resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Al-Shabab
Yaş:71
Uyruk:Türkiye
  • 22826
    kendisiyle alakali asil soru ne yazikki şu :
    "kurt , kocadı mı?"

    herkesin konuştugu bu basiretsiz futbola dilinin lâl olmasinin nedeni ne ?

    neden cesaretini yitirdi ?
    yoksa son gelisindeki "birdaha benden kaynakli ayrilik olmayacak" sozunun mu altinda kaliyor ?

    her devam filmi bir oncekinden kotu olur derler ama the godfather ll ve lord of the rings serinin 2. filmi gayet iyiydi ama devamlarinda gelen filmler hep bir oncekinin hatrina izlenmis gibi bir bilincalti yaratti.
    bu hocanin 4. donemi , bir mucize olup bunca olumsuzluga ragmen kaptan gemisini limana getirebilecek mi ?

    sahsi kanaatim işin adabini ogretebilecegi ve en az kendi kadar ters aksi inatci basariya ac birini yanina alip daha geri plana cekilmesi. insan 25 yasinda da galatasaray'li 70 yasinda da.
    aradaki fark tecrube ve bu yasayan galatasaray'lilar arasinda en cok kendisinde mevcut.

    unutmadan ortada bir suc yok ama eger olsaydi bu onun degil ona rakip cikaramamis koskoca galatasaray camiasinindir.
  • 22827
    kendisi çalışkan bir teknik direktördür. bilime inanır. oyuncularından maksimum verim alabilmekte ustadır. karşılacağı rakibini çok çok iyi analiz eder. ayağı kötü oyuncuyu pozisyon bilgisi üst düzey, mücadele gücü çok yüksek olsa da sevmez. futbolla ilgili bütün yenilikçi trendleri takip eder.

    gerçi bu son söylediğimden son zamanlarda şüphelenmeye başladım. acaba koptu mu artık? türkiye ligi'nden sıkılıyor mu? şampiyonlar ligi'nde zaten yukarıya oynayabilecek oyuncuları alamayız dolayısıyla sadece lokal başarılar acaba kendisini kesmiyor da torunlarıyla mı vakit geçirmek istiyor? çünkü bizim antrenman yapmadığımız çok ortada. zira antrenman yapsak ve hoca birkaç hücum seti çizse, mutlaka bunlardan 1-2 tanesini görürdük ama yok göremiyorum. genç arkadaşlar bilmez, uefa'yı aldığımız 4 yıllık dönemde mesela bir korner taktiğimiz vardı. gheorghe hagi korneri atmadan evvel herkese eliyle içeri geçin işareti yapardı. halbuki bu işaret aslında ergün penbe ya da tugay kerimoğlu'na 18'e gidin işaretiydi. hagi'nin hareketini gören rakipler iyice içeriye gömülür, hagi de topu 18'de boşa çıkmış ergün ya da tugay'a keser, onlar da gelişine yapıştırırdı. he gol olurdu veya olmazdı ama en azından bir şey görürdük. bu sadece bir örnek. ama şimdilerde hiç yok. hatta 4'ncü döneminde geldiğinden beri hiç yok. geçiş hücumu yapmaya çalışıyoruz ve ileride oynayan oyuncularımızın doğaçlamasına muhtacız. bu anlayış belki türkiye'de ismimizden korkan rakiplere söküyor ama avrupa'da sökmüyor artık. o işler bitti geçti artık.

    işte tüm bunları topladığımda, galatasaray futbol takımı'nın içinde bulunduğu durum fatih terim'in geçmişiyle tam bir tezat oluşturuyor. ne yapar ne eder bilmiyorum ama ben bunu kendisine hiç yakıştıramıyorum. tez zamanda toparlanması dileğiyle.
  • 22828
    bu sezon kötü geçecekse de ki öyle görünüyor kendisinin arkasındayım önce onu söyleyelim. 40 yıllık fatih hocanın bu sene başarısızlıkla beraber ilk defa bahane arkasına sığındığını görüyorum bunun da şaşkınlığı içerisindeyim.

    1. makas açıldı lafı. avrupa kulupleri ile aramızda özellikle ekonomik ve finansal anlamda makasın açıldığı doğru bir söylem. bu adamlar 220 milyon euro'ya mbappe 180 milyon euro'ya neymar 80 milyon euro'ya maguire alabilirken senin uefa'dan gelen sattığın kadar al zorunluluğun var ve satmaya çalışsan ne çok satılacak adam var ne de 8-9 milyon euro üzerinde satabilecegin adam var (muslera hariç de lan). bu anlamda makasın açıldığı ne kadar doğru görünse de bu makas zaten uzun süredir vardı. 90'ların sonunda 2000'lerin başında real madrid yine uçuk rakamlara figo'yu zidane'ı, inter vieri'yi alabiliyordu mesela fakat bir arkadasın makasın açılması başlığında dediği gibi bu makası alıp kıran adam kurduğu kadro oynattığı oyunla fatih terim'di. yıllar önce kırdığı bir makastan günümüzde açıldı diye söz etmesi hoca ile ilgili en üzüldüğüm değişimlerin başında geliyor açıkcası fakat bunu hocayı itin bir tarafına sokmak için espri malzemesi yapıp ellerini ovuştura ovuştura sacma sapan şeyler yazanları ve ergen şakaları yapanları da seri offluyorum. he bunu güzel bir dille hocanın zamanın gerisinde kaldığı şeklinde, günümüz futbolunun değişimine ayak uyduramadığını düşünerek gerçekten eleştiri çerçevesinde yazanlara da saygı duyuyorum.

    2. konu ise ki benim makas açıldı olayından daha çok dikkatimi çekmişti bu ; çarşamba - cumartesi oynuyoruz muhabbeti. hoca bunu öyle bir söylüyor ki sanırsın dünyada haftada 2 maç yapan takım tek biziz. aynı adam 96-2000 yılları arası ''çarş-cmt oynuyolarmış yoruluyorlarmış, öyle bir şey yok, tüm dünya oynuyor'' diyordu. yani 20 sene önce ortaya koyduğu vizyon bugun koyduğundan çok öteydi. he tabii ki çarşamba avrupa'ya gidip perşembe gelip cmt erzurum deplasmanına gidersen yorulursun ona lafım yok ama bunun genellemesi olmamalı. milyon eurolar kazanan adamlar haftada 2 kez 180 dakika koşabilsinler bi zahmet işleri bu amk. hocanın bu söylemlerinin futbolcuyu da etkilediğini düşünüyorum açıkcası olumsuz motive olma anlamında. ya da hoca cıkıp ''bunlar g.t oğlanı oynamıyor amklarım'' diyemeyeceği için böyle bir bahane tercih ediyor onu bilemeyeceğim.

    yine söylüyorum hocanın yanında olan biri olarak hocanın eleştirilmesine asla karşı değilim. belirli saygı çerçevesinde isteyen istediği gibi eleştirir hocayı hele burda ama kurt kocayınca köpeğin maskarası olurmus misali hocaya sürekli ''makas açıldı heheheheh'' gibi laf sokanlara da darlanıyorum açıkcası. ya geçen bu sözlükte ''bu adamı savunan varsa paralı askerdir'' yazıldı ötesini de görmedim.
  • 22829
    hakan şükür‘ün bir videosunda (https://youtu.be/c9KYjS7x9A0 ) kendisini
    türkiye’nin şu anki politik sorunlarına benzer sorunlardan muzdarip olmakla itham ettiği teknik direktör. bu sorunlardan bir bölümü, şükür’e bakılırsa, borç batağına saplanmaya neden olan yönetimsel sorunlar, transfer planlamasındaki sorunlar ve, benim en çok yadırgadığım bölüm olarak, tekadamcılık benzeri bir lider kültü sorunu imiş.

    başta transfer politikası olmak üzere, eleştirilerinin belki çoğunda, özellikle de saha içiyle ilgili olanlarında haklıdır şükür. ancak, fatih terim’i yeni türkiye diye adlandırılan politik olguya benzetmekle hata ediyor. terim’i ilişkileri, yönetim biçimi, basın açıklamalarındaki üslubu gibi pek çok açıdan tam olarak eski türkiye’nin bir ürünü olarak görüyorum. kusurları ve artılarıyla birlikte...

    dahası, hakan şükür’ün bir dönem bendesi olduğu yeni düzene terim’in başta sempatiyle yaklaşmış olmasına karşın bu gidişata bir süredir mesafeyle yaklaşmakta olduğu anlaşılmakta. referandumda, örneğin, kendisinden beklenen tutumu sergilememiş, evet oyu lehine açıklama yapması davetini yanıtsız bırakmıştı.

    terim’in yaptığı işte başarılı olmasının, bir süredir futbol camiasını federasyon yönetiminden basına kadar çeşitli düzeylerde esir alan politik çevrenin çıkarına olduğunu da sanmıyorum. aksine, başakşehir‘in ya da yönetimlerinin hükümetle arası bizimkininkine göre daha iyi olan ezeli rakiplerimizin başarılı olmasını yeğlerler sanıyorum.

    bunlar göz önüne alındığında, tarzı bir nebze andırıyor olsa da terim’i bir politik lidere benzeterek bu benzetmeden şu anki durumla ilgili çıkarımlar yapmak önemli bir hata.

    buna ek olarak, fatih terim’in transfer planlaması, takım yönetimi, taktikler vs gibi pek çok konuda şu sıra başarısız olduğu ortada. ancak, tam bu anda şu önemli noktayı anımsamamız gerektiği kanısındayım: şu anki durumu çözülmeden, bir krize batmadan kaldırabilecek az sayıdaki insanlardan biri terim. iletişim tarzıyla, güçlü istenciyle, çoğu kez ölçüsüzleşen bencilliğiyle yapıyor bunu.

    daha sezon ortasında kendisinin yerine gelebilecek teknik direktörler üzerine konuşup değerlendirmeler yapmanın kendisine haksızlık olduğunu, tezcanlı bir taraftar tepkisi olduğunu düşünüyorum.
  • 22830
    taraftarı ikiye bölen tartışmalara sebep teknik direktörümüz.

    bir tarafta istifa sesleri bir hayli yükselmişken, diğer tarafta kredisinin sonsuz olduğu savunuluyor.
    ben daha çok takımın artık kabuk değiştirmesi gerektiğini ve kimsenin kredisinin sonsuz olmadığını düşünüyorum. fatih terim' in galatasaray sevgisi bu takıma bizlere yaşattıkları inkar edilemez. ancak, gerek basın toplantılarıyla, gerek ümit vaadetmeyen futbolla, gerekse mantalitesiyle hoca bize tünelin sonunda ışık olduğunu gösteremiyor.

    kalemizde 20 şut gördüğümüz maçtan sonra 2-3 pozsiyon verdik demek, her maç oyun kuramayıp muslera' ya atılan 100lerce geri pası, bazen mecbur kaldıkça bunlar olabilir diye yorumlamak hiç de iyiye işaret değil. üstüne üstlük artık iyice aklımızla dalga geçer bir hal almaya başladı bu basın toplantıları. hoca en başta sorunu kabul etmeyerek, sorunun çözümünü imkansız kılıyor. bu noktada egosu, kendini beğenmişliği yenilikçi fikirlere ne kadar direndiğinin de bir ayrı göstergesi. (en güzel kanıtı yanına ses çıkarmamak üzere yerleştirilmiş hasan şaş ve ümit davala)

    sabaha kadar sözlükte seri' den nzonzi' ye atıp tutabilirsiniz. sorulması gereken soru şu: sistem ne? bu oyunculardan beklentimiz ne? futbolcular bu beklentiler ışığında neyi yapamıyor? ben size cevap vereyim. sistem yok. oyuncular ne yapacağını bilmiyor. dolayısıyla da ortada oyuncu bazında bir performans göremiyoruz. yarın neymar giyse bu formayı, sistemsizlikten 2 hafta sonra ona bile sövmeye başlarız.

    fatih terim, olayın ciddiyetini anlayıp, köklü çözümler sunacaksa artık sunmalı. ocak ayını beklemek için hiç bir bahane yok. lig devam ediyor. al marjinal kararlarını, tutmadığın sözlerini (takımda değişiklik, 16-17 yaşındaki gençlere şans tanıma) yerine getir. inanalım destek verelim. yapmayacaksan başka pozisyonlarda galatasaray' ı desteklemeye devam et ama o koltuğa başkası geçsin.
  • 22832
    fatih terim nefreti kusan kişilere yalnızca bir soru sormak lazım;

    hoca bugün bırakıp gitse, onun yerine geçip her şeyi düzeltebilecek biri var mı? gerek kısa vadede, gerekse uzun vadede?
    elin yabancısı bu tabloya gelir mi?
    elde doğru dürüst bir kadro yok, satıp para sağlayabilecek oyuncu yok, alt yapı mechul...uefa cezası var transfer yapman imkansız
    yönetimin ayağı çukurda, birileri koltuğu kapmak için ellerinden geleni yapıyor.

    düşünün lütfen kim elini taşın altına koyar bu dönemde?
    ben söyleyim fatih hoca dışında yalnızca 2 kişi;

    bülent korkmaz
    hamza hamzaoğlu

    bırakın allah aşkına şu işleri destek olun, iyi günde kötü günde size sayısız başarılar yaşatan adamın yanında olun.
  • 22833
    hocam saha içindeki ele başı adamları bir bir takımdan uzaklaştırıyor: (bkz: steven nzonzi).
    en büyük ele başı linnes'i de sezon başı uzaklaştırmıştı takımdan. hepsini tek tek gönderecek hocam, tüm oyuncuları. yeniden hocama göre kadro kurulacak ocak'ta olmazsa temmuz'da. sonuçta galatasaray'ın parası gitsin önemli değil. hocam tamam diyene kadar 10 kişi gitsin yeni 10 tane gelsin. teknik-taktik önemli şeyler değil. önemli olan doğru 11 oyuncuyu bulmak.
  • 22834
    19/20 sezonunda şu ana kadar bence en rahatsız edici şey hocanın reaksiyonsuz kalmasıydı. her hafta aynı şeyleri deneyip aynı şeyleri izletmesiydi. nzonzi kararıyla en azından hocanın artık florya'ya indiğine inanmak istiyorum. tabii burada mesele nzonzi özelinde değil, mesele radikal bir karar alınması. bugün nzonzi, yarın başkası. bu da diğer futbolculara bir mesajdır en nihayetinde.
  • 22837
    2019-2020 sezonun tamamından yalnızca fatih terim sorumludur. başka bir teknik direktör için bunu söyleyemem. çünkü yönetimle arası iyi değildir, kulüp bazımda kredisi yoktur, taraftar kendisine çok güvenmiyordur, kulüp transfer politikalarında fikri alınmıyordur, antrenör ekibini istediği gibi kurmasına müsade edilmiyordur vs. ama bunlarin hiçbiri fatih terim icin söz konusu degil. aksine diğer tüm teknik direktörlerden daha fazla güç,kredi ve insiyatife sahiptir. tüm bunlara rağmen faydasız bir yaz kampı ve transfer dönemi,başarısız bir kadro planlaması, başarısız mac kadroları ve oyun taktikleri. ve tabi bunlarin hepsini çözecek tek isim de fatih terim’dir. gün ayrılma günü degil bir olup yanlıştan,yanlışlardan kurtulma günüdür. umarım 2019-2020 sezonunu ilk devresi galatasaray futbol takımımızın gelecek planlaması için güzel dersler vermiştir ve bizde almışızdır.
  • 22838
    19/20 sezonunda galatasaray futbol takımı kadrosunda kendisi döneminde alınmayan hatırlayabildiğim 4 oyuncu var. soso, belhanda, mariano, ahmet.

    soso, belhanda ve mariano’dan kendisi de vazgeçmedi zaten. geri kalan oyuncular kendisinin isteği ve onayıyla takıma katıldı. ortada şikayet edebileceği hiçbir şey yok. ffp, makas falan masal anlamasın kimseye. senin bütçenin yarısına sahip olmayan takım barça deplasmanından inter deplasmanından çıkıyorsa sen kameranın karşısına geçip bahane üretemezsin. bahane üretme makamında değil çözüm üretme makamındasın.

    sistemimiz yok, taktiğimiz yok, savunma yok, duran top yok vs vs. yok oğlu yok ama sen her fırsatta suçu oyuncularına atıyorsun. başta bu davranış yakışmıyor sana. sonrasında çözüm için elinde bir şey olmadığını gösteriyor ki bu daha acı.

    neyse bekleyelim ocak ayını. 2-3 giden gelene uçarız zaten.
  • 22839
    toplam: 9,10 mil. € maliyetle 14 adet oyuncu alınmış. bunun sadece 5.10 mil. €'su luyindama'ya gitmiş. kalan 4 milyon € ile 13 adet oyuncu satın alınmış. türk oyuncular ve andone hariç kalan her oyuncu klüplerinde tutunamamış istenmeyen, geçen senelerde oldukça kötü performans göstermiş veya yaşı dolayısıyla artık ıskartaya çıkarılmış ahı gitmiş adı kalmış futbolcular. bunlar yerine 4 milyon € kullanılarak 13 adet genç oyuncu alıp şampiyonlar liginde oynamaya çalışmak, aynı zamanda tekrar şampiyon olmak arzusunda olsaydık keşke(romantiklere göre böyle birşey mümkün çünkü).

    çok kötü kadro mühendisliği,hoca süreci yönetemedi dedikleri sanırım 4 milyon € ile 13 oyuncu alıp(hepsi potansiyelli ama o potansiyeli göstermeye aşırı uzak olsalar bile) bunlardan bir takım oluşturup verim almaya çalışmak. bence de keşke hoca bu 13 oyuncu yerine gençleri alsaydı kadroya gençlerle çıksaydık. 3 yenilgide altyapıyı kapatın lan bu ne böyle diyip floryaya dayansaydı genç fetişistleri. hocanın yanlışları var. bende bazı yanlışlarını görüyorum, ama romanın "bedelsiz" 2 yıl kiraya verdiği süperstar'ı kadro dışı bıraktı diye hocaya sallamak biraz abesle iştigal. hocayı eleştirmeye varım ama lütfen doğru düzgün argümanlarla gelin.

    hocanın başlangıç mantığını anlayabiliyorum az parayla çok iş yapmak istedi. (transferi hocaya bırakmayalımcılar 4 mil € harcadık).
    hoca da sanırım şampiyonlar ligi için lig için oldukça iddaalı olacağını düşündüğü potansiyeli olan(ancak her biri verim vermekten uzak oyunculara) yönlendi. verim vermediği aşikar, takım olmaktan uzak, belkide taktiksel anlamda zayıf bir durumda takım. ama hocanın taktik bilgisinin çok yetersiz olduğunu düşünmüyorum. çağın gerisinde kaldığını da düşünmüyorum. sadece yapmak istedikleriyle yapabildikleri arasında şuan dağlar kadar fark var. 4 mil € ile iyi bir takım kurmaya her eksiği kapatmaya çalıştı ama beceremedi. bunun için hocayı suçlamam, hocayı suçlayabileceğim tek konu radikal kararlar almayışı olur. istediğin sonuç gelmiyorsa taktiğini, oyuncu kadronu niye köklü değişikliklere tabi tutmuyorsun hocam. şartlar lehineyken, bazı kelleleri niye almıyorsun.
  • 22840
    "allah kerim, fatih terim" diyerek başlayacağım diye söz vermiştim kendime. ilk entry'im vira bismillah.

    benim için dünyanın en iyi türk teknik direktörüdür. 1996 ile başlayan süreçten günümüze -2000 kupa seramonisi benim hatırladığım ilk sahnedir galatasaraylılığıma dair- yaşattığı başarıları düşündüğümde bir kez daha sevdiğim teknik direktördür. eski bir tv önünde star tv açık. elinde kumandayla tv'nin 1 metre önünde "bu anı kaçırmamalıyım" heyecanıyla bakmıştım. hagi'nin seramoniye çıktığı an, bugün şu paragrafı yazmamı sağlayan an'a kadar aklımdaydı. "gittikçe daha iyiye gideceğiz" der hep fatih hocam, bittiği yere kadar bende bu armayı sevmeye devam edeceğim.

    meğer o an hayatımdaki üzüncümede sevimcime de yansıyan ki renge malik olmuşum. aradan çeyrek asır geçti. herşeyi unutuyorum ama herşeyi... sadece tek bu görüntü: hagi sahaya çıkıyor ve başladığım yere dönüp bir daha geri dönüyorum. her düştüğümde bu gelir aklıma.

    genç aslanlara tavsiyem: galatasarayımıza bu adamdan daha iyi türk teknik direktör olmadığıdır. aklımızda sürekli rakibi boğan, koşan, coşkulu, hızlı oyunu getiren kişidir. bu adam kulubedeyse, ben tv karşısında acayip rahat olanlardan oldum hep. o sebeple bırakın sezonu 10+'da bitireceksek de fatih terim'le bitirelim. sonra bir daha başlayalım.

    edit: hagi uyardı, gizli bakınız için.
  • 22841
    değişikliklere başlamıştır, devamı gelecektir, mustafa denizli'nin lafta kalan neşteri gibi olmayacaktır. kendi hatalarından da arınarak yapacağı hamlelerle şampiyonluğu getireceğini düşünüyorum. artık elimiz kolumuz bağlı, aynı ruhsuzların sahaya çıkıp dolaşmasını izlemeyelim hocam.

    sene sonu bu entry'm üzerinden bir entry daha yazacağım.
  • 22842
    senelerdir yıldız oyuncularla ne kadar uyum içinde çalıştığı ortada olan efsanemiz. sözlükte hakkında yazılan futbolculara karşı egolu tarzı söylemleri gördükçe şaşırıyorum. bir kere hoca kendi bindiği dalı kesmeyecek kadar akıllı bir insan ki şu kadro kıtlığında kimseyi egosu yüzünden kadro dışı bırakacak hali yok. n’zonzi takımı alenen sabote etmesine rağmen sözlükte hocaya sallayanlar var arkadaşlar bir düşünün belhanda ve feghouli’nin oyundan çıktıkları zaman el kol yaparak göstere göstere tavır yaptıklarına hepimiz tanık olmadık mı? o zaman neden kadro dışı bırakmadı bu oyuncuları bizim dev egolu hocamız? melo zamanında rierayı dövdüğünde neden patronun kendisi olduğunu göstermek için kadro dışı bırakmadı ya da? hocayla görüşmeden takımdan ayrılmak istemiyorum diyen serdar aziz’e bir şans daha vermedi hoca. bu konuda egolu olan insan serdar azizi gayet de süründürürdü bence. hoca gerçekçidir arkadaşlar işini yapmaya çalışan, emek veren herkesi sonuna kadar kazanmaya çalışmıştır, hep böyle olmuştur. çalıştığı onca yıldız oyuncu tarafından baba denilen kendi değerimize bu konuda çok büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum.
    takımın performansından hiç kimse memnun değil zaten bu sezon fakat sapla samanı karıştırıp bu konuda hocanın hakkını yemek tamamen acımasızlık bence.
    ekleme: melo ve riera olay sonrası kadro dışı kalmıştı. kast etmek istediğim serdar aziz ve (çok yüksek ihtimalle) n’zonzi gibi takımdan bağlarının tamamen koparılmasıydı. düzeltme için azmimertcelik’e teşekkürler :)
  • 22843
    fatih terimi eleştirmek yasak değil , ancak eleştirilere cevap vermekte yasak değil öncelikle ülke genelinde oluşan ve sözlüğe de yayılan bu iki kutuplu düşünceden kurtulmamız gerek. yani ya fatih terim düşmanı yada fatih terim'in yılmaz destekçisi olma gibi bir durum var ve çok rahatsız edici.

    çaylak olmaya hak kazanana kadar son 6 aydır hepinizin yazdıklarını okudum, kimi zaman kahroldum ve isyan ettim hocamızı bu denli yerden yere vurulmasını yediremedim kendime. bazı zamanlar gs sözlükte mi yoksa antuda mı olduğumu anlayamadım. böyle durumlarda sadece okur olmaktan dolayı sözlüğü kapatarak uzaklaştım ama bilin ki herkesin her yazdığını okudum. transfer dönemini de sizinle geçirdim, lig maçlarında da . bu arada uzaktan izleyen biri olarak tespitlerimi iletmek isterim.

    yerli oyuncu fetişizmi

    hocamızı* bu sene taraftarın en çok eleştirdiği konuların başında geliyor. özellikle başlığı fetişizmi olarak açtım çünkü taraftarımızın aleni olarak yaptığı hocayı eleştireyim derken fetişizme gidiyor. sene başından başlayalım marcao, luyindama formsuzken 15-16 yaşındaki hazır olmayan çocukları bunlarla değiştirmek istedi taraftar, sonra nagatomo formsuzken ki en formsuz hali savunmada yine iyi sadece hücumda yok ama nagatomoyu aldığımızda da böyle bir oyuncuydu. bu sene kaybettiği bir özellik değil, yerine hemen genç takımın sol beki(bkz: süleyman luş) istendi ve oynatmadığı her maçta hoca yerden yere vuruldu , nagatomonun açamadığı her orta, veremediği her pas hocaya eleştiri olarak döndü. kaçımız gidip süleyman'ı alt yapıda izledik bilmiyorum, hazır değil diyenlere hemen dünya futbolundaki gençler örnek gösterilerek yine hocayı eleştirme ve hatta hakaretler etmeye gidiyordu konular.

    daha sonra alt yapısından çıktıları takım için yanlarına bir menajer alarak kontrat pazarlığına oturan (bkz: mustafa kapı) (bkz: atalay babacan) orta sahadan kesilen her oyuncu yerine oynatılması istendi. "sizi buraya getiren yeteneğiniz, burada tutacak olan ise karakterinizdir" mottomuza ne oldu mesela? hoca tamda bu şekilde hareket ederken yerden yere vuruldu. kaldı ki taraftarımız alt yapımızdan çıkan her oyuncuya ilk 11, olmadı yedek takım, olmadı rezerv takımda yer biçerken hoca muhtemelen 1-2 isim hariç 3 ve 2. ligde oynayacaklarını düşünüyor. bu seferde şöyle eleştiriler geliyordu "madem galatasaray seviyesinde değiller gönderelim" arkadaşlar altyapıları kapatalım demekle aynı şey bu. dünyanın en iyi akademilerine bakalım kaç tane süperstar kaç tane ilk 11 oyuncusu çıkarıyor?

    devam edelim ne kadar kötü oynarsa oynasın zaten hepi topu attığımız gol adetinin 3 de birinde katkısı olan babel'i kesip yerine yunus'u oynatmasını isteyen taraftar doldu buralar. neden babel topu saklıyormuş, alt yapı eğitimi alanlar yada amatörde olsa futbol oynayan arkadaşlar bilir; top tutmak, top saklamak önemli bir meziyettir. bir şeyleri iyi yapmıyor diye iyi yaptığı birşey üzerinden önce babel'i sonra fatih hocayı yerlere vurdular bu sözlükte hemde onu kesip yunus'u oynatmıyor diye. en son kupa maçında izledik yunus'u hep birlikte. ama herkes hocadan iyi biliyor burada. taraftar durur mu şampiyonlar ligi maçına erencan ile çıkmadı diye eleştirdi fatih hocayı . bakın bunun adı fetişizmdir. şöyle yorumlar gördüm burada da oynamayacaksa neden kadroda? arkadaşlar bizim ffp ile ciddi bir problemimiz var . zaten kafamıza göre oyuncu alamıyoruz, üstüne birde kadro kısıtımız var, alt yapıdan en azından fiziği ile profesyonel maçları kaldıracağını düşündüğü isimleri maç kadrosuna aldı diyede hoca eleştirilmez insaf.

    herkes yerli oyuncu konusunda yeni isimler çıksın, parlasın istiyor. haklısınız ama kupa maçında ki genç arkadaşımız (bkz: emin bayram) yediğimiz iki golüde önleyebilirdi, topa girerken çekingen davrandı. kötü oynamadı ama zamanla daha iyi olacak. gençler ile oynayalım ama şampiyon olmayalım gibi yorumlar gördüm. burası galatasaray arkadaşlar başarısızlıkta fatih terim bile olsanız sözlükteki gibi denmedik laf kalmaz siz birde gençlerle oynayıp felaket durumlarında, hezimetlerde neler olur düşünüyormusunuz?

    kadro planlaması

    fatih hocaya sezon başladığından beri bu sözlükteki renktaşlarımın %80 i bir şekilde bu eleştiriyi yöneltti. " kadro planlaması yanlış yapılmış, istediği oyuna bu kadro müsait değil, transferler hatalı" buradaki eleştirilere bende katılıyorum aslında ama şöyle bir durum var. evet fatih hocadan habersiz oyuncu alınmaz, yada biz böyle düşünüyoruz.

    gelen oyuncuların yüzde 80 i hocaya sadece haber verilerek alındı. nereden mi biliyorum ? ilk haftaları hatırlayalım gelen oyuncular ile ilgili fatih hocanın açıklamalarına bakalım. "ümit ederim isimleri olduğu kadar cisimleride aynı olur" diyordu. hoca kafasında istediği bir oyuncu için bu cümleyi kurmaz. dönelim transfer dönemine hasan şaş'ın falcao açıklaması akıllarımızda tazedir. ama biz aldık geldik. ayrıca hoca defalarca oyunculara gönderme yaptı ki bu hocanın tarzı değildir. işler kötü giderken yönetim bir kelime edemedi hocaya dikkat ederseniz, "yahu hocam bu oyuncuları sen istedin biz aldık geldik şimdi bu takım neden oynayamıyor de bize hele" diyebilir başkan. diyeceksiniz ki demediğini nereden biliyorsun? o zamanda yönetim kanadında söylenenlere bakalım, ortak bir ağız ile ocakta operasyon olacağını doğrular şekilde açıklama geliyor. hoca istedi oyuncuları diye tek bir açıklama yok benim gördüğüm. kaldı ki hemen burada fatih terimin basın toplantılarına geri dönelim. hoca hem içeride hem dışarıda konuşamayacağım çok şey var diyor. konuşsa istifa etmek zorunda kalacak biliyorsunuz. ama sözlükte bütün oyuncuları hoca istemiş, 25 küsür yıldır fatih hocanın tarzı olmayan bir oyunu oynatmayı denemesini eleştirmek bir kenara söylenmedik sözler bırakılmadı hocaya. bu durumda çıkıp herhangi bir toplantıda transferlerin hocaya danışılmadan yapıldığını ima dahi etse şu kaosta kulüp içindeki ortamı bir hayal edin. konuşamadı hoca eline gelen oyuncularla çözüm aradı ama toplama takım ile gemiyi ocak ayına yanaştırmaya çalışıyor. birde bu açıdan bakın isterim olaylara arkadaşlar.

    transferdeki bek sorununa gelince, transfer dönemini dikkatli takip eden arkadaşlar bilirler, bilmeyenlere de hatırlatmış olalım. arkadaşlar nagatomo için teklifler geldi kulübe adam masaya bile oturmadı. mariano içinde brezilya ekipleri geldi, mariano giderdi ama bu seferde maaşını karşılayamadılar. mecbur bunlar ile başladık sezona. ama biz bu konuda da sözlükte hocayı agır eleştiri yağmuruna tutmadan duramadık. mariano ve nagatomo ile bu işin gitmeyeceğini biz gördük ama hoca göremedi sandık. buradaki en net hatası mariano lines arasındaki tercihiydi ki orada da biz dile getirmeden dahi bu hatasını anladığına eminim.

    tanım:seversiniz sevmezsiniz ama bu kulübün bir efsanesidir, en az sizin benim kadar galatasaraylıdır. imparatordur.
  • 22844
    nzonzi'yi kadro dışı bırakmış olan teknik direktörümüz. nzonzi ve seri'nin hocadan memnun olmadıkları söylentileri çıkıyordu. ne derece doğrudur yanlıştır bilmiyorum ama takımın sezon başından beri futbol oynamadığını da düşünürsek sadece nzonzi ile bu neşter bitmemeli. en az 3-4 futbolcuyu daha kadro dışı bırakmalı. ironi yapmıyorum çok ciddiyim. bu takım tek nzonzi kadro dışısı ile düzelecek gibi değil çünkü.
  • 22846
    galatasaray futbol takımı'nda 3 yıldır fatih terim hocamızın oturtamadığı şey taktik disiplin, sistem, kurgu, oyun planı vs.

    kendisinin 2019 yılındaki ilk psg maçı öncesinde yaptığı açıklamaları manidar.

    "futbolda eskisi gibi modeller, sistemler veya adı konulmuş dizilişlerin olmadığını göreceksiniz. mesele başka boyutta. oyun içinde dizilişten tutun, oyuncu tercihlerinize kadar her şey anlık olarak değişiyor ve tek bir sistem veya oyun anlayışıyla maçı bitiremezsiniz. maçı tek bir sistemle izah edemiyorsunuz. futbolun terimleri de değişiyor. belki buna karma futbol veya birkaç şeyi deneyebildiğimiz bir ortam diyebilirsiniz. güçlü bir oyun planımız var. son iki sezonda şampiyonluğa ulaştığımız gibi, topa çok fazla sahip olan, rakibin ise topa daha az sahip olmasını isteyen bir takım."

    yahu güçlü oyun planımız var derken taraftarı, pardon seyirciyi aptal yerine koyuyor resmen hoca.

    tek bir kişi çıkıp diyebilir mi galatasaray'ın güçlü oyun planı ve taktiği şu diye?

    ver onyekuru'ya koşsun.
    ver feghouli'ye kenardan rastgele içeri orta atsın.
    ver gomis'e bir şekilde golü bulsun.
    vs vs

    benim takıma bakınca gördüğüm şeyler bunlar.
    galatasaray futbolu = içgüdüsel futbol

    yani o an ne yapılabilirse onu yapmaya çalışan oyuncular.
    herhangi bir hücum anlayışı, set planı, taktik disiplin falan yok.

    buna rağmen seyirci olarak biz eleştirip, ümitsizliğe kapılınca hoca şunları söylüyor.

    "galatasaray seyircisinin üzülmesini anlarım ama benim olduğum yerde karamsarlığı hiç kabul edemem. biz nerelerden şampiyonluk kazandık, avrupa şampiyonu olduk. biz kulübümüzle, takımımızla, hele hele taraftarlarımıza birleştiğimiz zaman ortaya çıkan, herkesin parmak ısırdığı tablodur."

    20 yıl önceki kupadan bahsediyor hâlâ.
    oldu olacak ali sami yen cehennemi falan da deseydin bari.

    sen orada mı kaldın hâlâ hocam!
    20 sene olmuş yahu, bununla övünülür mü!
    ne yazık ki geçmişle yaşanmıyor.

    açıkçası kimsenin bizim takımın oynadığı boktan futbola ve ultraslan'ın "başarılarığııın geliiip geçeeer, asaletiiiiiiğin bizeee yeteeer" gibi yaptığı saçma tezahüratlara bakıp iç geçirdiğini, hele hele parmak ısırdığını falan hiç sanmıyorum.

    kusura bakma hocam ama sen çağının bir hayli gerisinde kalmışsın.
    sen memnunsun bu plansızlıktan, sana göre tek sorun oyuncuların vurdumduymaz oluşu.
    sana göre transfer yapılsa düzelir bu durum.

    değil ocak ayı, sezon sonu falan tüm seneler senin olsun, yine de o beklediğimiz güzel futbolu oynatamazsın sen hocam.

    3-5 romantik kafa dışında ne medyada, ne de taraftar nezdinde inancın kalmadı artık.

    inşallah sene sonunda bırakırsın.
  • 22848
    sezon başında yapılan kiralık - sözde - yıldız transferlerinde sözleşmelere sakatlık ya da ceza yoksa şampiyonlar ligi maçlarında ilk 11 oynar gibi maddeler koyulduğunu düşünüyorum. bu durumun fatih hocanın forma adaletine balta vurduğunu, hocanın bu durumdan oldukça rahatsız olduğunu düşünüyorum. ömere ligte şans verirken babel sakatlanana kadar şampiyonlar liginde oynatamamasının nedenin de bu olduğunu düşünüyorum.
    buradan sakın şu çıkarılmasın hoca çok masum sezonun suçlusu yönetimdir. hoca 9 yıllık galatasaray kariyerinde verdiği tüm yanlış kararlardan fazlasını bu yıl verdi.
    linnes olayı, selçuk ısrarı, şampiyonlar ligi kadrosuna yazmadığı furbolcular, belhandanın satışına izin vermemesi vb.
    nzonzi olayı gerçek anlamda dönüm noktası olabileceğini düşünüyorum. geçen yıl serdar azizin gönderilmesine çok karşı çıkmıştım mesela ama hoca haklı çıktı. karaktersiz adamların takımda işi olmamalı. hocaya ve kararlarına saygısı olmayan insanla hocanın çalışmak istememesi kadar normal bi durum olamaz.
    umuyorum bu süreci sıfır kayıpla atlatıp devre arasına kendimizi atarız.
  • 22850
    geldiğinde sadece 12 futbolcu vardı. donk'u takıma geri kazandırdı, nagatomo'yu da kadroya kattı ve büyük maçlarda rencide edilmiş o takımı şampiyon yaptı. ancak 12 kişilik kadroyu geliştirerek genişletmesi gerekirken sattığın kadar al belası çıktı. kadron dar, defolu ve sattığın kadar al belası var başında. kadro mühendisliği yazan arkadaşlar oluyor. arkadaşlar kadro mühendisliğini 40 milyon euro harcayabiliyorsan yaparsın. dar olan kadrona 4 milyon euro gibi bir bedelle 13 tane futbolcu katıyorsan kadro mühendisliği yapamazsın. yaptım desen de kimseyi inandıramazsın. işin şansa kalmıştır çünkü.

    daha önce beşiktaş özelinde de değindim bu duruma. ffp kıskacındaki takımlar ''ya tutarsa'' transferi yaparlar, ya da bazen tutma ihtimalinin çok düşük olduğunu bildikleri halde karşılarına fırsat transferi çıktığı için tutma ihtimaline sığınarak transfer yaparlar. beşiktaş ne marcelo'yu ne de enzo roco'yu uzun uzun izleyip almadı. fırsat transfer olarak gördüler. tutarsa ne ala dediler. marcelo belki de beşiktaş'ta kariyerinin zirvesini gördü ve çok iyi kar ettirdi. ancak aynı mantıkla alınan enzo roco'yu oynatamıyorlar.

    yani sözün özü ffp kıskacındaysan ve dar olan kadronu hem güçlendirmek hem de genişletmek zorundaysan kadro mühendisliği yapamazsın. önüne düşük maliyetli fırsatlar çıkar. ya tutarsa diye onları kadrona katarsın. seri ve n'zonzi transferi bizim için fırsat transferleriydiler. ikisi de yüksel bedelle transfer olduktan 1 sene sonra gözden düşmüş. maliyetleri oldukça düşük. hoca bu adamlara hayır dese, benim oyun planıma yada bizim ligimize uymazlar dese bu sefer bu yoklukta bedavaya seri ve nzonzi fırsatı vardı elinin tersiyle itti diye linç edilecekti.

    geçen yazın fırsat transferi onyekuru'ydu. bu yaz kulübü bonservisle satmak istedi. bizde para yok. bu seneki fırsat transferimiz ryan babel oldu. yani gördüğünüz gibi seçilen şey oyuncunun oyun stili değil transfer ücreti. transfer ücreti bütçene uyuyorsa ya tutarsa deyip kadrona katıyorsun. yani ffp kıskacındaki bir takım 4 milyona 13 oyuncu getirmişse ortada bir kadro mühendisliği yoktur. olamaz da. bunun için de kimseyi suçlayamayız.

    benim burada en üzüldüğüm konu hocaya düşman bir tayfanın türemesi. sürekli aynı şeyleri istatistikleri yok sayarak yazmaları. ve ilgi çekmek için gece yarısını bekleyip yazmaları. yok neymiş steven nzonzi takımın en iyisiymiş. sebepsiz yere kesik yiyince küsmüş, oynamamış. ya arkadaşlar sizin takımın en iyisi dediğiniz adam ilk kesiğini yediğinde 180 dakikadan uzun süredir 0 top kapma ve 0 pas arası yapma istatistiği ile oynuyordu. bu adam ağır, hantal, çok kısa metrajda oynuyor. bu adam 180 dakikadır 0 top kapma ve 0 pas arası ile oynarken nasıl takımın en iyilerinden oluyor ya biri bana bunu açıklasın.

    ancak sakın, ama sakın bana tutup da hocanın sistemi vs gibi argümanlarla gelmeyin. mesela seri'nin isabetsiz pasları takımın statikliği ile seri'nin düşünme hızının uyuşmaması ile açıklanabilir. ancak stoperleri üçleyen bir ön libero oyuncusunun 180 dakikadan uzun süredir 0 top kapma ve 0 pas arası gibi istatistiklerle oynamasının izahı yok arkadaşlar. bunu sistemle falan açıklayana gülerim. bir ön libero oyuncusu hangi sistemde olursa olsun top kapma ve pas arası yapma istatistiğinde bu kadar silik olamaz. oluyorsa bir problem vardır. sistemde değil kendi isteğinde, arzusunda yada fiziğinde bir problem vardır. zaten problem olmasa 30 milyon saydıktan 1 sene sonra kim niye göndersin.

    ama görüyorum bazı arkadaşlar çıkıyorlar sırf hocayı gömecez diye umut bulut kadar bile top kapamamış adama takımın en iyisiydi diyorlar. 180 dakikadır 0 top kapma 0 pas arası ile oynadığı için kesik yiyen adama haksız yere kesik yedi diyorlar. ya bu istatistiği selçuk inan yapsa linç edilir. nzonzi olunca sırf hocayı gömmek için takımın en iyisi olduğu iddia ediliyor. komik olmayın arkadaşlar. bir de yok antremanda taktik çalışmayacaz mı demiş hasan şaş'la falan da tartışmış bunun üzerine de o yüzden kadro dışı kalmış. ya bu sallamasyonun kaynağı fenerbahçeli hesaplar. siz de çıkıp onlara çanak tutuyorsunuz. yok gaz çalışacaklar amk. bir de konuya daha çok dil bilen ümit davala değil de kariyeri boyunca türkiye'den hiç ayrılmayan hasan şaş dahil olmuş güya. çünkü fatih terim'den sonraki en nefret ettikleri isim de o. siz de düşüyorsunuz bu tuzaklara.

    evet kötü transfer yaptık. kadro mühendisliği de kötü oldu. ama bahsettim. 4 milyon euroya 12-13 tane oyuncu getirmek zorunda olduğun bir ortamda çok da fazla mühendislik yapma şansın yoktu zaten. önceki yönetim herkese kol gibi sözleşme vermiş. kimi göndermeye kalksan daha şu kadar yıllık sözleşmem var burada mutluyum diye konuşmaya başlıyor kulübü zor duruma sokmak, zor durumdaki ve kendisini göndermek zorundaki kulüpten 2 kuruş daha fazla kopartabilmek için. düşünün bağları kopartmış belhanda bile bunları söyledi. ortada bizim zannettiğimizden çok daha zor bir durum var. sandığınız kadar kolay olmuyor bu transfer işleri.
App Store'dan indirin Google Play'den alın