• 18214
    2017/18 sezonunun en büyük şampiyonluk adayı, türkiye'nin dünya markası futbol takımı.

    tanım kısmını yaptığıma göre kendimce şöyle sezonun açılışından beri ne varsa ortaya karışık değerlendirmek istiyorum.

    -- transferler ve kadro yapısı --

    galatasaray, galatasaray olalı böylesi planlı, böylesi nokta atışlarının yapıldığı bir transfer sezonu görmemiştir. alınıp da faydalı olmayan, kalitesini ve farkını ortaya koyamayan (sofiane feghouli sakatlık ve cezasından dolayı muaf) bir tane transfer yok. sağ bek, stoper, orta sahanın göbeği, ofansif orta saha, sağ açık ve santrfor bölgelerinde; gelenin gidenden birkaç kat üstün olduğu bir değişimi başarıyla gerçekleştirdik.

    bu transfer döneminin tek keşkesi ise kwadwo asamoah oldu. devre arasında gelir mi gelmez mi bilinmez ama bugün takımımızda bulunması ligdeki makasın inanılmaz boyutlara gelmesi demek olurdu.

    kadro derinliğimizin olmaması ise bizim için belki de tek handikap. ilk 11'imizden yokluğu hissedilmeyecek, kulübede yerini rahatlıkla dolduracak yedeği olan kimse yok. ne kadar güçlü bir 11'e sahipsek o kadar zayıf bir kulübeye sahibiz. avrupa'dan elenmiş olmamızın iyi yönü, şampiyonluk için yolumuzun açılmış olmasıdır. eğer ki gruplara kalmış olsaydık bugün yarışa güç bela tutunan bir galatasaray izlerdik.

    -- teknik ekip ve taktiksel tercihler --

    taktiksel olarak ilk 8 haftada 4-1-4-1 dizilişiyle rakiplerini ezen, nefes bile almasına izin vermeyen bir takım izletti bizlere tudor ve ekibi. ardından biraz mecburiyetten biraz da macera arayışından olsa gerek, üçlü savunma ve çift forvetli sistem denedik. olmadı, bu oyuncu yapısıyla bu taktikler olmayacak.

    üçlü savunmayı düzenli olarak oynamamız hiç mümkün değil. ne serdar-maicon ikilisini tamamlayacak kalitede üçüncü bir stopere sahibiz, ne de bir kanadı tek başına idare edebilecek yapıda kenar oyuncularına.

    çift forvetli sistem için ise bafetimbi gomis'in yanında oynaması gereken tipteki santrfor eren derdiyok değil. fırsatçılığını konuşturacak, savunma arkasına koşularla hem pozisyona girip hem alan açacak, savunmadaki son adamı takip edecek bir santforumuz olsaydı çift forvet bize çok yakışırdı. ama gomis-eren'li forvet hattıyla bu sistem oynanmaz. eren ne bahsettiklerimi yapabiliyor, ne de kendisini bu seviyeye getirmiş eski yeteneklerine artık sahip. ufak takımları presle boğmak için kullanılırsa bu sezon verim alınabilir bu sistemden, onun dışında sonuç başakşehir deplasmanındakinden pek de farklı olmayacaktır.

    teknik ekibe gelince, tecrübesizlikten dolayı kendilerini yakmalarından korktuğum bir ekip var. tudor çok genç bir hoca. genç ve başarıya aç hocayı hepimiz ister, arkasında dururuz tabii. kim istemez kendi alex ferguson'umuzu çıkartmayalım, senelerce bir hocayla başarıdan başarıya koşalım? ama bunun gerçekleşmesi için hocanın ilk sezonu çok önemli. ülkemizde üç büyükleri çalıştırıyorsan ikincilik kovulma sebebidir. tudor bu sene ikinci olursa ligin bittiği gün yollar ayrılır.

    igor tudor'a ne gerek? tecrübeyi havadan kazanamayacağına göre ekibinde bulunacak, fikir danışacağı tecrübeli antrenörler gerek. tudor'da bu var mı? maalesef ki yok. ayhan akman bu görev için yeterli bir isim değil. en kısa zamanda teknik ekipte böyle isimleri görmemiz, hem tudor için hem de şampiyonluk yolunda ilerleyen takımımızın iyiliği için en iyisi olacaktır.

    yönetimin lider takımın teknik direktörüne sahip çıkması elzemdir. bazı boşboğaz sosyal medya taraftarının dolduruşuna gelerek sezon ortasında hoca değiştirmeye hiç ama hiç gerek yok. şampiyon olamazsak sene sonunda tudor'la vedalaşırız. ama bu takım liderken, ligde son yılların en iyi performanslarından birini sergiliyorken iki mağlubiyetle hoca değişimi çok ters etki yapar.

    -- maçlar --

    östersunds eşleşmesinden beri her maç üzerine koyan, oyununu daha da olgunlaştıran bir takım izliyoruz. son haftalardaki maceraperest tercih değişiklikleri ve derbilerdeki korkaklığımız olmasaydı bugün 13 hafta için çok büyük sayılabilecek bir puan farkıyla liderlik koltuğunda olurduk.

    fikstürümüz maalesef ki çok dengesiz. 7-8 hafta üst üste galibiyetleri almanın kolay olduğu bir serinin hemen ardından ölümcül maçların ard ardına geldiği bir düzen var. zor maçlar ile kolay maçlar daha yayılmış bir şekilde olsaydı bugün yaşadığımız bu tartışmaları yaşamıyor olacaktık belki de. büyük maçlarda alınan kötü sonuçlar ligde oynadığınız diğer maçlarda aldığınız sonuçları unutturuyor. sonucunda lider de olsanız koltuğunuz güvende olmuyor.

    evimizde rakiplere pek de puan bırakacağımızı zannetmiyorum. deplasmanda ise kendine güvenen bir takım görüntüsü çiziyoruz. beşiktaş maçı ve sonrasında minimum puan kaybı ile devre arasına lider girebilirsek, nispeten kolaylaşan fikstürümüzde seri galibiyetler alarak liderliğimizi perçinleyebiliriz.

    epey karmaşık bir entry oldu ama sonuç olarak bu takım şampiyonluğu hak eden bir oyun ortaya koydu. yedeği olmasa da, kupa-lig fark etmeksizin hakemlerce doğransa da, büyük maçlarda büyük sorunlar yaşasa da bugün 2 puan farkla liderliğini hiç bırakmamış şekilde sürdürmekte. camia olarak bir araya gelip şampiyonluğa kilitlenmemiz muazzam derecede önemli. çünkü galatasaray bir hedefe kilitlendiğinde gerçekleştirmeme ihtimali yoktur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın