291
şampiyonlar ligi ile kıyaslanıyor olması fenerbahçe'nin kazanılmış en büyük avrupa kupasına biz sahibiz argümanını ortaya sunmak için atmış oldukları bir yalandır. bu bile uefa kupasının ezikliğini hala içlerinde hissettiğini göstermektedir. lakin bu fenerbahçe basketbol takımı'nın çok ama çok büyük bir iş başardığı gerçeğini de asla gölgelemez.
nba kıyaslamasını doğru bulmam. katılınan her kupada şampiyonluk değerlidir. nasıl ki biz eurocup şampiyonu olduk, banvit bu sene fiba şampiyonlar ligi finali oynadı, fenerbahçe euroleague'i aldı. hangi turnuvadaysan orada kafaya oynamalısın, yoksa bir üst turnuva olduğu gerçeğini her zaman kafana kakarsan spor gelişmez. biz eurocup oynarken aman ya euroleague en büyük kupa biz bunu hiç almayalım mı deseydik. napsın fenerbahçe nba'de mi oynasın? var mı böyle bir imkan. katıldığı turnuvada şampiyon oldu adamlar ve bu avrupa'nın 1 numaralı kupasıdır. bitti.
yalnız esas öneminin futbol kadar olmadığını belirtmek için daha 'sağlıklı' argümanlar vardır ve bunlar tartışılır. saymak gerekirse;
-bütçelerin futbola göre son derece düşük olması, 20-25 milyon euro bandında bir takım ile f4 biletine aday olma şansı var. şampiyonluk bileti sadece 1 milyon euro ödül kazandırabiliyor. sabri sarıoğlu'nun maaşına yetmez.
-avrupa'da ilk 5 arasında sayabileceğimiz almanya, fransa, italya, ingiltere ve ispanya gibi ülkelerden sadece ispanyol takımlarının bu kupada aktif bir şekilde rol alması. fransız takımı bu sene yoktu, italya ve almanya tek takımla temsil edildi ve çok kötülerdi. ingilizler basketboldan bihaber zaten.
-portekiz, hollanda, belçika, danimarka gibi avrupa'nın başaltı ülkelerinin turnuvada yer almıyor oluşu. turnuva'nın geneli ve güç dengesi çoğunlukla doğu avrupa ülkelerinin eline kalmış durumda, türkiye, rusya, yunanistan, sırbistan, israil gibi ülkeler ile yarışıyorsun aslında.
-son 3 yılın f4'una bakıldığı zaman taraftar kitlesi çoğunlukla fenerbahçe ve daha az olmakla cska taraftarlarından oluşuyordu. bu sene real madrid taraftarı doğru düzgün gelmedi bile final 4'a. bu da futbol başarısı muazzam olan takımların aslında turnuvaya ne gözle baktıklarına bir göstergedir. futbolda kötüysen basketbola sararsın argümanını destekler.
-real madrid, barcelona gibi kulüpler 1 futbolcuya 100 milyon avro parayı bayılırken 50 milyon avro ile nba'den de bir miktar oyuncu çalarak avrupa'da uzaya çıkacak bir basketbol takımı kurabilirler mi, kurabilirler. ama tenezzül etmiyorlar buna. sebebi de önemsemiyorlar. aziz önemsiyor ama, ne yalan söyleyeyim dursun da biraz şu kısımları önemsese ben sevinirim. buradan bok atmıyorum fazla.
-futbol forması ile maça giden ve final 4 zaferi kutlayan taraftarlar. bu da herşeyi açıklıyor sanırım.
-en önemlisi ise şu, sokak. sokağa çıkın arkadaşlar. bir binalara bakın, camlara bakın. sadece 1 adet fenerbahçe bayrağı gördüm camlarda bu güne kadar. bağdat caddesi'ne işi düşen biriyim, 3 gün gittim bu hafta içi ve hiç bayrak göremedim camlarda. sadece belediye daha dün bütün cadde boyu trafik ışıklarına bayrak asmış. o da belediyenin işi hani, halkta öyle aman aman coşku yok. fenerbahçe şampiyon olduğu zaman ersun yanal ile oradan yolumu uzatarak geçtiğimi bilirim ben her yer sarı lacivert diye. yıkılırdı ortalık.
bunları sizin kafanızı ütülemeye çalışan arkadaşlarınıza iletirsiniz diye yazıyorum ama yalan yok ben de bu kupayı galatasaray müzesinde görmek istiyorum, erkeklerde olanını.
nba kıyaslamasını doğru bulmam. katılınan her kupada şampiyonluk değerlidir. nasıl ki biz eurocup şampiyonu olduk, banvit bu sene fiba şampiyonlar ligi finali oynadı, fenerbahçe euroleague'i aldı. hangi turnuvadaysan orada kafaya oynamalısın, yoksa bir üst turnuva olduğu gerçeğini her zaman kafana kakarsan spor gelişmez. biz eurocup oynarken aman ya euroleague en büyük kupa biz bunu hiç almayalım mı deseydik. napsın fenerbahçe nba'de mi oynasın? var mı böyle bir imkan. katıldığı turnuvada şampiyon oldu adamlar ve bu avrupa'nın 1 numaralı kupasıdır. bitti.
yalnız esas öneminin futbol kadar olmadığını belirtmek için daha 'sağlıklı' argümanlar vardır ve bunlar tartışılır. saymak gerekirse;
-bütçelerin futbola göre son derece düşük olması, 20-25 milyon euro bandında bir takım ile f4 biletine aday olma şansı var. şampiyonluk bileti sadece 1 milyon euro ödül kazandırabiliyor. sabri sarıoğlu'nun maaşına yetmez.
-avrupa'da ilk 5 arasında sayabileceğimiz almanya, fransa, italya, ingiltere ve ispanya gibi ülkelerden sadece ispanyol takımlarının bu kupada aktif bir şekilde rol alması. fransız takımı bu sene yoktu, italya ve almanya tek takımla temsil edildi ve çok kötülerdi. ingilizler basketboldan bihaber zaten.
-portekiz, hollanda, belçika, danimarka gibi avrupa'nın başaltı ülkelerinin turnuvada yer almıyor oluşu. turnuva'nın geneli ve güç dengesi çoğunlukla doğu avrupa ülkelerinin eline kalmış durumda, türkiye, rusya, yunanistan, sırbistan, israil gibi ülkeler ile yarışıyorsun aslında.
-son 3 yılın f4'una bakıldığı zaman taraftar kitlesi çoğunlukla fenerbahçe ve daha az olmakla cska taraftarlarından oluşuyordu. bu sene real madrid taraftarı doğru düzgün gelmedi bile final 4'a. bu da futbol başarısı muazzam olan takımların aslında turnuvaya ne gözle baktıklarına bir göstergedir. futbolda kötüysen basketbola sararsın argümanını destekler.
-real madrid, barcelona gibi kulüpler 1 futbolcuya 100 milyon avro parayı bayılırken 50 milyon avro ile nba'den de bir miktar oyuncu çalarak avrupa'da uzaya çıkacak bir basketbol takımı kurabilirler mi, kurabilirler. ama tenezzül etmiyorlar buna. sebebi de önemsemiyorlar. aziz önemsiyor ama, ne yalan söyleyeyim dursun da biraz şu kısımları önemsese ben sevinirim. buradan bok atmıyorum fazla.
-futbol forması ile maça giden ve final 4 zaferi kutlayan taraftarlar. bu da herşeyi açıklıyor sanırım.
-en önemlisi ise şu, sokak. sokağa çıkın arkadaşlar. bir binalara bakın, camlara bakın. sadece 1 adet fenerbahçe bayrağı gördüm camlarda bu güne kadar. bağdat caddesi'ne işi düşen biriyim, 3 gün gittim bu hafta içi ve hiç bayrak göremedim camlarda. sadece belediye daha dün bütün cadde boyu trafik ışıklarına bayrak asmış. o da belediyenin işi hani, halkta öyle aman aman coşku yok. fenerbahçe şampiyon olduğu zaman ersun yanal ile oradan yolumu uzatarak geçtiğimi bilirim ben her yer sarı lacivert diye. yıkılırdı ortalık.
bunları sizin kafanızı ütülemeye çalışan arkadaşlarınıza iletirsiniz diye yazıyorum ama yalan yok ben de bu kupayı galatasaray müzesinde görmek istiyorum, erkeklerde olanını.