22829
hakan şükür‘ün bir videosunda (https://youtu.be/c9KYjS7x9A0 ) kendisini
türkiye’nin şu anki politik sorunlarına benzer sorunlardan muzdarip olmakla itham ettiği teknik direktör. bu sorunlardan bir bölümü, şükür’e bakılırsa, borç batağına saplanmaya neden olan yönetimsel sorunlar, transfer planlamasındaki sorunlar ve, benim en çok yadırgadığım bölüm olarak, tekadamcılık benzeri bir lider kültü sorunu imiş.
başta transfer politikası olmak üzere, eleştirilerinin belki çoğunda, özellikle de saha içiyle ilgili olanlarında haklıdır şükür. ancak, fatih terim’i yeni türkiye diye adlandırılan politik olguya benzetmekle hata ediyor. terim’i ilişkileri, yönetim biçimi, basın açıklamalarındaki üslubu gibi pek çok açıdan tam olarak eski türkiye’nin bir ürünü olarak görüyorum. kusurları ve artılarıyla birlikte...
dahası, hakan şükür’ün bir dönem bendesi olduğu yeni düzene terim’in başta sempatiyle yaklaşmış olmasına karşın bu gidişata bir süredir mesafeyle yaklaşmakta olduğu anlaşılmakta. referandumda, örneğin, kendisinden beklenen tutumu sergilememiş, evet oyu lehine açıklama yapması davetini yanıtsız bırakmıştı.
terim’in yaptığı işte başarılı olmasının, bir süredir futbol camiasını federasyon yönetiminden basına kadar çeşitli düzeylerde esir alan politik çevrenin çıkarına olduğunu da sanmıyorum. aksine, başakşehir‘in ya da yönetimlerinin hükümetle arası bizimkininkine göre daha iyi olan ezeli rakiplerimizin başarılı olmasını yeğlerler sanıyorum.
bunlar göz önüne alındığında, tarzı bir nebze andırıyor olsa da terim’i bir politik lidere benzeterek bu benzetmeden şu anki durumla ilgili çıkarımlar yapmak önemli bir hata.
buna ek olarak, fatih terim’in transfer planlaması, takım yönetimi, taktikler vs gibi pek çok konuda şu sıra başarısız olduğu ortada. ancak, tam bu anda şu önemli noktayı anımsamamız gerektiği kanısındayım: şu anki durumu çözülmeden, bir krize batmadan kaldırabilecek az sayıdaki insanlardan biri terim. iletişim tarzıyla, güçlü istenciyle, çoğu kez ölçüsüzleşen bencilliğiyle yapıyor bunu.
daha sezon ortasında kendisinin yerine gelebilecek teknik direktörler üzerine konuşup değerlendirmeler yapmanın kendisine haksızlık olduğunu, tezcanlı bir taraftar tepkisi olduğunu düşünüyorum.
türkiye’nin şu anki politik sorunlarına benzer sorunlardan muzdarip olmakla itham ettiği teknik direktör. bu sorunlardan bir bölümü, şükür’e bakılırsa, borç batağına saplanmaya neden olan yönetimsel sorunlar, transfer planlamasındaki sorunlar ve, benim en çok yadırgadığım bölüm olarak, tekadamcılık benzeri bir lider kültü sorunu imiş.
başta transfer politikası olmak üzere, eleştirilerinin belki çoğunda, özellikle de saha içiyle ilgili olanlarında haklıdır şükür. ancak, fatih terim’i yeni türkiye diye adlandırılan politik olguya benzetmekle hata ediyor. terim’i ilişkileri, yönetim biçimi, basın açıklamalarındaki üslubu gibi pek çok açıdan tam olarak eski türkiye’nin bir ürünü olarak görüyorum. kusurları ve artılarıyla birlikte...
dahası, hakan şükür’ün bir dönem bendesi olduğu yeni düzene terim’in başta sempatiyle yaklaşmış olmasına karşın bu gidişata bir süredir mesafeyle yaklaşmakta olduğu anlaşılmakta. referandumda, örneğin, kendisinden beklenen tutumu sergilememiş, evet oyu lehine açıklama yapması davetini yanıtsız bırakmıştı.
terim’in yaptığı işte başarılı olmasının, bir süredir futbol camiasını federasyon yönetiminden basına kadar çeşitli düzeylerde esir alan politik çevrenin çıkarına olduğunu da sanmıyorum. aksine, başakşehir‘in ya da yönetimlerinin hükümetle arası bizimkininkine göre daha iyi olan ezeli rakiplerimizin başarılı olmasını yeğlerler sanıyorum.
bunlar göz önüne alındığında, tarzı bir nebze andırıyor olsa da terim’i bir politik lidere benzeterek bu benzetmeden şu anki durumla ilgili çıkarımlar yapmak önemli bir hata.
buna ek olarak, fatih terim’in transfer planlaması, takım yönetimi, taktikler vs gibi pek çok konuda şu sıra başarısız olduğu ortada. ancak, tam bu anda şu önemli noktayı anımsamamız gerektiği kanısındayım: şu anki durumu çözülmeden, bir krize batmadan kaldırabilecek az sayıdaki insanlardan biri terim. iletişim tarzıyla, güçlü istenciyle, çoğu kez ölçüsüzleşen bencilliğiyle yapıyor bunu.
daha sezon ortasında kendisinin yerine gelebilecek teknik direktörler üzerine konuşup değerlendirmeler yapmanın kendisine haksızlık olduğunu, tezcanlı bir taraftar tepkisi olduğunu düşünüyorum.