• 40
    bir düğün sabahında daha kendimi kilidini açıp önünü süpürürken bulduğum güzide kulüp.

    sıla gençoğlu şarkısı tadında bir sabah gerçekten. "adam gibi" bir düğüne çağırılacak kadar hatırlı olmak ile o düğünde otuz küsur masa içindeki yegane saplar masasının bir ferdi olmanın kol kola girdiği. ortaokul-lisede en sidikli, en salya sümüklü, en rezil, en saçma, tabi buna paralel en içten ve gerçek halini bildiğin insanlarla yıllar sonra karşılaşmış olmak. aradan geçen 8-10 yılda hepsinin büyüyüp, gelişip her anlamda pırıl pırıl olduğunu görüp manasızca mutlu olmak. günün sonunda millet için "nereden nereye" muhasebesi yaparken iki nere arasını en az açabilenin kendin olduğu gerçeğiyle bir daha yüzleşmek falan...

    bir de geline bakıp bakıp ergenliğin o en şiddetli, en yıkıcı, en en en günlerini hatırlamak...
App Store'dan indirin Google Play'den alın