998
iyiden iyiye ayrı bir kültürü olduğuna inanmaya başladığım en üst düzey lig.
19 eylül 2018 manchester city olimpik lyon maçı açıkçası bunun son işareti oldu. manchester city gibi uçanı kaçanı affetmeyen bir takımın, yıllarca kendi oyuncusu olup bir kere olsun sahasında oynatmadığı denayer'e kadrosunda yer veren, kendisine göre çok daha az bütçeye ve değere sahip lyon'a, kendi evinde yenilmesi tek bir sebeple açıklanabilir. bu da son dönemde yüksek bedellerle transferler yapılan, proje takımı olarak sunulan manchester city'nin, takım karakterine ve ruhuna bürünememesi ve belirli bir seviyeyi aşamamış olması şeklinde yorumluyorum. premier lig'de 5-0 yendiği rakibi liverpool'a karşı, şampiyonlar liginde içerde, dışarda kaybetmeyi de ancak bu şekilde açıklayabilirim.
başka bir örneğini de 18 eylül 2018 inter tottenham maçında gördük. son dönemlerin başarılı, kendi liginde şov yapan, senelerdir şampiyonluğu kovalayan tottenham, 2011 yılından beri şampiyonlar liginde ilk maçını oynayan, bu arenada uzun süredir yer alamayan, geçmiş günlerinin yerinde yeller esen inter'e son 5 dakikada yediği 2 golle mağlup olmuştur.
bir diğer örnek de buna rb leipzig. 316 milyon euro'luk değeri ile göz doldurup, almanya liginde çılgın atıp, flaş transferler yapsa da şampiyonlar liginde rezil olmaktan kurtulamamıştır.
karşı tarafın örneklerine de gelirsek açıkçası bu kültürle adeta yoğrulan takımlar olduğunu düşünüyorum. galatasarayımız, benfica, porto, ac milan, marsilya, inter ve ajax aklıma ilk gelenler. özellikle benfica bu sene elemelerde resmen yürüye yürüye, vitesi hiç ikiye atmadan turnuvaya katıldı. sırtında galatasaray forması olduğu sürece u19 takımımızla bile güzel işler, sürprizler yapabileceğimizi düşünüyorum.
velhasıl, imparator bizim için bu durumu yerime de özetlemiş.
--- alıntı ---
"biz şampiyonlar ligi müziğini kanunla, neyle çalan bir ülkeyiz."
--- alıntı ---
19 eylül 2018 manchester city olimpik lyon maçı açıkçası bunun son işareti oldu. manchester city gibi uçanı kaçanı affetmeyen bir takımın, yıllarca kendi oyuncusu olup bir kere olsun sahasında oynatmadığı denayer'e kadrosunda yer veren, kendisine göre çok daha az bütçeye ve değere sahip lyon'a, kendi evinde yenilmesi tek bir sebeple açıklanabilir. bu da son dönemde yüksek bedellerle transferler yapılan, proje takımı olarak sunulan manchester city'nin, takım karakterine ve ruhuna bürünememesi ve belirli bir seviyeyi aşamamış olması şeklinde yorumluyorum. premier lig'de 5-0 yendiği rakibi liverpool'a karşı, şampiyonlar liginde içerde, dışarda kaybetmeyi de ancak bu şekilde açıklayabilirim.
başka bir örneğini de 18 eylül 2018 inter tottenham maçında gördük. son dönemlerin başarılı, kendi liginde şov yapan, senelerdir şampiyonluğu kovalayan tottenham, 2011 yılından beri şampiyonlar liginde ilk maçını oynayan, bu arenada uzun süredir yer alamayan, geçmiş günlerinin yerinde yeller esen inter'e son 5 dakikada yediği 2 golle mağlup olmuştur.
bir diğer örnek de buna rb leipzig. 316 milyon euro'luk değeri ile göz doldurup, almanya liginde çılgın atıp, flaş transferler yapsa da şampiyonlar liginde rezil olmaktan kurtulamamıştır.
karşı tarafın örneklerine de gelirsek açıkçası bu kültürle adeta yoğrulan takımlar olduğunu düşünüyorum. galatasarayımız, benfica, porto, ac milan, marsilya, inter ve ajax aklıma ilk gelenler. özellikle benfica bu sene elemelerde resmen yürüye yürüye, vitesi hiç ikiye atmadan turnuvaya katıldı. sırtında galatasaray forması olduğu sürece u19 takımımızla bile güzel işler, sürprizler yapabileceğimizi düşünüyorum.
velhasıl, imparator bizim için bu durumu yerime de özetlemiş.
--- alıntı ---
"biz şampiyonlar ligi müziğini kanunla, neyle çalan bir ülkeyiz."
--- alıntı ---