287
bu maçta alınacak olası net skorlu bir galibiyet ile hem kasımpaşa maçında* alınan yenilgiden doğan moral bozukluğunu telafi edecek hem de rakiplerimize mesaj verecektik. sezon başında yaşadığı kadro revizyonu sebebi ile diğer anadolu takımlarından farksız bir noktaya gelen beşiktaş'ın ve beşiktaş taraftarının, ciddi ciddi içinde taşıdığı şampiyonluk umutlarını söndürmemiz de cabası olacaktı. o yüzden iyi futbol ve net skorlu galibiyet bekliyorduk. fakat maç saati yaklaştıkça rencide isteğimiz, yavaş yavaş 1-0 olsun bizim olsuna doğru evrilmişti. bu duygu karmaşası içinde tribündeki - tv karşısındaki yerlerimizi almıştık.
ilk 11'imizi öğrendiğimde burak'ın olmamasına şaşırmadım, çünkü kasımpaşa maçında yokları oynamıştı. buna ilave olarak, her ne kadar attığı goller ile bu zamana kadar takımımızın kilit oyuncusu olmuş olsa da bizim oyunumuzu maalesef baltalayan bir oyuncu burak. sebebi hücumu başlattığımız anda burak'ın da rakip savunma arkasına koşular yapması. bu da kendisine uzun toplar atmamıza ve ileride çoğalamamamıza sebebiyet veriyor. burak'a bu yüzden kızamaz, onu bu yüzden eleştiremeyiz. sezon başında kendisinin alınması, galatasaray'ın istediği oyuncuyu alacağı konusunda bir mesaj vermek ve yabancı sınırı sebebi ile zaruriydi. burak'ın yapması gereken de oyununu bu şekilde değiştirmek ve geliştirmek fakat maalesef mümkün olmuyor. bugün ileride burak olmadığından hücuma uzun toplarla çıkma tercihimizi kullanmadık; bu da ileride daha çok çoğalmamızı ve daha net pozisyonlar bulmamızı sağladı. gollerin bu sezon alışık olmadığımız üzere orta saha ve savunma oyuncularından gelmesi de tamamen burak'ın tercih edilmemesi ile alakalı. bu maç nezdinde genel olarak söylemek istediğim, burak'ın schalke eşleşmesinde atacağı gollerle yine adından söz ettirmesini ve sezon sonunda 10 milyon euro civarı bir para karşılığında avrupa'ya transfer olmasını diliyorum.
son yılların en büyük hakem faciası da bu maçta yaşandı sanırım: maçın başından sonuna kadar hakemin çaldığı her düdük, verdiği her karar çok açık olarak beşiktaş lehineydi. her ikili mücadelede kasti olarak sert giren beşiktaşlı oyunculara, maçtaki ilk sarı kart 73. dakikada çıktı. bunun dışında birçok pozisyonda top beşiktaşlı oyunculardan taca çıkarken, hakem tacı yine beşiktaş'a verdi. melo'nun haksız yere kırmızı kart görmesi ile sonuçlanan pozisyonda ise ne melo'ya önce sert giren, sonrasında sözlü tacizde bulunan necip'e, ne melo'nun yanına gelerek olayların fitilini ateşleyen oğuzhan'a, ne de olay yerine koşarak gelerek riera'yı itip kakan ibrahim toraman'a kart çıkmaması, hakem tolga özkalfa'nın maç öncesi kimlerden, nasıl emirler aldığının en büyük kanıtları olsa gerek.
http://www.youtube.com/watch?v=M1nG8Eqzro8
ilk 11'imizi öğrendiğimde burak'ın olmamasına şaşırmadım, çünkü kasımpaşa maçında yokları oynamıştı. buna ilave olarak, her ne kadar attığı goller ile bu zamana kadar takımımızın kilit oyuncusu olmuş olsa da bizim oyunumuzu maalesef baltalayan bir oyuncu burak. sebebi hücumu başlattığımız anda burak'ın da rakip savunma arkasına koşular yapması. bu da kendisine uzun toplar atmamıza ve ileride çoğalamamamıza sebebiyet veriyor. burak'a bu yüzden kızamaz, onu bu yüzden eleştiremeyiz. sezon başında kendisinin alınması, galatasaray'ın istediği oyuncuyu alacağı konusunda bir mesaj vermek ve yabancı sınırı sebebi ile zaruriydi. burak'ın yapması gereken de oyununu bu şekilde değiştirmek ve geliştirmek fakat maalesef mümkün olmuyor. bugün ileride burak olmadığından hücuma uzun toplarla çıkma tercihimizi kullanmadık; bu da ileride daha çok çoğalmamızı ve daha net pozisyonlar bulmamızı sağladı. gollerin bu sezon alışık olmadığımız üzere orta saha ve savunma oyuncularından gelmesi de tamamen burak'ın tercih edilmemesi ile alakalı. bu maç nezdinde genel olarak söylemek istediğim, burak'ın schalke eşleşmesinde atacağı gollerle yine adından söz ettirmesini ve sezon sonunda 10 milyon euro civarı bir para karşılığında avrupa'ya transfer olmasını diliyorum.
son yılların en büyük hakem faciası da bu maçta yaşandı sanırım: maçın başından sonuna kadar hakemin çaldığı her düdük, verdiği her karar çok açık olarak beşiktaş lehineydi. her ikili mücadelede kasti olarak sert giren beşiktaşlı oyunculara, maçtaki ilk sarı kart 73. dakikada çıktı. bunun dışında birçok pozisyonda top beşiktaşlı oyunculardan taca çıkarken, hakem tacı yine beşiktaş'a verdi. melo'nun haksız yere kırmızı kart görmesi ile sonuçlanan pozisyonda ise ne melo'ya önce sert giren, sonrasında sözlü tacizde bulunan necip'e, ne melo'nun yanına gelerek olayların fitilini ateşleyen oğuzhan'a, ne de olay yerine koşarak gelerek riera'yı itip kakan ibrahim toraman'a kart çıkmaması, hakem tolga özkalfa'nın maç öncesi kimlerden, nasıl emirler aldığının en büyük kanıtları olsa gerek.
http://www.youtube.com/watch?v=M1nG8Eqzro8