3762
oynanan kötü futbol ve alınan kötü sonuçlar ile belki de sezonun kırılma haftalarında eli boş döndüğümüz maçlarda "iyi ki oynamadı, yoksa ihale kendisine kalırdı" diye şükredenlerin olduğu son yılların en büyük yatırımı ile transfer ettiğimiz forvet oyuncusu . geçen yıl şampiyonlar liginde porto deplasmanında ve diğer çoğu maçta forvetsizlik yüzünden kaybedilen puanlara halen ah vah ederken içerideki real madrid maçında teknik direktörümüz halklı olarak "real madride karşı pozisyon buluyorsanız atacaksınız" diyorsa ve o maçta falcao oynamıyorsa o maçın ihalesi falcao'ya kalır. gelen tepkilerden sonradan yalanlansa da kulüp doktoru hatta fatih terim kendi isteği ile oynamadığını ima eden demeçler verdiği futbolcuyu savunmanın anlamı yok.
son yıllarda galatasaray'da hagi sonrası çıpak gözle izlediğim en yetenekli oyuncu olan ve çok defa taç kullanmaya geldiğinde taç çizgisinin gerisindeki taraftarların atkıları ile "lincoln, lincoln" diye değim yerinde ise tapındığı bir futbolcuyu bile deplasmana gitmiyordu, maç seçiyordu gerekçeleri ile güzel hatıralar ile anmıyor iken henüz takıma bir katkısını göremediğimiz ve oynaması için ikna etmeye uğraştığımız "falcao" ya yapılan güzellemeler haksızlık. kulüp tarafından sakatlığı konsunda " şu kadar süre takımdan ayrı kalması bekleniyor " tarzı net bir bilgi verilmemesi de işi iyice sevimsizleştiriyor.
transfer döneminde herkes gibi çok heyecanlandım ve kardeşime ve kendime 3'er adet farklı model t shirtlerinden aldım. beklentim o kadar yüksekti ki maç saatinde takımdan çok falcao heycanım vardı. belki de hayal kırıklığının nedeni "falcao"dan önceki benzer sansasyonel, süper star forvetimizin drogba oluşu. ilk maçı olan akhisara attığı kafa golü sonrası ligde direk baskınlığını göstermesi ve " we have drogba, they don't" mottosunu ilk haftalardan itibaren taşıması, şampiyonlar liginde sneijder ile beraber takımımızın reklam yüzü olması ve juventus deplasmanında sonrasında turu getirecek golü atması ile aynı misyonu falcao'ya da yüklememiz belki de hayal kırıklığını kat kat arttırıyor. umarım sakatlık sonrası takım ligden kopmadan döner ve muhtemel avrupa kupası maçlarında takımı taşıyan bayrak adamlardan biri olur ve bize drogba heycanını yaşatır ancak şu ana kadar yaşattığı tek duygu hayal kırıklığı...
son yıllarda galatasaray'da hagi sonrası çıpak gözle izlediğim en yetenekli oyuncu olan ve çok defa taç kullanmaya geldiğinde taç çizgisinin gerisindeki taraftarların atkıları ile "lincoln, lincoln" diye değim yerinde ise tapındığı bir futbolcuyu bile deplasmana gitmiyordu, maç seçiyordu gerekçeleri ile güzel hatıralar ile anmıyor iken henüz takıma bir katkısını göremediğimiz ve oynaması için ikna etmeye uğraştığımız "falcao" ya yapılan güzellemeler haksızlık. kulüp tarafından sakatlığı konsunda " şu kadar süre takımdan ayrı kalması bekleniyor " tarzı net bir bilgi verilmemesi de işi iyice sevimsizleştiriyor.
transfer döneminde herkes gibi çok heyecanlandım ve kardeşime ve kendime 3'er adet farklı model t shirtlerinden aldım. beklentim o kadar yüksekti ki maç saatinde takımdan çok falcao heycanım vardı. belki de hayal kırıklığının nedeni "falcao"dan önceki benzer sansasyonel, süper star forvetimizin drogba oluşu. ilk maçı olan akhisara attığı kafa golü sonrası ligde direk baskınlığını göstermesi ve " we have drogba, they don't" mottosunu ilk haftalardan itibaren taşıması, şampiyonlar liginde sneijder ile beraber takımımızın reklam yüzü olması ve juventus deplasmanında sonrasında turu getirecek golü atması ile aynı misyonu falcao'ya da yüklememiz belki de hayal kırıklığını kat kat arttırıyor. umarım sakatlık sonrası takım ligden kopmadan döner ve muhtemel avrupa kupası maçlarında takımı taşıyan bayrak adamlardan biri olur ve bize drogba heycanını yaşatır ancak şu ana kadar yaşattığı tek duygu hayal kırıklığı...
