458
önceki haftalar yaşadığım stresin aksine ilginç bir şekilde rahat izlediğim bir maç oldu. 3 gündür sağa sola konsantrasyon yazarken stres olmayacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. sanırım bunda maç başında arenadaki atmosfer etkili oldu. bu sezonki en yüksek seyirci sayısına ulaştığımız şu maçta taraftarın galibiyete etkisi büyüktü.
son hafta rakiplerin puan kaybetmesi taraftarlar arasında rehavete yol açsa da takım üzerinde olumlu etki yapabileceğini düşünüyordum. çünkü son haftalarda oyuncuların şampiyonluk stresi yaşadıkları her hallerinden belliydi ve bu oyunlarına yansıyordu. rakiplerin puan kaybetmesi bu etkiyi üzerlerinden atmışa benziyor. bugün telaşlı bir galatasaray yoktu sahada, tekrar oynadığı oyundan keyif alan takımdan esintiler sundular bize.
bu güzel tabloyu en azından benim açımdan bozan tek isim umut'tu. aslında umut'un onbir başlamasında, emre'nin kadro dışı bırakılmasından ziyade, hamza hocanın taktiksel tercihleri ön plana çıktı. umut üzerinden değil de taktik üzerinden değerlendirirsek, mesut bakkal takımına karşı çift forvet oynamak mantıklı bir tercih olarak görülebilir. lakin isim olarak değerlendirdiğimizde umut'un nasıl hala onbirde olduğunu anlamıyorum. sırf bu meraktan dolayı florya'ya antreman izlemeye gidebilirim. hocam hadi umut'u onbir oynattın, emre'nin kadro dışı olduğu yerde bruma neden yedek kulübesinde değil? sahada bugünkü takımın aksine bir şey üretemeyen, sıkışan oyunu açamayan bir takım olsaydı yedek kulübesinde hamle yapabileceğimiz hücum oyuncuları olcan ve pandev'di. çok şükür bugün istekli bir takım vardı sahada da hamle yapmaya gerek kalmadı. diğer yandan hocanın bruma kararını neden aldığını merak ediyorum.
iyi başladık maça. arena'daki coşkulu başlangıçlarımızdan birini yaptık. bolca uzun mesafe paslar deniyordu takım ve sabri'nin attıkları dahil hepsi isabetliydi. tam seyirci de iyice zevke gelmişti ki selçuk bacağını tutmaya başladı. akıllı oyuncu selçuk, haftaya oynayacağımız derbiyi düşünerek hiç riske girmeden kenara geldi hemen. allah'tan hamit sakatlıktan dönmüştü de selçuk'un yerine oynayabildi. hala sakat olsa emre'nin de yokluğunda oyuna yekta girecekti muhtemelen ki şu kritik süreçte hiç komik olmazdı. aslında bu sakatlıklar konusunda biraz şanslıydık bu sezon. şöyle ki melo sakatlandığından hamit iyileşti, hamit sakatlandığında melo döndü ve son olarak selçuk sakatlanınca hamit döndü.
hamit'in oyuna girdikten sonra takım bocaladı bir süre. selçuk'un eksikliği bariz bir şekilde hissedildi. yine de pozisyonlara girmeye devam ettik. umutsuzluğa sürükleyen bir performans yoktu ilk yarıda. aksine bu oyunu devam ettirirsek golü atacağımız kesindi. ilk yarı takımdaki tek problem umut'tu. bir de yasin, sneijder'i sinirlendirecek kadar kötüydü. bu konuda taraftara teşekkür etmek lazım. ikinci yarı yasin'in bu hatalarına homurdanmak yerine toplu bir şekilde yasin lehine tezahürat yaptılar. sonra yasin'in performansı 180 derece döndü. bu sayede çok büyük baskı kurduk ve gol de gecikmedi. yasin'in şu maçtaki oyunu taraftarın oyuncu üzerindeki etkisine çok güzel bir örnek. keşke takımımızdaki diğer potansiyeli oyuncularımıza da aynı şekilde davransak.
takım golü bulduktan sonra son 5-6 maçtır olduğu gibi skoru tutmaya çalıştı. mersin maçı dışında bu skoru tutma oyununu güzel oynuyoruz bence. top sürekli rakipte olsa da öyle aman aman pozisyonlar vermiyoruz rakibe. nitekim golü bulduktan sonra maçın son saniyesine kadar rakip doğru düzgün pozisyon bulamadı. son saniye, son haftaların en iyi isimlerinden olan semih'in bir anlık hatası bize pahalıya mal olabilirdi. stancu da böyle bir hata beklemiyordu muhtemelen. o şaşkınlıkla düzgün bir vuruş yapamadı. bu skoru tutma oyununun bu kadar kötü gözükmesinin sebebi daha önce allahyardimcinizolsun'un da değindiği takımın kontraya çıkamaması sorunu. gelecek sezon için çalışırken umarım hamza hoca bu konu üzerinde durur.
oyuncular özelinde değerlendirirsek, sabri kariyerinin en iyi performanslarından birini sergiledi. baskı kurmamızda büyük rol oynadı. melo da her sezonun son haftaları olduğu gibi mükemmele yakın bir oyun oynadı. sadece agresifliğini biraz kontrol altına alması gerekiyor. onun dışında takım olarak iyiydik. kötü oynadı diyebileceğimiz tek isim umut. ona da alıştık zaten. yalnız bugün galip gelemeseydik kale dibinde bir forvetin nasıl olur da öyle bir pozisyonu gole çeviremediğini açıklaması biraz zor olacaktı. üstelik aynı pozisyonu geçen sene puan kaybettiğimiz rize deplasmanında da kaçırmıştı. yani şans deyip geçiştiremeyiz.
haftaya kart cezalısı oyuncumuz olmaması sevindirici bir gelişme. inşallah selçuk ve hamit'in durumları da iyidir. gelecek hafta onlara ihtiyacımız var. rakiplerin puan kaybetmeyeceğini varsayarsak hala 4 puana ihtiyacımız var.galibiyetin tadını kupa maçıyla beraber çıkardıktan sonra camia olarak beşiktaş maçına odaklanmamız lazım.
(bkz: sondan bir önceki hafta)
son hafta rakiplerin puan kaybetmesi taraftarlar arasında rehavete yol açsa da takım üzerinde olumlu etki yapabileceğini düşünüyordum. çünkü son haftalarda oyuncuların şampiyonluk stresi yaşadıkları her hallerinden belliydi ve bu oyunlarına yansıyordu. rakiplerin puan kaybetmesi bu etkiyi üzerlerinden atmışa benziyor. bugün telaşlı bir galatasaray yoktu sahada, tekrar oynadığı oyundan keyif alan takımdan esintiler sundular bize.
bu güzel tabloyu en azından benim açımdan bozan tek isim umut'tu. aslında umut'un onbir başlamasında, emre'nin kadro dışı bırakılmasından ziyade, hamza hocanın taktiksel tercihleri ön plana çıktı. umut üzerinden değil de taktik üzerinden değerlendirirsek, mesut bakkal takımına karşı çift forvet oynamak mantıklı bir tercih olarak görülebilir. lakin isim olarak değerlendirdiğimizde umut'un nasıl hala onbirde olduğunu anlamıyorum. sırf bu meraktan dolayı florya'ya antreman izlemeye gidebilirim. hocam hadi umut'u onbir oynattın, emre'nin kadro dışı olduğu yerde bruma neden yedek kulübesinde değil? sahada bugünkü takımın aksine bir şey üretemeyen, sıkışan oyunu açamayan bir takım olsaydı yedek kulübesinde hamle yapabileceğimiz hücum oyuncuları olcan ve pandev'di. çok şükür bugün istekli bir takım vardı sahada da hamle yapmaya gerek kalmadı. diğer yandan hocanın bruma kararını neden aldığını merak ediyorum.
iyi başladık maça. arena'daki coşkulu başlangıçlarımızdan birini yaptık. bolca uzun mesafe paslar deniyordu takım ve sabri'nin attıkları dahil hepsi isabetliydi. tam seyirci de iyice zevke gelmişti ki selçuk bacağını tutmaya başladı. akıllı oyuncu selçuk, haftaya oynayacağımız derbiyi düşünerek hiç riske girmeden kenara geldi hemen. allah'tan hamit sakatlıktan dönmüştü de selçuk'un yerine oynayabildi. hala sakat olsa emre'nin de yokluğunda oyuna yekta girecekti muhtemelen ki şu kritik süreçte hiç komik olmazdı. aslında bu sakatlıklar konusunda biraz şanslıydık bu sezon. şöyle ki melo sakatlandığından hamit iyileşti, hamit sakatlandığında melo döndü ve son olarak selçuk sakatlanınca hamit döndü.
hamit'in oyuna girdikten sonra takım bocaladı bir süre. selçuk'un eksikliği bariz bir şekilde hissedildi. yine de pozisyonlara girmeye devam ettik. umutsuzluğa sürükleyen bir performans yoktu ilk yarıda. aksine bu oyunu devam ettirirsek golü atacağımız kesindi. ilk yarı takımdaki tek problem umut'tu. bir de yasin, sneijder'i sinirlendirecek kadar kötüydü. bu konuda taraftara teşekkür etmek lazım. ikinci yarı yasin'in bu hatalarına homurdanmak yerine toplu bir şekilde yasin lehine tezahürat yaptılar. sonra yasin'in performansı 180 derece döndü. bu sayede çok büyük baskı kurduk ve gol de gecikmedi. yasin'in şu maçtaki oyunu taraftarın oyuncu üzerindeki etkisine çok güzel bir örnek. keşke takımımızdaki diğer potansiyeli oyuncularımıza da aynı şekilde davransak.
takım golü bulduktan sonra son 5-6 maçtır olduğu gibi skoru tutmaya çalıştı. mersin maçı dışında bu skoru tutma oyununu güzel oynuyoruz bence. top sürekli rakipte olsa da öyle aman aman pozisyonlar vermiyoruz rakibe. nitekim golü bulduktan sonra maçın son saniyesine kadar rakip doğru düzgün pozisyon bulamadı. son saniye, son haftaların en iyi isimlerinden olan semih'in bir anlık hatası bize pahalıya mal olabilirdi. stancu da böyle bir hata beklemiyordu muhtemelen. o şaşkınlıkla düzgün bir vuruş yapamadı. bu skoru tutma oyununun bu kadar kötü gözükmesinin sebebi daha önce allahyardimcinizolsun'un da değindiği takımın kontraya çıkamaması sorunu. gelecek sezon için çalışırken umarım hamza hoca bu konu üzerinde durur.
oyuncular özelinde değerlendirirsek, sabri kariyerinin en iyi performanslarından birini sergiledi. baskı kurmamızda büyük rol oynadı. melo da her sezonun son haftaları olduğu gibi mükemmele yakın bir oyun oynadı. sadece agresifliğini biraz kontrol altına alması gerekiyor. onun dışında takım olarak iyiydik. kötü oynadı diyebileceğimiz tek isim umut. ona da alıştık zaten. yalnız bugün galip gelemeseydik kale dibinde bir forvetin nasıl olur da öyle bir pozisyonu gole çeviremediğini açıklaması biraz zor olacaktı. üstelik aynı pozisyonu geçen sene puan kaybettiğimiz rize deplasmanında da kaçırmıştı. yani şans deyip geçiştiremeyiz.
haftaya kart cezalısı oyuncumuz olmaması sevindirici bir gelişme. inşallah selçuk ve hamit'in durumları da iyidir. gelecek hafta onlara ihtiyacımız var. rakiplerin puan kaybetmeyeceğini varsayarsak hala 4 puana ihtiyacımız var.galibiyetin tadını kupa maçıyla beraber çıkardıktan sonra camia olarak beşiktaş maçına odaklanmamız lazım.
(bkz: sondan bir önceki hafta)