25375
hakkında ne yazsam olmadığı futbol takımı.
hepi topu 2 maçta 1'er farkla yenildik. normal şartlarda bu kadar ortalığı ayağa kaldırmalık bir durum olmazdı ama buradaki durum farklı.
çünkü bu 2 maçta * * hücum namına hiç bir şey vermedik maalesef. yani "şu var bak" diyeceğimiz pozisyon sayısı 1-2 belki.
ve aklımdaki düşünce şu: "bir viraneyi onarmak mı daha kolaydır yoksa yeni bir şey inşa etmek mi?"
bu sezon elimden geldiğince fazla maç izlemeye çalışıyorum, pandemi de aslında neden oldu birazcık evden çıkmamaya çalışıyorum. özellikle premier lig tabii ki. ve her takımın, en kötüsünün bile bir hücum planı var. hücumda kim ne yapacağını, nereye gideceğini, nasıl pozisyon alacağını biliyor. hiç bir takım tamamen "topu ileriye taşıyalım da orada paslaşa paslaşa bir açık bulup bir şeyler çıkarırız" oyununu oynamıyor. ve maalesef bu yukarıda işaret ettiğim iki maçta da bizim oyun planımız bunun üzerineydi hücumda.
ve bunu da dinamik bir şekilde yapmıyoruz. dinamik şekilde yapmak şu andaki durumda olmamamızı sağlayabilirdi ama o kadar sabit oynuyoruz ki hiç bir etkinliğimiz kalmıyor maalesef.
yani takım tabir-i caizse bir ışık vermiyor geleceğe dair.
bu sezonu yakıyor muyuz? görünüşe göre yakıyoruz çünkü transfer dönemi yarın bitiyor ve görünüşe göre bu kadroyla devam ediyoruz yola. bu kanatların durağanlığı ve orta sahadaki bu kadar eksikle bir şey başarmamız çok da olası değil. ha keza devre arasında da bir şey yapabileceğimizi zannetmiyorum.
yani kasımpaşa maçını izlerken "yiyeceğiz" diye söyledim. o saçma gol olmasa bile yiyecektik muhakkak yani başka türlüsü mümkün değil. ya da şöyle diyeyim, atamazdık. 0-0 devam etse ikinci yarıya belhanda - feghouli ve arda ile çıkmayacağımızı söyleyebilir misiniz? ben diyeyim, aynı şekilde başlamıştık kesinlikle.
işte beni bu düşünceye sevk eden şey de bu. bu takıma yama yapıp bir şeyleri düzeltip kötü olanların üzerini kapatıp devam etmeye mi çalışmalıyız, yoksa tamamen bir değişime mi gitmeliyiz? çünkü bu takım için yapılabilecek en iyi şey bir süratli kanat alıp hücumu toparlamak olur. rakip gelsin, savunma kurtarırsa yemeyiz hücumda da atarız hızlı oyuncuya bir şey yaparsa atar geçeriz oyunu. fazlasını bu takım en azından bu iki maçta göründüğü üzere yapabilecek kapasitede değil. hücuma çıktığımızda o kadar duruyoruz ki duran adam ağlar.
ha tabi yeniden yapılanmayı da neyle yapacaksın dersen haklısın. bu yüzden artık satabileceğimiz oyunculara yönelmeli, yüksek maliyetli oyuncuların sözleşmesinden doğru şekilde çıkmalı ve daha da önemlisi gençleşmeliyiz.
yani "futbolcuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapmalıyız" açıklamasının altı dolmalı. geleceğine yatırım yapıyoruz ancak zorda kalmasak taylan oynamayacaktı mesela. jesse - kerem - süleyman - ali yavuz - atalay - yunus (ki kiralık gitti) geleceğine yatırım yapmamız gereken oyuncular. ama biz babel'in arda'nın feghouli'nin belhanda'nın falcao'nun geçmişine yatırım yapıyoruz. söylemin tam tersi gerçekleşiyor bizde maalesef.
bir hücum planı, bir geçiş oyunu, bir kilit açma yöntemi bulmak zorundayız maalesef. bulamazsak eğer biz daha çok maçtan sonra geliriz buralara "pozisyona giremedik" diye maalesef.
hepi topu 2 maçta 1'er farkla yenildik. normal şartlarda bu kadar ortalığı ayağa kaldırmalık bir durum olmazdı ama buradaki durum farklı.
çünkü bu 2 maçta * * hücum namına hiç bir şey vermedik maalesef. yani "şu var bak" diyeceğimiz pozisyon sayısı 1-2 belki.
ve aklımdaki düşünce şu: "bir viraneyi onarmak mı daha kolaydır yoksa yeni bir şey inşa etmek mi?"
bu sezon elimden geldiğince fazla maç izlemeye çalışıyorum, pandemi de aslında neden oldu birazcık evden çıkmamaya çalışıyorum. özellikle premier lig tabii ki. ve her takımın, en kötüsünün bile bir hücum planı var. hücumda kim ne yapacağını, nereye gideceğini, nasıl pozisyon alacağını biliyor. hiç bir takım tamamen "topu ileriye taşıyalım da orada paslaşa paslaşa bir açık bulup bir şeyler çıkarırız" oyununu oynamıyor. ve maalesef bu yukarıda işaret ettiğim iki maçta da bizim oyun planımız bunun üzerineydi hücumda.
ve bunu da dinamik bir şekilde yapmıyoruz. dinamik şekilde yapmak şu andaki durumda olmamamızı sağlayabilirdi ama o kadar sabit oynuyoruz ki hiç bir etkinliğimiz kalmıyor maalesef.
yani takım tabir-i caizse bir ışık vermiyor geleceğe dair.
bu sezonu yakıyor muyuz? görünüşe göre yakıyoruz çünkü transfer dönemi yarın bitiyor ve görünüşe göre bu kadroyla devam ediyoruz yola. bu kanatların durağanlığı ve orta sahadaki bu kadar eksikle bir şey başarmamız çok da olası değil. ha keza devre arasında da bir şey yapabileceğimizi zannetmiyorum.
yani kasımpaşa maçını izlerken "yiyeceğiz" diye söyledim. o saçma gol olmasa bile yiyecektik muhakkak yani başka türlüsü mümkün değil. ya da şöyle diyeyim, atamazdık. 0-0 devam etse ikinci yarıya belhanda - feghouli ve arda ile çıkmayacağımızı söyleyebilir misiniz? ben diyeyim, aynı şekilde başlamıştık kesinlikle.
işte beni bu düşünceye sevk eden şey de bu. bu takıma yama yapıp bir şeyleri düzeltip kötü olanların üzerini kapatıp devam etmeye mi çalışmalıyız, yoksa tamamen bir değişime mi gitmeliyiz? çünkü bu takım için yapılabilecek en iyi şey bir süratli kanat alıp hücumu toparlamak olur. rakip gelsin, savunma kurtarırsa yemeyiz hücumda da atarız hızlı oyuncuya bir şey yaparsa atar geçeriz oyunu. fazlasını bu takım en azından bu iki maçta göründüğü üzere yapabilecek kapasitede değil. hücuma çıktığımızda o kadar duruyoruz ki duran adam ağlar.
ha tabi yeniden yapılanmayı da neyle yapacaksın dersen haklısın. bu yüzden artık satabileceğimiz oyunculara yönelmeli, yüksek maliyetli oyuncuların sözleşmesinden doğru şekilde çıkmalı ve daha da önemlisi gençleşmeliyiz.
yani "futbolcuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapmalıyız" açıklamasının altı dolmalı. geleceğine yatırım yapıyoruz ancak zorda kalmasak taylan oynamayacaktı mesela. jesse - kerem - süleyman - ali yavuz - atalay - yunus (ki kiralık gitti) geleceğine yatırım yapmamız gereken oyuncular. ama biz babel'in arda'nın feghouli'nin belhanda'nın falcao'nun geçmişine yatırım yapıyoruz. söylemin tam tersi gerçekleşiyor bizde maalesef.
bir hücum planı, bir geçiş oyunu, bir kilit açma yöntemi bulmak zorundayız maalesef. bulamazsak eğer biz daha çok maçtan sonra geliriz buralara "pozisyona giremedik" diye maalesef.
