393
sakatlıklarla boğuşmasak isek ligi alıp götürmesi gereken takımdır. hakem hataları demiyorum çünkü bir takımın önünü hakem hatası ile bir yere kadar tıkayabilirler, bizi geçen sene yıkan birinci etmen sakatlıklar, ikinci etmen ise kararsızlıklar, sabırsızlıklar ve demotivasyon olmuştu. sezon başından galatasaray bu sene alır götürür demek ne kadar yanlış ise, eğri oturup doğru konuşulduğunda fenerbahçe'ye ve beşiktaş'a lig için daha büyük şans vermek matematik bilmemek olur. ortaya ne konulursa konulsun sistemi ile, artık kendini toplamış kadro derinliği ile, adaptasyonda sorun yaşamayacak transferleri ile galatasaray "geçen sene olduğu gibi" bu senenin de favorisidir. hatta bu sene süper transferler ile başlamıştır takım. en kötü takıma bile gol atma cimriliği gösterdiğimiz günleri düşününce gole doyacağımız bir sezon izletecekler bize. * umuyoruz ki geçen seneki gibi gollü maçlarla başlayıp, sonra savunma ağırlıklı bir oyun sistemine bürünme, sakatlıklarla boğuşurken kadro kurmakta güçlük çekme ve en olmadık hataları yapma gibi durumlara düşmeyiz. galatasaray'ın savunması hücum ile olur, biz yıllardır böyle bildik, bizim savunmamızın işi 90 dakikanın 75 dakikasında kapanıp top çevirmek değil, top alanımıza düşer düşmez ne yapıp edip o topu orta sahaya, kanatlara taşımaktır. şu anki sistemimiz ve oyunumuz rijkaard'ın bu mentalitede olduğunu zaten gösteriyor. o halde 2009-2010 sezonunda fileler defalarca baros'un, nonda'nın kale dibinden vuruşları; arda'nın, kewell'in, keita'nın, elano'nun, barış'ın şutları; servet'in kafa topları, hakan balta'nın soğuk kanlı uzaktan denemeleri, hatta sabri'nin deli danalar gibi attığı auta gidecekmiş gibi görünen atışları ile havalansın. *