2538
galatasaray gibi dünya klasmanında orta halli geliri olan takımların yapması gereken transfer türünün örneğidir. dünya devleri ile yarışmak istiyorsan, ajax'ın yaptığı gibi, porto'nun yaptığı gibi iyi bir gözlem ağıyla birlikte takımında iyi yetiştiricilerin olduğu bir yapılanma kurmalısın. ve bu işin son ayağı olan taraftarının bakış açısı da bu alt yapıya hazırlıklı olmalıdır.
yani portekizin alt liginden/küme düşmeye oynayan takımından getirdiğin, 3-4 milyon bonservis verdiğin, 800 bin euro civarı bir maaş bağladığın, 22 yaşındaki bir futbolcu sana "olmuş" olarak gelmez. zaten "olmuşunu" ne bu bonservis bedeliyle alırsın, ne bu maaşı bağlayabilirsin ne de o yaşta alabilirsin. dünya futbolundaki konumumuzu kabullenmek gerek...
henüz ham olan yeteneklerini doğru kadro yapısıyla, antrenörlerle, çalışma performansıyla destekleyerek kadronun bir parçası haline getirmek için taraftarın bakış açısı da hayli önemli. bu tür futbolculara "gel bizi kurtar" olarak bakmadan henüz hatalar yapabileceğini kabul ederek, yeri geldiğinde önemli hataları tolere ederek futbolcunun kadronun parçası haline gelmesine izin vermek gerekir.
marcao da gözümüzün önünde böyle büyüdü. geldiğinde toy, yetenekli olduğunu vaat eden ama bolca hatalar yapan bir stoperdi. taraftar onun yeteneklerine tutundu, teknik kadro ısrar etti ve takımın en önemli parçası oldu. şimdi gözümüze top sakalıyla yüzyıllardır galatasaray'ın gol yememesi için savaşan bir şövalye olarak görünüyor. öyle sağlam basıyor, öyle açık kapatıyor ve bu da yetmez gibi öyle bir oyun kuruyor ki kimse ne bonservisini konuşuyor ne maaşını.
galatasaray'ın bu modeli yönetimiyle, teknik heyetiyle ve taraftarıyla sürekli hale getirmesi gerekiyor. ancak o sürekli sözünü ettiğimiz makas böyle kapanır. 3 senede 5 marcao bulsak hem maddi hem manevi rahat ederiz. hem bu durumu sürekli hale getirirsek marcao gibiler bizim için vazgeçilmez olmaktan çıkar ve doğru zamanda doğru imkanlarla satış yaparak da kaynak yaratabiliriz.
doğru model için doğru örnek marcao. umarım bir planın hayata geçmesinde sembol olursun ve biz seni hep güzel hatırlarız.
yani portekizin alt liginden/küme düşmeye oynayan takımından getirdiğin, 3-4 milyon bonservis verdiğin, 800 bin euro civarı bir maaş bağladığın, 22 yaşındaki bir futbolcu sana "olmuş" olarak gelmez. zaten "olmuşunu" ne bu bonservis bedeliyle alırsın, ne bu maaşı bağlayabilirsin ne de o yaşta alabilirsin. dünya futbolundaki konumumuzu kabullenmek gerek...
henüz ham olan yeteneklerini doğru kadro yapısıyla, antrenörlerle, çalışma performansıyla destekleyerek kadronun bir parçası haline getirmek için taraftarın bakış açısı da hayli önemli. bu tür futbolculara "gel bizi kurtar" olarak bakmadan henüz hatalar yapabileceğini kabul ederek, yeri geldiğinde önemli hataları tolere ederek futbolcunun kadronun parçası haline gelmesine izin vermek gerekir.
marcao da gözümüzün önünde böyle büyüdü. geldiğinde toy, yetenekli olduğunu vaat eden ama bolca hatalar yapan bir stoperdi. taraftar onun yeteneklerine tutundu, teknik kadro ısrar etti ve takımın en önemli parçası oldu. şimdi gözümüze top sakalıyla yüzyıllardır galatasaray'ın gol yememesi için savaşan bir şövalye olarak görünüyor. öyle sağlam basıyor, öyle açık kapatıyor ve bu da yetmez gibi öyle bir oyun kuruyor ki kimse ne bonservisini konuşuyor ne maaşını.
galatasaray'ın bu modeli yönetimiyle, teknik heyetiyle ve taraftarıyla sürekli hale getirmesi gerekiyor. ancak o sürekli sözünü ettiğimiz makas böyle kapanır. 3 senede 5 marcao bulsak hem maddi hem manevi rahat ederiz. hem bu durumu sürekli hale getirirsek marcao gibiler bizim için vazgeçilmez olmaktan çıkar ve doğru zamanda doğru imkanlarla satış yaparak da kaynak yaratabiliriz.
doğru model için doğru örnek marcao. umarım bir planın hayata geçmesinde sembol olursun ve biz seni hep güzel hatırlarız.
