494
aslında maçta futbolcularda bir isteksizlik görmedim. maçı kazanmayı istediler. koştular, pres yaptılar. fizik olarak da maçı iyi bitirdiler. scott piri'nin varlığı faydalı bu konuda. ancak futbolcular istekli olsa da sahada adam akıllı bir taktik söz konusu değildi. pres yapıp topu kapmaya çalıştık kaptıklarımızın çoğunu ise telaşlı şekilde harcadık. tamam maçı kazanmak istiyor olabilirsin ama bu telaş takıma zarar verir. aslında bu taktik ve plansızlık yüzünden futbolcular böyle telaşlıydı.
bir de ortada bir ne oynanacağı belli olmayan bir taktik söz konusuysa futbolcular maça konsantre başlasalar da dağılıyorlar bir süre sonra. bu maçta ndao'nun direkten dönen pozisyonunda bizim takımı izleyin ne yapıyorlar! hepsi ofsayt diye bıraktı. yedlin ofsaytı bozmuştu. neyse ki o koşuyu devam ettirdi de önledi sonra golü. diğer oyuncularımız baktı öküzün trene baktığı gibi. gol olsa maçın başında geriye düşecektik.
hala bir organizasyon eksikliğimiz var. futbolcuların spontan yapacaklarına bakıyoruz anca. ve solda ömer bayram ile bunu yapmayı planlayan bir aklımız var başımızda maalesef. sırf duran topu diğerlerine göre biraz daha iyi kullanıyor diye de 90 dk takıma bu yapılmaz ki! ömer bayram'a da kızamıyorum. yapacağı bu kadar onun. hele ki sol bekte. onu orada oynatana kızıyorum.
takım hafta boyunca hırslı ve motivasyonlu çalışmış belli ama ortada taktik olmayınca hepsinin emeğine yazık oldu. elde güzel malzemeler varken çöpe atmalık yemek yapıldı. öyle bir yemek ki sokak köpekleri, kedileri ve fareleri bile yemez!
maçta oyuncu değişikliklerine ne demeli? tamam kırmızı kart görünce luyindama'yı mecbur oyuna aldık ama forvet çıkarmak nedir? bu takımına "skoru koruyalım atarsak belki atarız" mesajı vermektir. tamam mostafa'yı çıkaracaksan çıkar ama falcao'yu sok oyuna ve rakibi de bir şekilde geride tutarsın. böyle yapmayınca rakip de uzatma dakikalarında rahatça kalemizde zaman geçirdi. gol bile atabilirlerdi.
artık futbolun temel gerekliliklerini bile uygulayamayan bir teknik ekibimiz var maalesef. fatih terim'e inancım çok yüksekti ama bu iş artık eski bir sevgilimin beni terketmek isteyip terkeden kişi olmamak adına benim onu terketmem için zorlayacak saçma sapan işler yapmasına benzedi. bırakmak istiyorsan ve "sözünde durmadı bıraktı" dedirtmemek ve kovulmak için yapıyorsan bunları yapma hocam. benim o eski sevgilime zerre saygım kalmadı ve şeytan görsün onun yüzünü ama sen de bunu düşündürme bana hocam. lütfen.
bu maçta gördük ki istediğin kadar futbolcularımız kazanmayı istesin bu takımın kazanması zor. çünkü taktik yok. bireysel yetenekler iş yaparsa yapar anca.
maçın hakemleri kötü yönetmeseydi 3 puan alabilir ve yine kendimizi "iyi oynadık geri döndük!" diye kandırabilirdik maç sonunda ve sonraki maçta yine havamız sönerdi. hakemler evet her türlü kötü sözü ve kötü şeyi hak ediyorlar ama hakeme odaklanıp yine oyunsuzluğumuzu görmezden gelemeyiz. yönetim hakemlerle ilgilensin teknik ekip takımla!
bir de ortada bir ne oynanacağı belli olmayan bir taktik söz konusuysa futbolcular maça konsantre başlasalar da dağılıyorlar bir süre sonra. bu maçta ndao'nun direkten dönen pozisyonunda bizim takımı izleyin ne yapıyorlar! hepsi ofsayt diye bıraktı. yedlin ofsaytı bozmuştu. neyse ki o koşuyu devam ettirdi de önledi sonra golü. diğer oyuncularımız baktı öküzün trene baktığı gibi. gol olsa maçın başında geriye düşecektik.
hala bir organizasyon eksikliğimiz var. futbolcuların spontan yapacaklarına bakıyoruz anca. ve solda ömer bayram ile bunu yapmayı planlayan bir aklımız var başımızda maalesef. sırf duran topu diğerlerine göre biraz daha iyi kullanıyor diye de 90 dk takıma bu yapılmaz ki! ömer bayram'a da kızamıyorum. yapacağı bu kadar onun. hele ki sol bekte. onu orada oynatana kızıyorum.
takım hafta boyunca hırslı ve motivasyonlu çalışmış belli ama ortada taktik olmayınca hepsinin emeğine yazık oldu. elde güzel malzemeler varken çöpe atmalık yemek yapıldı. öyle bir yemek ki sokak köpekleri, kedileri ve fareleri bile yemez!
maçta oyuncu değişikliklerine ne demeli? tamam kırmızı kart görünce luyindama'yı mecbur oyuna aldık ama forvet çıkarmak nedir? bu takımına "skoru koruyalım atarsak belki atarız" mesajı vermektir. tamam mostafa'yı çıkaracaksan çıkar ama falcao'yu sok oyuna ve rakibi de bir şekilde geride tutarsın. böyle yapmayınca rakip de uzatma dakikalarında rahatça kalemizde zaman geçirdi. gol bile atabilirlerdi.
artık futbolun temel gerekliliklerini bile uygulayamayan bir teknik ekibimiz var maalesef. fatih terim'e inancım çok yüksekti ama bu iş artık eski bir sevgilimin beni terketmek isteyip terkeden kişi olmamak adına benim onu terketmem için zorlayacak saçma sapan işler yapmasına benzedi. bırakmak istiyorsan ve "sözünde durmadı bıraktı" dedirtmemek ve kovulmak için yapıyorsan bunları yapma hocam. benim o eski sevgilime zerre saygım kalmadı ve şeytan görsün onun yüzünü ama sen de bunu düşündürme bana hocam. lütfen.
bu maçta gördük ki istediğin kadar futbolcularımız kazanmayı istesin bu takımın kazanması zor. çünkü taktik yok. bireysel yetenekler iş yaparsa yapar anca.
maçın hakemleri kötü yönetmeseydi 3 puan alabilir ve yine kendimizi "iyi oynadık geri döndük!" diye kandırabilirdik maç sonunda ve sonraki maçta yine havamız sönerdi. hakemler evet her türlü kötü sözü ve kötü şeyi hak ediyorlar ama hakeme odaklanıp yine oyunsuzluğumuzu görmezden gelemeyiz. yönetim hakemlerle ilgilensin teknik ekip takımla!