24252
birkaç sene sonra derbi diye nitelendirdiğimiz maçlar ne fenerbahçe ile olacak, ne de beşiktaş ile...
en büyük derbimiz sadece galatasaray-galatasaray maçı olacak.
ne demek istediğimi açıklayayım;
aynı şehrin büyük takımları arasında kıyasıya bir rekabet ve büyüklük yarışı vardır. iki takımda birbirine tabir-i caizse kin besler ve birbirini bir kaşık suda boğmak ister. işte bu iki takımın nefret dolu maçlarına derbi denir.
şimdi gelelim galatasaray-galatasaray derbisine.
galatasaray tarihinin en vizyonsuz ve başarısız başkanlarından biri hiç kuşkusuz dursun aydın özbektir. bu şahıs, alatasaray'a avrupadan men aldırdı. futbolcu transferini verilen süre içerisinde yetiştiremeyerek rezil olmamızı sağladı. riva ve florya'yı yok pahasına sattı. otel yapacağım ayağına milyonları cukkaladı. gittiği her yerin faturasını galatasaray'a kesti. galatasaray'ı ekonomik olarak dibe batırdı. bunun yanında sportif başarısızlık da cabası.
peki galatasaray ne yaptı? bu şahsı ibra etti. bundan cesaret olan bu şahıs ise başkanlık seçimlerinde hiçbir şey olmamış gibi davranarak tekrar aday oldu. üstüne çok da büyük destek gördü...
bu şahıs büyük bir destek görmesine rağmen başkan olamadı ve koltuğunu mustafa cengiz'e kaptırdı. mustafa cengiz göreve geldikten sonra galatasaray sayısız kupa kaldırdı, yok pahasına elden çıkarılan riva ve florya geri alındı, ekonomik olarak kulüp rahat bir nefes aldı...
peki galatasaray ne yaptı? bu adamı ibra etmedi. ibra etmeyenler alkışlarla tempo tutup dursun aydın özbek lehine tezahürat yaptılar, fotoğraf çektiler ve kahkaka ata ata salondan ayrıldılar.
mustafa cengiz, mahkemede hakkını aramak için dava açtı ve kazandı. bunu hazmedemeyen galatasaray ise imza toplayarak yönetimi düşürmeye çalıştı.
imparator fatih terim'in bunca başarılarına rağmen, hala da gitmesini isteyen bir galatasaray var.
mikrofon gördüğü her yerde galatasaray'a sallayan ali koç'a ödül veren bir galatasaray var.
divan kurulu başkanı sıfatıyla kürsüde büyük bir yer kaplayan eşref hamamcıoğlu denen şahıs, iyi giden her şeyi bozmaya and içmiş gibi sağa sola saldırıyor. neden? çünkü galatasaray iyi gidiyor ve bundan galatasaray hiç hoşnut değil.
galatasaray başkanı mustafa cengiz, büyük bir ameliyata girip ölüm-kalım savaşı verirken; haddi olmayan galatasaraylı adamlar meydana çıkıp galatasaray'ın tüm motivasyonunu yerle bir ediyor.
galatasaray'ı galatasaray medya önüne atıyor.
galatasaray'ı, kendi ceplerini doldurmak isteyen galatasaray dibe çekmeye çalışıyor.
galatasaray'dan, galatasaray nefret ediyor...
fenerbahçe ve beşiktaş yıllardır kupa kaldırmamızı izliyor. her türlü oyunu, her türlü düzenbazlığı yapmalarına rağmen kaderlerine yenik düşüyorlar. çünkü bu takımlar hep kaybeden ve kaybetmeye mahkum takımlar. bizim gibi kazanan, diğer bir deyişle winner kulübü asla dibe çekemezler. işte bunu maalesef ki biz kendi kendimize yapmaya çalışıyoruz. fenerbahçe ve beşiktaş ile savaşırken loser- winner maçları olurdu ve bu maçlarda kazanan ise hep winner, yani biz olurduk. şimdi galatasaray-galatasaray maçları olacak ve iki winner takım savaşacak, biri kaybedecek. bu derbi oynanmaya devam ettiği takdirde her halükarda biz kaybedeceğiz...
en büyük derbimiz sadece galatasaray-galatasaray maçı olacak.
ne demek istediğimi açıklayayım;
aynı şehrin büyük takımları arasında kıyasıya bir rekabet ve büyüklük yarışı vardır. iki takımda birbirine tabir-i caizse kin besler ve birbirini bir kaşık suda boğmak ister. işte bu iki takımın nefret dolu maçlarına derbi denir.
şimdi gelelim galatasaray-galatasaray derbisine.
galatasaray tarihinin en vizyonsuz ve başarısız başkanlarından biri hiç kuşkusuz dursun aydın özbektir. bu şahıs, alatasaray'a avrupadan men aldırdı. futbolcu transferini verilen süre içerisinde yetiştiremeyerek rezil olmamızı sağladı. riva ve florya'yı yok pahasına sattı. otel yapacağım ayağına milyonları cukkaladı. gittiği her yerin faturasını galatasaray'a kesti. galatasaray'ı ekonomik olarak dibe batırdı. bunun yanında sportif başarısızlık da cabası.
peki galatasaray ne yaptı? bu şahsı ibra etti. bundan cesaret olan bu şahıs ise başkanlık seçimlerinde hiçbir şey olmamış gibi davranarak tekrar aday oldu. üstüne çok da büyük destek gördü...
bu şahıs büyük bir destek görmesine rağmen başkan olamadı ve koltuğunu mustafa cengiz'e kaptırdı. mustafa cengiz göreve geldikten sonra galatasaray sayısız kupa kaldırdı, yok pahasına elden çıkarılan riva ve florya geri alındı, ekonomik olarak kulüp rahat bir nefes aldı...
peki galatasaray ne yaptı? bu adamı ibra etmedi. ibra etmeyenler alkışlarla tempo tutup dursun aydın özbek lehine tezahürat yaptılar, fotoğraf çektiler ve kahkaka ata ata salondan ayrıldılar.
mustafa cengiz, mahkemede hakkını aramak için dava açtı ve kazandı. bunu hazmedemeyen galatasaray ise imza toplayarak yönetimi düşürmeye çalıştı.
imparator fatih terim'in bunca başarılarına rağmen, hala da gitmesini isteyen bir galatasaray var.
mikrofon gördüğü her yerde galatasaray'a sallayan ali koç'a ödül veren bir galatasaray var.
divan kurulu başkanı sıfatıyla kürsüde büyük bir yer kaplayan eşref hamamcıoğlu denen şahıs, iyi giden her şeyi bozmaya and içmiş gibi sağa sola saldırıyor. neden? çünkü galatasaray iyi gidiyor ve bundan galatasaray hiç hoşnut değil.
galatasaray başkanı mustafa cengiz, büyük bir ameliyata girip ölüm-kalım savaşı verirken; haddi olmayan galatasaraylı adamlar meydana çıkıp galatasaray'ın tüm motivasyonunu yerle bir ediyor.
galatasaray'ı galatasaray medya önüne atıyor.
galatasaray'ı, kendi ceplerini doldurmak isteyen galatasaray dibe çekmeye çalışıyor.
galatasaray'dan, galatasaray nefret ediyor...
fenerbahçe ve beşiktaş yıllardır kupa kaldırmamızı izliyor. her türlü oyunu, her türlü düzenbazlığı yapmalarına rağmen kaderlerine yenik düşüyorlar. çünkü bu takımlar hep kaybeden ve kaybetmeye mahkum takımlar. bizim gibi kazanan, diğer bir deyişle winner kulübü asla dibe çekemezler. işte bunu maalesef ki biz kendi kendimize yapmaya çalışıyoruz. fenerbahçe ve beşiktaş ile savaşırken loser- winner maçları olurdu ve bu maçlarda kazanan ise hep winner, yani biz olurduk. şimdi galatasaray-galatasaray maçları olacak ve iki winner takım savaşacak, biri kaybedecek. bu derbi oynanmaya devam ettiği takdirde her halükarda biz kaybedeceğiz...
