resim
Xhevat Prekazi
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:Sırbistan U21
Yaş:67
Uyruk:Sırbistan
  • 427
    yakışıklılığıyla, küpesiyle, saç kesimiyle, taytıyla ve de futbolculuğu ile ; top oynadığı dönemin fenomen isimlerinden biri. yakışıklılığı ile genç kızları galatasaray taraftarı yapma misyonunu kendisinden kısa bir süre sonra devralan kubilay türkyılmaz da uzunca bir dönem başarıyla yürütmüş; kubi sonrası bir türlü ayağına oturmayan röveşataların adamı, eski şikecilerden ümit karan'ı bir kenara bırakırsak taa harry kewell'a kadar bu alanda önemli bir eksiklik yaşanmıştır. tabi bu yılların acısı fena çıkmış; harry kewell'ın gülümsemesi kadın, erkek, genç, yaşlı demeden cümle taraftarın içini kıpır kıpır etmiştir.
  • 428
    ben en çok galatasaray'i sevdim

    böyle başladım,çünkü böyle olması gerekirdi.yıl 1985'ti.bir gün telefonum çaldı.
    ansızın oldu aslında.ben amerika'dan yeni dönmüştüm,bir macera işte,atlayıp gittim oralara,salon futbolu oynamaya.zoran aradı,split'ten tanışırdık.1.5 sezon beraberdik,telefonu açtım,'galatasaray'da oynamak ister misin?' diye sordu.hiç düşünmeden 'neden olmasın ki?' dedim.hayat işte...selçuk(uygur) ağabey ile görüştük.geldim istanbul'a ve antrenmanlara çıkmaya başladım.derwall,izledi beni ve galatasaray'da kalmam için ısrar etti.öyle başladı.iyi ki de başladı.

    zordu istanbul'a alışmak...havası,suyu her şeyi farklı bir ülkenin ama ali sami yen'e çıktığımda anladım ki burası benim evim...

    biz iyi takımdık.ilk sezonumu hatırlarım, şampiyonluğu averajla kaçırdık.sonrasında biliyordum şampiyonlukların geleceğini,biz birlikte ateşin içinden geçebilecek bir takımdık,geçtik de...

    şimdi yaş geldi 55'e...bir gün programa katıldım istanbul'da...'ben yeni stada gitmiyorum,eskiyi seviyorum' dedim.''ali sami yen mi kaldı''dediler...dedim,'babam da öldü ama onu hala seviyorum.'ben babamı çok sevdim,onu hiç unutmam.bir de istanbul'u ve ali sami yen'i çok sevdim.

    en çok da galatasaray'ı sevdim.bir kez daha o forma ile geçmek isterim topun arkasına,gol diye bağırmak için,şampiyon olmak için...

    ve şimdi sizin fırsatınız var,ateşin içinden geçmek ve bir kez daha şampiyon olmak için.

    en büyük galatasaray.

    cevat prekazi
  • 438
    yarin, yani 10 eylul 2013 tarihinde, cagaman caga ve ben, belgrad'ta bir barda efsanemiz ile bulusmak icin randevulastik..

    heyecanimi ve mutlulugumu nasil anlatsam bilemedim, ama boyle bir heyecan yok sozluk..
    iletmek istedikleriniz varsa mutlaka yazin, konusalim..

    umarim yarin bir aksilik olmaz ve bulusmamiz gerceklesir..
    belgrad'ta olanlar varsa katilabilirler, iletisime gecelim yeter..

    sozluk icin de ayrica bir selam gondertmeyi dusunuyoruz efsaneye..
  • 439
    https://twitter.com/...262312542208/photo/1

    entrynin sonuna kadar okumayacak yazarlar için günün özeti bu fotoraftır. gelelim muhabbete.

    9 eylül 2013. belgrada vardık baranakcok ile. kafamızda 2 şey var, ucuz bi hostel bulmak ve hemen prekaziyi aramak. trenden iner inmez hostel bulduk uygun fiyatı diye gittik yerleştik. sonra yakınındaki ana caddede yürürken barlara girip "cevad prekaziyi tanıyor musunuz?" diye sormaya başladık. 5 6 başarısız denemeden sonra çat pat ingilizceli bir adam bizi bi bara götürdü ve buradakilere sorun dedi. mekan prekinin hep takıldığı yermiş. hemen aradı garson kız "preki burda türkler var seni istiyorlar" dedi. preki dedi ya, koca prekaziye preki dedi. saygısızlık diz boyu! ertesi gün 3te bara geleceğini söyledi preki.

    10 eylül 2013. saat 3e çeyrek kala bara gittik. 3.30 a kadar kimse gelmedi sonra haber gönderdi preki ofk belgrad tesislerine çağırdı bizi. telefon numarasını da aldık. vardık gittik tesislere. tribün liderleriyle tanıştık. türkçe biliyodu az biraz. derken preki geldi. gri bi suzuki marka cipi, siyah gözlükleri, havalı gömleği, güzel müzik çalan teybi ve o coolluğuyla istanbuldan kalan alışkanlık olacak bize sinyal vererek "geldim lan geldim" mesajı verdi.

    yardımcısı ben baranakcok ve, veee preki...
    babamın bana anlattığı o sol ayak. hani monacoya 40 metreden çakan adam. ne içersiniz dedi, bira dedik. prekiyi bulmuşuz bi tadını çıkaralım dedik. her neyse muhabbet başladı.
    c: cagaman caga
    b: baranakcok
    p: prekazi

    c: her muhabbetin başında soruyolardır, nasıl attın onu be kaptan?
    p: attık işte yeaaa geride kaldı. (sonrasında biz sustuk kendisi anlatmaya başladı)

    istanbul. güzel şehir. belgrad dışında gideceğim tek şehir. türkiye de tek ülke. çok özledim. herşeyini.(buralar uzun uzadıyaydı, ileride yapacağım gibi kısa kesiyorum)

    adnan polat-adnan sezgin ve gönderdiği futbolcuyla yaşanan fiyasko olayı:
    adnan polat prekiyi arar, futbolcun var mı bize göre der, preki bi topçusunu hazırlar. dediğine göre ayhan akman ve lorik cana bedava olsa jovanovic 5 milyon olsa onu seçermiş. adnan polat istanbula çağırıyor. preki sadece tercümanlık yaptığını söylüyor. menejerlere ana bacı kayıyor. futbolcu pezevenkleri diyor. ben sadece benden topçu istediler diye türkiyeye geliyorum, adnan polatla sezgin son dakikaya kadar tamam deyip, baptista diye bi adamdan olumlu ışık alınca vazgeçtiler diyor. çocuk oyuncağı değil bu, ben de bozuldum tüm gazetecileri çağırdım, "adnanları getirin analarını sikicem ikisini de diri diri buraya getirin" dedim diyor. "gelemediler korkaklar çünkü" diyor." adnan polata bu adnan sezgin hırsız dedim, biliyorum zaten ben ona güvenmiyorum dedi" diyor.

    adnan sezgin de kulüpten kovulunca bi idmanına gelmiş belgrada. bi topçu beğenmmiş, prekinin aklında iki şey belirmiş: " gidip ağzını mı kırsam yoksa görmezden mi gelsem?"

    mustafa denizli ile kavgası
    bi sezon sonra prekinin sözleşme bitiyor. dönemin yeni teknik direktörü mustafa denizli prekiyi yemeğe davet ediyor ve de idmanlar konusunda yardım istiyor. preki yaparım tabi ama benim sözleşmeyei de halledelim diyor. mustafa denizli merak etme ben halledicem sen aileni al tatile git diyor. tatilden dönüyor ortada sözleşme filan yok. dönemin başkanı alp yalman ile mustafa denizli prekiyi ufaktan soğutmaya çalışıyolar. almanyaya kampa gidiliyor ve hazırlık maçlarında preki döktürüyor. sözleşme diyor herkes 3 maymunu oynuyor. preki mustafa denizliye soruyor, o topu alp yalmana atıyor. en sonunda rapid wien ile eşleşiyor cimbom. bi önceki maç preki maça çıkmayı reddediyor. benle bu kadar oynanamaz diyor. kendisine galatasarayda ilk defa 15 numara veriliyor. sonraki hafta mustafa denizli sen yedeksin diyor. ertesi hafta malatyaspor ile oynanırken maç 1-0 ama kör topal öndeyiz. mustafa denizli prekaziyi oyuna almak istiyor yardımcılarını gönderiyor ama prekazi hoca kendi gelip söyleyecek diyor. denizli göz ucuyla bile bakamıyor prekiye. en sonunda cesaretini toplayıp hadi ısın diyor, yoook diyor preki. tribünlerden alkış tezahürat prekiye. sonra oyuna giriyor 2 gol atıyor ve maç 5-1 bitiyor. daha sonra mustafa denizlinin odasına gidiyor kapıyı çalıyor denizli boylu boyunca yatıyor ve istifini bozmuyor. orta parmağını gösteriyor. preki de kızıp bi daha böyle hareket edersen o parmağını kırarım diyor. odadan çıkıyor. böyle böyle uzun olaylar. hıncal uluç bi yazı yazıyor yok preki havaalanında gece 2.30 da hostesleri alp dışarı çıkıyor yok preki alem yapıyor filan diye. preki de alp yalmana gidip 3ünüzü karşımda istiyorum sahtekarlar diye bağırıyor. ahmet akcana da "o keçi sakallıyı öldürürüm diyor". ahmet akcan karakter olarak da süper biridir diye ekliyor.

    erman toroğlu
    "bi eskişehir maçında beni durduk yere attı. tartıştık ettik. bi gün tsyd kupasındayız beşiktaş ile oynuyoruz. korner kullanıcam ayı arif yanımda. bjkli futbolcu 9 metre açılmamış ben de yan hakeme itiraz ederken erman koşa koşa gelip kırmızı kart gösterdi. neymiş, yugoslavca küfür ediyormuşum. çıkmadım staddan. 15 dakika kaldım. ya maç iptal olacak ya da çıkmıcam dedim. 15 dakika sonra beni zorla çıkarttılar" diyor. bi gün hakemlerle toplanmış konuşuyolarmışşansal büyüka filan da var. "ben bu odada şerefsizlerle kalmam" demiş. şansal sormuş "bu mustafa denizliyle aranda ne geçti" diye. "o şerefsiz beni 2 kere neden attı önce onu söylesin, sahtekar herif" diye bağırmış.

    fenerbahçe
    "her takımı severim, bjk ile kavga etmeyi rüyamda göremem, trabzonluları sevgiyle kucaklarım ama fenerbahçelilerle hiç bişey yapamam sevmiyorum onları çirkin insanlar"

    fatih terim
    "4 yıl üst üste şampiyon olurken görmezlikten gelirdi. bi gün üstüme atladı, napıyosun filan dedim, müfit sarıldı, müfit kardeşim adam gibi adamdır, bi de bület var bülent ünder, pafta çalışırdı bizden sigara isterdi o bile selamsız geçer olmuş. terim çok egolu, arkasında da mafya desteği var. iyi teknik adam ülkenin en iyisi ama egolu."

    14 yıl sonra gelen şampiyonluk
    maça ya kahraman olucaz ya da orada ölecez diye çıktık. frikikten çaaaat diye çaktım. sonra bi gol daha. son 25 dakikada bi gol yedik. elimiz ayağımız titredi ama şampiyon olduk. gerisi çok çok başka, rüya gibi.

    selçuk inan
    iyi ama hala yeterli değil. istikrar yok pek.

    tv yorumculuğu
    beni türkiyede konuşturtmazlar. doğruyu söyleyince zorlarına gider. ben de laf yemeye gelemem.

    daha bir çok bir çok konu var. özelden sorusu olan varsa sorsun renktaşlar. vallahi yoruldum.*

    edit: galatasarayimizin zarar gormemesi icin en can alici cumleyi ve hadiseyi kaldirdi
  • 440
    10 eylül 2013 tarihinde, belgrad'ta buluşmuştuk kendisi ile.. cagaman caga da daha önce sıcağı sıcağına bazı bölümerini yazmıştı görüşmemizin..
    ben de bir kaç görsel ve ekleme ile sizleri o güne götürmek istedim..

    kardeşim caga'nın da gösterdiği gibi, her şey bu fotoğraf ile başladı;

    http://imagizer.imageshack.us/...x600q90/838/6ggh.jpg

    ------------------------------------------------------------------------------------

    randevumuz saat 15:00'te "music star" adlı pubta idi.. o saatte oradaydık, ancak prekazi gecikmişti.. arayan gözlerle çevreyi izlerken, yanımızdaki galatasaray forma ve atkılarını gören bir grup sırp genç, prekazi'ye mesajla haber vermişler.. "burada türkiye'den bekleyenler var" şeklinde..

    bu arada bir ayrıntı paylaşayım.. arkadaşları o'na preki diyorlar..

    tabi bizim olan bitenden haberimiz yok, heyecanlı şekilde etrafı izlemeye devam ediyoruz.. o sırada, mevzu bahis gruptan biri, bize dönüp prekazi ile yaptığı telefon görüşmesinin mesajlarını gösterdi.. prekazi bizi saat 17:00'de ofk belgrad tesislerinde bekliyordu.. ertelemenin sebebi ise, o sırada prekazi'nin yıllardır en yakın arkadaşı olan dostunun cenaze töreninin olmasıydı..

    bu sırada, prekazi'ye daha kolay ulaşabilmek adına bu arkadaşlardan cep telefonu numarasını aldık.. tesislere ulaşımı da öğrendikten sonra yola koyulduk..

    ------------------------------------------------------------------------------------

    ofk belgrad'ın a takımının karşılaşmalarını oynadığı stad şurasıdır;

    http://imagizer.imageshack.us/...x600q90/690/dz09.jpg

    tesislerin giriş bölümü ve antrenman sahaları;

    http://imagizer.imageshack.us/...03x677q90/30/jt6.JPG

    http://imagizer.imageshack.us/...img109/6848/xnbr.jpg

    ------------------------------------------------------------------------------------

    zaman geçti ve prekazi tesislere geldi..

    burada bir not düşeyim.. ben ki ne denetlemeler, ne olağanüstü olaylarla karşılaşan biri olarak çok fazla heyecan yapmam.. beni doğru düzgün heyecanlandırabilen tek şey anıtkabir ziyaretlerim ve galatasaray maçlarıdır..

    ama prekazinin elini sıkarken elim titriyordu, sesim heyecandan ilginç ilginç çıkıyordu..

    bizi çok sıcak karşıladı.. denizli'den geldiğimizi duyunca, denizlili bir başka ziyaretçisinin daha olduğunu anlattı.. ayak üstü sohbetin ardından, cafede bir masaya oturduk..

    "ne içersiniz" dedi efsane..
    "siz ne içeceksiniz?" diye sorduk..
    "beni boşverin" dedi, garson kızı gösterdi, "o biliyor" dedi.. (kahveye benzer bir içecek ve kola)
    biz "bira" dedik, o zaman şunu için dedi;

    http://1.bp.blogspot.com/...s320/Staropramen.jpg

    tavsiyesi üzerine siparişler verildi ve sohbete geçildi..

    ------------------------------------------------------------------------------------

    anlattı kaptan, biz sustuk ve dinledik;

    http://imagizer.imageshack.us/...x677q90/716/8wxv.jpg

    daha önce caga'nın anlattıklarının üzerinden geçmeyeceğim elbet, ancak bende iz bırakan sözleri;

    - beşiktaşı severim, trabzonsporluları da severim; ama fenerbahçe'den nefret ederim..
    - fatih terim'in milli takım hocalığına yorum yapmam, o o'nun bileceği iş..
    - fatih hoca çok egolu; ancak çok iyi teknik direktör..
    - adnan polat'a mükemmel topçular önerdim karşılık beklemeden.. ama o beni menajer yerine koydu.. ben sevmiyorum öyle.. zaten bir daha yollamayacağım, kıymet bilmiyorlar..
    - derbilerde ben ve simoviç gibi yabancılar 1 hafta önceden konsantre olmaya başlardık, ama çoğu yerli oyuncu mental olarak hazır olmazlardı.. onlar sadece aldıkları paraya bakarlardı..
    - uğur tütüneker çok karakterli adam..
    - mustafa denizli televizyonlarda göründüğü gibi değil.. bana kadro kurma konusunda bile yardımcılık teklif etti.. sonra beni param konusunda oyalayarak dediklerini yapmadı, hatta alp yalman başkana bile farklı konuştu..
    - beni medyada küçük düşürmek için hıncal uluç'a yalan haber yazdırdılar.. kızları mercedes arabama atarken görülmüşüm, falan filan.. halbuki ben eşimi 1 kere bile aldatmadım.. çünkü benim için babam, futbol ve eşim var.. ama o gün eşimden çok büyük fırça yedim.. *
    - bir maçta erman beni çok yanlış bir kararla dışarı attı.. allahtan 1-0 kazanmıştık maçı.. ama taraftarlar maç bittikten 3 saat sonraya kadar stadtan gitmediler.. sırf erman'ı dövmek için.. o sıralarda da ben yönetim ve teknik direktörle sorunluydum.. fenerbahçe benimle ilgileniyordu.. eve geldim maçtan sonra, eşim hüngür hüngür ağlıyordu.. "sakın fenerbahçe'ye gitme, isterlerse seni bedavaya oynatsınlar burda" dedi..
    - fenerbahçe ve beşiktaş'ın cezalarını türkiye çekiyor..
    - zamanında hakemler büyük takımları çok bariz kollardı.. ama bu sadece bize değil, onlara da yapılırdı.. mesela beşiktaş, temas yokken bile penaltı alırdı.. fenerbahçe'yi zaten biliyorsunuz.. türkiye'de bu işler çok karışık..

    tüm bu konuşmalar neredeyse 1 saat sürdü.. o sırada forma ve atkılara imzalar alındı.. benim ve kardeşimin atkılarında prekazi izleri;

    http://imagizer.imageshack.us/...0x600q90/19/e2qb.jpg

    http://imagizer.imageshack.us/...00x600q90/9/jxyg.jpg

    ------------------------------------------------------------------------------------

    ardından antremana geçildi, efsanemiz çocukları çalıştırıyordu;

    http://imagizer.imageshack.us/...0x600q90/22/1o3m.jpg

    https://imagizer.imageshack.us/...x600q90/841/t8s1.jpg

    ------------------------------------------------------------------------------------

    gece tekrar buluşmak için oradan ayrıldık..
    tekrar buluştuğumuzda ise, yine bir sürü anı paylaşacaktı bizlerle..

    mesela üsküp'teki türkiye milli takımı maçına, vefat eden arkadaşı ile arabayla gittiğini anlattı.. raşit çetiner'in, yıllarca birlikte oynadığı adamın sdece elini sıkmakla yetindiğini söyledi.. ardından bülent'in, hasan şaş'ın, nihat kahveci'nin ne ve diğer oyuncuların ona nasıl yakın davrandığını, arkadaşına forma hediye edildiğini söyledi.. federasyon başkanı ve diğer yöneticilerin kendisini ve arkadaşını el üstünde tuttuklarından bahsetti..
    hatta bu ilgi karşısında, maçtan sonra belgrad'a dönene kadar heyecandan ve mutluluktan ağlamış prekazi'nin arkadaşı..

    ayrıca nihat kahveci'yi de çok beğenirmiş.. yeteneğinden dem vurdu..

    ------------------------------------------------------------------------------------

    yine bir çok şey anlattı.. sanırım en önemlilerinden bahsettim.. ancak beni başka türlü duygulandıran bir konu geçti..

    "kaptan" dedim, "gezi parkı protestolarına ne dersin?"

    "oraya gelmeyi çok istedim, ama türkiye güvenli değil.. beni kesin vururlardı" dedi..

    hatta ekledi;

    "önünde atatürk fotoğrafı, arkasında türk bayrağı olan halit ergenç'le (dizideki süleyman diyor, biz ismini doğruluyoruz) yan yana yürürdüm en önde" dedi..

    bu memleketteki bir çok insandan daha türk bu adam, daha bir başka..
    atatürk diyor adam..

    neyse, siyasi meselelere girmeyelim değil mi?!

    ------------------------------------------------------------------------------------

    gecenin sonunda karşılıklı vedalaşılıyor, türkiye'ye geldiğinde misafirimiz olma konusunda söz alınıyor..
    üstüne bir de bize yol tarifi veriyor;

    http://imagizer.imageshack.us/...0x600q90/21/w686.jpg

    ve son fotoğraf, gecemiz böyle bitiyor;

    http://imagizer.imageshack.us/...0x600q90/51/zgah.jpg

    ------------------------------------------------------------------------------------

    ben böyle bir günü nasıl unutayım sözlük.. şimdi bizi daha çok ne heyecanlandırır?
    sonraki istikamet mi?

    (bkz: george hagi)

    ------------------------------------------------------------------------------------
    not 1: elimde küçük küçük videolar da var, ancak düzenlenmeleri gerektiği için şimdilik paylaşamıyorum.. daha sonra sözlük kamuoyu ile paylaşılacaktır..
    not 2: şu linkten, prekazi'nin 21 programında yayınlanan gollerini de izleyebilirsiniz; http://www.dailymotion.com/...ami-tum-goller_sport

    edit: linkler düzeltildi.
  • 443
    çocukluğumun efsanesi olan büyük futbolcu.

    1985-1986 sezonu hazırlık dönemiydi. galatasaray 13 yıldır şampiyon olamıyordu. bir yıl önce çok iyi bir kadro kurulmasına rağmen takım oturmadığı için sezon hayal kırıklığıyla bitmişti. bu yüzden taraftar daha iyi futbolcularla kadronun güçlendirilmesini istiyordu. o zaman iyi ve etkili bir golcü olduğu konuşulan edin bahtiç adında yugoslav bir oyuncu spor sayfalarını süslüyordu. ben de tabii 16-17 yaşlarımda idim ve adı geçen futbolcunun bir an önce alınması için sabırsızlanıyordum. bahtiç transferi zaman geçtikçe yılan hikayesine döndü ve sonunda bu oyuncudan vazgeçtik. o aralar galatasaray'ın izmir'de altay ile bir hazırlık maçı vardı. maçı galatasaray kazamıştı ve ertesi gün izmirli ve altaylı olan bir akrabayla bu maç hakkında konuşuyorduk. ben konuyu bahtiç'e getirdim. altaylı akraba da bir gün önceki maça gitmiş ve bana dediği şey şuydu:

    "o bahsettiğin futbolcuyu bilmem ama prekazi diye bir oyuncuyu dün denemek için oynattınız bu adam felaket bir oyuncu neydi kardeşim o teknik, şutlar, yaptığı hareketler vs." gerçekten de o hazırlık maçından sonra bahtiç derken prekazi'yi almıştık. prekazi'yi izlemeye başlayınca zaten ona hayran olmayan cimbomlu kalmamıştı.

    kısaca prekazi çok büyük bir futbolcuydu. bizim çok şey bilen basın zaman içinde prekazi'yi koşmuyor, pres yapmıyor diye eleştirmeye başlamıştı. prekazi de o zaman şimdi hala başkalarının bile kullandığı meşhur cevabını vermişti: "o kadar koşsam, real madrid'de oynardım."
  • 446
    altyapının başına gelirse erdoğan bayraktar'ın kendisi içeri atılmış gibi beni mutlu edecektir.

    lakin...

    jan derks geldiğinde de aynı sevinci yaşamıştık. elde kocaman bir sıfırdan başka bir şey yok. bu tür hamleler yapılacaksa yüzeysel olarak yapılmamalı, ujfa reyiz'e, cevad abi'ye doğru düzgün yetkiler verilmeli. ancak böyle adam olur takım. şimdilik atılan adımlar çok doğru. ama bu adamların görev tanımlarının altı ne kadar dolu olacak, önemli olan o.
App Store'dan indirin Google Play'den alın