287
9-10 yaşlarındayım. babam sayesinde küçüklükten galatasaray sevdasına tutulmuşum. maç günü ertesi gün okul olması nedeniyle kuralcı annem sadece ilk yarıyı seyretmeme izin vermiş, babamla maçtan önce evimizin yakınlarındaki kafede maçı arkadaşlarıyla beraber izlicez. maç başlar başlamaz golü yedik tabi suratlar asık. daha sonra baskılı oyun arda’nın golü, ve benim icin unutulmaz kewell’in müthiş füzesi. golden sonra babamın bana sarıldığı gibi 17 sene boyunca hiç öyle sarılmamıştı. devre arasında eve bıraktı babam. ama galatasaray aşkı üstün basıyor, annemden gizli terlik yeme pahasına odamdaki küçük televizyondan rastgele kanalın sağ üst köşesinden maçı takip ediyorum. 3-1 yazınca sessiz sessiz seviniyorum. sonra bir anda 3-2, 3-3 oluyor. dakikalar geçiyor, unutlarım tükeniyor. o an yukarıda hasta fenerbahçeli laz üst komşumuzdan “goolllll” sesi geliyor. tamam diyorum 3-4 oldu yenildik, kanalların sağ üst köşesine de biraz geç yazarlar 30 saniye gibi, en azından eskiden öyleydi. hüzünlü bir şekilde bakarken 4-3 yazısını görüyorum. hayatımdaki en mutlu anlardan biriydi.