resim
Roberto Mancini
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:60
Uyruk:İtalya
  • 4542
    galatasaray'da yeterli zamanı bulamamış antrenör, beyefendi kişilik. kendisinin veya ünal aysal'ın izet hajrovic ve ontivero transferlerini istediğine inanmak komik bence. birisi dünyadaki en kaliteli ve çıkışta oyunculara dünya kadar para harcatan birisi, diğeri ise drogba ve sneijder gibi 2 markayı buraya getiren kişi. o nedenle ne işleri var bu adamların bu 2 gereksiz topçuyla.

    kendisine dönersek; şampiyonlar ligi'nde başarılı mıydı diye sorarsam kendime, evet başarılıydı diyebiliyorum ama düşünerek diyorum, çat diye dedirtmiyor adama. bu gözler chelsea deplasmanında bir maç izledi, inanın gözlerim eriyordu. hiç bir takıma o kadar ezik oynamadık biz ki o maça 1-1 ile gidilmişti. chelsea elerdi bizi büyük ihtimalle ama oynanan oyun can sıkmıştı ki birdaha top 16 round maçına çıkarız orası muamma. neyse grubuna dönersek, içeride müthiş bir kopenhag maçı oynandı. galatasaray'ın fatih terim'in 11-12 senesinden sonra oynadığı en iyi oyundu bence. 2. yarı takımımız cıvımasa veya burak'a çalışmasak 6-7 olurdu. organizasyon, pres, hırs inanılmazdı. bence mancini'nin tepe maçıdır. belki bursa ve akhisar'a goller yağdırmıştır ancak bu iki maçta da fırsatçılığımız sayesinde skora girmiştik. kopenhag maçında ise gerçek anlamda ezmiştik rakibi.

    rövanşı ise bence şanssızlıklar silsilesi ve mancini'nin deplasmanda takım yönetememesi bizi 3 puandan uzaklaştırdı. ayrıca drogba-burak ikilisinde o dönem için konuşursak burak'ın bitiricilik becerisi drogba'dan kat kat yukarıdaydı. burda bir eleştiri gelebilir ancak drogba'nın türkiye kariyerine baktığımızda çoğu golü kafa vuruşu ile ve meşhur real topuğu var malumunuz. arsenal'e attığı 2. golde bu kategoriye girebilir tabii ki. iyi bitirici değildi drogba ama oyunu öne yığmak için olağanüstü bir silahtı 34 yaşında olmasına rağmen. o deplasmanda iyi bir golcü takıma 3 puanı getirebilirdi. ayrıca burak o aralar inanılmaz gol kaçırıyordu. ligde 5-6 hafta atamamış, sanırsam kayseri deplasmanında attığı golle orucu bozmuştu. bir türlü o forveti koyamadık ya zaten sneijder önüne.

    neyse, juve maçı ise tam anlamıyla kör dövüşüydü ve biz çıktık ordan.

    içeride oynadığımız maçlara bakarsak güvenliydik bence. mancini içerde bir şekilde kazandırıyordu ve gerilmiyorduk izlerken maçları. ligin sonlarındaki kayseri ve paşa maçlarını saymıyorum. zaten 13-14 senesinde oynanan kayseri, rize ve antalya maçları kanser olmak için 3 sebep adlı kitabı içeriğini rahatlıkla oluşturabilir.

    bu adamın sorunu maalesef deplasmandı. tarihimizde rekordur büyük ihtimal, 4 ay maç kazanamadık dışarıda. erciyes maçının ardından elazığ deplasmanına kadar galibiyet alamamıştı takım. gerek şanssızlıkları, gerek kendi hataları bu 3 puana engel oldu.

    1 sene daha kalsa ne olurdu?
    herkes buna farklı fikir üretebilir, bol keseden sallıyoruz sonuçta. ama kendi açımdan bakarsak, ekim 2013-haziran 2014 sürecindeki kısa galatasaray antrenörlüğü süresinde benim sevgimi ve saygımı kazandı kendisi. üvey evlar muamelesi gördü, ünal aysal tarafından kandırıldı ama adam tek bir yamuk yapmadı.

    galatasaraylı futbolcularda inter maçında mükemmel bir jest yaptılar kendisine ki yolda görse elini öpecek bir ayıya karşı verilecek en güzel cevabı vermiş oldu, dolaylı yoldan hesabı kapatıp kapağı evine yolladı şikecilerin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın