443
çocukluğumun efsanesi olan büyük futbolcu.
1985-1986 sezonu hazırlık dönemiydi. galatasaray 13 yıldır şampiyon olamıyordu. bir yıl önce çok iyi bir kadro kurulmasına rağmen takım oturmadığı için sezon hayal kırıklığıyla bitmişti. bu yüzden taraftar daha iyi futbolcularla kadronun güçlendirilmesini istiyordu. o zaman iyi ve etkili bir golcü olduğu konuşulan edin bahtiç adında yugoslav bir oyuncu spor sayfalarını süslüyordu. ben de tabii 16-17 yaşlarımda idim ve adı geçen futbolcunun bir an önce alınması için sabırsızlanıyordum. bahtiç transferi zaman geçtikçe yılan hikayesine döndü ve sonunda bu oyuncudan vazgeçtik. o aralar galatasaray'ın izmir'de altay ile bir hazırlık maçı vardı. maçı galatasaray kazamıştı ve ertesi gün izmirli ve altaylı olan bir akrabayla bu maç hakkında konuşuyorduk. ben konuyu bahtiç'e getirdim. altaylı akraba da bir gün önceki maça gitmiş ve bana dediği şey şuydu:
"o bahsettiğin futbolcuyu bilmem ama prekazi diye bir oyuncuyu dün denemek için oynattınız bu adam felaket bir oyuncu neydi kardeşim o teknik, şutlar, yaptığı hareketler vs." gerçekten de o hazırlık maçından sonra bahtiç derken prekazi'yi almıştık. prekazi'yi izlemeye başlayınca zaten ona hayran olmayan cimbomlu kalmamıştı.
kısaca prekazi çok büyük bir futbolcuydu. bizim çok şey bilen basın zaman içinde prekazi'yi koşmuyor, pres yapmıyor diye eleştirmeye başlamıştı. prekazi de o zaman şimdi hala başkalarının bile kullandığı meşhur cevabını vermişti: "o kadar koşsam, real madrid'de oynardım."
1985-1986 sezonu hazırlık dönemiydi. galatasaray 13 yıldır şampiyon olamıyordu. bir yıl önce çok iyi bir kadro kurulmasına rağmen takım oturmadığı için sezon hayal kırıklığıyla bitmişti. bu yüzden taraftar daha iyi futbolcularla kadronun güçlendirilmesini istiyordu. o zaman iyi ve etkili bir golcü olduğu konuşulan edin bahtiç adında yugoslav bir oyuncu spor sayfalarını süslüyordu. ben de tabii 16-17 yaşlarımda idim ve adı geçen futbolcunun bir an önce alınması için sabırsızlanıyordum. bahtiç transferi zaman geçtikçe yılan hikayesine döndü ve sonunda bu oyuncudan vazgeçtik. o aralar galatasaray'ın izmir'de altay ile bir hazırlık maçı vardı. maçı galatasaray kazamıştı ve ertesi gün izmirli ve altaylı olan bir akrabayla bu maç hakkında konuşuyorduk. ben konuyu bahtiç'e getirdim. altaylı akraba da bir gün önceki maça gitmiş ve bana dediği şey şuydu:
"o bahsettiğin futbolcuyu bilmem ama prekazi diye bir oyuncuyu dün denemek için oynattınız bu adam felaket bir oyuncu neydi kardeşim o teknik, şutlar, yaptığı hareketler vs." gerçekten de o hazırlık maçından sonra bahtiç derken prekazi'yi almıştık. prekazi'yi izlemeye başlayınca zaten ona hayran olmayan cimbomlu kalmamıştı.
kısaca prekazi çok büyük bir futbolcuydu. bizim çok şey bilen basın zaman içinde prekazi'yi koşmuyor, pres yapmıyor diye eleştirmeye başlamıştı. prekazi de o zaman şimdi hala başkalarının bile kullandığı meşhur cevabını vermişti: "o kadar koşsam, real madrid'de oynardım."