maaşları + kiralama bedelleri dahil yaklaşık 12 milyon euro harcandı, para şu an tamamen çöpte. ve içinde bulunduğumuz sezon başında orta saha oyuncusu alınmadı. getirilenlerse yine kiralık.
tüm bunların ışığında mustafa cengiz net olarak tarihin en kötü başkanları listesine direkt girmiştir. bana sorarsanız dursun özbek’ten kat be kat kötüdür zira en azından dursun başkan yaptığı tüm hataların sonunda, hem yeniçerileri gönderip bazı kötü sözleşmelere rağmen yepyeni bir takım kurması hem de aynı yılın ortasında fatih terim’le anlaşarak doğru yolu bulmuştu. baskın seçime gitmeseydi şu an hala başkandı ve bence biz bu sene üst üste 4’ncü şampiyonluğumuzu kutlayacaktık. ve benim fikrime göre en azından otel inşaatı bitmiş ve kemerburgaz’a da temel atılmış olacaktı. olmadı. kendisinden kurtulduk derken daha kötüsü geldi, camiayı birbirine kattı.
