• 260
    maç hakkında yorum yapmadan önce şunu söyleyeyim, galatasaray taraftarı için son uyarı niteliğinde bir maçtır bu.

    daha önce bu maç hakkında şöyle bir şey yazmıştım: (bkz: 22 şubat 2014 galatasaray beşiktaş maçı/#1422141)

    bas bas bağırdım. maç zor geçecek dedim. erken konuşmamak lazım dedim. benim gibi düşünenler de vardı elbet. yalnız bir kesim "beşiktaş kim ki yeaa?", "anadolu takımıyla oynayacağız nasılsa yeaa", "arena kafasıyla oynarsak 4-5 atarız yeaa" tarzı yorumlarda bulunmuştu maçtan önce. açıkçası çemişgezekspor'la oynasak bile maç öncesinde temkinli konuşan bir taraftar olarak bu tip yorumları okuma beni biraz tedirgin etti. zira bu tarz davranışlar bize değil daha çok beşiktaş taraftarına aittir. nitekim maç benim tahmin de ettiğim gibi çok zor geçti. bana göre bu maç içeride oynayacağımız fener derbisi öncesi bir uyarı niteliğindeydi. umarım bazı arkadaşlarımız büyük konuşmamak gerektiğini anlamışlardır. rakip nasıl olursa olsun, sen nasıl olursan ol. derbi derbidir ve hiçbir maç sahada oynanmadan kazanılmaz. çok şükür ki bugün ucuz atlattık ve kötü de oynasak altın değerinde bir 3 puan alarak fener'in oynayacağı zor deplasman öncesi maç fazlasıyla farkı 3'e indirerek rakibimiz üzerinde psikolojik bir baskı kurduk. ayrıca "büyük takım kötü oynasa da kazanır." mottosunu da bu maçta hayata geçirmiş olduk.

    bu maçtan herkes gibi benim de beklentim büyüktü. açıkçası daha iyi bir futbol beklerdim. oynadığımız futbol bu sene arena'da oynadığımız belki de en kötü futboldu. berabere kaldığımız rize ve antalya maçlarında bile puan bırakmıştık ancak asla böyle kötü oynamamıştık. beşiktaş maça çok iyi hazırlanmış. bilic açıklarımıza iyi çalışmış ve takımını da bu doğrultuda hazırlamış. bize pek top oynatmadıkları gibi pozisyon da vermediler anasını satayım. doğru düzgün şut atamadık bile. sezon başından beri mancini'yi neredeyse hiç eleştirmedim ancak bu maç için ilk eleştirimi yapabilirim sanırım. evet kendisi sonuca gitmiş, 3 puanı da cebine koymuştur. ancak şu var ki rakip takımın hocası bilic bu maçı daha iyi analiz etmiştir. açıklarımızı daha iyi görmüştür. mesela ben hocamızdan beşiktaş'ın sağ beki üzerine oynamasını beklerdim. orada necip oynadı ve geçen haftlarda yaptığımız gibi sneijder ve alex telles ikilisiyle orayı zorlasaydık, necip sayesinde oradan ciddi bir maden çıkarabilirdik. en basitinden bunu yaparak pozisyonlara girebilirdik. nitekim telles'in oradan yarattığı ve şut çektiği bir pozisyonumuz da var. orayı daha çok zorlayabilirdik ancak yapmadık. tabi hocanın da yapacağı şeyler bir yere kadar zira oyunculardan bazıları bugün pek istekli görünmüyordu, belki de akılları chelsea maçındaydı. bu nedenle lafım yok kimseye. ancak şu maçta bir hajrovic'i aradı gözler. özellikle 2. yarı beşiktaş'ı üzerimize çektiğimiz anlarda çabukluğu ve oyun zekasıyla burak'a ya da kendine gol pozisyonları hazırlayabilirdi. drogba'nın yerine girebilirdi sonradan. zaten 2 tane değişiklik yaptı hoca. bu da ayrı bir gariplikti. 90 dakika burak'a, drogba'ya ya da selçuk'a nasıl dayandı anlayamadım. bunlardan birini çıkartıp en azından 3. hakkını da kullanmalıydı. zaten önümüz chelsea maçı, dinlenmiş de olurdu oyuncu.

    veysel ve telles'i beğendim. bana göre maçı getiren adam veysel'dir. neredeyse pozisyon üretemediğimiz maçta altın değerinde bir penaltı ve 3 puan kazandırmıştır bize. sağ olsun var olsun. telles de çok iyiydi. defansif anlamda eksikleri var ancak işin ofans kısmında yaptığı çalımlar, çektiği şutlar, kestiği toplar gözleri yaşartıyor. melo bugün zaten yine tek başına savaşan isimdi. iyi oynadı, bazı gereksiz pas hataları yaptı ancak o kadar da olsun artık. muslera muazzam'dı. veysel'i övdük o kadar ama muslera da 3 puanın kazanılmasında önemli rol oynadı. çok kritik toplar çıkardı. hakan balta biraz vasattı sanki. sakatlıktan yeni çıktı. o yüzden kredisi var. ancak daha önceki maçlardaki gibi uzun topları olumlu kullanamadı. bunda takımın ileride çoğalamamasının da payı var. sneijder bekleneni veremedi. bu maçta en çok şey beklediğim adamdı. önceki maçlar gibi telles'le beraber sağ beki olmayan beşiktaş'ın sağ kanadını deşerler diye düşünmüştüm ancak kendisi ne solda ne de forvet arkasında oynadı. görevi neydi bu akşam bilemiyorum ama vasatı aşamadı pek. takıma ayak uydurdu diyelim. bunun dışında bir kaç pozisyonda müsait durumdayken kendisine pas verilmedi. gol atabilirdi. selçuk, burak, drogba tek kelimeyle faciaydı. selçuk 2. yarı golün moraliyle biraz toparlar gibi oldu ama burak ve drogba takıma sıfır katkıda bulundu. burak neredeyse her topta ya faul yaptı ya da ofsayta düştü. pivot santrafor gibi çakılı oynayan drogba, almeida'nın indirdiği kadar top indiremedi. yalnız hakkını yemeyelim. drogba bu maçta defansif anlamda çok kritik hava topları çıkardı. bu maçlık tek katkısı buydu. yine de sağ olsun. selçuk ilk yarıda inanılmaz pas hataları yaptı. 2 metre dibindeki adama pas atamayacak kadar kötüydü. ceyhun görevini yaptı yine. çok basit bir sarı kart gördü. necip denen kazmanın her pozisyonda tabanla girdiği bir maçta ceyhun neredeyse ilk faulünde sarı kartı gördü. 2. yarıda 2. sarıdan atılabilecek bir pozisyonu vardı. neyse ki hakem 2. sarıyı vermeyerek hatasını telafi etti biraz da olsa. yekta sonradan girdi, sırıtmadı. gökhan zan çok az oynadı ancak son dakikalarda bizi hava topları konusunda bir nebze rahatlattı.

    son parantez semih kaya'ya. aslanımsın sen aslanım! sakatlık sonrası topu iade etmeyen takıma adamlık dersi verdin ya daha ne diyeyim sana be. hemşehrim benim. çok seviyoruz oğlum seni. inşallah hep burada kal da efsanemiz ol. temiz ama bir o kadar da büyük yürekli insan. beşiktaşlılar hakemin temiz maç yönetmesi, derbinin olaysız geçmesi ve semih'in yaptığı bu centilmenlik yüzünden ağlayacak konu bulamamışlar dany'ye sövüyorlar. iyi ki varsın semih. bugünkü futbolunu falan yorumlamam ben bu adamın arkadaş. kendisi bu maçta sahaya karakter koymuş ve 10/10 puan almıştır.

    neyse, öyle ya da böyle 3 puanı aldık. önemli olan da buydu. artık tamamen şampiyonlar ligine odaklanmış durumdayız.

    adettendir. (bkz: koyduk mu?)
App Store'dan indirin Google Play'den alın