218
beklediğim gibi bir maç oldu. bursaspor gibi tek planı olan, bunu da uygulayamadığında çaresizce sahada dakika tamamlayan bir takıma karşı yapılabilecek en iyi şeylerden birini yaptık ve erken gol bulduk. devamı geldi zaten.
maçtan sonra takım savunmasına fazlaca övgü yapıldı ancak bursaspor maçını çok fazla referans almamak lazım. bu maçta savunma övgüsü yapmak yanıltıcı olacaktır.
hızlı oynamayı becerdiğimizde neler yapabildiğimizi bir kez daha gördük. tempo, baskı ve hızlı oyun bizim olmazsa olmazımız. sanırım hoca, takımın kondisyonundan memnun olmadığından mütevellit bunu maçın geneline yayamıyoruz. skoru aldıktan sonra bir müddet aktif dinlenme, tempo düşürme yoluna gidiyoruz. bunu da ''top daha çok bizde kalsın'' ile yorumluyoruz.
bir şekilde çıkan ilk 11'lerden verim almayı beceriyoruz ancak oyunun gidişatında bize nefes aldıracak oyuncu veya oyuncuları hala gönül rahatlığıyla ''bulduk'' diyemiyoruz. bu bizim için en önemli problem. sinan kendisine verilen şansları ısrarla kötü değerlendiriyor. oysa skoru elimizde tuttuğumuz maçların ilerleyen dakikalarında tam onun istediği bir oyun sahada oynanıyor. genç ve yetenekli bir oyuncu, biraz daha kafasını kullansa mükemmel bir hamle oyuncusuna kavuşabiliriz.
mariano oyunu aklıyla oynayan bir oyuncu. kısa alanda da çabukluğu var. zannediyorum ki hoca, linnes'in tempolu oyundan çok etkileniyor. dolayısıyla bitiricilik konusunda eksiği olmasına, oyun aklı konusunda mariano çapına erişememesine rağmen tercih etmesinin sebebi bu.
fernando'nun yokluğunda işler olan selçuk-donk-belhanda üçgeni bu maçta da üç puanı gördü. insan bu üçlüyü bir de deplasmanda görebilsek keşke diye hayıflanıyor haliyle. belhanda'nın kırmızı kartı o anlamda bize geçen hafta çok büyük darbe vurdu. karabük maçı test olmayacaktır, sonraki ilk maç da kadıköy deplasmanı. en azından elimizde alternatif ve işe yaramış bir orta saha kurgusu olması sevindirici.
maçtan sonra takım savunmasına fazlaca övgü yapıldı ancak bursaspor maçını çok fazla referans almamak lazım. bu maçta savunma övgüsü yapmak yanıltıcı olacaktır.
hızlı oynamayı becerdiğimizde neler yapabildiğimizi bir kez daha gördük. tempo, baskı ve hızlı oyun bizim olmazsa olmazımız. sanırım hoca, takımın kondisyonundan memnun olmadığından mütevellit bunu maçın geneline yayamıyoruz. skoru aldıktan sonra bir müddet aktif dinlenme, tempo düşürme yoluna gidiyoruz. bunu da ''top daha çok bizde kalsın'' ile yorumluyoruz.
bir şekilde çıkan ilk 11'lerden verim almayı beceriyoruz ancak oyunun gidişatında bize nefes aldıracak oyuncu veya oyuncuları hala gönül rahatlığıyla ''bulduk'' diyemiyoruz. bu bizim için en önemli problem. sinan kendisine verilen şansları ısrarla kötü değerlendiriyor. oysa skoru elimizde tuttuğumuz maçların ilerleyen dakikalarında tam onun istediği bir oyun sahada oynanıyor. genç ve yetenekli bir oyuncu, biraz daha kafasını kullansa mükemmel bir hamle oyuncusuna kavuşabiliriz.
mariano oyunu aklıyla oynayan bir oyuncu. kısa alanda da çabukluğu var. zannediyorum ki hoca, linnes'in tempolu oyundan çok etkileniyor. dolayısıyla bitiricilik konusunda eksiği olmasına, oyun aklı konusunda mariano çapına erişememesine rağmen tercih etmesinin sebebi bu.
fernando'nun yokluğunda işler olan selçuk-donk-belhanda üçgeni bu maçta da üç puanı gördü. insan bu üçlüyü bir de deplasmanda görebilsek keşke diye hayıflanıyor haliyle. belhanda'nın kırmızı kartı o anlamda bize geçen hafta çok büyük darbe vurdu. karabük maçı test olmayacaktır, sonraki ilk maç da kadıköy deplasmanı. en azından elimizde alternatif ve işe yaramış bir orta saha kurgusu olması sevindirici.